8 ocak 2023 fenerbahçe galatasaray maçı

aranızda ağlayanlar görüyorum.

galatasarayın fenerbaheçe'nin içinden geçtiği mal oldu. kadıköy de şimdi polis araçlarını yakmaya başlarlar.

fenerbahçe'nin kötü oynayarak kaybettiği bir maç oldu. uzun yıllardır, bu kadar pas hatası yapılan çok az maç hatırlıyorum. galatasaray'ı doğru, akıllı ve diri oyunundan dolayı tebrik ediyorum, hakettikleri bir galibiyet oldu.

ırfan'ın yaptığı takıma ihanet etmekten başka hiçbir şey değil, yazıklar olsun.

takım kötüydü fakat, batshuay'i ile rossi çok daha kötüydü, özelikle rossi.

daha önce yazmistim, bu stadın akustik sorunu var, resmen deplasmanda gibi oynadık maçı, taraftar yoktu. bu stadın akustik sorunu cozulmelidir.

ortada kaybedilen sadece bur maç, şampiyon olmak için galatasaray'ı kadıköy'de yenmek zorunda değiliz. bu takıntıyı bırakalım, takıma zarar veriyor bu anlayış. koca bir ikinci yarı var, bu lig daha çok su kaldırır.

genç, diri, ligin en iyi top oynayan takımıyız, futbol böyle bir şey, her maç iyi oynayacaksınız diye bir şey yok. kaldı ki bugün çok kötü oynadık.

hakemler için kırmızı kartı, sarı da olabilirdi. lakin kimse neden kırmızı verdin diyemez. ikinci golden emin değilim. bir de, sadece ikinci gol için 3 dakika oyun durdu, neredeyse her maça 11 dakika eklenirken bu maça az verildi.

takıma sırtınızı dönmeyin, dediğim gibi kaybedilen sadece bir maç.

okan buruk'u da ayrıca tebrik ederim, fenerbahce'yi iyi çalışmış.

siz istediğiniz kadar ötün durun.
15 dakikada travma yaşatır.

yalnız bu gsliler kadar itici bir şekilde sevinen bi güruh yok ya. bak bak başlıklara bak "kurabiye ye fener" hahaha insanda biraz asalet olur, vakur bir duruş olur. gerçi azılı terörist abdullah öcalan'ın tuttuğu takımın taraftarlarından ne bekliyorsam ben de işte. laf olsun torba dolsun benimki de

bu galibiyetle 4 şişe 100 lük rakı,1 öğle yemeği ve bir kumkapı meyhane'sin de felekten bir gece kazandım. teşekkürler fenerbahçe...

şu rezil futbolla şu rezil takıma yenildik, allah belanızı versin. fener şampiyon olana kadar bir daha tanım manım yok a**.

totem motem yok, bu takım şampiyon olamaz, o yüzden bu tanım yazmama işine de son veriyorum, gereği yok.

89. dakikadan sonra izlemeyi bıraktığım, fazlasına sinirlerimin müsaade etmediği derbi. iyi ki de bırakmışım ya neyse.
üzüldüm vallahi ne diyeyim.
şey diyeyim..
bizi sinirden öldürsen, yiyecek tırnak bıraktırmasan, saçımızı başımızı yoldursan da seni seviyoruz fenerbahçem. bu akşam üzüldük ama güleceğimiz günler uzak değil.
bu arada, insan gibi sevincini yaşayan tüm galatasaraylıları da tebrik ediyorum, kutlu olsun galibiyetleri.

kağnı gibi henrique'yle üçlü savunma oynayamazsın. üçlü savunmayı stoperleri atletik ve hızlı olan takımlar oynar, senin en hızlı stoperin serdar aziz o da sakatlığa meyilli. zaten ileri ucu hızlı ve atletik olan her takım fener'in defansını madara etti bugün de kerem, barış alper ve rashica savunmanın bu zaafını iyi değerlendirdi. umarım jesus'a ders olur bu maç ve artık keçi inadından vazgeçip dörtlüye döner ardından arda ve zajc'ı değerlendirmeye başlar yoksa bu sezon da boşa gitmiş olur

fenerbahçe'nin teknik adamıyla gelen bir oyun sistemi var. bu sistemde ilerde boğucu pres yapıp rakibi uzun vurmaya itiyorlar. zaten sezon başı yerden yere vurulmasına rağmen bazı stoperlerine sahip çıkmasının nedeni de bu stoperlerin hava toplarında çok dominant olması.

savunmadan ayağa iyi çıkabilen ve iyi uzun top yapan takımlara karşı bu sistemin aksamaması da mümkün değil çünkü bahsettiğim şeyler tam olarak bu sistemin anti sistemleri. mesela 3-3 biten rennes maçında rennes santraforunun hava toplarıyla servis ettiği pozisyonlardan 2 gol yedi fenerbahçe. uzun lafın kısası olay sadece günlük, anlık performanslar değil taktiksel olarak da böyle bir sonuca müsait bir maçtı.

hakem diye ağlayacak bir şey bulamayınca apoyla aynı takımı tutmak moduna girmişler. sanki bir takım tutulurken kulüp her taraftarını tek tek analiz edip onaylayarak falan alıyor. bu ülkede darbe yapan komutanlar fenerliydi bakalım şimdi. ha bir de atatürk'e suikast girişimi yüzünden asılan bir herif vardı fenerbahçe başkanlığı yapan. şimdi bunu fener'e mi mal edelim sizin gibi. ne garip adamlarsınız aleminyum.
uçan kaçan takımınız ve dahi dedeniz derbilerde bırak galibiyeti gol bile atamamış, hatta maçlarda doğru düzgün gol pozisyonuna bile girememiş bunlara bakmayıp sacmasapan şeyler yazmak nasıl bir ağlama modu.
son olarak (bkz: havaya girdin mi galatasaray çakar sana)

utanç verici bir maçtı gerçekten. yani ilk yarıda oynanan futbolun faturası tamamen jorge jesus'a kesilir maalesef.
senenin en önemli maçında taktik savaşını kaybediyorsan hocam şapkanı önüne koy ve düşün derim. seni çok seviyoruz, sana çok güveniyoruz fakat dünya kupası boyunca 1 ayda bir tane galatasaray maçı izlemedin mi hocam ya...

dün akşam maçtaydım gerçekten taraftara yazık oluyor böyle akşamlarda. fenerbahçemizin canı sağolsun.

cok iyi caktik ya.

ezik kanarya nın hakem dahil 12 kişilik kadroyla çıktığı maçta, cincon attığı 5 golün anca 3 tanesini kayıt ettirebildi, kanaryaya yuvasında bastılar.
not ; gaaastamonu sıpor. aççıh maafı, goyu maafı yetdin gaaarı.

soylemeden gecemeyecegim galatasaray ne koydu lan oyle.

rtük neden devreye girmedi ben anlamadim. canli yayindasari kirmizili takim sari lacivertli takimin ırzına gecti ve tek bir ses yok rtükten. cok kotu devirde yasiyoruz her sey alenilesti artik.

burada yazdıklarımdan muhtemelen herkes ne kadar iyi bir fenerbahçeli olduğumu bilir.
ve kendime göre gerçekten de objektif yorum yaptığımı sanıyorum, istisnaları da olmuştur muhtemelen.

tanım: galatasaray nam ezeli rakibimizin elini kolunu sallaya sallaya en az 6-7 net pozisyona girip, bizi anasının ak sütü gibi helal bir galibiyetle alaşağı ettiği derbi maçıdır.yiğidi öldürelim ama hakkını da teslim edelim önce.
(bkz: yiğidi öldür hakkını yeme)
skor; 0-3 ve gayet net. en ufak bir hakem ağlaması, karar ağlaması ve bahane bulmadan çok net bir mağlubiyet bizim adımıza. hakem neredeyse tüm kararlarında doğru, küçük tefekleri saymıyorum onlar hep olur.
tek eleştireceğim nokta hakemlerde oluşan baskı yüzünden bir detaya dakikalarca bakmaları.
(6-7 dk. yendi orada, bu haliyle tempoyu da düşüren bir şey ve dezavantaj bir taraf için)
mesela gs'ın ikinci golünde ilk derin topun atıldığı yön kerem ve ofsayt yok, diğer yönde ise m.icardi aynı anda ofsayt.
(haliyle oyun devam ediyor doğru)
kerem topla buluşmaya çalışıyor ve önüne almak (veya düzeltmek için) için hamle yapıyor ve topa çok az da olsa dokunuyor, bu net belli görüntülerden. topa dokunduğu için artık durum yeni pozisyon oluyor ve o esnada ayağının altından kayıp giden top, temas ettiği anda ofsayt olmayan icardi'ye geliyor, icardi topu tekrar ofsayt olmayan kerem'e atıyor ve gol vuruşu.
(karar doğru)
ama kararı vermek için bu kadar beklemek yanlış. tek tekrar izledim ve oğluma şunu dedim, ilk atıldığı anda kerem topa dokunmadan icardi'ye gitseydi ofsayt olduğu için iptal olurdu ama kerem dokunduğu için artık icardi pozisyon gereği ofsayttan çıkmıştı ve gol geçerli.
bu kararı vermek var'da duran 3/4 hakem için neredeyse 6-7 dakika sürdü.
karar doğru ama çok daha hızlı alınmalıydı. oyunun temposu düşünce dezavantaj oluşuyor, kime olursa olsun.
belki 2 dk içinde karar verseler ve maç hemen başlasa fb 1 gol atıp uzatmalarla bir ivme kazanacak, belki 2. golü atacak!!
(ya da maçın ilk golü olmuş olsa bu gol, mesela beraberlik için daha uzatmalarla bir dünya vakit olacak ama sen o diğer takıma lazım olan vakit ve tempoyu 50 saniyelik bir kararı alırken 6-7 dk. bekletip bitiriyorsun!!)
yani ezcümle hakem yaklaşımları daha çabuk ve sonuç odaklı olmalı bu da hakemlerin kalitesini belirliyor.
(yoksa bana göre 2 gün oynansa özellikle ikinci yarı adına sabaha kadar gol atamazdık.)

şimdi gelelim maça;
-bir kere fenerbahçe bu sezon 3'lü oynadığı tüm büyük maçları sıkıntılı geçirdi ve rakiplere hep pozisyon verdi.
(hatta küçük maçlar da dahil ama orada attıklarımız gol oldu ve maçları kopardık.
(baş aktör valencia)
-galatasaray'ın bizi çalıştığı kadar biz onları çalışmamışız, bu net.
-ilk 15 dk'dan sonra çok iyi alan daralttılar ve valencia'nın yokluğunda merkez forvet oynamayı bilmeyen king ve batsu'yu sürekli kenarlara gitmeye zorladılar. orta göbekleri 1,5 kez hariç hiç zorlanmadı haliyle.
-okan hoca net santraforsuz oyun ile direkt 4-5-1 oynadı. benim en sevdiğim taktiktir, eğer doğru oynanırsa.
(mertens ile aslında 4-4-1-1 oldu)
-biz ise 3-4-3- ile adamların ekmeğine yağ sürdük. ortadaki 4'ün 2'si crespo ve arao, derin top yapma kapasitesi sınırlı adamlar bunlar, ondan dolayı da hiç işlemedi. göbekten neredeyse hiç atak yapamadık ve hep kenarlara zorlandık. çünkü ilerideki 3'lü rossi, king ve batsu merkez forvet oynamayı bilmeyen kenar forvetler,bu iş sadece enner valencia ile olurdu zaten.
-devreye çok fena oynamadan bir-iki pozisyon bulmuş ama 0-1 geride girildikten sonra yapılması gereken çok basitti.
-ikinci yarıya etkisiz batsu dışarı valencia içeri, rossi dışarı emre içeri ve (arao veya crespo dışarı) irfan içeri.
bu şekilde başlansa eminim çok daha verimli bir ilk 20 dakika olurdu ikinci yarı için.
yani direkt 3-5-2'ye değişiklik yapılmalıydı, madem 3'lüde ısrar ediyorsun, ki mağlupsun ve ısrar et ama saçma sapan değil. oradan bu maçı kazanman önemli değildi strateji gereği, yenilmemen daha önemliydi.
(psikoloji var işin içinde, şimdi allak bullak oldun)

daha uzun da yazmayacağım hatalar ders almak içindir, alırsan işe yarar almazsan gidersin.
irfancan için de şunu diyeyim, oyuncu olarak her zaman lazım bize, bu takoz takımda ince işleri yapacak 3 adam var biri de o,
ama rakibe attığı taban affedilmez, çok basit psikolojik harp mağlubiyetidir bu. kendisine uyarı şart.
yoksa kırmızıyı yediği zaman önemli değil, o maç oradan beraberliğe dönmezdi artık zaten.
kafayı hazır etmeli futbolcu, neyi nerede yapacağını da iyi bilmeli, amatör küme basitliği bunun adı başka bir şey değil.
burası fenerbahçe.
hoca da artık ya 4-1-4-1 ya da yeni bir 4-4-2 ile 3-5-2 de karar kılmalı, yoksa işi zor.

tek tek oyuncu eleştirmeyi sevmem, tüm takım kötüydü dersem doğru olur.
bu tip durumlar zincirleme sirayet eder. tek bir söz altay'a, daha önce de defalarca yazdım, çalışmalısın, çalışmalısın, çalışmalısın yoksa gidersin.
iyi dediğimiz bir kaleci o ikinci golü bir şekilde çıkarır ayaklarıyla ve maçı tutar. bu kadar net.
ikinci golü en azından ayaklarında çıkaratacaksın ve takımı ateşleyeceksin, yapamazsan mağlupsun kardeşim, tıpkı dün olduğu gibi.

işbu entry bu kadar.

aylardır heyecanla ve şevkle beklediğim ve maalesef ağır bir hüsranla karşılaştığım olaydır. galatasaray'a bu kadar kaliteli bir futbol izlettiği için teşekkür ediyorum. kerem ve yunus'un attığı çalımlara hayran olmamak elde değildi. ligde art arda elde ettiğimiz galibiyetler, zannediyorum zafer sarhoşluğuna sebebiyet verdi. zira dünya kupası öncesi giresun mağlubiyeti ve ara sonrasındaki trabzon mağlubiyetinin başka bir mantıklı açıklaması yok. futbol dinamik bir oyundur ve sürekli değişen parametrelere sahiptir. galatasaray gibi bir takıma karşı, henriqe ve serdar'a güvenip 3'lü defans oynamak kadar manasız bir şey olamaz. he kardeşim senin stoperin kım min jae'dir o zaman tartışırız. szalai bile performansının çok altındaydı. defansın kalitesizliğinin en büyük ispatı, maç boyunca king, valencia ve lincoln gibi hücum oyuncularının defansa destek atmasıdır. king ve ferdi haricinde göz doldurucu hiçbir performans göremedik. bir de sebebi hikmetini bir türlü çözemediğimiz rossi ısrarı da bizi mahveden detaylardan biri oldu. ligin nerdeyse ilk çeyreğine kadar, galatasaray takımından daha fazla gol kaydetmiş olan valencia'nın ikinci plana atılması ve her ne kadar saçma bir kart görse de irfan'ın ilk 11'de oynatılmaması da zafer için maça çıkılmadığının göstergeleridir. neyse, canınız sağolsun.