bir mekanın kazıkçı olduğunu gösteren detaylar

siyasetle kafayı kırmış morişlerin sıçmığı bir tarafa, kapitalizm yiyecek, içecek değil mekan satar, tabağın içindekileri değil tabağı satar, garsonun tipini satar. bunun siyasal partisi yoktur.

1-girişte ve görünürde fiyat belirten bir şey yoksa
2-kapıda zenciler bekliyorsa
3-sahibi akapeli ise, içeride akapeli hırdavatların fotileri varsa
4-menünün kabı tarihi eser gibi birşeyse, içinde ki yazılar çin yazısı gibiyse
(dikkaaaattt tarraaa yemek üzeresin hem o elinde kini bırak ve oradan uzaklaş)
5-içeride çok şık giyimli 2 li kızlar bol bol serpiştirilmişse
onlara ördek denir, genellikle üni. öğrencileri saatlik olarak çağırılır
mekan kalabalık görünsün diye doluşturulur, önlerine 1-2 bişeyler konulur ve onların hesabını da
senin faturarın altına hiç anlayamayacağın şekilde monte ederler. gaaaaaaaarrrrrrrççççççç........
6-sahibi dinci biriyse, içeride osmanlı mosmanlı bilmemneleri varsa
kapısında tarihi bilmem ne zurnaoğlu falan gibi ibareler varsa
içeride dinci yobaz tipler (bildiğin çember sakal, gümüş yüzük, çorapsız ayakkabı, 99 luk tesbih falan)
doluysa.... haşuuuuuuurrrrtttttt....

daha önce de benzer bir şey yazmıştım ama uygulamada arayıp bulmak çok zahmetli. o yüzden, tekrar yazacağım.

bahsettiğiniz şeyler mekanın kazıkçı değil pahalı olduğunu gösterir. size bir hizmet vaad ederler. o hizmetin o kadar etmeyeceğini düşünürseniz gitmezsiniz.

kazıkçılık şudur: mekana girersiniz. kırk saat sipariş verecek insan bulamazsınız. lütfedip gelirler, bin türlü triple sipariş alırlar. sipariş geliş süresi uzar. yediğiniz, içtiğiniz şeyden memnun kalmazsınız. üstüne bir de hayvan gibi hesap ödersiniz.

pahalı olan her şey kazıkçılık demek değildir. bunları anlattık hep.

lavabosunda ağız gargara dispenseri var ise muhtemel kazıktır.

ben ağırlıkla bildiğim mekanlara giderim. o mekanlarda fiyat sklasi aşağı yukari bellidir. menüye bakmadan sipariş ederim.

neyse arkadasla mekan degistirelim dedik. bir biraci tabağı ve indirimli biralardan gideceğiz. bakmadan söyledik.

tabak geldi. bu bize girdi ortaya karışık dedi. abartma dedim de harbiden girdi.

kucuk bir tabakta az et sunumu yuzdesel olarak et tasarımı ile zengin gosteren mekanda girer.

sonuç: tabakları estetik, icindekilerin az olduğu mekanlar sıkıntılıdır.

öderken agizim açık kalmıştı. o zamanlar eski mekanda onun 4 katına üçte biri fiyat ödüyorduk sanırım.

en bariz olanlar havaalanı mekanı olması, istisnalar hariç şehirlerarası yol kenarı mekanları olması.

kazıkçı olmakla, lüks olmak arasındaki çizgi çok istismar edilir. boğaz kenarında bir sofra kurup kişi başı 50binle kalktığın yer lükstür, sosyal medyada patlatılıp dandik hamur işini yüksek fiyata satan kazıkçıdır.

şarap sipariş etmek istediğinizi söylediğinizde masaya ayrı bir şarap uzamanı (sommelier) yönlendiriyorlarsa en az 5 haneli rakamlara hazır olun.

menüde herhangi bir yere yatırılmış bir yemek varsa, hesap gelince sizi de yatıracaklardır

#3784866 nolu entryi katılmakla birlikte arttırıyorum,
cam şişe kestane marka su geliyorsa eyvahlar olsun.

fakat high-end bir yer ile kazıkçılık arasında da fark vardır.
onu da bir irdelemek gerek.

işim gereği istanbul'daki high-end yerlerde bulunuyorum
hizmet sektörü gerçekten enteresan dinamiklere sahip.
dolayısıyla bu konuyu farklı bir başlıkta konuşursak detay veririm bir ara