1.
1887 yılında yayınlanmış bir deney. amacı uzay boşluğunu doldurduğuna, ısı ve ışığın iletilmesini sağladığına inanılan esirin (ing: luminiferous aether) varlığını kanıtlamaktı. deney, dünya ile esirin birbiriyle göreceli bir hareket halinde olduğu hipotezine dayanıyordu. dünya, güneş ve kendi etrafında dönerken esir rüzgarı oluşmalıydı. yani ışığı taşıdığına inanılan esire karşı harekette ışık hızı daha fazla, aksi yönde daha az ölçülmeliydi. deney sonucunda ışığın her zaman ve her yönde sabit hızda olduğu görüldü. bulgular esir teorisiyle uyumsuzdu. verileri açıklamak için einstein'in özel görelilik kuramı ve ışık hızının değişmez bir sabit olduğunun anlaşılması gerekiyordu.
devamını gör...
2.
eteri ispatlamak amacıyla yapılmış bir deneydir...ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştır...bu deneye göre eter yoktur.#502757
devamını gör...
3.
esir, eter ya da ether (adına her ne derseniz) adı verilen maddenin uzayı doldurduğunu ispatlamak için yapılan ama aslında öyle bir maddenin var olmadığını ispatlayan deney.
deney düzeneği olarak interferometre kullanılmıştı. bu alet içerisinde aynalar bulunur. basitçe şöyle anlatabilirim işleyişini; hakkında ölçüm yapmaya çalıştığınız herhangi bir elektromanyetik dalga yarı geçirgen, yani ışığın birazını geçirip birazını yansıtan bir aynaya gelir. burada geçen ışık ile yansıyan ışık farklı yönlere doğru yönelir. yine birer aynadan yansıyarak ölçüm cihazına ulaşırlar.
eğer ölçüm cihazına ulaşan her ışık demeti, cihaza aynı anda ulaşırsa, cihaz üzerinde düzgün bir girişim deseni gözlenir. fakat eğer herhangi bir gecikmeye neden olacak bir etkileşim varsa ve ölçülen elektromanyetik dalganın bir kısmı cihaza daha geç gelirse, girişim deseninde faz farkı oluşur. girişim deseni yine oluşur ama bu kez desen, geciken kaynağa daha yakın bir yöne doğru kayar. özetle faz farkı olup olmamasına bakılarak herhangi bir kaynaktan gelen ışık hakkında bilgi edinebilirsiniz.
şimdi burada su dalgalarına benzer bir örnek vermek yerinde olur. bir kayıkla ya da yüzerek suya açıldığınızda, suda akıntı varsa, akıntıyla aynı yönde yüzmek sizi hızlandırır. akıntıya karşı yüzmekse sizi yavaşlatır.
***
meraklısına sayısal örnek de vereyim, daha iyi anlaşılması için. diyelim ki bu kıyıdan akıntıya karşı yüzerek karşıdaki kıyıya çıkacak ve sonra akıntı yönünde yüzerek tekrar bu kıyıya döneceksiniz. gideceğiniz yol da 24 metre olsun (dönüşle birlikte 48 m). siz 10 m/s hız ile yüzüyorsunuz. akıntı da 2 m/s hıza sahip olsun. buradan akıntıya karşı giderken 10 - 2 = 8 m/s hızla 24 metreyi 3 saniyede geçersiniz. dönüşte ise akıntıyla aynı yönde, 10 + 2 = 12 m/s hızla 24 metreyi 2 saniyede geçersiniz. toplamda 48 metreyi 5 saniyede gidip dönmüş olursunuz.
akıntı olmasaydı aynı hızla aynı yolu 2,4 saniyede gidip yine 2,4 saniyede gelecektiniz. dolayısıyla toplam yolunuz 4,8 saniye sürecekti.
gördüğünüz gibi, ortamda size karşı ya da sizinle aynı yönde hareket eden bir kuvvetle muhatap olursanız ortaya bir zaman farkı çıkıyor.
***
deneyden beklenen sonuç, eter rüzgârının ışığın hızını etkilemesi ve girişim deseninde zamandan kaynaklanan bir faz farkı oluşmasıydı. ancak beklenen sonuç öyle olmadı. girişim deseni son derece düzgündü ve desende kayma yoktu. bu sonuç, eterin hiç var olmadığı ve uzayın boş olduğu anlamına geliyordu.
deney farklı zamanlarda, farklı kişiler tarafından da tekrarlandı ancak sonuç değişmedi. dünyanın en başarılı başarısız deneyi olarak tarihte yerini aldı. başarısızdı çünkü ispatlamaya çalıştıkları şeyler ile ispatladıkları şey birbirinden 180 derece farklıydı. başarılıydı çünkü uzayın vakum olduğunu kanıtlamış, vakum ortamında ışığın her doğrultuda aynı hızla yayıldığını göstermiş ve özel göreliliğin temelini atmıştı.
deney düzeneği olarak interferometre kullanılmıştı. bu alet içerisinde aynalar bulunur. basitçe şöyle anlatabilirim işleyişini; hakkında ölçüm yapmaya çalıştığınız herhangi bir elektromanyetik dalga yarı geçirgen, yani ışığın birazını geçirip birazını yansıtan bir aynaya gelir. burada geçen ışık ile yansıyan ışık farklı yönlere doğru yönelir. yine birer aynadan yansıyarak ölçüm cihazına ulaşırlar.
eğer ölçüm cihazına ulaşan her ışık demeti, cihaza aynı anda ulaşırsa, cihaz üzerinde düzgün bir girişim deseni gözlenir. fakat eğer herhangi bir gecikmeye neden olacak bir etkileşim varsa ve ölçülen elektromanyetik dalganın bir kısmı cihaza daha geç gelirse, girişim deseninde faz farkı oluşur. girişim deseni yine oluşur ama bu kez desen, geciken kaynağa daha yakın bir yöne doğru kayar. özetle faz farkı olup olmamasına bakılarak herhangi bir kaynaktan gelen ışık hakkında bilgi edinebilirsiniz.
şimdi burada su dalgalarına benzer bir örnek vermek yerinde olur. bir kayıkla ya da yüzerek suya açıldığınızda, suda akıntı varsa, akıntıyla aynı yönde yüzmek sizi hızlandırır. akıntıya karşı yüzmekse sizi yavaşlatır.
***
meraklısına sayısal örnek de vereyim, daha iyi anlaşılması için. diyelim ki bu kıyıdan akıntıya karşı yüzerek karşıdaki kıyıya çıkacak ve sonra akıntı yönünde yüzerek tekrar bu kıyıya döneceksiniz. gideceğiniz yol da 24 metre olsun (dönüşle birlikte 48 m). siz 10 m/s hız ile yüzüyorsunuz. akıntı da 2 m/s hıza sahip olsun. buradan akıntıya karşı giderken 10 - 2 = 8 m/s hızla 24 metreyi 3 saniyede geçersiniz. dönüşte ise akıntıyla aynı yönde, 10 + 2 = 12 m/s hızla 24 metreyi 2 saniyede geçersiniz. toplamda 48 metreyi 5 saniyede gidip dönmüş olursunuz.
akıntı olmasaydı aynı hızla aynı yolu 2,4 saniyede gidip yine 2,4 saniyede gelecektiniz. dolayısıyla toplam yolunuz 4,8 saniye sürecekti.
gördüğünüz gibi, ortamda size karşı ya da sizinle aynı yönde hareket eden bir kuvvetle muhatap olursanız ortaya bir zaman farkı çıkıyor.
***
deneyden beklenen sonuç, eter rüzgârının ışığın hızını etkilemesi ve girişim deseninde zamandan kaynaklanan bir faz farkı oluşmasıydı. ancak beklenen sonuç öyle olmadı. girişim deseni son derece düzgündü ve desende kayma yoktu. bu sonuç, eterin hiç var olmadığı ve uzayın boş olduğu anlamına geliyordu.
deney farklı zamanlarda, farklı kişiler tarafından da tekrarlandı ancak sonuç değişmedi. dünyanın en başarılı başarısız deneyi olarak tarihte yerini aldı. başarısızdı çünkü ispatlamaya çalıştıkları şeyler ile ispatladıkları şey birbirinden 180 derece farklıydı. başarılıydı çünkü uzayın vakum olduğunu kanıtlamış, vakum ortamında ışığın her doğrultuda aynı hızla yayıldığını göstermiş ve özel göreliliğin temelini atmıştı.
devamını gör...
4.
fizik tarihinin en ünlü ve önemli deneylerinden biridir.
1887'de albert michelson ve edward morley tarafından yapılmıştır.
deneyin amacı eter maddesinin var olduğunu deneysel olarak ve uzayı doldurup doldurmayacağını kanıtlamaktı.
deney olumsuz sonuçlandı, eğer başarılı olsaydı o madde, ışık dâhil içinde bulunduğu her şeyi etkileyecekti.
albert michelson bu çalışma için nobel fizik ödülü kazanmıştır.
1887'de albert michelson ve edward morley tarafından yapılmıştır.
deneyin amacı eter maddesinin var olduğunu deneysel olarak ve uzayı doldurup doldurmayacağını kanıtlamaktı.
deney olumsuz sonuçlandı, eğer başarılı olsaydı o madde, ışık dâhil içinde bulunduğu her şeyi etkileyecekti.
albert michelson bu çalışma için nobel fizik ödülü kazanmıştır.
devamını gör...