atatürk olmasaydı türkiye'nin benzeyeceği ülke

sevr anlaşmasına göre iç anadoluya sıkışık , mısır ve pakistan arası bir ülke olurduk.

batıya daha bağımlı bir ülke.
büyük ihtimalle 2. dünya savaşı sonuna kadar ingiliz uydu devleti olurdu. o kadar uzun süre başka devletin boyundurugunda yaşamanın sonucu olarak milliyetçilik büyük oranda torpulenmis olurdu.

2. dünya savaşı sonrası ingiltere bizi bırakınca ingliz milletler cemiyetine üye. cok fazla sesi çıkmayan ortalama bir ülke olurduk.

koskoca ülkeyi atatürk'ten ibaret görmek ülke uğruna canını vermiş onca insana hakarettir.

pakistan olurduk. mısır fazla gelişmiş kalırdı bizim yanımızda, onlarda devlet ciddiyeti var.
o dört parmak rabiayi tutup bir taraflarına soktular. devlet ciddiyeti ülke çıkarlarını düşünür. hamaset ile iş yapmaz.

olmazdı lan. ne benzemesi.

(bkz: afganistan)

suriye

atatürk olmasaydı* bir başka vatan evladı onun vazifesini üstlenirdi. bu vatan öylesine çok insanın emeğiyle kurtarıldı ki, öyle fedakarlıklar gördü ki bu vatan, atatürk olmasaydı atatürk fikirli bir vatan evladı bu olanları bu emekleri göz ardı edemezdi.

ingilizler 1. dünya savaşından sonra anadolu'yu işgal etmek için planlar yaptılar. generaller ve amiraller raporlar hazırladılar. raporlarda anadolu'da yek pare bir işgalin mümkün olmadığı, anadolu'yu işgal için 30 tümen yani 300.000 askerin gerektiği belirtilmektedir. savaşı kazansalar da ingiltere'nin bu insan gücünü karşılaması mümkün gözükmüyordu. bu bahisle anadolu'yu farklı güçlerce paylaştırma yoluna gittiler. ingilizler yunanistan'ı (biraz da italya'yı dengelemek için) bu yüzden öne sürdüler.

şimdi gelelim atatürk'ün olmadığı senaryoya. civilization adlı oyunu oynadığımı farz edin:
bir kere kazım karabekir paşa doğuda orduyu terhis ettirmemişti. ermeni güçlerini yenerek kars'ı geri almış ve ermenileri aras nehrinin ötesine sürmüştü. yani doğuda tutunabilirdik.
güneyde ise birkaç subay dışında türk ordusu yoktu. antep, urfa ve maraş yine kahramanca direnirdi. zaten orada da fransız ordusu bulunmamaktaydı. fransız komutasındaki yabancı ve ermeni lejyonlarla savaşıldı. yani güneyde de tutunurduk.
iç anadolu ve karadeniz zaten bizdeydi.
akdeniz'de italyan işgali biterdi. zira onlar ingilizler'e ve yunanlılar'a diş biliyordu. ayrıca italya'da ekonomik kriz baş göstermiş ve ordular terhis edilmeye başlanmıştı.
asıl sorun ege ve trakya kısmıydı. düzenli ordu yine fevzi çakmak ve inönü tarafından kurulurdu. fakat, yunanlılar'ı söküp atabilirmiydik bu meçhul. atamasaydık ingilizler'in istediği olurdu. zira onlar bir yeri kontrol edemezlerse çatışan iki taraf bırakır. isteyenler hindistan-pakistan'a baksın. atamama ihtimalinde bir barış antlaşması olmaz ve taraflar sürekli çatışırdı. ikinci dünya savaşı'nda alman işgaline uğrayan yunanlılar'a "fırsat bu fırsat" deyip saldırırdık. izmir ise anca 1940'larda kurtulurdu. fakat trakya kısmı halen işgal altında kalırdı ve boğazlar da ingilizler'in kontrolünde olurdu. yani 7 bölgemizin 1 veya 2 bölgesi halen işgal altında olabilirdi.
siyasi reformlar ise yine olurdu. çünkü ıı. mahmut'tan itibaren zaten modernleşme sürecine girilmişti. lakin kısa sürede gerçekleşmez uzun yıllara yayılırdı. örneğin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı 1934'te değil, 1965'ten sonra verilirdi. atatürk'ün siyasi reform sürecini hızlandırdığı ise inkar edilemez bir gerçekti.
saltanat kaldırılmasa da anadolu'da bir meclis olacağı için hükmü geçmezdi. saltanat sadece istanbul'da hüküm sürerdi. meclis başkanı "istanbul halen işgal altında orada meclis-i mebusan yok" diyerek anadolu'yu yönetirdi.

ülkenin varşova paktına veya kuzey atlantik ittifakına dahil olup olmayacağı ise tamamen o dönem kim başa geçecekse onun inisiyatifine bağlı idi.

bazıları pakistan demiş. pakistan'ın bu halde bile nükleer silahı var. iç anadoluda sıkışmış, filistin benzeri sürekli ablukadaki bir ülke olurduk.

başka birileri çıkar mıydı? çıksa bile bu kadar cesur reformlar yapıp ülkenin çehresini ve kaderini değiştirir miydi? atatürk'ü etrafındaki adamlara bakınca bile ne kadar düşük bir ihtimal olduğu anlaşılıyor.

afganistan

fransa italya ermenistan yunan ingiltere arasında sıkışmış ve 100 yıl içerisinde olan topraklarıda kayıp etmiş olurduk.

pakistan diyerek katılıyorum bende. pakistanın nükleer silahı olanilir ama nasıl kullanacağını bilen personeli var mı?. bence yoktur. ayrıca bu yılda nükleer silah sahibi olmak çok zor mudur bence değil. sorun sende olsa da bir saike derman olmayacağı. tc bir şekilde bir tane alsa bugün yarın yunanistan'a dört ermenistan sekiz tane verirler gene herşey aynı kalır.

sömürge ülkeleri nasılsa öyle. başka bir dünyadan geliyormuş gibi dayatılan düşüncelerin gölgesinde kendi ışığımızı arardık

atatürk'ün vizyonunu, büyüklüğünü anlayamamış ve ülkeyi sadece toprak zanneden yazarların olduğunu gördüğüm başlık.

gerçi mustafa kemal atatürk'ü yanındaki adamlar bile anlayamadı , yolundan gidemedi. bizim gibi bir halk için fazla büyük bir adam.

büyük ihtimal sovyet altındaki türk devletleri gibi olurduk ama sosyalist değil kapitalist hali gibi.

sahilleri özellikle batı yakasını da bırakacaklarını hiç sanmam. birde jeopolitik ve arkeolojik öneminden dolayı çok da iç açıcı bir durum tahmin edemiyorum.

ingiliz manda rejimi altında olacaktı.

tasarladıkları bayrak şöyle;



haç hilali yenmiş.

ege ve akdeniz kıyı şeridi yunanlılara, adana ve çevresinde kilikya ermeni devleti, doğu anadolu'da batı ermenistan, hatay'dan adıyaman'a kadar fransız mandası ki muhtemelen sonrasında suriye'ye bırakılırdı, karadeniz ve iç anadolu'nun ciddi bir bölümü pontus iken istanbul'da hong kong vari ingiliz sömürgesi bir kent olurdu.

yani ortada türkiye'yi bırak türk bile kalmaz geriye kalan "osmanlı" topraklarındakiler de kademeli olarak imha edilir ve yine bu yukarıdakiler arasında pay edilirdi.

aynı şey olurdu.
türkiye kapitalist batı ve sosyalist sscb arasında tampon ülke olarak kuruldu. öyle de devam etti. türkiye her zaman kapitalist batının sadık bir bendesi olmuştur. kapitalist/emperyalist batı sosyal yaşamı da kendisine uygun bir bende ister. dolayısıyla cumhuriyetle beraber yapılan reformları bu entegrasyon için gerekli hamleler olarak düşünebilirsiniz.