bir insanı tanıma yöntemleri

40 gün sırtınızda taşıyın 1 gün indirin, %100 denendi çalışıyor.

kızdırın.

beraber yemek yiyin.

en ortalama ve makul yöntemi, zamana dayalı gözlemdir.
tabii kimi, bunun ne kadarı keser? orası size kalmış. mesela asi ve isyankar yönetmenlerimizden zeki demirkubuz, ilk defa çalışmayı düşündüğü bir oyuncuyla kıyıda köşede bir kahve veya çay evinde buluşurmuş. sohbet ilerledikçe sevmediği bir insandan konuyu açar, adil konuşup konuşmadığına bakarmış.
riskli bir yöntem tabii. benim örneğin, öyle tav olduğum herifler vardır ki ismi geçse tavada zıplayan balığa dönerim. bu da benim yavşak bir insan olduğum anlamına gelir mi? yani sadece buradan yürüyüp böyle bir şey çıkarmak, biraz allahsızlık olur ama destekleyici başka yan unsurlar da varsa belki.
ben, birisi hakkında bir kanıya varmak için o kişinin herhangi bir bilinç baskısı altında olduğu durumları (sinir, stres, aşırı üzüntü, sarhoşluk, aşk vs.) görmezden gelirim genelde. çünkü hepsinde bir normal dışılık vardır ve normal dışı koşullar, insanları da normal dışına iter.
peki ne yaparım? en sıradan, en gündelik hallerine odaklanabilirim. bana karşı değil, insanlara karşı tutumlarının geneline bakabilirim. bir kitapta, bir filmde, bir müzikte takıldığı, önemsediği detaylardan fikir edinmeye çalışabilirim.
bizler ne yazık ki peşin hükümleri seviyoruz. bir an önce yargılayıp tanımlamakta, o kişiye ortalama bir değer biçmekte çok acele ediyoruz. bu yüzden bize kimseler değil, yalnız kendimiz hayal kırıklıkları yaşatıyoruz. insanlara doğru açılardan bakabildiğimiz müddetçe onlara güvenmek, bize bir şey kaybettirmez.

"bir insanı tanımak istiyorsan onunla savaşmalısın". seraph the matrix

başka yollarda var. bir yolculuk. iki yan yana savaşmak.

evlilik bir nevi yolculuk kabul edilebilir. zorluklara göğüs gerip, beraber ağlayıp beraber gülmek, omuz omuza maddi manevi mücadele etmek savaş sayılabilir.

kendi fikrim, en iyi tanıma yöntemlerinden biri ilk önce kendini tanımaktan geçer. sonrası çorap söküğü gibi gelir.

önce onu ondan dinleyin, sonra arkadaşlarından. sohbet edin bol bol, bir kaç ufak seyahat ve film etkinliği. son olarakta seviştin mi tamamdır. artık o kişiyi başlangıç aşamasında tanıyorsun.

görüşmeleriniz düzenli, sohbetleriniz samimi ve rahat geçmeye başladığında yatılı misafirlikler de başlar. misafirliğe gelirken getirdikleri, eşyaları yerleştirme düzeni, soyunma ve giyinme sırası bunlar hep detay işte. beraber yaşamaya da başladınız mı artık o kişiyi büyük ölçüde tanıyorsunuz demektir.

birini tamamen tanımak yıllar alır. bu beraber yaşama kısmı 10 yılı geçtiğinde artık o kişiye hakimsinizdir ve bilmediğiniz tek şey sizinle karşılaşmadan önce geçirdiği süredir. tabi böyle bir birliktelikte az çok aile fertleriyle de tanışma olacağından sizden önceki seneleri hakkında da bilginiz olur ve sizle karşılaştığındaki kişi olmak için geçtiği yolları da öğrenirsiniz.

son olarak kayıplar. birini kaybettiğinde(aile fertlerinden özellikle) tepkileri, acısını yaşaması, ihtiyaç duyduklarını da öğrendiğinizde artık o kişiyi %95 tanıyorsunuzdur. geri kalanını ne yaparsanız yapın tanıyamazsınız. bu oran bazen yüzde 5, bazen 1, bazen de 20 dir. o da artık o kişinin kendini açabilme kapasitesiyle alakalı.


uzun sözün özü; sohbet edin, sevin, sevilin, sevişin, birlikte zaman(!) geçirin.

çukur vardı. ruh hastası bir diziydi. biri diğerine benim için ölür müsün diye soruyor sonra da eline içinde tek kurşun olan altı patlar revolver tabancayı veriyordu.

sonra bu toplum nasıl manyak olmasın. ben de bir süre izledim ama asla normal olduğumu iddia ediyor değilim.

içki içince nasıl davranıyor ona bakın, gerçek karakter o vakit ortaya çıkıyor.

direksiyon eğitimi almak

senin mutluluğunla mutlu olabiliyor mu

çok yolu vardır aslında:
- parayı bulunca
- kızınca
- yabancılarla konuşma tarzı (örneğin yemek yiyorsunuz ve garsona davranma şekli önemli) / özellikle kademe/mevki olarak ondan altında olan birine konuşma tarzı
- kendini rahat hissettiği bir ortamda (örneğin kendi evinde veyahut aile evinde)
- stresli olunca / gergin olunca
- imkanları genel olarak artınca / güç sahibi olunca / söz sahibi olunca
- hastalıkta (örneğin çok hasta olduğunda...)
- üzgün olunca belki de (değişiyor bazı insanlar böyle olunca, yıkılıyorlar bazıları. belli olmuyor.) / savunmasız kaldıklarında
- severken (gururunu bile çiğner insan sevince. bazen.) * *
- sevmezken (karşıdaki kişiyi kaybetmek onun için önemsiz bir olay oluyor sonuçta)
- oyunlarda (hırslı kişilerde geçerli olabilir diyelim.) *
- psikolojisini etkileyen ilaçlar kullanıyorsa ve o ilaçları bırakınca (örneğin doğum kontrol hapları)

bu liste uzar gider. şu anlık aklıma bu kadar geliyor.

birlikte tatil yapmak veya aynı evde bir süre oturmak.

kuyruk bölgesi sıkışma yaşadığında halini vaktini gözlemlemek

1 senden beklentisi kalmadığında ,
2 senden ihtiyacı olanı alıp seninle işi bittiğinde
3 sen ciddi sıkıntılı bir durumdayken ondan yardım istediğinde
4 yok , adam olana bu üçü yeter.

mazlumlar hakkında nasıl düşündüğünü sor ve tanı. yanisi empati yapabiliyor mu ona bak.
başkalarının mazlumluğunu aldırmayandan bi şey olmaz.

bulunduğum meslekte bir gece nöbetine bakan olay.

obur mudur, tembel midir, titiz midir, mizah yönü kuvvetli midir, obsesif midir, empatik midir, sempatik midir.

ve daha bir sürü şey.

para en etkili yöntem. para en etkili çözücüdür.

erkeği kadınla, kadını altınla, altını ateşle sınayın demiş eskiler. sanırım günümüzde de geçerliliğini hala koruyor.

şöyle derler paran olsa bile birinden borç isteyeceksin. o zaman belli olur her şey.

oturup biraz sohbet etmem yeterli. cv sini çıkarırım.