21.
afedersiniz ama (bkz: göt kazmaca)
üzgünüm ama oyunun adı bu yapacak bir şey yok. buna kısaca türk beyzbolu diyebilirsiniz. şöyle oynanır :
bir kum sahada, ortada elinde uzun bir sopa bulunan bir vurucu vardır. etrafına ise, bu merkezdeki ebeye eşit uzaklıkta bir yarıçapta, kendi alanlarındaki diğer oyuncular dizilir ve herkesin popo ebadı kadar birer çember çizilir. ebe olarak seçilen ilk oyuncu, elindeki küçük bir tahta parçasını merkezdeki vurucuya fırlatarak oyuna startı verir. vurucu, elindeki sopayla, bu küçük tahtayı olabildiğince uzağa fırlatmaya ve diğer tüm oyuncular da, fırlatılan tahtasını almaya giden ebenin kalesini * hızlıca kazmaya başlar. burada dikkat edilmesi gereken nokta, ebenin tahtayı alıp, siz kazarken tahtayı sizin çemberinize bırakmadan (ya da fırlatıp denk getirmeden) kalenize dönmenizdir. aksi halde siz ebe olursunuz.
kıçı çemberine ilk sığan oyuncu elenmiş olur ve bu böyle böyle devam edip en sona bir oyuncu kalana dek devam eder.
inanılmaz eğlenceli bir oyundur lütfen çocuklarınızla, arkadaşlarınızla oynayın.
üzgünüm ama oyunun adı bu yapacak bir şey yok. buna kısaca türk beyzbolu diyebilirsiniz. şöyle oynanır :
bir kum sahada, ortada elinde uzun bir sopa bulunan bir vurucu vardır. etrafına ise, bu merkezdeki ebeye eşit uzaklıkta bir yarıçapta, kendi alanlarındaki diğer oyuncular dizilir ve herkesin popo ebadı kadar birer çember çizilir. ebe olarak seçilen ilk oyuncu, elindeki küçük bir tahta parçasını merkezdeki vurucuya fırlatarak oyuna startı verir. vurucu, elindeki sopayla, bu küçük tahtayı olabildiğince uzağa fırlatmaya ve diğer tüm oyuncular da, fırlatılan tahtasını almaya giden ebenin kalesini * hızlıca kazmaya başlar. burada dikkat edilmesi gereken nokta, ebenin tahtayı alıp, siz kazarken tahtayı sizin çemberinize bırakmadan (ya da fırlatıp denk getirmeden) kalenize dönmenizdir. aksi halde siz ebe olursunuz.
kıçı çemberine ilk sığan oyuncu elenmiş olur ve bu böyle böyle devam edip en sona bir oyuncu kalana dek devam eder.
inanılmaz eğlenceli bir oyundur lütfen çocuklarınızla, arkadaşlarınızla oynayın.
devamını gör...
22.
simit,istanbul,
bir oyun daha vardı böyle topu duvara atıp sonra üstünden atlıyorduk sınıfta kaldı mıydı?
bir de beştaş
bir oyun daha vardı böyle topu duvara atıp sonra üstünden atlıyorduk sınıfta kaldı mıydı?
bir de beştaş
devamını gör...
23.
90larda sokak oyunları. ip atlama, saklanbaç oynama.
devamını gör...
24.
1. körebe
2. yağ satarım bal satarım
3. saklambaç
4. yerden yüksek
5. dansa davet
6. isim şehir
7. kaça kaç
8. ortada sıçan (yakar top)
9. yakalamaca
10. istop
2. yağ satarım bal satarım
3. saklambaç
4. yerden yüksek
5. dansa davet
6. isim şehir
7. kaça kaç
8. ortada sıçan (yakar top)
9. yakalamaca
10. istop
devamını gör...
25.
dokuztaş ortada sıçan ve istop .. hala bıraksalar oynarım
devamını gör...
26.
benim için en zevklisi saklambaç olan oyunlardır, neden bilmiyorum ama saklambaç oynamayı hayatım boyunca çok sevdim. böyle bir ekip kurulursa haber veriniz.*
devamını gör...
27.
umarım karıncaları yalnızca biz dövüştürmüyorduk?
devamını gör...
28.
simit,
kuran kursunda hocanın lavaboya abdest almaya gitmesi suretiyle başlayan bir oyundur. birinin hayali bir yuvarlakta önce durup sonra nefesi yetene kadar "simiiiiit!" diye bağırarak koşması ve nefesi kesilene kadar eğer birini yakalarsa onu tüm grubun mekkeli müşrik yakalamış gibi dövmesiyle biten şahane bir oyundur.
kuran kursunda hocanın lavaboya abdest almaya gitmesi suretiyle başlayan bir oyundur. birinin hayali bir yuvarlakta önce durup sonra nefesi yetene kadar "simiiiiit!" diye bağırarak koşması ve nefesi kesilene kadar eğer birini yakalarsa onu tüm grubun mekkeli müşrik yakalamış gibi dövmesiyle biten şahane bir oyundur.
devamını gör...
29.
sek sek, yakartop, ip atlamak, istop, solo test, beş taş.
devamını gör...
30.
hepsi geleceğe hazırlıkmış meğer.
saklambaç, yakar top, altta kalanın canı çıksın ve simit.
saklambaç, yakar top, altta kalanın canı çıksın ve simit.
devamını gör...
31.
benim çocukluğumda hiç sevmediğim garip bir oyun vardı, sevmememin nedeni güzel olamadığım için hiç seçilmeyip sona kalmamdı.
şu şekilde bir oyun, şimdilerde oynanmıyo herhalde, ikiye ayrılır kalabalık. iki grup kendi içind el ele tutuşur, tekerlemeleri sırayla söylerken birbirlerine yürürler:
a: aliler aliler çingene aliler (2 kez)
b: ne isterler, ne isterler bizim saraydan (2 kez)
a: içinizde bir güzel var, bir şirin var onu isteriz (2 kez)
b: o güzelin, o şirinin adı neymiş (2 kez)
a: o güzelin ,o şirinin adı "şair"miş (2 kez)
b: alla da olsa, pulla da olsa biz kızımızı vermeyiz. (2 kez)
a: davullarla zurnalarla biz kızınızı alırız (2 kez)
biraz araştırınca aliler kısmının ahiler şeklinde de geçtiğini gördüm.
şu şekilde bir oyun, şimdilerde oynanmıyo herhalde, ikiye ayrılır kalabalık. iki grup kendi içind el ele tutuşur, tekerlemeleri sırayla söylerken birbirlerine yürürler:
a: aliler aliler çingene aliler (2 kez)
b: ne isterler, ne isterler bizim saraydan (2 kez)
a: içinizde bir güzel var, bir şirin var onu isteriz (2 kez)
b: o güzelin, o şirinin adı neymiş (2 kez)
a: o güzelin ,o şirinin adı "şair"miş (2 kez)
b: alla da olsa, pulla da olsa biz kızımızı vermeyiz. (2 kez)
a: davullarla zurnalarla biz kızınızı alırız (2 kez)
biraz araştırınca aliler kısmının ahiler şeklinde de geçtiğini gördüm.
devamını gör...
32.
çelik çomak, misket, yakan top, mahallede futbol maçı, tornetle kaymak, sek sek, beş taş, çok taş, vs.
devamını gör...
33.
uzun eşek.
devamını gör...
34.
tarzan diye bir oyun vardı . körebenin park alanında oynanan hali. yuksek yerden aşağı inmek yasak bu oyunu oynarken 3-4 metre arası yüksekten düşmüştüm 1-2 ay yatdım .(oynamayın , oynatmayın arkadaşlar)*
devamını gör...
35.
misket ile çukur ve baş oynardık.
bir de çivi; 2 kişiysek v harfi ile başlar, 3 kişiysek y, hırsını alamayan evden çivi yerine bıçak getirip onunla oynardı...
bir de çivi; 2 kişiysek v harfi ile başlar, 3 kişiysek y, hırsını alamayan evden çivi yerine bıçak getirip onunla oynardı...
devamını gör...
36.
yağ satarım bal satarım, saklanbaç, kör ebe, simit, futbol, arada basketbol, şişe çevirmece vs...
devamını gör...
37.
taso, renkli istop.
devamını gör...
38.
(bkz: alman kale)
devamını gör...
39.
atari salonlarına 80'ler ortalarından beri gider(d)im. yani 5 yaşımdan beri falan.
sokak oyunlarının da tadı başkaydı tabii. 3-9 arası yaşlarımı aydın - merkezde geçirdim. o zamanlar bizim sokağımız olan yer sonradan ana cadde olmuş. bayağı aşırı sayıda sokak arkadaşım vardı orada, aşağı yukarı yaşıtım olan. (bkz: o ne biçim sokak) 50 kişi falan saklambaç oynadığımızı bilirim.
çocukken en çok zevk alarak oynadığım oyun, tüftüf oyunuydu. elektrik işlerinde kullanılan, yumuşağımsı plastik borularla silahımızı yapardık ve ince külah biçminde kıvrılıp sıkılaştırılmış kağıtlarla hedeflerimizi vururduk. dürbününü bile yapardık ve elektrik bandıyla üst kısmına yapıştırıp sabitlerdik. hey gidi günler.
sokak oyunlarının da tadı başkaydı tabii. 3-9 arası yaşlarımı aydın - merkezde geçirdim. o zamanlar bizim sokağımız olan yer sonradan ana cadde olmuş. bayağı aşırı sayıda sokak arkadaşım vardı orada, aşağı yukarı yaşıtım olan. (bkz: o ne biçim sokak) 50 kişi falan saklambaç oynadığımızı bilirim.
çocukken en çok zevk alarak oynadığım oyun, tüftüf oyunuydu. elektrik işlerinde kullanılan, yumuşağımsı plastik borularla silahımızı yapardık ve ince külah biçminde kıvrılıp sıkılaştırılmış kağıtlarla hedeflerimizi vururduk. dürbününü bile yapardık ve elektrik bandıyla üst kısmına yapıştırıp sabitlerdik. hey gidi günler.
devamını gör...
40.
bu sabah bir tweete denk geldim. annelerin zalim olduğu zamanda çocuk, çocukların zalim olduğu zamanda anne oldum minvalinde bir şeydi. acı bir gülümseme yerleşti yüzüme. çocukken aman annemiz bizi biraz daha sevsin, aman laf söz gelmesin diye uslu uslu oynayan çocuklardır biz. sokakta oynadıklarımız vardı bir de evde oynanan oyunlar; öğretmencilik, doktorculuk, kuaförcülük.. gibi. şimdiki çocuklar eline tableti alıp dünyayı unutuyor demeyeceğim. bu da var ama başka bir şeyden bahsedeceğim. şimdiki çocuklar bu oyunları bizim oynadığımız gibi oynamıyor.
geçtiğimiz bayram, biraz kafamız dağılsın, çocuğa değişiklik olsun diye yazlığa gittik. çoluk çocuk oldukça kalabalıktı. yazlıktaki yan komşumuzun torunları da gelmiş. doğu kökenli bir aile şiveleri filan da var. tabi bizimki cins, neden öyle konuşuyorlar filan yadırgamaya başladı. efendim biz bu çocuğa insanları kıyafetleriyle, statüleriyle, yaşam tarzlarıyla değerlendirmemesi gerektiğini öğretemedik. bebekliğinden beri adamına göre muamele yapıyor. tipini beğenmediğini kendinden uzak tutuyor ve bu kesinlikle öğretilmiş bir şey değil, tam tersi yanlış olduğunu anlatmamıza rağmen yapıyor. neyse bu başka mesele. konuya dönüyorum.
bütün çocuklar bir araya gelmişler bizim bahçede bağıra çağıra eğleniyorlar, derken yan komşunun torununu gördüm, bizim verandada tek başına oturuyor. gittim yanına dedim sen ne yapıyorsun burda, oynasana arkadaşlarınla sen de. ben de oynuyorum zaten dedi. dedim neden yanlarında oynamıyorsun. ben müdürüm dedi. anlamadım tabi olayı. gittim kızımın yanına, dedim annecim arkadaşını neden oyuna almıyorsun. anne dedi, öğretmencilik oynuyoruz. burası sınıf, o müdür,odasında oturması lazım * vay dedim köfte... çocuk da inanmış garibim oyunda olduğuna müdür müdür oturuyor * müdahale etmedim ama üzüldüm tabi. çocukken oynanan oyunlar masumdu. bizim çocukluğumuzda oynamak istemediğimizi en fazla sınıfın yaramazı yapardık, öğretmen olup onu azarlardık. şimdi direkt müdür yapıyorlar * vizyonsuzluk bizde mi, yoksa çocuklar mı şeytan bilemedim...
geçtiğimiz bayram, biraz kafamız dağılsın, çocuğa değişiklik olsun diye yazlığa gittik. çoluk çocuk oldukça kalabalıktı. yazlıktaki yan komşumuzun torunları da gelmiş. doğu kökenli bir aile şiveleri filan da var. tabi bizimki cins, neden öyle konuşuyorlar filan yadırgamaya başladı. efendim biz bu çocuğa insanları kıyafetleriyle, statüleriyle, yaşam tarzlarıyla değerlendirmemesi gerektiğini öğretemedik. bebekliğinden beri adamına göre muamele yapıyor. tipini beğenmediğini kendinden uzak tutuyor ve bu kesinlikle öğretilmiş bir şey değil, tam tersi yanlış olduğunu anlatmamıza rağmen yapıyor. neyse bu başka mesele. konuya dönüyorum.
bütün çocuklar bir araya gelmişler bizim bahçede bağıra çağıra eğleniyorlar, derken yan komşunun torununu gördüm, bizim verandada tek başına oturuyor. gittim yanına dedim sen ne yapıyorsun burda, oynasana arkadaşlarınla sen de. ben de oynuyorum zaten dedi. dedim neden yanlarında oynamıyorsun. ben müdürüm dedi. anlamadım tabi olayı. gittim kızımın yanına, dedim annecim arkadaşını neden oyuna almıyorsun. anne dedi, öğretmencilik oynuyoruz. burası sınıf, o müdür,odasında oturması lazım * vay dedim köfte... çocuk da inanmış garibim oyunda olduğuna müdür müdür oturuyor * müdahale etmedim ama üzüldüm tabi. çocukken oynanan oyunlar masumdu. bizim çocukluğumuzda oynamak istemediğimizi en fazla sınıfın yaramazı yapardık, öğretmen olup onu azarlardık. şimdi direkt müdür yapıyorlar * vizyonsuzluk bizde mi, yoksa çocuklar mı şeytan bilemedim...
devamını gör...