bir insanı tanıma yöntemleri

en güzel yöntem rakı masasında uzun saatler geçirmektir. kademe kademe çözülür, anlatır kendini. içtiği halde usturupluysa iyi bir arkadaşlığın temeli atılabilir.

sinirli halini görmek.herhangi birine,bir olaya ya da size sinirlendiğindeki hali ve tavırları hem verdiği değeri hem de asıl duygularını belli edebilecektir bence.

karşılaşılan bir zorluk bu yöntemlerde biridir. klişe evet ama, gerçekten insanın karakteri böyle durumlarda kendini belli eder.

eğer bir kişinin bana işi düştüğünde bana iyi davranıp ben o kişinin sorununa çözüm ürettikten sonra bana kötü davranıyorsa o kişiyle bir daha görüşmem.

yakın gibi durduğu insanların ilk fırsatta kuyusunu kazıp kazmadığına bakarım.

merhaba diyip tanışmaktır tabii ki de.

yola çıkmak
alışveriş yapmak
herhangi bir çıkarının olmadığı insanlara nasıl davrandığına bakmak.

birlikte tatile çıkmaktır. çok klişe gelirdi ama en etkili yöntemlerden biridir, ruh emici arkadaşımsıdan kurtulmama olanak sağlamıştır. tavsiyedir.

yemek yemek , alışveriş yapmak,yolculuğa çıkmak, en önemlisi sinirli halini görmek.

kişinin, kensidinden yaş, fizik, akıl, rütbe, sosyal statü vs. gibi herhangi bir durum bakımından büyük birisi ile ilişkisi size kişiliği ve öncelikleri hakkında genel bir bilgi verir.

kişinin, kensidinden yaş, fizik, akıl, rütbe, sosyal statü vs. gibi herhangi bir durum bakımından küçük birisi ile ilişkisi size davranış ve düşünüş biçimi hakkında genel bir bilgi verir.

dışa dönük veya içe dönük olduğunu ise yaşıtları arasındaki ilişkiden kolayca tespit edebilirsiniz. diğerlerinin aksine bu yöntemde onun hakkında olumlu veya olumsuz bir veri elde edemezsiniz.

(bkz: ramtha)'nın çok güzel bir sözü vardır;
bir insanı nasıl tanıyacağınızı biliyor musunuz ?
ne okuduğuna bakın,
ne seyrettiğine bakın,
duvarlarına ne astığına,
raflarına ne koyduğuna,
nasıl konuştuğuna,
nasıl dinlediğine bakın.
yapmanız gereken tek şey bakmaktır.
bunlar size onun ruhunun nerede olduğunu gösterir.

bağınız tam kopacakken ve koptuktan sonrası hal ve hareketlerine aynı zamanda söylemlerine bakın çok net kim olduğu görülür. ayrıca size verdiği değeride görme ihtimaliniz olabilir.

parayı koklattırmak,
tartışma konusu açıp ipin ucunun nereye gideceğini görmek.
din, siyaset, spor gibi alanlarda fanatikliğini ölçmek ki bu akli dengesi ile doğrudan doğru orantılıdır.

fikirlerini nasıl dile getirebildiğini gözlemlemek benim için ilk başta yeterli geliyor.

-kafe veya restoran garson ile nasıl davrandığı.

burada gözlemimiz pozitifse geri kalanını anlamaz zor değil bence.

kavga etmek birini tanımanın en iyi yoludur. (tartışma anlamında yoksa yumruk yumruğa girmek değil) .

zaman.

bazen kısacık bir an yeter, tek bir hareketinden tanırsınız ya da tanırsınız demeyelim de sizlik değildir onu anlarsınız. ama bazı insanların yıllar geçtikçe farklı yüzünü görürsünüz, ya hep öyledir siz görmemişsinizdir ya da değişmiştir. mümkündür. her şey insan için şu hayatta. önemli olan senin kendini tanıman ve sınırlarını bilmendir. ne için o sınırları ihlal edebilirsin? edersen sonucu ne olur? kendine duyduğun saygıyı kaybetmezsen, kendini bilirsen, herkesi her an tanıyabilirsin. yeter ki bakmayı bil.

borç vermek.
bir makama getirmek.

her insanın "kendine göre" bir içgörü/yorumu/çıkarımı ve tanımlaması olan bir konu.

insana olan yaklaşımın, resmi olarak eğitim almamış bir insan ile bir lise/üniversite mezunu bir insanın bakış açısı aynı olmayabilir. bir insanı tanımanın yolu ve yöntemi; göreceli ve aynı zamanda kişiye özgüdür.

ben, resmi olarak okula gitmemiş ama okuma yazma kısmını kendi kendine öğrenmiş, sekiz yaşında ayakkabı boyacılığı ile çalışmaya başlamış, farklı işlerde çıraklık-kalfalık terbiyesinden geçmiş, real ticarette olması ve olmaması gereken olguları/kavramları ve gerçekleri küçük yaştan itibaren öğrenen bir insan olarak derim ki: bir insanı, gerçek anlamda "tanımak" öyle kolay değildir.

konuşurken, iletişim kurarken; karşısındaki kişiyi adeta hipnotize eden ve kurmaca bir olayın içine çekip; maddi ve manevi olarak sömüren insanları tanıma fırsatım oldu.

tek bir yaşamın içine; onlarca "farklı yaşamlar" barındıran insanları tanıma fırsatım oldu. legal bir yaşamın altında illegal bir yaşam sürdüren, farklı farklı maskeleri olan insanları tanıma fırsatım oldu. dışı ile içinin, görülen ile gerçeğin bir birine uymadığı onlarca insanı tanıma fırsatım oldu.

mahkemelerde görülen çoğu dava; bir birini "tanıdığını" iddia eden (eşler, aile, akraba vs) ve öyle olmadığı anlaşılınca da bir birine dava açan insanlar arasında vuku bulduğu yadsınamaz bir gerçektir.

bir insan ile ilgili önsezi, öngörü ve ya tespitlerin olabilir ama bütün bunlar, bir insanı, tam olarak tanıyabileceğin anlamına gelmez.

yıllar boyunca, onlarca cinayet işlemiş ama ne ailesinden ne de yakınlarından kimsenin ondan şüphelenmediği onlarca seri katil biliyoruz.

her insanın kendi içinde farklı farklı kişiliği vardır ve bu farklı kişiliklerden birini tanımış/görmüş olman; o insanın "bütün" kişiliğini tanıyor ve ya biliyor anlamına gelmez.

ailesi ile farklı, iş yerinde/çalıştığı insanlar ile farklı, çevresindeki diğer bir çok insan ile arasında farklı yaşamlar süren insanlar var.

özetlemek gerekirse; bir insanı, tanıdığını bilmek/sanmak ile bir insanın - tabiri caizse- ciğerini(!) bilmek başka şey.