bir ömür nasıl yaşanır

gelişigüzel...

mesela pazar sabahı uyandın.
kahvaltını yaptın.
kontağı halkın yoğun nüfuz etmediği sakin bir koya doğru çeviriyorsun.
çadırını atıp, soğutucu çantadaki alkolünden yudumluyorsun.
akşama kadar hiç bir şey düşünmüyorsun.
akşam rutin hayatına dönüyorsun ama akışa vermiş olduğun o 10 saatlik mola sana iyi geliyor çünkü ne yazık ki yarın çalışmak zorundasın.

en azından bende durum bu bugün.

nasıl istersen.

kesinlikle bir umut ve mücadele ile.
ikisi kardeştir ve ayrılmazlar.
hayatın her anında bir mücadele ile yaşamak zorundayız.
bu bir eylemi gerektirmiyorsa dahi öncelikle ister istemez düşünsel olarak bir eylem içerisinde olmak zorundayız, akabinde de mutlaka reel bir eylem içerisinde olmak durumundayız, eylem hayatın bir parçasıdır çünkü.
hayat mücadeleniz daim olsun, zorluklardan yılmayın ve hayatın ufak yanlarından keyif alın ve de beklentilerinizi en azından insanlar bazında yüksek tutmayın, çünkü insan insanın kurdudur ve birbirini harcamaya yer arar.

bir ömrü çok iyi , çok guzel dolu dolu yaşayabiliriz. ama türkiye'de değil.

ömür'deki dört noktayı alıyorsun ve kelimenin sonuna üçünü diziyorsun, kalan birinide cebine atıyorsun. tek kalan nokta diğer üçünü özlerken sen, onu orada unutuyorsun ve yaşıyorsun. hatırladığın an öleceğin andır.

keşke yaşamasını bilen biri tüm çocuklara ders gibi anlatsa da zaman kaybetmese.

nasıl zengin olurum diye yaşanır.

sandman dizisinde birisi vardı asla, ölmek istemeyen o geldi aklıma.

böyle yaşanmaz onu biliyorum.

evvela bir ömür nasıl yaşanır bilmesekde bir ömür nasıl çarçur edilir iyi biliriz.

her anına özenerek,
her anında kendine özenerek,
her anının hakkını vererek,
her anında hakkını alarak,
her anını son anmış gibi yaşayarak,
her anında kalp kırmayarak,
her anında kalbini koruyarak.

iyi kötü herkesten uzak durarak

bir ömür yaşanır geride hayıflar, gerçekleşmemiş beklentiler, kabullenilmiş boşluklar kalır.

ömür akar gider. sen ise peşinden koşarsın sanki birşeylerin kontrolü elindeymiş gibi.
sahip oldum sanırsın, edinirsin elde edersin bunun için kendini paralarsın. elde ettikten hemen sonra sıkılırsın ve bir yalan söylersin. amaaan yaptım ettim yaşadım gördüm diye salakça sebeplerle kendini kandırırsın.
sonra bir gün yorulduğunu fark edersin. yorulmadım aslında diye bir yalan daha söylersin. bir hastalığa tutulursun ve o an anlarsın artık eskisi gibi güçlü olmadığını.
sonra, bir gün kahveni içerken zaman nasıl geçti ya hu diye bir uyanış yaşarsın. sahip olduğun şeylere bakıp aslında onların sana sahip olduğunu ve onların esiri olmak uğruna bir ömür tükettiğini anlarsın.
eyvah!
dersin içinden ama nafiledir artık. geriye sadece beklemek kalmıştır. bir kere daha şans verseler daha beterini yapacağın halde, keşke dersin.
keşke ulan. bir kere daha başlayabilsem! daha farklı olabilirdi diye bir yalan daha söylersin kendine.
elde etmek uğruna ömrünü harcarken, aslında gerçekten yaşamayı unuttuğunu görürsün sonunda.
yazık.

kazasız belasız sağlıklı huzur içinde güzel gezip doğa park bahçe yeşil alan içinde.

keşke bilseydim, yaşamak için ugrasirdim.

canının istediği gibi.
kendinizi fazla kasmayın, gelene eyvallah gidene bay bay demek gerek. önemli olan kendini bulmak. kendinizi mutsuz eden her şeyden kurtulup yaşamak.

pişam olmadan, keşke demeden ve kime ait hissediyorsan onunla hayatı ıskalamadan yaşayarak...