1.
birine söylenemeyip sanal dünyaya iliştirilmiş cümleler...
içimde çok güzel bir yerdesin, bu yeri karşılıklı kırgınlık ve öfkelerle kirletemezdim.
içimde çok güzel bir yerdesin, bu yeri karşılıklı kırgınlık ve öfkelerle kirletemezdim.
devamını gör...
2.
bu şiiri ben yaralı bir panda vaziyetinde yazdım
canım yandı
bu şiiri ben bir yangın vaziyetinde yazdım
şimdi bırak sana kedilerime süt getiren eski günlerimi anlatayım
kapıma gül bırakan adamları
ben de icabında bir hafıza mağduruyum
cumartesi günleri gayri annemlerle birlikte
sokaklarında eylemler yapayım.
canım yandı
bu şiiri ben bir yangın vaziyetinde yazdım
şimdi bırak sana kedilerime süt getiren eski günlerimi anlatayım
kapıma gül bırakan adamları
ben de icabında bir hafıza mağduruyum
cumartesi günleri gayri annemlerle birlikte
sokaklarında eylemler yapayım.
devamını gör...
3.
seni cok ozledim ancak su bir gercek ki seninle olamam. ben senin derin degersizlik hissine, bosluk hissine care olamam. sınır gezintilerini yatistirip seni rolantiye alamam. super kahraman degilim, catlagi gecici olarak kapatan bir yapistirici da. merhamet ve sevginin her zaman harekete gecmek olmadigini senden ogrendim. seni cok ozledim.
devamını gör...
4.
sanki bütün dünya birleşmemiz için bir araya gelmiş gibi ama biz ayrı kalmayı yeğliyoruz.
devamını gör...
5.
ne olduğunu benim bile anlamlandıramadığım bir şey var içimde sen düşüncelerimi öğrenmek istiyorsun ben sana açıklayamıyorum kendime bile açıklayamıyorum. özür dilerim...
devamını gör...
6.
hiç pişman olmamışım hayatta. hiç sevmemiş, hiç üzülmemiş, hiç özlememişim. senle karşılaşana kadar değil, senle ayrılana kadar. seneler oldu biliyorum ama kaç yıldır seni sevdiğimi unuttun bilmiyorum. insan böyle işte canımın içi. sevildiğini unutabilir belki ama sevdiğini unutamaz. nasıl olacak diye sorma bilmiyorum, eğer bilseydim hayatımın geri kalanını bunun için adayabilirdim. gerçi sormazsın zaten. ama senin yerine konuşmak ne kadar da iyi geliyor bana. bana hiç söylemeyeceğin şeylere senin ağzından çıkmış gibi cevap hazırlamak.
ipin ucunu kaçırdık bazı şeylerin dönüşü yok belki. bir ömür keşkelerle geçer mi sorusuna cevap aramakla geçecek ömrüm. ben hiç pişman olmamışım canımın içi. senle karşılaşana kadar değil, senle ayrılana kadar.
ipin ucunu kaçırdık bazı şeylerin dönüşü yok belki. bir ömür keşkelerle geçer mi sorusuna cevap aramakla geçecek ömrüm. ben hiç pişman olmamışım canımın içi. senle karşılaşana kadar değil, senle ayrılana kadar.
devamını gör...
7.
canımın içi sana keşke seni hiç tanımasaydım diyemem ama neden bunlar yaşandı
canımın içi ölene kadar benimle kalmayacağını biliyordum ama neden bugünümüzü doya doya yaşayamadık
canımın içi sana keşke bu yola hiç baş koymasaydım diyemem ama neden bana yolun sonunda beni beklemediğini söylemedin
canımın içi seni keşke hiç sevmeseydim diyemem ama neden birazcık bile değmedin
canımın içi bana keşke o sözleri söylemeseydin diyemem ama neden içinden gelmediği hâlde söyledin
canımın içi sana keşke hiç aşık olmasaydım diyemem ama neden bana 'aşk incitir' demedin
canımın içi hani sevmek güzel şeydi ben neden ellerim bağrımda kaldım
canımın içi senden gitmek hiç kolay olmadı ama neden arkamı döndüğümde hiç orda olmadın
canımın içi sana kötüsün diyemem ama neden elini kalbine koyup bana hiç merhamet etmedin.
canımın içi ölene kadar benimle kalmayacağını biliyordum ama neden bugünümüzü doya doya yaşayamadık
canımın içi sana keşke bu yola hiç baş koymasaydım diyemem ama neden bana yolun sonunda beni beklemediğini söylemedin
canımın içi seni keşke hiç sevmeseydim diyemem ama neden birazcık bile değmedin
canımın içi bana keşke o sözleri söylemeseydin diyemem ama neden içinden gelmediği hâlde söyledin
canımın içi sana keşke hiç aşık olmasaydım diyemem ama neden bana 'aşk incitir' demedin
canımın içi hani sevmek güzel şeydi ben neden ellerim bağrımda kaldım
canımın içi senden gitmek hiç kolay olmadı ama neden arkamı döndüğümde hiç orda olmadın
canımın içi sana kötüsün diyemem ama neden elini kalbine koyup bana hiç merhamet etmedin.
devamını gör...
8.
ben bu yazıyı sana yazdım baba...
yazdım velakin sen daha bilgisayarın monitör düğmesinden açılmayacağını bile halen kavrayamamış güzellikte bir insan olduğundan, nasıl olacak da açacak, google'ı kullanmayı öğrenecek, üstüne kafa sözlüğe girmeyi başaracak ve bu entrymi fark edeceksin? hani ben söylesem ya da açıp okutsam sana bi esprisi kalmayacak olayın...
pofff. neden bizde böyle şeyle olmuyor baba ya...
yazdım velakin sen daha bilgisayarın monitör düğmesinden açılmayacağını bile halen kavrayamamış güzellikte bir insan olduğundan, nasıl olacak da açacak, google'ı kullanmayı öğrenecek, üstüne kafa sözlüğe girmeyi başaracak ve bu entrymi fark edeceksin? hani ben söylesem ya da açıp okutsam sana bi esprisi kalmayacak olayın...
pofff. neden bizde böyle şeyle olmuyor baba ya...
devamını gör...
9.
seni çok özledim. yanımda olmana gerçekten çok ihtiyacım var. bana sarılmana, benden kahve istemene, babacım bir bardak su getir demene... artık yıkılıyor gibi hissediyorum. muhakeme becerim düşüyor. senin gibi sağduyulu olamıyorum. nasıl sakin biriydin? nasıl dengeyi tutturuyordun? neden beni hayata hazırlamadan çekip gittin? sana kıyamıyorum, seni bırakmak istemiyorum dediğin hâlde... şimdiki aklım olsa seni sürüklerdim yine de götürürdüm hastaneye. çocuktum aklım kesmiyordu affet. hep yanımda olacaksın sandım. sana bir şey olmaz sandım. çünkü yokluğunu hiç hissettirmemiştin. hiçbir şey eskisi gibi değil. bıraktığın düzen kalmadı. kahrediyorlar, kahroluyorum. soğuk toprağa bakmak zoruma gidiyor. hastanelerden korkardın hep. bir hastane köşesinde vedalaşamadık bile seninle. canın mı acıdı? korktun mu? hiç bilemedim. bu muammalar kafamın içinde dönüp duruyor senelerdir. keşke sana bir kez daha sarılabilseydim.
devamını gör...
10.
kendime yazıyorum. artık bana yalan söylemeyi bırak koçum.
devamını gör...
11.
keşke yanımda olsaydın da yine takılsaydın bana , keşke geçerken işyerinin önünden içeride oturan sen olsaydın. o kadar burukluk kaldıki içimde , anılarımız yetmiyor bana daha fazlası olsun isterdim ama sen yoksun boşluğun kaldı.
devamını gör...
12.
platonik saçmalıkların yazıldığı başlık.
her tanım ayrı kahkaha sebebi.
her tanım ayrı kahkaha sebebi.
devamını gör...
13.
sen geldin ya şimdi, bütün kelimeler anlam kazandı.
devamını gör...
14.
bir şeyin ötesini görmeye çalışmadın hiç.tek görebildiğin kendindi.
devamını gör...
15.
ben bu yazıyı sana yazdım. bilmiyorsun ki her yazımı sana yazdım. belki herkes okur da sen okumazsın yazdıklarımı
devamını gör...
16.
o iş bitti koçum, bak dalgana.
devamını gör...
17.
romantik bir cümle. eğer bu cümleyi kurduğunuz kişi, "iyi halt ettin" derse, tüm ambiyans bozulabilir. *
devamını gör...
18.
ben bu yazıyı sana yazdım sen okuma diye.
devamını gör...
19.
bu yazıyı sana yazdım tek eşliliğe karşı olan sahte ilgilere muhtaç kadın.
ar kavramı kelime itibariyle kısacık bir sözcük olarak gözükse de anlam itibariyle kişinin yaşadığı hayatın temellerini oluşturması gereken koskocaman bir manayı ifade etmektedir. ar kelimesi; utanma, doyum, namus gibi birçok kelimeyi de içine alan geniş bir tanımdır. arsızlık ise bu tanımlardan yola çıkarak utanmazlık, doyumsuzluk ve namussuzluk gibi kişide olmasının hiç hoş karşılanmayacağı tanımlamaları içerir. utanması olmayan, omurgasız olan her insan aynı zamanda arsızdır da.
siz her ne kadar bu arsız insanlardan uzak durmaya çalışsanız da arsızlıkların verdiği yetkiye dayanarak kendileri sizin etrafınızdan eksik olmazlar. yeri gelir yüzsüzlük satarlar, yeri gelir doyumsuzluklarına doyum ararlar. arsızlığın içinde barındırdığı tüm sevimsiz kavramları kullanmayı kendilerinde hak görürler. arsız insanlar geçmişlerine bakıldığında muhtemelen aileleri, arkadaşları ya da kendilerine seçtikleri hayat arkadaşları tarafından insan yerine dahi konulmamışlardır ve bu yok sayılmalarının ile kullanılmışlıklarının sancılarını derinden hissederler. bu sancıları hafifletmek ve kıvranan ruhlarını bir nebze olsun huzura erdirmek için hayasızca çırpınır dururlar. bu vaziyet-i hal içinde geçmişin biriktirdiği yaralarına pansuman, bitip tükenmeyen pişmanlık ve acılarına şifa ararlar.
arsız insanlar aynı zamanda narsisttirler de. herkesin kendileriyle empati yapmasını beklerken, başkalarının ruh halini düşünmeye asla vakitleri de niyetleri de yoktur. bu insanlar narsistliğinin de getirmiş olduğu yüzsüzlükleriyle hayatları boyunca asla ikili ilişkilerinde yalnız kalmak istemezler. karşı cinsin kendilerine göstermiş olduğu sahte ilgiyle kendilerini mutlu hissederler fakat doyumsuzluklarının getirmiş olduğu özellikleriyle de asla birine sadık olup tek bir kişi ile ilişki yürütemezler.
sahte dünyalarında doyumsuzluklarıyla süsledikleri sahte hayatlarını yaşarlar. yer yer pişmanlıklar da yaşarlar fakat asla bu pişmanlıkları bir defaya mahsus değildir. çünkü arsızlık kavramı içinde pişmanlık duygusunu asla tam olarak barındırmayan bir olgudur. çokça pişman olurlar fakat kaçındıkları bir gerçek vardır ki çokça pişman olan aslında hiç pişman olmamıştır. yaşadıkları çoklu ilişkileri yine arsızlıklarının getirdiği özellikler ile birleştirerek kendilerine haklılık kapılarını hep açık bırakırlar. yalnızlık allah’a mahsustur söyleminin arkasına sığınsalar da unuttukları bir şey vardır. ‘’ evet, yalnızlık allah’a mahsustur ama arsızlık ise bazı kullarına…’’
ar kavramı kelime itibariyle kısacık bir sözcük olarak gözükse de anlam itibariyle kişinin yaşadığı hayatın temellerini oluşturması gereken koskocaman bir manayı ifade etmektedir. ar kelimesi; utanma, doyum, namus gibi birçok kelimeyi de içine alan geniş bir tanımdır. arsızlık ise bu tanımlardan yola çıkarak utanmazlık, doyumsuzluk ve namussuzluk gibi kişide olmasının hiç hoş karşılanmayacağı tanımlamaları içerir. utanması olmayan, omurgasız olan her insan aynı zamanda arsızdır da.
siz her ne kadar bu arsız insanlardan uzak durmaya çalışsanız da arsızlıkların verdiği yetkiye dayanarak kendileri sizin etrafınızdan eksik olmazlar. yeri gelir yüzsüzlük satarlar, yeri gelir doyumsuzluklarına doyum ararlar. arsızlığın içinde barındırdığı tüm sevimsiz kavramları kullanmayı kendilerinde hak görürler. arsız insanlar geçmişlerine bakıldığında muhtemelen aileleri, arkadaşları ya da kendilerine seçtikleri hayat arkadaşları tarafından insan yerine dahi konulmamışlardır ve bu yok sayılmalarının ile kullanılmışlıklarının sancılarını derinden hissederler. bu sancıları hafifletmek ve kıvranan ruhlarını bir nebze olsun huzura erdirmek için hayasızca çırpınır dururlar. bu vaziyet-i hal içinde geçmişin biriktirdiği yaralarına pansuman, bitip tükenmeyen pişmanlık ve acılarına şifa ararlar.
arsız insanlar aynı zamanda narsisttirler de. herkesin kendileriyle empati yapmasını beklerken, başkalarının ruh halini düşünmeye asla vakitleri de niyetleri de yoktur. bu insanlar narsistliğinin de getirmiş olduğu yüzsüzlükleriyle hayatları boyunca asla ikili ilişkilerinde yalnız kalmak istemezler. karşı cinsin kendilerine göstermiş olduğu sahte ilgiyle kendilerini mutlu hissederler fakat doyumsuzluklarının getirmiş olduğu özellikleriyle de asla birine sadık olup tek bir kişi ile ilişki yürütemezler.
sahte dünyalarında doyumsuzluklarıyla süsledikleri sahte hayatlarını yaşarlar. yer yer pişmanlıklar da yaşarlar fakat asla bu pişmanlıkları bir defaya mahsus değildir. çünkü arsızlık kavramı içinde pişmanlık duygusunu asla tam olarak barındırmayan bir olgudur. çokça pişman olurlar fakat kaçındıkları bir gerçek vardır ki çokça pişman olan aslında hiç pişman olmamıştır. yaşadıkları çoklu ilişkileri yine arsızlıklarının getirdiği özellikler ile birleştirerek kendilerine haklılık kapılarını hep açık bırakırlar. yalnızlık allah’a mahsustur söyleminin arkasına sığınsalar da unuttukları bir şey vardır. ‘’ evet, yalnızlık allah’a mahsustur ama arsızlık ise bazı kullarına…’’
devamını gör...
20.
farkında olmadan bir şeyler katıyoruz etrafımızdaki insanlara. bir şarkı, bir kitap, bir sözcük.. o kişi ile aranızdaki ilişki bitse bile, biraz ondan kalıyoruz ya hani..ama ilk kez birine kattığım şeyleri geri almak istiyorum. hak ettiğini sanmıyorum. dostluğumdan bir parça taşımayı
hala biraz ben olmayı..,
hala biraz ben olmayı..,
devamını gör...