1.
sonuçlardan önce sebeplerinden bir ufak bahsetmek istiyorum (tanımı en son yaparız). öncelikle buzul çağına girmemiz için en olası senaryo atmosferik yapının değişmesidir. ya güneş ortadan kaybolacak (ki bu durumda ölürüz), ya da güneş ışınlarının dünyaya ulaşması engellenecek (ki bu durumda da ölürüz).
güneşin ortadan kalktığı senaryoyu konuşmak anlamsız olacağı için blokan senaryodan biraz bahsedelim. iki şekilde güneşi bloklayabilirsiniz.
1) güneş-dünya arasına bir cisim gelip yörüngeye oturursa,
2) atmosferik toz ve partikül yoğunluğu artarsa.
mevcut durumun değişmediğini varsayarsak her iki senaryoda da yolumuz göktaşı kavramına çıkıyor (mevcut durumun değişmemesinden kastım ay-dünya-güneş-yörünge vs durumlarının günümüzdeki haliyle korunması. ay'a motor takıp güneşin önüne park etmek gibi fantastik yöntemleri eliyoruz). ilk senaryoda bu göktaşımız öyle bir yörüngeye oturur ki güneşi perdeler, ikinci senaryoda dünyaya çarpar.
şimdi sonuçlara gelebiliriz işte...
çarpma sonrası birçok şey etkilenecek tabii ki fakat etkilerden biri atmosferik toz yoğunluğunun artması olacak. göktaşı eğer bu kadar büyük etki edebilecek büyüklükteyse, çarpma alanının onyüzbinmilyon kilometre çapı içindeki hayat zaten buharlaşacak (fakat ben patlama sonrasından/güvenli uzaklıktan bahsediyorum).
şu görsel ile daha güzel anlatılabilir belki operation doorstep. nevada 1953..
görselde frame 0'da her şey yerli yerindeyken frame 1'de yerdeki toz toprak havalanmaya başlamış, umarım dikkat etmişsinizdir. 16 kilotonluk bir patlama bunu yapıyorsa 1000 kiloton ne yapar siz düşünün, 1000000 kiloton ne yapar hayal edin. devasa bir patlamadan bahsediyorsak devasa rüzgarların da bu toz partiküllerini dünyaya yaydığını düşünebiliriz sanırım.
sonuç olarak toz yoğunluğuna bağlı olarak dünya karanlığa gömülecek, küresel soğuma başlayacak, fotosentez duracak, bitkiler ölecek, bütün besin zinciri tepeden tırnağa çökecek. biz de öleceğiz tabii ki. hayatta kalan birkaç şanslı dayanıklı tür ile hayat muhtemelen yeniden filizlenip devam edecek, fakat bence biz bu hayatın bir parçası olmayacağız.
şurada da dinozorların soyunun neden tükendiğiyle ilgili bir bilgisel var (ki benim anlattığım şeyin asıl kaynağıdır. ben birazcık soslayıp tekrar yazdım diyebilirim. emrah hocaya da buradan teşekkürler efenim).
tanım: dünyanın bir takım sebepler yüzünden aşırı soğuması durumu.
güneşin ortadan kalktığı senaryoyu konuşmak anlamsız olacağı için blokan senaryodan biraz bahsedelim. iki şekilde güneşi bloklayabilirsiniz.
1) güneş-dünya arasına bir cisim gelip yörüngeye oturursa,
2) atmosferik toz ve partikül yoğunluğu artarsa.
mevcut durumun değişmediğini varsayarsak her iki senaryoda da yolumuz göktaşı kavramına çıkıyor (mevcut durumun değişmemesinden kastım ay-dünya-güneş-yörünge vs durumlarının günümüzdeki haliyle korunması. ay'a motor takıp güneşin önüne park etmek gibi fantastik yöntemleri eliyoruz). ilk senaryoda bu göktaşımız öyle bir yörüngeye oturur ki güneşi perdeler, ikinci senaryoda dünyaya çarpar.
şimdi sonuçlara gelebiliriz işte...
çarpma sonrası birçok şey etkilenecek tabii ki fakat etkilerden biri atmosferik toz yoğunluğunun artması olacak. göktaşı eğer bu kadar büyük etki edebilecek büyüklükteyse, çarpma alanının onyüzbinmilyon kilometre çapı içindeki hayat zaten buharlaşacak (fakat ben patlama sonrasından/güvenli uzaklıktan bahsediyorum).
şu görsel ile daha güzel anlatılabilir belki operation doorstep. nevada 1953..
görselde frame 0'da her şey yerli yerindeyken frame 1'de yerdeki toz toprak havalanmaya başlamış, umarım dikkat etmişsinizdir. 16 kilotonluk bir patlama bunu yapıyorsa 1000 kiloton ne yapar siz düşünün, 1000000 kiloton ne yapar hayal edin. devasa bir patlamadan bahsediyorsak devasa rüzgarların da bu toz partiküllerini dünyaya yaydığını düşünebiliriz sanırım.
sonuç olarak toz yoğunluğuna bağlı olarak dünya karanlığa gömülecek, küresel soğuma başlayacak, fotosentez duracak, bitkiler ölecek, bütün besin zinciri tepeden tırnağa çökecek. biz de öleceğiz tabii ki. hayatta kalan birkaç şanslı dayanıklı tür ile hayat muhtemelen yeniden filizlenip devam edecek, fakat bence biz bu hayatın bir parçası olmayacağız.
şurada da dinozorların soyunun neden tükendiğiyle ilgili bir bilgisel var (ki benim anlattığım şeyin asıl kaynağıdır. ben birazcık soslayıp tekrar yazdım diyebilirim. emrah hocaya da buradan teşekkürler efenim).
tanım: dünyanın bir takım sebepler yüzünden aşırı soğuması durumu.
devamını gör...
2.
atmosfer ve yeryüzünde uzun dönem boyunca sıcaklığın düşerek, buzullarının artması ve kalması durumudur.
günümüzden yaklaşık olarak 18 bin yıl önce en üst noktasına erişen "son buzul çağı" olan vürm bundan yaklaşık olarak 10.000 yıl önce sona erdi ve yerküre ısınmaya başladı.[3] bu ısınma süreci hâlen devam etmektedir. doğal döngünün devam etmesi halinde yeryüzünün yeniden soğumaya başlamış olması gerekirken insanın kullandığı fosil yakıtlar, karbondioksit, metan vb. sera gazlarının salınımı nedeniyle atmosfer ısısının artışına bağlı küresel ısınma devam ettiğinden en azından yakın bir gelecekte bir buzul devri öngörülmemektedir.
acaba pandeminini getirisi ve bir takım önlemlerle azalan sera gazları sonucu yeniden buzul çağı gelebilir mi diye düşünüyorum.
hele yıllar yılı yaşadığımız bu mart ayı ile.
günümüzden yaklaşık olarak 18 bin yıl önce en üst noktasına erişen "son buzul çağı" olan vürm bundan yaklaşık olarak 10.000 yıl önce sona erdi ve yerküre ısınmaya başladı.[3] bu ısınma süreci hâlen devam etmektedir. doğal döngünün devam etmesi halinde yeryüzünün yeniden soğumaya başlamış olması gerekirken insanın kullandığı fosil yakıtlar, karbondioksit, metan vb. sera gazlarının salınımı nedeniyle atmosfer ısısının artışına bağlı küresel ısınma devam ettiğinden en azından yakın bir gelecekte bir buzul devri öngörülmemektedir.
acaba pandeminini getirisi ve bir takım önlemlerle azalan sera gazları sonucu yeniden buzul çağı gelebilir mi diye düşünüyorum.
hele yıllar yılı yaşadığımız bu mart ayı ile.
devamını gör...
3.
aklıma bu aşırı kaliteli sahneyi getiren başlık.
devamını gör...
4.
dünyanın ve atmosferinin sıcaklığının uzun süren dönem boyunca azalarak kıtasal, kutup ve alp buzullarının genişlemesi dönemi olarak tanımlanır).
dördüncü zaman, dünya'daki toprakların %30'undan fazlasının buzlarla kaplandığı bir dönemidir ve pliyosen çağı ile holosen çağı arasında yer alır
dördüncü zaman, dünya'daki toprakların %30'undan fazlasının buzlarla kaplandığı bir dönemidir ve pliyosen çağı ile holosen çağı arasında yer alır
devamını gör...