bir mekanın kazıkçı olduğunu gösteren detaylar

toprak altına gömülüp 1 hafta boyunca ağır ağır pişen gömme oğlak.

fiyatı öğrenmek için az da olsa çaba gösteriyorsan bi bokluk var kardeşim. avret mahali gibi gizlerler o fiyatı. bunun en güzel örneklerinden biri de bir ürün alacağınızda ya da birine iş yaptıracağınızda; ne kadar tutar? sorusuna karşılık; ayarlarız onu yaa, gelince bakalım, üç aşşa beş yukarı... minvalinde zippo cevaplar alıyorsanız bilin ki düdükleneceksiniz.

- ne kadar tutar acaba?
+ abi bi gelim de ayarlarız.
- ayarlama abisi bana net bir şey söyle.
+ ya işte üç aşşaa beş yukarı...
- yav kardeşim bırak üç aşşaa beş yukarısını, ne kadar tutar hesapla da bana ona göre bir fiyat söyle.
+ abi malum her şey çok pahallandı işte...
- zuckerimabini kapat lan dana!

bir mekan fazla salaşsa bi okadar lezzetsiz ve pahalıdır. uzal durulması ve sakin first date de yapılmaması tavsiyedir

genelde pahalı mekanların özelliklerinden bahsedilmiş. pahalı ve kazıkçının farklı şeyler olduğu konusunda anlaşmamız lazım önce.

bizim alım gücümüz için yüksek olması, mekanın kazıkçı olduğunu göstermez. pahalı olan mekan, bize bir deneyim sunar. pahalı olduğu açık açık bellidir. ücretini fazla bulursak gitmeyiz.

kazıkçı dediğimiz mekan, aslında ucuz olması gereken, herhangi bir hizmet sunmayan ama sunuyormuş gibi fiyat çakan mekandır.

özelliklere gelirsek; şık gözükmeye çalışan ama ucuz ve/veya sakil gözüken bir mekansa, çalışanların emeklerinin karşılığının verilmediği yüzlerinden okunuyorsa, ayarsız bir samimiyet varsa, net olarak uzayabilirsiniz. %95 çakacaklar, düşük ihtimal iyi hizmet anlayışları bu.

ışıklandırma ve giriş kapısı.

çalan müzik.
türkiye’de çalanı, klasik müziğe ne kadar yakınsa o ihtimal daha da artıyor. low yerlerde demet akalın en dip noktası diyebilirim.

dakika başı garsonların bir isteğiniz var mı diye darlaması. hadi önündeki bitince anladık da bitmeden gelenleri hiç anlamıyorum.

yemek fiyatlarının küsüratlı olması.

su istediğinizde şu tarz bir su geliyorsa bir tık kazıklanacağınızı anlıyorsunuz. tam ne çok pahalı ne de ucuz mekan suyu bu çünkü.

menüsünde yazan uçuk fiyatlar.

yani illa sağ sola bakmaya gerek yok.
menü isteyin
fiyatlara bakın
size uymuyorsa kalkın gidin.

dolu olur genelde.
favori bir mekanım vardı benim.
kızılayın göbeğinde, mütevazi, sessiz, güzel...
hep korktum kapanmasından çünkü hem fiyatları uygun hem boş hem de aynen söylediğim gibiydi.
artık oraya gitmiyorum . twh...

çayın yanında ikram gelirse pompalanması muhtemeldir .

mekan çok ışıklandırılmışsa,
yerlere bakınca yüzünüzü göreceğiniz mermerler varsa,
minimalistse,
yemek adlarını uzattıkça uzatıyor ve değiştiriyorlarsa,
yemeğin içeriğini detaylı şekilde italik yazıda menüye ekliyorlarsa,
menü ağır ve kaliteli bir kitap gibiyse,
geçmiş olsun.

veya sadece açıp menüye bakın.

garson varsa ve/veya garsonla göz göze gelebiliyorsanız...

kapısında sizi şık giyimli, yakışıklı zencinin karşılaması... daha kapıda mesajı net bir şekilde vermektedir.

yabancı müzik çalması ve bilindik parçalar yerine orası için özel üretilmiş müziklerin çalması.

gıda işletmeleri artık fiyat listelerini kapıda görünür yerlere asmak zorundalar. fiyat listesi kazık şeklindeyse girmezsiniz, o kadar basit.

menü

fakir olmanız..

zengin adam mekanın fiyatıyla değil. hizmetin kalitesiyle alacağı keyifle ilgilenir. fiyat aklına bile gelmez..

fasfakirsiniz işte..

akpli olması.
toplum sağlığı için alınması gereken hiçbir belgeyi hak ederek almamıştır. önlem denetim gibi şeyleri enayilik olarak görür bunlar, her şeyi yalap şap yapıp, tam teşekkül gibi gösterir, 3 liralık hizmetten 100 lira ister.
halka adaletsizliği reva gören ingiliz güdümlü bir akpli herif halk sağlığını niye düşünsün zaten.
ek: akpnin yanlışını yazdığınız an bir ingiliz güdümlü şeriatçi atatürk düşmanı gelir incindim ben der. bu hiç değişmez.