ahmet necdet sezer

türkiye cumhuriyeti'nin 10. cumhurbaşkanı.

afyon kocatepe üniversitesinin en büyük kampüsünün adı.

gelmiş geçmiş en çok kırmızı ışık ta duran cumhurbaşkanı. ha bir de havaya atılan anayasa kitapçığı var.

son cumhurbaşkanı.

büyük adamdı
kırmızı ışıkta bekleyecek
cumhurbaşkanı var mı diyenlerin araştırması gerektiği kişi
tek ve en büyük hatası ecevitle tartışmak oldu bence
belki o tartışma olmasa
bugün bazı kişiler ne siyasetçi
ne de başbakan olabilirdi
anayasa kitapçığını fırlatmasıyla
yabancı sermayenin tümü ülkemizden ayrıldı
sebep demokrasi olmayışıydı
demokrasi gelince
yabancı sermaye geldi
şimdi yabancı sermayeyi geri çağırmaya çalışıyoruz
demek ki demokrasi gitti.
hedef avrupa birliği
yine sev beni yine sarıl bana deliler gibi
pınar aylin'in efsane şarkısıdır.
yine kime kendimizi sevdirmemiz lazım

çankaya mesaisi bitince sırra kadem basan, halkın zor zamanında bir kez bile ortaya çıkıp umut, moral, cesaret vermeyen devlet memuru. bu halk seni çok sevmişti. sen sırtını döndün memur bey.

herkesin siyasetçi zannettiği ancak bir hukukçu olan eski cumhurbaşkanı. bebeler bilmez, görev süresinin dışında siyasetle bir işi/ilişkisi olmamıştır. suskunluğu da sanırım bu yüzden. tabi sırra kadem basıp hiç ortalarda görünmemesi ise garip. babuş bi çık cumhuriyete sahip çık, es gürle yahu. ama olsun kırmızı ışıkta duruyordu.

anayasa'nın 102. maddesinin son fıkrasında belirtilen "seçilen yeni cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan cumhurbaşkanının görevi devam eder." hükmü gereğince görev süresi bittiği halde 20 ağustos 2007 tarihine kadar cumhurbaşkanlığı makamında bulunmuş ve görevini ifa etmiş, türkiye cumhuriyeti 10. cumhurbaşkanıdır.

türkiye cumhuriyeti tarihinde hem yürütmenin hem de bir yüksek yargı organının başkanlığını yapmış tek kişidir.

devlet adabını bilen adam gibi adamdır. şimdiki siyasi züppeler ancak sayın sezer'in getir götürünü yapar. ömrün uzun ve sağlıklı olsun.

son düzgün devlet insanı, cumhurun son hakikatli başkanı.

sonrasındakilerin ne olduğunu söylersem çaylak filan olurum.

ülkenin son cumhurbaşkanıydı.

tam bir devlet adamı idi. devlet adabı vardı. makamına saygısı vardı. cumhur ifadesini en iyi taşıyan kişiydi.
haram yemedi, kul hakkına girmedi, devletin malına çökmedi.

zamanında veto ettiği bir çok olay, kişi ve yasa fetö ilintili idi. ardından gelenler hemen onay vermişti ve sonra gördük ki, bu onay verilenler 15 temmuz'da başrolü üstlenen kişiler vs. idi.

ailesini kimse bilmezdi. çünkü sıradan bir hayat yaşarlardı. çankaya'ya gelen hediyeleri bile iade etmiştir. israf olmasın diye odaların kullanımı kısıtlamış, makam araçlarını sınırlandırmış kişidir.

yani bu ülkeye fazla birisi idi. bunu yapan birisini malum seçmen sevmez hala kin saçar ama aksini yapan aksi ne varsa yapana ise taparlar. boşa dememişler; siyaset vs. halk birbirinin yansımasıdır diye.

++

bir de hala kriz çıkarttı, anayasa kitabı fırlattı diyen akıl tutulması yaşayanlar var. o kriz zaten çok önceden dizayn edilmişti. amaç akp'yi iktidara hazırlamaktı. neyse bu işin derin ve uzun hali ama olayın iç yüzünde de ecevit'i sevmeme rağmen, kendi kabahatini engellemek için bu olayı basına aktarmış, abartmış ve sonradan böyle şeyler olmuştur. halbuki sezer hukukçu olduğu için ve cumhur başı olduğu için, anayasa kitabını ecevit'e göstererek, bak yasada ne diyor demiş. olması gereken bu değil mi zaten.

atatürk ve ismet inönü'den sonra gelmiş geçmiş en iyi cumhurbaşkanlarımızdan. seküler bir çevreden gelmesine rağmen cumhurbaşkanı sıfatına layık bir şekilde halkın her kesimine eşit derecede hizmet vermiş, herkesin cumhurbaşkanı olabilmiş bir isimdi. fetö'nün devlete sızmasına hep engel oldu. bülent ecevit ile yaşadığı anayasa kavgası tek falsosu olabilir ama bu bile bu insanın büyüklüğünü değiştirmiyor

oğlunun nikah töreni çankaya'da yapılmıştı ama sezer bütün harcamaları kuruşu kuruşuna hesap ettirip kendi cebinden ödemişti.

“ben bunun parasını devlete ödetmekten utanırım” demişti

anayasa fırlatan cb

türkiye'nin son cumhurbaşkanıdır.

bunun aynısından anayasa hukuku hocamız vardı. karısını, kırmızı ışıkta geçti diye durdurup polise şikayet etmiş. (aynı arabadalar)
o sınıfa girdikten 1 nano saniye bile sonra gelseniz derse almazdı.
40 dk lık dersin 39. dakika 20 saniyesinde bitirelim hocam derseniz saatine bakıp daha 40 saniye var derdi.
sırf şamatasına, ev arkadaşımızı bunun dersine aldık, yoklamayı yaptı, saydı, etti gelmeyenlerde var,
arkadaşlar bir kişi fazlayız dedi....aha silki tuttuk dedik biz, neyse bizimki kalktı, hocam dersinizi dinlemek istedim dedi...
-- hazzz duyarım ama misafir öğrenci olduğunuzu önceden bildirmeniz lazımdı dedi, şimdi lütfen sizi dışarı alayım dedi. "hazzzzz duyarım" aşağı haz duyarım yukarı 1 yıl güldük buna.

vize ve final sınavları öncesi son derste şu duyuruyu yapardı. (tir tir titrerdik tabi)
-devamsızlık sebebi ile sınava girmesine gerek olmayan öğrencilerimizi okuyorum......

yuhhhhh: eksisozluk.com/entry/7642590

türkiye cumhuriyetinin 10. cumhurbaşkanı. ahmet necdet sezer'in gerçek mesleği hukuk profesörüydü. necdet sezer, her yönüyle örnek bir insandı ve gerçek bir devlet adamıydı. mesela kendi oğlunun düğün masrafını devlet malından vermek yerine kendi cebinden öderdi. ayrıca birileri gibi bu kadar çok makam aracı yoktu. ahmet necdet sezer'in tayyip ve gül ile olan kavgasının temel sebebi fetö'nün devlete sızmasıydı çünkü a. necdet sezer; fetö, menzil gibi tarikatların devlet kadrolarına sızmasını sürekli engelliyordu yani 2004'teki tayyip'in gözü önünde ramazan ayında su içmesi bahane... bir de bülent ecevit'le olan anayasa kitapçığı kavgası olmasaydı iyiydi zaten b. ecevit'in haksız olduğu kapatılan fazilet partisi'nin açılmasını istediği o saçma olay yüzünden akp iktidara geldi; necdet sezer, anayasa kitapçığı olayında haklıydı.
ahmet necdet sezer, son laik cumhurbaşkanıydı. son cumhurbaşkanı da abdullah güldür. tayyip, sahte diplomalı cumhurbaşkanıdır. (bkz: ahmet necdet sezer’in son laik cumhurbaşkanı olduğu gerçeği)
türkiye cumhuriyeti'nin 10. cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer

ışıklar içinde uyusun.
öbür tarafa intihal etti diye haberler dolaşıyor kulislerde.
umarım doğrudur.

intihal: aşırmak, çalmak, bir eserin bir bölümünü veya tamamını eser sahibine danışmadan kendine mâl etmek demektir. senin yazman gereken sözcük “intikal” troll kardeş.
bir tane işin var, o da yerli yersiz provokasyon yapmak, bari onu düzgün yap! en azından okuma yazmayı yeni sökmüş olan bir ilkokul talebesi kadar türkçe bilmeyen biri troll olamaz. çünkü ciddiye alınmazsın.