alice in borderland

10 aralık'ta 8 bölümlük ilk sezonu yayınlanan distopik netflix dizisi.

konusu; sebebi bilinmeyen bir şekilde herkesin aniden ortadan kaybolduğu bir şehirde, kalanların hayatta kalabilmek için çeşitli oyunlara katılıp kazanmak zorunda olduğu bir sistem üzerine kurulu.

the hunger games (açlık oyunları) ve cube (küp) filmlerinle benzer yanları var. onları sevenlerin ilgisini çekebilir.

konusu ve senaryosu güzel ve aslen bir mangadan alınmış dizi.
oyunculuklar evet pek iyi değil ama şu sıkıcı günlerde bünyeye iyi gelen dizilerden oldu.

beklentimin üstünde olan ve izlerken oldukça keyif aldığım bir netflix dizisi. şimdilik bir sezondan oluşmakta, sezondaki bölüm sayısı ise sekiz. dizi arayışında olanların bakması gerektiğini düşündüğüm bir seri.

film inceleme kanallarının neden izlemediğine şaşırdığım çok ilginç bir hikayesi olan bir dizidir . her marvel dizisine 8 kanalın düştüğü youtube 'ta neden kaliteli olan şeyler popüler olmadığı için incelemiyor diye düşünüyorum.

tek solukta biten, 2. sezon gelir gelmez tek günde bitireceğimi düşündüğüm dizi. en son baktığımda mangasını bulamadığım için çok üzülmüştüm aklıma gelmişken tekrar bakayım.

bu neymiş ki böyle diye başladığım. sezon finalinde japonları bir kez daha alkışladığım dizidir. çok şahanedir, mütiştir diyemem ama netflix standartlarının üstündedir güzeldir tavsiye edilir.

ilk sezonu heyecanlı bitmiş ikinci sezonu için bizi çok bekletmemesini temenni ettiğim dizi.

bazı izleyenler squid game ile aynı kefeye koymuşlar. benziyormuş da falan filan. (bkz: ya ne alaka ne alaka) onda oyuna katılmak özgür iradeye bağlı, burda özgür iradenin ö'sü yok. squid game ilkel oyunlarla ilerliyor, burda oyunlar ve cezalar sanki bilgisayardan yönetiliyor gibi. fark pek çok. ikisi de çok güzel, ikisi de izlenmeli.


konusuna gelecek olursak üç yıkık arkadaş buluşur ve hep beraber bir tuvalete girerler. beş dakika geçmeden çıkmalarına rağmen az önceki insan seli sanki yer yarılmış da içine girmiştir. yemekler tabaklarda buharı üstünde, içeceklerin daha buzu erimemiş. tam fazla uzağa gitmiş olamazlar repliğini uygun ama onlar çok uzaklarda. üç arkadaş yolun ortasında akşam olmasını bekler. sonra dev ekranda oyun çağrısı verilir ve başlar ölüm kalım savaşı. oyunlar iskambil desteriyle sınıflandırılır ve zorluk derecesi 1'den 9'a doğru artar. peki bu oyunu kim yönetiyor? onlar gibi insanlar mı yoksa uzaylılar mı? buyrun izleyin öğrenin.

dünyamızın gidişatına bakarak bu filmlerin ilerde gerçek olacağını düşünüyorum. kimsenin kobay faresi olmadan bu dünyadan göçüp gideriz umarım.

ben netflix yerinde olsam senaryoyu japonlara, oyunculuk ve teknik ekibi korelilere veririm. oyunculuklar, saçmalıklar ve mantık hataları olmasa efsane olacak bir dizi. bu arada capon sinamacı abiler "bizim de taş gibi ve güçlü kadınlarımız var" mesajınızı aldık.

edit: 2. sezonu yayınlanmış, yeni fark ettim.

squıd game'i izledikten sonra aynı alice in borderland diyenler sayesinde farkettiğim dizi. her çekik gözlüyü aynı sanma sorunsalı çektiği filmde de kendini gösteriyor. death note ayarında ve 2. sezonu dört gözle beklenebilecek bir dizi.

beşinci bölümün sonuna kadar dayanabildiğimiz dizi.* aslında konu güzel, gerçekten güzel ancak senaristte yaratıcılık sıffır sıffır sıffır. en büyük sorunlardan biri dizinin ana şeysi olan oyunların yeterince yaratıcı olmaması dediğim gibi, onun dışında her bölümün ilk 15 dakikası türk dizileri gibi yaydır gülüm yaydır modunda.* yine dizinin konusu göz önüne alındığında karakter psikolojilerinin hayli önemli olması gerekirken aksine eksi yazıyor, karakterlerin background'ı işlenmemiş. kötü dizi. imdb'si 7 idi sanırım, 3 veririm en fazla. tavsiye etmem.

imawa no kuni no arisu isimli bir mangadan uyarlama dizi. japonların aşırı tepkilerine ve bağırmalarına alışkın olmayanların çok seveceklerini düşünmüyorum. öncelikle aslında konu güzel ve squid game ile benzer olan tek yanı bu dizideki oyunların da gerçekten ölümcül olması onun dışında pek benzemiyor bence ama son bölümler gerçekten çok kötüydü. özel efektleri berbattı mesela oyuncuların vahşi hayvanlarla savaştıkları bir bölüm vardı ve hayvanlar çok gerçekçi değildi hatta amatör duruyordu. yeni sezonunu izler miyim? evet. fazla beklenti içerisine girilmeden izlendiğinde üzmez bence.

ikinci sezonu yayınlanan dizi. duyan duymayan kalmasın. ilk bölümü izledim ve biraz sıkıldım açıkçası. biraz unuttum ilk sezonu. ikinci bölüme başladım ve baktım güzelleşiyor. devam edeceğim. bitirince yine konuşuruz. ayrıca ikinci sezon ikinci bölümde bir liderin gerçek dünya tespitleri hem iyi hem kötüydü. yeter daha fazla konuşmamalıyım.

ikinci sezonu bitirdim. manga uyarlaması olduğundan okumayanlar için bazı ayrıntılar gözden kaçabiliyor. ben kısaca anladığım kadarını anlatayım.

üc arkadaşın kendilerini gizemli bir dünyada bulmasıyla başlayan dizi, hayatta kalmak için çeşitli oyunlar oynanması gereken ve oyunu kaybedenlerin öldüğü bir dünyada geçiyor. bu yönüyle squid game ile karşılaştırılıyor ama her iki dizinin ana teması çok farklı. ayrıca karşılaştırma yapılacaksa bu dizinin ilk sezonunun squid game'den bir yıl önce yayınlandığını akıldan çıkarmamak gerek.

aşağısı spoiler. sürprizbozan.



oyunculuk derseniz. bence kötü. yani benim beğendiğim herhangi bir oyunculuk performansı göremedim. belki hollywood stiline fazla alıştığım içindir. ancak japon hanım ablalar güzel.

dizide özellikle bir hapishane bölümü var ki tek başına bir filmi çekilebilir. bütün diziden ayrı olarak en beğendiğim bölüm buydu.

değişik dilde, alıştığımız türlerden uzak, bazen sıkıcı olabilen ama izlemesi zevkli capon dizisi.

dört gözle beklediğim sezonu 3 günde bitirip damladım. aşk-meşk sosu fazla olmuş sonu da muallakta kekremsi bir tat bıraktı damaklarda. jokeri gören bitti demiş ama sündürürler 1. sezon daha konuyu. baş rolden çok yan roldekiler diziyi sırtlamış. bu sezonda daha fazla hislendim o çaresizliği, nacarı kesikliği şahane aktarmışlar. ilk sezona göre bu sezon pek beğenilmemiş. bunun sebebinin bir simulasyonu oyunu zannedilerek izlenmesinde. alt metnindeki kader, kaza, ölüm, yaşam kavramlarının betimlemeleriyle kharon'a göz kırpıyor, tasavvufun yanağından makas alıyor, tevekkülün alnından öpüyor.

ilk sezonu izleyip beğenmiştim ve ikinci sezonu çıkınca koşa koşa izledim. böyle diziler hep ilgimi çeker. distopya severim. bir gün bizde böyle bir dünyada uyanabilir miyiz, dünyamızın içine ettiğimiz için dünya da böyle değişimler geçirebilir mi hep merak ederim. dizinin ilk sezonunda sayılı olan kartlar tamamlanmıştı. ikinci sezonda resimli kartlara geçtik. kupa kızı, maça falan. çoğunu da bilmem. bu yüzden diziyi izlerken bunlara sürekli bakmam gereken bir bölüm oldu. * dizi ilk bölümden en zor oyunla başlıyor zaten. genelde her oyunda acaba hayatta kalır mıyım, ben olsam ne yapardım diye düşünerek izledim ama ben kurşunlardan kaçamam. dizinin ilk bölümünde öldüğüm için kalanı gönül rahatlığı ile izledim. son bölüme kadar oyunlar oynandı ve son bölüm en iyisiydi. yalnız bu dünyanın e olduğu ile ilgili tüm varsayımlar güzeldi de sonu beni aşırı sinir etti.




hazır pandemi kısıtlaması da yokken şipşak çeksinler üçüncü sezonu. ben öyle istiyorum.

bir tek shuntaro chishiya çok iyiydi onu da bozdular ya da kendi bozdu.

yazar olarak da ilk entrym yeeeyy.

squid game benzeri bir hayatta kalma dizisidir ama squid game kadar güzel değildir.
çerezlik bir dizidir zamanı bol olanlar izleyebilirler fakat işi güçü olan bir insana rahatlıkla "bunun yerine başka bir şey izle" diyebilirim.

sonundaki koma olayıyla binlerce kez tekrarlanan klişeyi tekrarlamış olan dizidir. hani leyla ile mecnun mu dersin yoksa pokemon'daki ash'in aslında ilk bölümden komada olup her şeyi hayal görmesi mi, suckerpunch mı, ya da silent hill'in en kötü sonunda harry'nin trafik kazasıyla komaya girmesi mi en başından beri.. illa da bir açıklama getirmek zorunda değilsin yahu hani zart insanlar yok muş zart insanlar geri dönmüş olsun bir mantığa bağlama yani..

3.sezonu da geliyormuş nasıl devam ettirecekler acaba elemanları tekrardan komaya mı sokacaklar jokerle?

bir shinsuke sato dizisidir.

dizinin senaryosunu yönetmen shinsuke sato, yasuko kuramitsu ve yoshiki watabe yazmıştır. senaryo haro aso'nun imawa no kuni no arisu isimli mangasından uyarlanmıştır.

dizide kento yamazaki, tao tsuchiya, nijiro murakami, aya asahina, dori sakurada ve keita machida rol almıştır.

birçok insan gibi ben de squid game'in aynısı olduğu iddiası üzerine izledim diziyi. ama benzerliklere rağmen iki dizi birçok açıdan birbirinden çok farklıydı. ama sanırım diğer diziyi daha çok beğendim. belki bu diziyi daha önce izlesem bunu daha çok beğenirdim. net olarak söyleyebileceğim şey iki dizinin de vasatın üzerinde diziler olduğu.

hikayemizde bir şehirdeki bütün insanlar kendilerini terk edilmiş bir şehirde bulurlar. zaman içinde bu insanlar hayatta kalmak için oyunlar oynamak zorunda olduklarını fark ederler ve bu oyunlar ziyadesiyle tehlikelidir. oyun oynamamak ise mümkün değildir çünkü belli bir süre sonra oyun kazanamamış insanlar öldürülmektedir. bu bağlamda arisu isimli genç bir adamın hikayesi üzerinden takip ediyoruz diziyi.

belli bölümleri çok beğenmiş olsam da dizinin sonu hayal kırıklığı yarattı bende. sanki ismail abi japon balığı, erdal bakkal tuzluk'muş gibi bir his uyandırdı.

yine de izlemeye değer bir dizi.

paralel evrendeki tokyo şehrinde geçen bir hayatta kalma hikayesi. hemen her bölümde ödülü hayatta kalmak olan çeşitli oyunlar oynanıyor ve kaybedenler canlarından oluyorlar.

başroldeki usagi abla ve arisu kertenkelesi tutuk kalmışlar. sanırım bunun nedeni bir sürü yan karakteri parlatmak ki dizi bu yönü ile oldukça başarılı. dizide çok ilginç ve birbirinden farklı karakterlere rastlamak mümkün.

dizi distopya ve bilim kurgu bakımından fena bir iş değil. ama muhteşem veya sarsıcı da değil. bana göre bu dizinin en iyi yönü ana konusu ölüm olan bir dizide yaşama ve yaşamaya yapılan derin felsefi atıf ve bakış açıları. ölüm yollarının türlülerinin denendiği bir yapıtta, insan hayatının counter strike seviyesine indiği bir düzlemde, hayata dair yapılan nokta atışı tespitler insanı düşündürüyor ve etkiliyor. ki bu yönden hollywood filmleri çok sığ ve sloganlardan ibaret kalır.

son olarak dizideki japon ablalardan bazıları gerçekten taş gibi.