basit şeylerden zevk alabilmek
başlık "icarus flees to pluto" tarafından 05.10.2022 01:05 tarihinde açılmıştır.
1.
mutlu olmanın anahtarlarından biri olduğuna inanıyorum bunun. benim için zor oldu bunu öğrenmek ama anladım ki çok önemliymiş.
bilirsiniz vardır her yerde bir elitist, snob bir arkadaş. bazen bu arkadaştır bazen sizsinizdir fakat farkında değilsinizdir. arkadaşlarla bir yerde toplanılmıştır, misal serdar ortaç çalar veya muadili bir şey. biliyorum pek kaliteli bir şey değil fakat insanlar eğlenmeye başladığında bir köşede ''abi bunu mu dinliyonuz yeaa, buna mı eğleniyonuz yeaa'' diyen bir tip vardır. harika müzik zevki, rafine zevkleriyle ortamın cooludur. ya bu insan tipini memnun etmek gerçekten imkansız. sen orada serdar ortaç değil aphex twin çalsan onu da beğenmeyecek. mükemmeli ararken eğlenmeyi unutur, rafine zevkleriyle terörize eder herkesi. bu tip çok yoruyor beni. beni yorsun problem değil fakat kendi hayatını da çekilmez hale getiriyor.
insan basit şeylerden keyif alabilmeli. buraya geldiğimde azınlıklarla çalışıyordum. korkunç fakirler ve çocukları eğitimden uzak. buranın demet akalın'ı diyebileceğimiz aya nakamura ile eğleniyordu bu çocuklar. ilk dinlediğimde ''bu ne lan'' dedim fakat o çocukların gerçekten bununla eğlenebildiğini gördüğümde bu beni gerçekten düşündürdü. bilirsiniz çocuklar hemen her şeyle eğlenirler eğer çok kompleks bir şey yoksa ortada. bazen çocuk olmak, çocuklaşmak gerek. önüne her konanı kabul et demiyorum fakat biraz yüzünüz gülmeli. kollarını bağlayıp her şeyi eleştiren, mutsuz, kara delik gibi enerji çeken bir tip olunca cool olunan dönem liseydi. artık bitti onun modası. hem rafine zevklere sahip olup hem basit şeylerle de eğlenilebiliyor. merak etmeyin coolluğunuza zeval gelmez.
esen kalın dostlar.
bilirsiniz vardır her yerde bir elitist, snob bir arkadaş. bazen bu arkadaştır bazen sizsinizdir fakat farkında değilsinizdir. arkadaşlarla bir yerde toplanılmıştır, misal serdar ortaç çalar veya muadili bir şey. biliyorum pek kaliteli bir şey değil fakat insanlar eğlenmeye başladığında bir köşede ''abi bunu mu dinliyonuz yeaa, buna mı eğleniyonuz yeaa'' diyen bir tip vardır. harika müzik zevki, rafine zevkleriyle ortamın cooludur. ya bu insan tipini memnun etmek gerçekten imkansız. sen orada serdar ortaç değil aphex twin çalsan onu da beğenmeyecek. mükemmeli ararken eğlenmeyi unutur, rafine zevkleriyle terörize eder herkesi. bu tip çok yoruyor beni. beni yorsun problem değil fakat kendi hayatını da çekilmez hale getiriyor.
insan basit şeylerden keyif alabilmeli. buraya geldiğimde azınlıklarla çalışıyordum. korkunç fakirler ve çocukları eğitimden uzak. buranın demet akalın'ı diyebileceğimiz aya nakamura ile eğleniyordu bu çocuklar. ilk dinlediğimde ''bu ne lan'' dedim fakat o çocukların gerçekten bununla eğlenebildiğini gördüğümde bu beni gerçekten düşündürdü. bilirsiniz çocuklar hemen her şeyle eğlenirler eğer çok kompleks bir şey yoksa ortada. bazen çocuk olmak, çocuklaşmak gerek. önüne her konanı kabul et demiyorum fakat biraz yüzünüz gülmeli. kollarını bağlayıp her şeyi eleştiren, mutsuz, kara delik gibi enerji çeken bir tip olunca cool olunan dönem liseydi. artık bitti onun modası. hem rafine zevklere sahip olup hem basit şeylerle de eğlenilebiliyor. merak etmeyin coolluğunuza zeval gelmez.
esen kalın dostlar.
devamını gör...
2.
okudum. özetle serdar ortaç dinleyin diyor.
devamını gör...
3.
önemli olan boyu değil işlevi demiş.
devamını gör...
4.
tamam basit şeylerden zevk almayı anlayabilirim. mesela kahve içmeden de keyif almak, nescafe reklamlarındaki gibi yaşamak inanırsanız mümkün.
ama ben neden mesela gidip birşeyin daha kalitesizine sırf basit diye katlanayım. arada karabiberim’i dinleyebilirim ama neden cısta cıstak müzik zevkini sorgulayamayacağım, garipseyemeyeceğim. bu müzikle eğlenmeyin demek ayrı garipsemek ayrı şeyler. serdar ortaç ve basit şeylerden zevk alabilmekte tam başka şeylerin konusu.
ama ben neden mesela gidip birşeyin daha kalitesizine sırf basit diye katlanayım. arada karabiberim’i dinleyebilirim ama neden cısta cıstak müzik zevkini sorgulayamayacağım, garipseyemeyeceğim. bu müzikle eğlenmeyin demek ayrı garipsemek ayrı şeyler. serdar ortaç ve basit şeylerden zevk alabilmekte tam başka şeylerin konusu.
devamını gör...
5.
nerede okudum hatırlamıyorum. hoş; okuduğumu da hatırlamıyorum benim de olabilir. "sana zirve bana rutin."
buradaki zamirleri ruh halinize göre değiştirebilirsiniz duruma ve ruh halinize göre.
basit şeylerden zevk almak biraz da buna bağlı ya, bence ama bu. bencesi... tabi ki canım bu bencesi zaten diyerek gibi'ye de selamımızı çaktıktan sonra devam edelim.
size göre basit olan şey, başkası için o kadar basit olmayabilir. ya da sizin zevk alacağınızı düşündüğünüz basit olmayan şey, başkası için basit olabilir.
ha bir de şu var -bu benim değil-, "balzac güzel söylemiş, ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm taa ki sokakta ayakları olmayan birini görene kadar. oysa bilmiyormuş hem ayakları hem ayakkabıları olup da gidecek yeri olmayanları. balzac erken vazgeçmiş üzülmekten ve ben geç kalmışım olduğun yere gelmek için." böyle bir şeydi. sanırım bu daha güzel oldu durumu tanımlamak için.
kiminin ayağı yok, kiminin ayakkabısı... kimi her ikisine de sahip, gidecek bir yeri yok... her ikisine de sahip, gidecek yeri olanlar da gittikleri yeri sevmiyor. seviyormuş gibi yapıyor...
neyse zevk alınan en basit şey sekstir, onun dışındakileri çok da şeapmayın bence. tekrar ediyorum; bu bencesi...
buradaki zamirleri ruh halinize göre değiştirebilirsiniz duruma ve ruh halinize göre.
basit şeylerden zevk almak biraz da buna bağlı ya, bence ama bu. bencesi... tabi ki canım bu bencesi zaten diyerek gibi'ye de selamımızı çaktıktan sonra devam edelim.
size göre basit olan şey, başkası için o kadar basit olmayabilir. ya da sizin zevk alacağınızı düşündüğünüz basit olmayan şey, başkası için basit olabilir.
ha bir de şu var -bu benim değil-, "balzac güzel söylemiş, ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm taa ki sokakta ayakları olmayan birini görene kadar. oysa bilmiyormuş hem ayakları hem ayakkabıları olup da gidecek yeri olmayanları. balzac erken vazgeçmiş üzülmekten ve ben geç kalmışım olduğun yere gelmek için." böyle bir şeydi. sanırım bu daha güzel oldu durumu tanımlamak için.
kiminin ayağı yok, kiminin ayakkabısı... kimi her ikisine de sahip, gidecek bir yeri yok... her ikisine de sahip, gidecek yeri olanlar da gittikleri yeri sevmiyor. seviyormuş gibi yapıyor...
neyse zevk alınan en basit şey sekstir, onun dışındakileri çok da şeapmayın bence. tekrar ediyorum; bu bencesi...
devamını gör...
6.
mesela apartman görevlisinin her gün kapıma doğru kusar gibi öksürmesinin sebebini bugün kapı deliğinden baktığımda görmüş oldum.
bir elini kapıma dayamıştı yaklaşmış halde duruyordu kapıya doğru ses çıkarınca gitti.
sürekli kapımın önünde zaten maşallah.
artık evde sevgilim olmadığını da biliyor kapıma dayıyor mu sürtüyor mu yoksa napıyor belli değil. helal sana koca yürekli dayı.
bir elini kapıma dayamıştı yaklaşmış halde duruyordu kapıya doğru ses çıkarınca gitti.
sürekli kapımın önünde zaten maşallah.
artık evde sevgilim olmadığını da biliyor kapıma dayıyor mu sürtüyor mu yoksa napıyor belli değil. helal sana koca yürekli dayı.
devamını gör...
7.
bak bu benim.
güzel demlenmiş bir çay, kavrulan kahve ya da böyle üzerinde sere serpe yatacak kadar dayanıklı bol köpüklü türk kahvesi ya da seher vakti ötüşen kuş sesleri, simitin susamlarına çöken serçeler, tombul yanak bir bebek, boyu sırtındaki çanta kadar olan el ele ilk okula giden çocuklar…
bayılıyorum bunları izlemeye bi şekilde yardım etmeye, inanılmaz neşeli ve güzel anlar benim için.
güzel demlenmiş bir çay, kavrulan kahve ya da böyle üzerinde sere serpe yatacak kadar dayanıklı bol köpüklü türk kahvesi ya da seher vakti ötüşen kuş sesleri, simitin susamlarına çöken serçeler, tombul yanak bir bebek, boyu sırtındaki çanta kadar olan el ele ilk okula giden çocuklar…
bayılıyorum bunları izlemeye bi şekilde yardım etmeye, inanılmaz neşeli ve güzel anlar benim için.
devamını gör...
8.
ıssız bir koyda, dert anlatılırken aniden gelen minik bir sarılma.
çok basit ama çok keyifli.
çok basit ama çok keyifli.
devamını gör...
9.
serdar ortaç'tan zevk alınır. lakin kendisi ve müziği basit değildir. bu konuda kalbinizi kırarım.
bayağı basit bir şey bu aslında. ben asıl işleri karmaşıklaştırıp sürekli üzülen ve şikayet eden tipleri anlayamıyorum. hayatınızı ya da acılarınızı küçümsediğimden değil ama tuhaf geliyor. e sürekli ağla, üzül, onu düşün, bunu kafaya tak,... sonu yok ki.
şeker bağımlılığımı severim. bu sabah çayıma şeker atmayı unutmuşum ve bu bana komik geldi. kendi halinde takılmak benim işim ve ben bundan zevk alırım ki.
bayağı basit bir şey bu aslında. ben asıl işleri karmaşıklaştırıp sürekli üzülen ve şikayet eden tipleri anlayamıyorum. hayatınızı ya da acılarınızı küçümsediğimden değil ama tuhaf geliyor. e sürekli ağla, üzül, onu düşün, bunu kafaya tak,... sonu yok ki.
şeker bağımlılığımı severim. bu sabah çayıma şeker atmayı unutmuşum ve bu bana komik geldi. kendi halinde takılmak benim işim ve ben bundan zevk alırım ki.
devamını gör...
10.
ben hâlâ salıncakta sallanırken mutluyum
bir başıma doğada yürüyüş yaparken huzurluyum
çocuklarla oynarken eğleniyorum
çocukların montunun cebine sonbahar geldiğinde bozuk para koyduğumda zevk alıyorum
sanırım hiç büyümeyeceğim
bir başıma doğada yürüyüş yaparken huzurluyum
çocuklarla oynarken eğleniyorum
çocukların montunun cebine sonbahar geldiğinde bozuk para koyduğumda zevk alıyorum
sanırım hiç büyümeyeceğim
devamını gör...
11.
yaşanılan hayatı güzel, özel kısacası yaşanılası kılmak için en önemli şeydir. mutlu olmak için büyük şeylere ihtiyaç duyan insanlar, gözlerini sürekli daha büyük ve daha yüksek olan hedefe diktikleri için asla tatmin olmuyorlar.
hayat genel olarak birkaç uzun çizgi birkaç da noktadan oluşuyor. bu çizgiler hayatın içindeki hüzünler, noktalarsa mutluluklar. evet mutluluklar, sıkıntı ve zorluktan daha az çıkıyor karşımıza ya da daha kısa sürüyor çoğu zaman. bunun için araya serpiştirecek noktalar bulmak lazım. çiçekleri, sokakta rastgele gülen insanları, açık havayı bazen de kapalı havayı sevmek basit ve küçük şeylerden mutlu olmak lazım. yoksa çekilmez bu hayat dediğimiz şey.
ağlarken bile gülebilen bir insan olarak küçük şeylerden mutlu olabilme özelliğimi çok seviyorum. çünkü bakıyorum etrafıma o kadar çok 7/24 mutsuz gezen insan var ki. nasıl yapıyorlar bunu anlamıyorum. insanı nasıl hiçbir şey mutlu etmez, insan nasıl bu kadar umutsuz olabilir hayret ediyorum. bu tür insanlardan uzak durun, onlar hem kendileri hayattan zevk almazlar hem de sizin almanıza izin vermezler. o yüzden siz küçük şeylerden mutlu olun ve etrafınızda küçük şeylerden mutlu olabilen insanları tutun.
mesela bugün işte bir sipariş yanlış çıktı. patron iki saat hepimizi haşladı. yanlış sipariş de koca bir large boy pizza ki buranın large boyu bizim largeın iki katı. dinledik nutuğumuzu, patron gidince arkadaş çağırdı. gel gel dedi yediğimiz azara değsin. biz işimizi bitirmiştik millet de işine bakarken geçtik deponun oraya çöktük yere. dedim ki jhon sanki bir şey eksik. gittim boş bira şişelerinden birini yanlışlıkla çaktım yere dolulardan bir şişe aldım. oturduk güle güle patrona küfür ettik, pizza yedik bira içtik. o bana ispanyolca küfür öğretti ben ona türkçe. ne oldu? çizgi şeklinde bir azar yedik noktayı large pizza ve birayla koyduk. çok da güzel oldu çok da iyi oldu.
patrona sinirlenip pizzayı çöpe mi atsaydık?
bu hikayeyle pizza olmadığımız için herkesi mutlu edemeyeğimiz aklıma geldi bir yandan. o yüzden kalan pizzayı da şimdi yiyip mutlu oldum.
bir de şu alıntı geldi aklıma:
neşe şimdi gülsün mü ağlasın mı?
hem gülsün hem ağlasın, hayat budur işte.
hayat genel olarak birkaç uzun çizgi birkaç da noktadan oluşuyor. bu çizgiler hayatın içindeki hüzünler, noktalarsa mutluluklar. evet mutluluklar, sıkıntı ve zorluktan daha az çıkıyor karşımıza ya da daha kısa sürüyor çoğu zaman. bunun için araya serpiştirecek noktalar bulmak lazım. çiçekleri, sokakta rastgele gülen insanları, açık havayı bazen de kapalı havayı sevmek basit ve küçük şeylerden mutlu olmak lazım. yoksa çekilmez bu hayat dediğimiz şey.
ağlarken bile gülebilen bir insan olarak küçük şeylerden mutlu olabilme özelliğimi çok seviyorum. çünkü bakıyorum etrafıma o kadar çok 7/24 mutsuz gezen insan var ki. nasıl yapıyorlar bunu anlamıyorum. insanı nasıl hiçbir şey mutlu etmez, insan nasıl bu kadar umutsuz olabilir hayret ediyorum. bu tür insanlardan uzak durun, onlar hem kendileri hayattan zevk almazlar hem de sizin almanıza izin vermezler. o yüzden siz küçük şeylerden mutlu olun ve etrafınızda küçük şeylerden mutlu olabilen insanları tutun.
mesela bugün işte bir sipariş yanlış çıktı. patron iki saat hepimizi haşladı. yanlış sipariş de koca bir large boy pizza ki buranın large boyu bizim largeın iki katı. dinledik nutuğumuzu, patron gidince arkadaş çağırdı. gel gel dedi yediğimiz azara değsin. biz işimizi bitirmiştik millet de işine bakarken geçtik deponun oraya çöktük yere. dedim ki jhon sanki bir şey eksik. gittim boş bira şişelerinden birini yanlışlıkla çaktım yere dolulardan bir şişe aldım. oturduk güle güle patrona küfür ettik, pizza yedik bira içtik. o bana ispanyolca küfür öğretti ben ona türkçe. ne oldu? çizgi şeklinde bir azar yedik noktayı large pizza ve birayla koyduk. çok da güzel oldu çok da iyi oldu.
patrona sinirlenip pizzayı çöpe mi atsaydık?
bu hikayeyle pizza olmadığımız için herkesi mutlu edemeyeğimiz aklıma geldi bir yandan. o yüzden kalan pizzayı da şimdi yiyip mutlu oldum.
bir de şu alıntı geldi aklıma:
neşe şimdi gülsün mü ağlasın mı?
hem gülsün hem ağlasın, hayat budur işte.
devamını gör...