acımasızdır. ne olduğunu anlayamadan kalakalmışsındır ortada. etrafına bakınırsın belki birileri gelir ve çekip çıkartır seni bu bataklıktan diye ama bakınmakla kalırsın sadece.
derbeder halde devam etmeye çalışırsın yoluna çıkmaz sokaklardan kurtulmak için. sonra alışırsın yavaş yavaş bu duruma, koymamaya başlar. düşünmezsin de belki artık.
ne acıdır halbuki bu.
türk halkınca pek sevilen bir yiyecektir. zira film izlerken ya da film gibi gerçekleşen mahalle kavgalarını izlerken pek sık kullanılır. merak unsuru arttıkça çekirdek çitlemenin de hızının artması ayrı bir enteresan konudur. motora bağlamış şekilde çitleyen insancanlarda vardır.
bir oyun bu kadar mı karizmatik olur dedirten türkiye'de pek seyircisi olmayan öğrenmeye çalışan ya da oynayan kişilere bir farklı bakılmasına sebebiyet veren maç süresinin belli olmadığı türkiye'de ne yazık ki hülya avşar ile özdeşleşmiş güzide spor dalı.
nazım hikmet'in 'ben içeri düştüğümden beri' şiirinde en güzel özetlediği, insanın (insan olarak sonlandırmak istiyorsa eğer) ne kadar süreceğiyle değil, nasıl sürdüğüne kafayı yorması gereken doğumla ölüm arasında kalan zamandır.
etrafımdaki erkeklerin yüzde sekseni kova olmuştur çünkü bu kova erkekleri zekidir efendim ve zeki adamlar aptal kadınlara tahammül edemedikleri için her seferinde etrafımda olurlar.
bu tip ilanlar genelde satılık araba ilanları kısmında yer almaktadır. trafikte bayanların araba kullanmasına laf atan insanlar bu tarz bir satılık ilanına balıklama atlamaktadır. madem bayanlar kötü kullanıyorlar, kaza yaparlar, dikkatsizler neden bu ilanlar rağbet görür anlamış değilim.
albert camus'ya göre önemli olan tek felsefi sorundur. hayatın yaşanmaya değip değmeyeceği sorusu tüm sorulardan önce gelmelidir. ve en önemli soruya cevabı bulursak gerisi zaten kendiliğinden gelecektir. ona göre, intihar etmek, "hayatın saçmalığına, hiçbir şeyin insan mantığına uymadığı" gerçeğinin önünde "uğraşmaya değmez" demektir.
fakat yine de camus intiharı onaylamaz. intihar, hayatın saçmalığını azaltmaz, ayrıca intihar ettikten sonra daha saçma bir hayatla karşılaşmayacağımız da belirsizdir. öyleyse yapılması gereken şey, bize verilen neyse kabul etmek ve yaşamın saçmalığını azaltamayacağımızı bilerek (yani hiçbir zaman umut etmeden) bu usa aykırılığa karşı savaşmaktır. onun başkaldırısı, yenileceğini bile bile savaşmakta gizlidir.
belli bir seviyesine kadar ilişkinin sempatik gelebilen erkektir. oysa her tahammülün bir sınırı vardır, ileriki günlerde isyan sebebidir. meyvesini içine atan ağaçlar tokken gizemlidir fakat açken taşlanır azizim.
giyilen kıyafeti tamamlayan, doğru kullanıldığında estetik kazandıran veya yanlış kullanıldığı zaman kötü duran kolye, küpe, bileklik, şapka, fular gibi nesnelere denir.
sonra bi teyze tutar elinden götürür karakola. polis amcalar başlar soru sormaya; -adın ne -kaç yaşındasın -buralı mısın sonra bi telaş içinde merdivenlerden anne, baba, anneanne, dede dörtlüsüyle çekirdek aile gelir. haydi orada da başlar sorgu sual. anlarlar ki, pazarda mızıka çalan çocuğu takip etmiştir küçük kız.
her ne kadar şimdi eleştirsek de yaşlanınca bizim de kullanacağımızı düşündüğüm söz öbeği. muhtemelen yeni jenerasyona ayak uyduramayıp geçmişi özleyeceğiz.
insana, kokusuna ve tadına kendini kaptırıp nerede olduğunu umursamadan, "ağız burun çikolata olmuş ne gam, şu pakete dökülenleri de elimle alıp yiyeceğim" dedirten kışkırtıcı lezzet.
yeni bir başlangıç zordur; geçmiş çekiştirir durur, rahat vermez. yine de bir umuttur, insanın zor zamanlarda dört elle sarıldığı can simididir. en derin üzüntülerden de doğar, bir anlık sıkkınlıktan da.
tekniğine uygun yapıldığında gerçekten çok güzel bir sıcak içecektir. bakır veya yoksa çelik cezvede yapılması önerilir, şimdilerde moda olan elektrikli cezvelerde yapıldığında, suyun tadı ani kaynama nedeniyle bozulmaktadır.
şimdi size 2 kişilik ideal türk kahvesi tarifi (az şekerli, benim kahvem): cezveye 4 çay kaşığı toz kahve, tam dolu 1 çay kaşığı toz şeker ve içerken kullanacağınız fincanla 2 fincan soğuk su konulur.
cezve ateşe konmadan önce bu karışım kaşıkla güzelce karıştırılır ve homojen hale getirilir.
orta ateşe konulan cezve önce hiç karıştırılmaz, kaynamaya başlayıp köpük oluşurken birkaç tur karıştırılır ve ateş kısılır.
ağır ateşte iyice kaynayan ve üstü silme köpük bağlayan kahveden her iki fincana eşit şekilde köpük paylaştırılır, sonra cezve tekrar ateşe konur ve köpüksüz halde iyice kaynatılır, kalan kahve azar azar partiler halinde iki fincana doldurulur. kahvenin köpüğünü fincanlara eşit olarak dağıtmak, fincanları tam doldurmak ve kenarına dökmeden servis yapmak özel bir dikkat ister. afiyet olsun.
kendisi eşek gibi çalışmaktan sabahlamışsa ve kağıdına bakmak isteyen arkadaşı da çalışmak yerine tv, müzik, kafe, arkadaşlar vs gibi daha cazip(?) alanlara yönelmişse, gayet normal ve insani sınırlar içerisinde bir davranıştır.
1943 new york doğumlu. anne ve babası ressamdı sanırım. annesi fransız, alman ve dutch; babası da yarı irish, yarı italyan asıllı. tribeca isimli bi prodüksiyon şirketi var. martin scorsese ile ayni mahallenin çocuğu. genellikle şiddete eğilimli ya da borderline halindeki karakterlerle hatırlanıyor. şöyle de bir alıntı yapmış olalım: "the talent is in the choices."
çok sıkıcı bir şey. insan bir başkasının görünüşüyle ilgili olumlu bir yorum yapıldığında veya kendisinin fiziksel durumunu eleştiren şeyler ima edildiğinde morali bozuluyor. başka şeylerde kendinden daha emin olabildiği için biri zekasını veya yaptığı işi eleştirdiğinde duymayacağı şüpheyi duyuyor güzelliğiyle ilgili. durduk yere insan sinir hastası olabiliyor.
çünkü kişinin veya başkalarının güzelliklerini sabit tutsak bile, bugün onu güzel bulan birinin yarın beğenileri değişebilir ve eskiden daha az beğendiğini daha çok beğenebilir. en azından böyle düşünceler güzelliğiyle ön plana çıkan insanın moralini bozuyor. ayrıca kendisini beğenen insanların benzer tipte veya bir şekilde güzel olan insanlara da kolayca ilgisinin kayacağını düşünüyor insan. hiç özel hissetmiyor.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.