1.
batı felsefesindeki akıl kavramının yerine sezgi kavramını yerleştiren felsefedir.
bergsonculukta sezgi, rasyonelist düşüncedeki yönteme karşılık gelir. aydınlanma düşüncesinde 'hakikate' akıl yoluyla ulaşılması bir yöntem olarak ortaya koyulurken bergson, hakikate sezgi yoluyla ulaşılacağını savunur.
bergson'da akıl herkeste var olan ortak bir kavramdır. bu sebeple insanlar birbirlerinden sezgi yoluyla ayrılırlar.
felsefenin bir diğer önemli kavramı 'süre' dir. süre, gerek bireysel gerek toplumsal olarak öznel bir deneyim sürecinin olması ve aktarılması şeklinde açıklanabilir. bu sebeple bergsonculuk bir yandan batılı olup bir yandan da geçmişle, gelenekle barışık olmayı sağlayan bir felsefedir.
meşrutiyet ile birlikte türkiye'ye girmiş bulunan bu akım aydınlanmanın akılcılığına alternatif bir batı felsefesi olmuştur.
"batı dışında kendi rönesans'ımızı, kendi modernliğimizi inşa etme" fikrinde bergsonculuktan yararlanılmış, geçmişi bir başka gözle yeniden yorumlama fikri ortaya çıkmıştır.
‘‘bizi ezelden ebede kadar bir millet halinde koruyan, birbirimize bağlayan türkçedir, bu bağ öyle metin bir bağdır ki vatanın hudutları koptuğu zaman bile kopmaz, hudutlar aşırı yine bizi birbirimize bağlı tutar; türkçe’nin çekilmediği yerler vatandır, ancak çekildiği yerler vatanlıktan çıkar, vatanın kendi gövde ve ruhu türkçedir. bu bağ milyonlarca türk’ü birbirinden ayırmıyor, fakat dimağdan dimağa, kalbden kalbe geçmiş bir teldir ki, yarın türk edebiyatının ateşin, feyyaz, ceyyid bir devresi açılırsa, milli ruhu, bir elektrik seyyalesi
gibi bütün o dimağlar ve kalblerden geçirerek, bu dağınık kitleyi yekpare bir halde ayağa
kaldırır. " y. kemal
bergsonculukta sezgi, rasyonelist düşüncedeki yönteme karşılık gelir. aydınlanma düşüncesinde 'hakikate' akıl yoluyla ulaşılması bir yöntem olarak ortaya koyulurken bergson, hakikate sezgi yoluyla ulaşılacağını savunur.
bergson'da akıl herkeste var olan ortak bir kavramdır. bu sebeple insanlar birbirlerinden sezgi yoluyla ayrılırlar.
felsefenin bir diğer önemli kavramı 'süre' dir. süre, gerek bireysel gerek toplumsal olarak öznel bir deneyim sürecinin olması ve aktarılması şeklinde açıklanabilir. bu sebeple bergsonculuk bir yandan batılı olup bir yandan da geçmişle, gelenekle barışık olmayı sağlayan bir felsefedir.
meşrutiyet ile birlikte türkiye'ye girmiş bulunan bu akım aydınlanmanın akılcılığına alternatif bir batı felsefesi olmuştur.
"batı dışında kendi rönesans'ımızı, kendi modernliğimizi inşa etme" fikrinde bergsonculuktan yararlanılmış, geçmişi bir başka gözle yeniden yorumlama fikri ortaya çıkmıştır.
‘‘bizi ezelden ebede kadar bir millet halinde koruyan, birbirimize bağlayan türkçedir, bu bağ öyle metin bir bağdır ki vatanın hudutları koptuğu zaman bile kopmaz, hudutlar aşırı yine bizi birbirimize bağlı tutar; türkçe’nin çekilmediği yerler vatandır, ancak çekildiği yerler vatanlıktan çıkar, vatanın kendi gövde ve ruhu türkçedir. bu bağ milyonlarca türk’ü birbirinden ayırmıyor, fakat dimağdan dimağa, kalbden kalbe geçmiş bir teldir ki, yarın türk edebiyatının ateşin, feyyaz, ceyyid bir devresi açılırsa, milli ruhu, bir elektrik seyyalesi
gibi bütün o dimağlar ve kalblerden geçirerek, bu dağınık kitleyi yekpare bir halde ayağa
kaldırır. " y. kemal
devamını gör...
2.
entüisyonizm veya sezgicilik olarak adlandırılan felsefik terim.
rasyonalizmin karşıtı olduğu söylenebilir. birinde akılcılık/ usçuluk tercih edilirken diğerinde akıl değil sezgiler ön plandadır.
bu felsefeye adını veren kişi ise 1859/1941 yılları arasında yaşamış fransız filozof henri bergson'dan başkası değildir.
rasyonalizmin karşıtı olduğu söylenebilir. birinde akılcılık/ usçuluk tercih edilirken diğerinde akıl değil sezgiler ön plandadır.
bu felsefeye adını veren kişi ise 1859/1941 yılları arasında yaşamış fransız filozof henri bergson'dan başkası değildir.
devamını gör...