21.
insana yaşadığını hatırlatan tatlı acıdır.
devamını gör...
22.
asla geçmeyecek hep aklında kalbinde kalıcak sanırsın ama bir bakmışsın yerinde yerler esiyor o kalbe başkası girmiş unutulmuş çoktan. döktüğün gözyaşları boşa harcanan onca zaman yanına kalmış devam ediyorsun hayata. en bitmez sanılan acılar bile unutulup yok oluyor alışıyorsun.
devamını gör...
23.
sevdalı zordur ama acısından ölünmez.
devamını gör...
24.
aşk acısı çekerken alınan nefes burundan ciğere kadar izlediği yolu yakar bazen.
devamını gör...
25.
bunu kafa guzelken oyle bir edebiyatını yapabilirim ki ama yazarak o acıyı nasil tarif eder insan?
çok pis acılardan biridir. düşmanıma bile vermesin dersin. kalbinde habire bir sızı,baskı,ağırlık.. oyle boyle değil. mutsuzsun aga. kafandan çıkmıyor bir türlü. yüreğin ağırlığı yük oluyor. dusunmemeyim diyorsun pat yalniz kalinca başlıyor acısı. kafayi dagitayim diyorsun. ağrı kesici gibi. bir yerden sonra tekrar pat diye çıkıyor. oyle bir acı ki. yıl geçse de şiddeti azalsa bile o sızlıyor. frodo çekmemiştir yüzükten bu kadar. zor. allah sabır versin.
çok pis acılardan biridir. düşmanıma bile vermesin dersin. kalbinde habire bir sızı,baskı,ağırlık.. oyle boyle değil. mutsuzsun aga. kafandan çıkmıyor bir türlü. yüreğin ağırlığı yük oluyor. dusunmemeyim diyorsun pat yalniz kalinca başlıyor acısı. kafayi dagitayim diyorsun. ağrı kesici gibi. bir yerden sonra tekrar pat diye çıkıyor. oyle bir acı ki. yıl geçse de şiddeti azalsa bile o sızlıyor. frodo çekmemiştir yüzükten bu kadar. zor. allah sabır versin.
devamını gör...
26.
ulan insan bunu çekerken neden dünyanın en büyük derdiymiş gibi davranıyor. dünyanın en büyük derdi bu olamaz, olmamalı. mantığım hislerimin önüne neden geçemiyor. o kadar saçma bi durum ki çıkamıyorum içinden.
devamını gör...
27.
zor olmakla beraber öldürmeyen acıdır.
devamını gör...
28.
umarım başıma gelmez. öldürmez fakat çok pis süründürür.
devamını gör...
29.
aşkın tadı hoştu, acısını tadıncaya kadar...
devamını gör...
30.
bi yerde okumuştum. bi amca söylüyor gençlere;
siz hiç müslüm gürses şarkısı açıp
sevdiğinizin fotolarına bakıp öpüp ağladınız mı?
ben yapmadım
yapmayın oğlum öyle şeyler
manyak mısınız?
siz hiç müslüm gürses şarkısı açıp
sevdiğinizin fotolarına bakıp öpüp ağladınız mı?
ben yapmadım
yapmayın oğlum öyle şeyler
manyak mısınız?
devamını gör...
31.
çok usta bir hırsızdır. insanın aklını çalar.
devamını gör...
32.
ev arkadaşımın her gece yaşadığı şeydir. sal beni kardeşim düz insanım ben gereksiz acılara yer yok benim hayatımda bi de kalkıp her gece aşk acısını dinliyoruz
devamını gör...
33.
insanın yapısal hatasıdır. yaşandığı vakit büyük bir boşluk oluşur insanın içinde , acımasızca olacak ancak bu boşluğu doldurmanın en kolay yolu başka birisidir. kurtulmak için yeni hobiler edinmeniz işinizi kolaylaştıracaktır. (bkz: test edildi onaylandı)
devamını gör...
34.
aşk acısı...
bizler aşkı değil, acısını yaşayanlarız. aşk ve acı bir arada olmaz ama eğer aşıksanız ve acı çekiyorsanız bu aşk değil, aşkın acısıdır. soranlara "aşığım ama tek taraflı." dememeli insan aslında. "ben aşkın acısını yaşayanlardanım. " demeli. çünkü aşk ve acı yan yana durmaz. ama aşkın acısı olur. bu acı yakar, kavurur. kalbi paramparça eder.
bizler aşkı değil, acısını yaşayanlarız. aşk ve acı bir arada olmaz ama eğer aşıksanız ve acı çekiyorsanız bu aşk değil, aşkın acısıdır. soranlara "aşığım ama tek taraflı." dememeli insan aslında. "ben aşkın acısını yaşayanlardanım. " demeli. çünkü aşk ve acı yan yana durmaz. ama aşkın acısı olur. bu acı yakar, kavurur. kalbi paramparça eder.
devamını gör...
35.
aşk acısıyla ilgili en acımasız duygu, çaresizliktir.
çaresizlik, delice dokunmak istediğin, gözlerinin içine akmak istediğin insana asla dokunamayacağını, onun kalbinde sana yer olmadığını bilmek ve bu durumu değiştirebilecek hiçbir şey yapamamaktır.
çaresizliğe karşı geliştirilen çözümler de "kendinize hakim olun, aşkı unutun, onu unutun, sakin olun, hayat devam ediyor..." gibi olur.
oysa bilirsiniz ki, onsuz hayat devam etse de, o hayattan bir bok anlamaz insan.
çaresizlik, delice dokunmak istediğin, gözlerinin içine akmak istediğin insana asla dokunamayacağını, onun kalbinde sana yer olmadığını bilmek ve bu durumu değiştirebilecek hiçbir şey yapamamaktır.
çaresizliğe karşı geliştirilen çözümler de "kendinize hakim olun, aşkı unutun, onu unutun, sakin olun, hayat devam ediyor..." gibi olur.
oysa bilirsiniz ki, onsuz hayat devam etse de, o hayattan bir bok anlamaz insan.
devamını gör...
36.
bu başlığa düşeceğim asla aklıma gelmezdi.
nasıl tarif edilebilir bilmiyorum ama göğüs kafesimin sıkıştığını hissediyorum.
kalbimin fiziksel olarak acıdığını, içimin yandığını hissediyorum.
onun adı geçtiğinde gözlerim doluyor istemsizce.
birileriyle konuşurken dalıp gittiğimi fark ediyorum.
derin derin iç çekiyorum durduk yere.
uykuya veriyorum kendimi belki biraz geçer diye.
bu seferde rüyalarımı rahat bırakmıyor.
tek bir bakışı, gülüşü, kokusu için dünyayı yakabilirmişim gibi hissediyorum.
ama bir yandan elim kolum bağlı.
beni düşünüyor mu diye aklıma geliyor sürekli.
sonra diyorum ki seni düşünse gider miydi?
ara ara iyi hissediyorum kendimi ama çoğunlukla yorgunum.
kalp yorgunluğu diye birşey varmış onu öğrendim bu süreçte.
bugün hayallerimizi tıktım bir koliye ağlaya ağlaya.
asla görmeyeceğim bir yere gönderiyorum hepsini.
bir daha sever miyim? pek sanmıyorum.
belki bir gün geçecek ilk gün ki kadar sızlamayacak kalbim.
ama onun açtığı yara sonsuza kadar kalbimin bir köşesinde kalacak.
umarım bu hale geldiğime değmiştir.
kimseyi haddinden fazla sevmeyin, o olmadan yaşayamam demeyin.
çünkü sizi kimsesiz bırakıp gidebilirler.
nasıl tarif edilebilir bilmiyorum ama göğüs kafesimin sıkıştığını hissediyorum.
kalbimin fiziksel olarak acıdığını, içimin yandığını hissediyorum.
onun adı geçtiğinde gözlerim doluyor istemsizce.
birileriyle konuşurken dalıp gittiğimi fark ediyorum.
derin derin iç çekiyorum durduk yere.
uykuya veriyorum kendimi belki biraz geçer diye.
bu seferde rüyalarımı rahat bırakmıyor.
tek bir bakışı, gülüşü, kokusu için dünyayı yakabilirmişim gibi hissediyorum.
ama bir yandan elim kolum bağlı.
beni düşünüyor mu diye aklıma geliyor sürekli.
sonra diyorum ki seni düşünse gider miydi?
ara ara iyi hissediyorum kendimi ama çoğunlukla yorgunum.
kalp yorgunluğu diye birşey varmış onu öğrendim bu süreçte.
bugün hayallerimizi tıktım bir koliye ağlaya ağlaya.
asla görmeyeceğim bir yere gönderiyorum hepsini.
bir daha sever miyim? pek sanmıyorum.
belki bir gün geçecek ilk gün ki kadar sızlamayacak kalbim.
ama onun açtığı yara sonsuza kadar kalbimin bir köşesinde kalacak.
umarım bu hale geldiğime değmiştir.
kimseyi haddinden fazla sevmeyin, o olmadan yaşayamam demeyin.
çünkü sizi kimsesiz bırakıp gidebilirler.
devamını gör...
37.
daha önce hiç bişeyin olan biri için çektiğin acı
devamını gör...
38.
size iyi ve kötü haberlerim var;
iyi haber; gececektir merak etmeyin
kötü haber; baska aşkların acısını çekeceksiniz
iyi haber; gececektir merak etmeyin
kötü haber; baska aşkların acısını çekeceksiniz
devamını gör...
39.
eğer biri, gökyüzündeki milyonlarca yıldızdan yalnızca birinde yetişen çiçeği severse, bütün yıldızlara bakmak, onu mutlu eder.. diye söze giriyor ya küçük prens, işte öyle bir şey bu. ne kavuşmak ne ayrılmak avuntu ya da üzüntü...
sıcak silikonla eli yakmak gibi birşey bu. sürter slikondan kurtarırsın tenini ancak asıl iş oradan sonra başlar.
önce derin bir delik oluşur. yetmezmiş gibi su alır, su toplar, benim diyen merheme, el aman diletir...
gece-gündüz susmadan, aman vermeden uykuda bile sızlar durur... sonra zaman gelir kabuk bağlar. hah dersin tam, oldu bu... sonra kabuk kopar yeniden, durmadan kanar, yeniden ve yeniden su toplar, sonra yeniden, yeniden... ta ki insan, kendi yüreğini kendi telkin edene kadar..
ben aşk acısı da çekemiyorum sözlük. tam geliyor o his..
bi an balkondan dışarı bakıyorum...
birini görüyorum sonra, kağıt topluyor. kendimden utanıyorum. dünyadan utanıyorum...
daha büyük dertler varken aşk acısı çekmeyi kendime bir türlü yakıştıramıyor, gerisin geriye dönüyorum.
kendimi ayıplıyorum. senin anlayacağın, kendi derdime de düşemiyorum sözlük...
ve bu hep böyle feveran ediyor. bu hep böyle devran... gözyaşım içeri kaçıyor. ağlayacaksam da derin bir mesele için olmalı diyorum..
sonra daha güzeli oluyor: bir bmw geçiyor adamın yanından..
bir yanda kağıt toplama arabasına bağlı hayatlar, bir yanda pırlantam küçük davası... aşk acısı utanılacak bir mesele gibi arafta kalıveriyor birden, sonra bir başka jeep, bir başkası, derken... barış manço'nun domates biber patlıcan parçasındaki hikaye gerçeğe dönüveriyor. daha ağırından.. en ağırından.
ve bütün bunlar bir anda oluyor. birkaç saniyenin içinde... bir his, bir balkon, bir pencere kimi zaman...
bir sokakta öylece otobüs beklerken ya da taksi kovalarken belki...
bir anda. kısacık bir anda...
yani anlayacağın sözlük aşk acısı; şu koca dünyayı dert edenlerin dünyasında* basit kalıyor, bencillik kalıyor, zulüm kalıyor...
en azından benim puslu evrenim için böyle.. yine de şu şarkıyı bırakmadan geçemeyeceğim ve diyeceğim ki sevmenin hiç zamanı yok.
dinlenene kadar devam...*
sıcak silikonla eli yakmak gibi birşey bu. sürter slikondan kurtarırsın tenini ancak asıl iş oradan sonra başlar.
önce derin bir delik oluşur. yetmezmiş gibi su alır, su toplar, benim diyen merheme, el aman diletir...
gece-gündüz susmadan, aman vermeden uykuda bile sızlar durur... sonra zaman gelir kabuk bağlar. hah dersin tam, oldu bu... sonra kabuk kopar yeniden, durmadan kanar, yeniden ve yeniden su toplar, sonra yeniden, yeniden... ta ki insan, kendi yüreğini kendi telkin edene kadar..
ben aşk acısı da çekemiyorum sözlük. tam geliyor o his..
bi an balkondan dışarı bakıyorum...
birini görüyorum sonra, kağıt topluyor. kendimden utanıyorum. dünyadan utanıyorum...
daha büyük dertler varken aşk acısı çekmeyi kendime bir türlü yakıştıramıyor, gerisin geriye dönüyorum.
kendimi ayıplıyorum. senin anlayacağın, kendi derdime de düşemiyorum sözlük...
ve bu hep böyle feveran ediyor. bu hep böyle devran... gözyaşım içeri kaçıyor. ağlayacaksam da derin bir mesele için olmalı diyorum..
sonra daha güzeli oluyor: bir bmw geçiyor adamın yanından..
bir yanda kağıt toplama arabasına bağlı hayatlar, bir yanda pırlantam küçük davası... aşk acısı utanılacak bir mesele gibi arafta kalıveriyor birden, sonra bir başka jeep, bir başkası, derken... barış manço'nun domates biber patlıcan parçasındaki hikaye gerçeğe dönüveriyor. daha ağırından.. en ağırından.
ve bütün bunlar bir anda oluyor. birkaç saniyenin içinde... bir his, bir balkon, bir pencere kimi zaman...
bir sokakta öylece otobüs beklerken ya da taksi kovalarken belki...
bir anda. kısacık bir anda...
yani anlayacağın sözlük aşk acısı; şu koca dünyayı dert edenlerin dünyasında* basit kalıyor, bencillik kalıyor, zulüm kalıyor...
en azından benim puslu evrenim için böyle.. yine de şu şarkıyı bırakmadan geçemeyeceğim ve diyeceğim ki sevmenin hiç zamanı yok.
dinlenene kadar devam...*
devamını gör...
40.
ben de bir yürek var hep yıkık dökük hiç tamamlanmamış yarım bırakılmış kırık yalnızlık buruk bir acı.
yaşıyoruz yine yaşıyoruz be.
yaşıyoruz yine yaşıyoruz be.
devamını gör...