kadıköy baba sahne’de günay karacaoğlu ve şevket çoruh tarafından mütemadiyen cuma-cumartesi-pazar oynanan, pek keyifli bir o kadar da muhalif postmodern bir hamlet uyarlaması.

oyun baştan sona sizi antik yunan’da çoluk çombalak oyun izlemeye gelmiş bir atinalı gibi hissettiriyor. son zamanlarda oluşan entelektüel ve halk arasındaki nefreti kırıp tiyatroyu tekrar sokağa, edepsizliğe, bel altı şakalara ve bol bol kahkahaya indiriyor. bol bol tezahürat da var tabi ancak ben bir normal sözlük yazarı olduğum için kraliçeye bir salon dolusu insan küfür ederken cıkcıklamayı ihmal etmedim.*

sebastian seidel tarafından yazılan oyun bir yarım akıllı william shakespeare hayranı oyuncu olma heveslisi ile müzikal yapmak isteyen sesi çatallı ama çok neşeli bir şarkıcının “hamlet” oyna(yama)masını anlatıyor. tabi bu iyi niyetli girişim bir çok yerde sekteye uğruyor. bunun sonuncunda da -sahnenin kendi bülteninden alıntı yapacak olursak- babalar gibi bir hamlet ortaya çıkacakken koskoca hamlet “bir baba hamlet” oluveriyor.

bütün bu hikaye epik tiyatro olarak ele alınıyor. yani oyuncular oyuncu olduklarını biliyor ve seyirci olarak biz de bunun farkındayız. temsil, gerçek yerine geçmiyor. günay hanım ve şevket bey’in boşanmış bir çift olduğunu biliyoruz ve oyun içinde “bana demişlerdi zaten eski kocanla sahneye çıkma” gibi bize her şeyin kurmaca olduğunu gösteren keyifli detaylar ortaya çıkıyor. oyunculardan bahsetmişken günay karacaoğlu’nun performansından bahsetmezsem ellerim taş, dilim lâl olur. kendisinin hemen hemen bütün oyunlarına gitmeye çalışıyorum. bu oyunda da döktürmüş*. sahneye bu kadar yakışan, enerjisiyle bütün bir salonu kendine çekebilen ve bunu her performansta sergileyen başka bir oyuncu henüz izlemedim. şevket çoruh ise çok benim sevdiğim tarzda bir oyuncu değil ama performansı kötüydü diyemem. kendisine düşen karakteri gayet iyi oynuyor ve rolünün hakkını veriyor. dekoru ayrıca övmek istiyorum, her bir parçası işlevseldi. kâh yatak oldu o dekor, kâh bahçe, kâh şato ve her birine de inandırılmak istenilen kadar inanıyoruz. sahne tasarımı konusunda gördüğüm en işlevsel tasarımlardan biriydi.

izlediğinizde tiyatro bu diyorsunuz. bertolt brecht hayatta olsaydı ve bu oyunu anlasaydı, mutluluktan kendinden geçerdi. bir salon dolusu insan hep beraber kahkaha atıyorsunuz, yanınızdakine bakıp* ne iyi yaptık be diyorsunuz. postmodernizmin tek iyi yanı olan eski metinlerin yeniden okunmasının ve yorumlanmasının çok başarılı bir örneğiydi. ne kadar bilseniz o kadar çok şey anlıyor ve keyif alıyorsunuz. hamlet de kendi döneminin diktatörlüğüne, baskısına karşı yazılmıştı ama “danimarka’da geçiyordu”, bir baba hamlet de aynı şekilde. oyunun muhaliflik dozu kimilerine fazla ve doğrudan gelebilir ki salonda silivri soğuktur şakaları yapıldı. bir ara günay karacaoğlu’nun elinde polis megafonuyla seyircilerin arasına dalışını unutamıyorum. saçma sapan "aman biz kaybettik aman bu ülke bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi” zırlaklığındaki muhaliflikten yeteri kadar sıkılmıştım, oyunun umut dolu anlatımı bana iyi geldi.

hamlet mi seviyorsunuz izleyin. epik tiyatro mu seviyorsunuz izleyin. sevdiceğinizle gülüp eğlenmek mi istiyorsunuz, izleyin. ülkeyi yönetenlere ağız dolusu katil, hırsız ve yalancı diye bağırmayalı uzun zaman olmuştu. ülke demişken tabi ki danimarka’dan bahsediyorum ve sizi bütün salon hamlet’i gaza getirmek için attığımız sloganı bırakıyorum.

“bir baba hamlet ey allah, kralı da katlet hey allah!”
devamını gör...
baba sahne tarafından uyarlanan ve oynanan nefis tiyatro oyunudur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dünyanın en ünlü tiyatro oyunlarından biri olan * tarafından yazılan hamlet oyunu sebastian siedel tarafından uyarlanmış. emrah eren tarafından yönetilen oyunda kavuğun son sahibi şevket çoruh ve günay karacaoğlu oynuyor.

çanakkale turnesi esnasında izlediğim oyunda günay karacaoğlu resmen harikalar yarattı. şevket çoruh da sahnede çok iyiydi ancak sanırım günay karacaoğlu'nun performansı üst düzeydi bu oyun için.

kendince bir william shakespeare uzmanı olan bir adam ve onunla tiyatro yapmaya ancak şarkı söyleme şartıyla ikna olan bir kadının hamlet'i sahneleme çabaları anlatılıyor oyunda.

iki kalas bir hevesin somut bir kanıtı olan bu oyunda ikilinin tiyatro konusundaki anlaşmazlıkları, hamlet metnini eldeki imkanlarla sunmaya çalışmaları ve o yana bu yana bolca serpilmiş siyasi göndermeleri ile çok eğlenceli bir oyundu.

danimarka krallığında geçtiği için bize çok da yakın olmayan bir hikaye olduğu için gönül rahatlığıyla izledim oyunu. çok beğendim. danimarka krallığında çürümüş bir şeyler olabilir elbette ama bu bizi hiç mi hiç ilgilendirmez.
devamını gör...
ilk 2017 senesinde seyrettiğimde murat akkoyunlu ile oynuyordu şevket çoruh. şevket çoruh için bilet alıp murat akkoyunlu’ya hayran olup çıktım. seyretmeye doyamadığım bir oyun. evet dört kez seyrettim. biri ikna ederse beşinciyi de seyrederim. çok eğlenceli, çok keyifli, doğaçlamalar süper. günay karacaoğlu da murat akkoyunluyu aratmıyor asla.

ilk seyrettiğimizde ohal vardı. espiriler aşırı yerinde geliyordu.

evet çürümüş bir şeyler var danimarka krallığında.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir baba hamlet" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim