bilecik

1 koy sanirsam turkiyede. yahut ilce. evet.

bilemicik

sadece çevre yolundan geçtim ama dağlık ve yeşillik gibi görünüyor. iş derdi olmasa yada digital nomad gibi bir şey olsam, bir kenarda müstakil ev yapıp yaşamalık kasabamsı bir şehir olabileceğini düşünüyorum. haritadan bakınca bursa-izmit-eskişehir üçgeninin ağırlık merkezinde gibi görünüyor.

bilecik isminden de anlaşılacağı gibi küçücük, minicik, minnacık, ufacık.
ancak tarihi büyücek, kocaman, devasa
osmanlı devletinin ilk başkenti olan şimdiki "söğüt ilçesinin" bağlı olduğu ildir bilecik.
2015 yılında koskoca iki hafta kaldım. çok sevdim. her yere yakın istanbul'a yakın, eskişehire yakın, bursaya yakın, ankara'ya bile yakın.
yokuş, rampa ama olsun.
dünyayı sahiplenenler, güzeli göremeyenler, her şeye kulp bulanlar için yaşanılacak yer değil, o ne öyle köy gibi,
bana göre gayet yeşil, stressiz, huzurlu, "ahde vefa" dan dolayı il olması gereken ilimizdir.
söyleyeceklerimi yeni yetmeler anlamayacaktır ama, kadim bir şehirdir, hem de 67 plakadan sonra il olanlardan illerden değildir, 11 dir plakası.
kırmızılı kadın melek mızrak subaşı'nın belediye başkanlığı ile idare edilen şehirdir.
başkanın yaşıtları, kaprisli kaprisli hareketlerle, narsist kişilik bozukluğu yaşarken, aşko kuşko muhabbeti yaparken, yüksek mimar başkan, bilecik için mesleki birikimiyle bir değer ifade etmektedir.

çokça 'muhacır' nüfus barındırır

yüz yıl boyu balkanlardan gelenlere iskan gösterilmiştir

baba tarafımdan büyük dedem de o gelenlerden dir

(bkz: herkes haddini bilecik)