ben bu yazıyı sana yazdım

(bkz: yazma yazma kocam geldi)

uzu bir zaman sonra yine beraberiz senin yumuşak ve sıcacık hissini vücudumu sıkıca sarmanı çok özlemişim.


içliğim canım dostum hoş geldin tekrardan hayatıma...

sana sanaa bir tekk sanaa

beni yapayalnız bırakmana rağmen , ben kendi içimde bile toz konduramıyorum sana.

hala sürünüyorum. askere gideceğim. boştayım, takılıyorum, o zamana kadar vakit öldürüyorum. takribi üç dört ay. askerlikten sonraysa ne yapacağımı bilmiyorum. her şeyi ertelemek için iyi bir bahaneydi. peki bundan kurtulduğumda ne yapacağım? hiçbir fikrim yok.
senin ne yaptığını çok merak ediyorum. aklımda olmadığın bir gün yok. her yerde seni arayıp durduğum günler geride kaldıysa bile hala sana rastlamak için karşılaştığımız eski yerlerde dolanıyorum ara sıra. gerçi istesen bana hemen ulaşabilirsin ama bunu sakın yapma. çünkü hayatının yolunda gittiğinin bir işareti bu. seni engellememek için hayatından çıktım. aslında çok da dahil olamamıştım.
gece gece yine aklıma geldin bak. öyle kederli bir anı olarak değil ama gülümseten bir dost olarak. seni hiç kötü anmadım.

sen benim ilk aşkımsın,yarım kalan aşkımsın. bzim hatıralarımızı ve seni hâlâ yaşatıyorum. sadece sana sarılmak istiyorum. seni uzaktan sevmek istiyorum çünkü benim olduğunda yyine gitmenden korkuyorum. senin üzerine birilerini sevdim ama atilla ilhan'ın dediği gibi;kimi sevsem sensin hayret. umarım br gün tekrar yüzyüze geliriz ve benim için ne kadar önemli olduğunu anlarsın. seni bekliyor olacağım sevgili.

"öyle basit sözler yazamıyorum sevgilim.
o toprak gibi gözlerinde coğrafyam gelişirdi.
ne yani sevilmez mi kaldırımın taşları?
kızma bana sevemiyorum mentollü aşkları."

albadeep-şehre bir film geldi *

keşke şartlar farklı olsaydı.

yoo

binlerce satır yazı yazdım. onları anlamadın da şuraya yazacağım 2 satırı mı anlayacaksın?
benim umudum çoktan bitmiş de haberim yokmuş...

buraya yazmam kime ne diyeceksem günlüğüme yazcam.
şu alışkanlığı kazanmam lazım artık.
bence güzel fikir.
kalem tutmak lazım.

"düşün ki o bunu okuyor"
napim yeniden küfür mü edeyim ona.

ben seni ne aldattım, ne de ihanet ettim. yaptığın hiçbir şeyi hak etmedim. ne zaman bu kadar değersiz oldum senin için bilmiyorum. gerçi gerçekten değerli miydim onu da bilmiyorum. ben sana hep tüm saflığımla geldim. ben sana herkesten, en çok da kendimden daha çok değer vermiştim. seni herkesten, her şeyden çok sevmiştim. sana her şeyim derdim. 'her şey' içinde 'tek şeyim'din. yaptıklarını hak etmedim, ne olursa olsun. beni o kapıya adım adım iten sendin. nasıl olur da suçlu ben çıktım anlayamadım. nasıl olur da başkasına verdin kalbini? hani benimdi, hani son şansındım? yalancıymışsın, bilemedim. nankörmüşsün, anlayamadım. sen başarılı ol hayatında bu saatten sonra. her şeyin tam olsun. her yere gülücük saç. ama... en büyük eksiğin ben olayım. mutlu olduğun her an acısın kalbin. benim canım nasıl yandıysa senin de yansın. her gittiğin kalpte beni ara, benim sevgimi ara. hep eksik kal.

var olmak ancak yaşamın belki kusursuz ve mükemmel olmasa da sağlıklı işleyen bir unsuruyken anlamlı ve güzel gelebilir. ve ancak bu şekilde daha anlamlı ve daha güzel kılınabilir.

talihi güzel olarak adlandırılamayacak bir bahtsızın gözünde hayatın değeri ve var olmanın önemi özel bir deneyim olduğu gibi ayrıca özel bir değerlendirmenin konusudur.

kurtuluş ümidi olmayan bir hastayı düşünelim.. ya da bir kaza sonucu tamamen felç kalmış yatağa bağımlı hale gelmiş, gücünü bütünüyle kaybetmiş bir hastayı..
her şeyin bir hiç haline dönmesi, güneşin batıp da dünyamızın bir anda akşamın karanlık rengine teslim olması gibidir.

artık solmak üzere olan bir yaprağın güneşten ve yağmurdan bir beklentisinin kalmaması gibi, talihsiz insanın gözünde de kendi var oluşunun ve başkaca şeylerin bir değeri kalmamıstır artık..

hayatın güzelliklerden, değerinden söz etmek talihin gazabına henüz uğramamış olanlar için anlamlıdır..

ben bu yazıyı akşam canım sıkkınken ve bir dönemler yeşil sahalarda rüzgarlar estiren ama şimdi çok zor bir durumda olan güzel bir insanı gördükten sonra yazdım. herkes kendi keyfinde. onun keyfi ne alemde???
neyse.. her şey anlamsız ve yetersiz kalıyor bazen...

selamın icin tesekkurler.
hayatımdaki varlıgın her zaman mutluluk sebebi.
ayrıca kucuk kızın dunyanın en guzel kız cocugu olabilir. cok sevimli. cok cici

bu tanımı da başka sözlükten çarptım.

tabi ki seninle sevismek dunyanın en buyuk guzelliklerinden biri.

ama su sıra oyle bir donemde degilim.

tecavuze ya da tacize ugramadan gotu kurtarma derdinde oldugum bir donemdeyim. erkeklerden urktugum ve nefret ettigim bir donemdeyim.

baksa zaman konusalım, olur mu?

karadutum, nar tanem

sevgilim selam,

bir başıma balkonda otururken fark ettim ki içimde dolup taşan bir takım duygular var ve yazmazsam boşa gideceklermiş gibi hissediyorum.
dün gece seni uyuturken söylediğim şeyleri duymamışsın, o halde gel yanıma, bir daha anlatayım.

seninle geçirdiğim 7 ayın her dakikasında kendimi masal prensesleri gibi hissettim. bazen uyuyan güzel oldum senin en uykusuz gecelerinde. bazen sindirella, geçmişimin çöplüklerini temizlerken buldum kendimi. bazen pamuk prenses... cadının beni kandırmasına izin veremezdin, evimin bahçelerine elma ağaçları diktin. çocuk kalbime huzurlu uykular iliştirdin.

avuçlarının içinde büyümemi sağladın. büyüdükçe yeşerdim, yeşerdim ve gözlerinin rengini almaya başladım. sevgilim, göğüs kafesimde bir ormanla yaşıyorum.

şimdi derin bir nefes alıyorum. gökyüzü dahi sen kokarken kulağımdaki özdemir erdoğan eşlik ediyor aşkıma, "yaşamayı bana sen öğrettin".
27. levele kadar gelebilmiş bir kadın için büyük bir iddia bu fakat bölüm sonu canavarlarıyla savaşmaktan var olabilmeyi hayatta kalmakla eşdeğer tutan birine evet, "yaşamayı sen öğrettin".

"sevmeyince hayat bomboş" dedin, ne kadar haklıydın.
seni nefes almayı unutana dek seveceğim.

kimsenin bir şey yazmasına gerek yok.

şov sevmem. sevseydim gayet güzel döktürecek kelimelerim var. kadınların aşıkken takındığı haller, boş geliyor bu yüzden. günü kurtarmak kolay, günü iyi kötü herkes tamamlıyor.

bu yüzden, bir gün biteceğini bildiğim herhangi bir şey için şov yapmak nafile. şov da kalsın istemem üstümde. kimseye kalben borcumun olduğunu düşünmüyorum.

seven de azıcık sakınır. millet nispet yapıyor. alıyor ondan habersiz elaleme magazin olsuna vardırıyor işi. ben elalem sevmem. hoşlanmıyorum bu tutumdan. sevmek bilirim ki çok zor, ama kadın demişsem, g.tü başı oynamayacak. akçe kadar geçeri olmayan süslü kelimelerle şova kalkmayacak. tüm hikaye bu.