#ödüllü filmler
2005 yapımı aksiyon ve fantastik türdeki abd-alman filmi. los angeles'ta özel dedektif john constantine ile polis memuru angela dodson'ın bir şekilde yollarının kesişmesi ve işbirliği yapmaya başlamalarını, bu sırada başlarından geçen doğaüstü olayları konu ediyor.
yönetmen:
francis lawrence
oyuncular:
keanu reeves
rachel weisz
shia labeouf
djimon hounsou
max baker
pruitt taylor vince
francis lawrence
oyuncular:
keanu reeves
rachel weisz
shia labeouf
djimon hounsou
max baker
pruitt taylor vince
*fantasporto ödülleri (2005) - izleyici jürisi ödülü
*ascap film ve televizyon müzik ödülleri (2006)- en iyi gişe filmi
*ascap film ve televizyon müzik ödülleri (2006)- en iyi gişe filmi
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "adım nurgül mekanın sahibiyim" tarafından 16.11.2020 20:10 tarihinde açılmıştır.
1.
keanu reeves'ın başrolde oynadığı fantastik film.
küçük yaştan beri doğaüstü dünya ile irtibatı bulunan john constantine'in bir gizemli olayın peşine düşmesini anlatır. "i'm constantine. john constantine asshole" repliğiyle meşhurdur.
devamı çekilir diye çok bekledik ama olmadı.
küçük yaştan beri doğaüstü dünya ile irtibatı bulunan john constantine'in bir gizemli olayın peşine düşmesini anlatır. "i'm constantine. john constantine asshole" repliğiyle meşhurdur.
devamı çekilir diye çok bekledik ama olmadı.
devamını gör...
2.
cinlere perilere karışmış çekici bir adam. üstelik filmde keanu reeves tarafından canlandırılmış. bizdeki versiyonları ise anca kandırdıkları hatunları çıplak görmek için göbeklerine dua yazan, muska yazan, fal bakan yaşlı tipsizlerden oluşur.
böyle bir adamla yakınlaşmak için insanın şeytanı çağırıp, içine sokası bile gelir. sırf o gelsin de çıkarsın diye…
böyle bir adamla yakınlaşmak için insanın şeytanı çağırıp, içine sokası bile gelir. sırf o gelsin de çıkarsın diye…
devamını gör...
3.
hellblazer kadar güçlü olmasa bile okült tabanı yeterli ve atmosferi iyi olduğu için harika bir filmdir benim gözümde.
yinede constantine'in karakteri tam olarak yansıtılması, bunun sebebi oyuncunun amerikan ve siyah saçlı olmasi değildi, espri yapabilen constantine gitmiş yerine tanriyla kumara tutuşmuş biri gelmişti, mizaha dair bir şey yoktu, her şey büyülü bir şekilde ilerliyordu. yinede beyazperdede herşeyinin oturakli olduğu bi constantine imkansiz, çizim dünyasına ait kaldı. ki belki de böylesi daha iyi.
yinede constantine'in karakteri tam olarak yansıtılması, bunun sebebi oyuncunun amerikan ve siyah saçlı olmasi değildi, espri yapabilen constantine gitmiş yerine tanriyla kumara tutuşmuş biri gelmişti, mizaha dair bir şey yoktu, her şey büyülü bir şekilde ilerliyordu. yinede beyazperdede herşeyinin oturakli olduğu bi constantine imkansiz, çizim dünyasına ait kaldı. ki belki de böylesi daha iyi.
devamını gör...
4.
üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, halen daha en iyi cehennem ve şeytan tasvirine sahip filmdir.
keanu reeves'in oynadığı filmi ile çizgi roman olanı arasındaki fark bir galaksi ile diğeri arasındaki fark kadar olsa da, bu sözümona çizgi roman uyarlaması film buram buram yaratıcılık kokar. karakter olarak hemen hemen hiçbir yönü çizgi romandaki john'a benzemeyen bir adam vardır başrolde. ancak filmin hiçbir yerinde vıcık vıcık aşk ritüelleri, izleyiciyi bir anda içine düşürmeye çalışan leş gibi romantizm sahneleri, kötü adamın binbir türlü puştluğu yaptığı bariz durumlar yoktur.
çizgi romanına pek aşina değilim ben constantine'in. sinemadan çıktıktan sonra, yüksek dozda aksiyon sahnelerinden kaynaklanmayan hayal gücü ile dolduğumu hatırlıyorum. herhangi bir film bunu verebiliyorsa, benim kriterlerime göre iyidir. izleyin, izletin.
ayrıca (bkz: francis lawrence)
keanu reeves'in oynadığı filmi ile çizgi roman olanı arasındaki fark bir galaksi ile diğeri arasındaki fark kadar olsa da, bu sözümona çizgi roman uyarlaması film buram buram yaratıcılık kokar. karakter olarak hemen hemen hiçbir yönü çizgi romandaki john'a benzemeyen bir adam vardır başrolde. ancak filmin hiçbir yerinde vıcık vıcık aşk ritüelleri, izleyiciyi bir anda içine düşürmeye çalışan leş gibi romantizm sahneleri, kötü adamın binbir türlü puştluğu yaptığı bariz durumlar yoktur.
çizgi romanına pek aşina değilim ben constantine'in. sinemadan çıktıktan sonra, yüksek dozda aksiyon sahnelerinden kaynaklanmayan hayal gücü ile dolduğumu hatırlıyorum. herhangi bir film bunu verebiliyorsa, benim kriterlerime göre iyidir. izleyin, izletin.
ayrıca (bkz: francis lawrence)
devamını gör...
5.
büyülü, hayaletli filmleri pek sevmem. yalnız bu film konusu ve dokunduğu nüanslar bakımından gayet iyi. şeytan o karizmayla biraz daha fazla yer almalıydı. bir göründü. sonra gitti.
devamını gör...
6.
insanı sigaraya başlatan film. keenu reeves o kadar güzel, o kadar iştahlı sigara içer ki dayanamazsınız. filmin çıktığı sene uzun ceket, zippo ve sigara satışları fırlamış, sigarasını john constantine gibi yakanların sayısında patlama olmuştu.
devamını gör...
7.
dc evreninin en karizmatik karakterlerinden birini konu edinen, keanu reeves'in ana karaktere inanılmaz yakıştığı film.
tek kusuru sigara içmeyi özendirmesi sanırım ama o da karakterin doğasında var.
tek kusuru sigara içmeyi özendirmesi sanırım ama o da karakterin doğasında var.
devamını gör...
8.
arada kalanlar, alçalanlar, yükselenler, şeytanlar ve türevleri... filmin çok farklı bir atmosferi var.
konu olarak özel bir görü yeteneğine sahip birinin yaşadığı mücadeleyi anlatan fantastik bir filmdir.
konu olarak özel bir görü yeteneğine sahip birinin yaşadığı mücadeleyi anlatan fantastik bir filmdir.
devamını gör...
9.
dünyaya cehennemi getirmeye çalışan gabriel (cebrail) şeytanın oğluyla bir ortaklığa girişip onu dünyaya getirmeye çalışmaktadır. ünlü bir şeytan avcısı ve kötü ruh kovucusu olan john constantine, bu planı bozmak için elinden geleni yapacaktır. çokta yanlış olmayan söylemleri bolca duyarız bu filmde ve fedakarlığın önemini anlarız.
devamını gör...
10.
çok komik yıl 2005 askerlik yaptığım yerin gazinosunda dandik vcd den o durumda ve piskolojide (15 aylık askerliğimin ortaları) izleyip hayran kaldığım sinema filmi. ımdb 7 olan puanın sizi filmden uzaklaştırmasına izin vermeyin ve iyi kaliteli bir kayıttan bangır bangır izleyin benim için. pişman olursanız dm den sövebilirsiniz.
devamını gör...
11.
(bkz: keanu reeves)'ın über yağuşuğlu olduğu zamanlara ait filmidir, sigarayı içişine şiir yazılır.
hiç unutmam zamanında imamlar izlemeyin diye fetva yayınlatmıştı. her yasakta olduğu gibi daha bir cazip gelmişti bana, üç dört defa izledim.
hiç unutmam zamanında imamlar izlemeyin diye fetva yayınlatmıştı. her yasakta olduğu gibi daha bir cazip gelmişti bana, üç dört defa izledim.
devamını gör...
12.
filmi olduğunu ilk kez duyduğumdur. yıllar önce dizisinin bir bölümü izlemiş ve etkilenmiştim. fani dünya ve diğer dünya arasında, arafta bizim göremediğimiz perdeyi constantine’in gözleri kaldırıyordu sanırım. üzerinden çok zaman geçmiş. bizim kafa store’daki sarışın yakışıklı constantine karakterinden bahsediyorum ben.
diziye yeniden başlayıp bu sefer sonunu getirmeyi düşünüyorum bu aralar. *
diziye yeniden başlayıp bu sefer sonunu getirmeyi düşünüyorum bu aralar. *
devamını gör...
13.
gönlümüzün efendisi keanu reaves' in john constantine' e hayat verdiği, amerikalıların "bir tek siz mi cinli film yapacaksınız?" tespitinden hareketle çekilmi, john abizimin sigarayı su niyetine içtiği, karizmanın dibine dibine vurulduğu bir yapıttır. john abimiz sürekli dünya ile cehennem arasında (cehennem dediğiniz de new york yaani) mekik dokumaktadır. insanların içine kaçan cinleri aynalara hapsetmektedir. öyle bizdeki gibi nas, felak okumak yok tabi ki. hollywood yapınca böyle oluyor demek ki.
devamını gör...
14.
john constantine; hollywood'un tanrıyla kavgalı cinci hocasıdır.
karizmatiktir. hatta öyle karizmatiktir ki; aldığım yerel duyumlara göre dönemin hollywood'lu kızları kendisiyle cima edebilmek için içlerine cin girdiğini iddia etmişlerdir.
ayrıca ilgili filmde cebrail'in çok pis oyununa gelmiştir.
bizdeki varyasyonu olan cinci hocalar ise; cima etmek için cin çıkarma iddiasını kullanır.
ikisini de doğru bulmuyorum. yani en azından birinciyi anlayabiliyorum, kendi içerisinde tutarlı..
karizmatiktir. hatta öyle karizmatiktir ki; aldığım yerel duyumlara göre dönemin hollywood'lu kızları kendisiyle cima edebilmek için içlerine cin girdiğini iddia etmişlerdir.
ayrıca ilgili filmde cebrail'in çok pis oyununa gelmiştir.
bizdeki varyasyonu olan cinci hocalar ise; cima etmek için cin çıkarma iddiasını kullanır.
ikisini de doğru bulmuyorum. yani en azından birinciyi anlayabiliyorum, kendi içerisinde tutarlı..
devamını gör...
15.
"ömür boyunca izleyeceğiniz tek filmi seçin." deseler adını sayıklayacağım harikulade film.
filmin verdiği mesajdan ziyade atmosferi, keanu reeves'in kusursuz melezliğini gözlerimizin içine içine sokması, türkçe dublajında keanu reeves'i murat şen'in seslendirmesi nedeniyle dublajının bile harikulade oluşu, constantine'in her sigara içtiğinde sizin de sigaraya sarılmak isteyişiniz... övdükçe izleyesi geliyor insanın.
filmin verdiği mesajdan ziyade atmosferi, keanu reeves'in kusursuz melezliğini gözlerimizin içine içine sokması, türkçe dublajında keanu reeves'i murat şen'in seslendirmesi nedeniyle dublajının bile harikulade oluşu, constantine'in her sigara içtiğinde sizin de sigaraya sarılmak isteyişiniz... övdükçe izleyesi geliyor insanın.
devamını gör...
16.
dizisi duyurulduğunda heyecan ve sevinçten aklıma kaybedecek gibi olduğum, efsaneler ötesi bir film.
tabii diziyi birkaç bölüm izledikten sonra emeği geçen her bireye ana avrat sövdüm çünkü constantine'i constantine yapan hemen her şey artık yok idi. velhasıl, dizisini izlemeyiniz efenim vakit kaybından başka bir şey değil.
tabii diziyi birkaç bölüm izledikten sonra emeği geçen her bireye ana avrat sövdüm çünkü constantine'i constantine yapan hemen her şey artık yok idi. velhasıl, dizisini izlemeyiniz efenim vakit kaybından başka bir şey değil.
devamını gör...
17.
bir francis lawrence filmidir.

filmin senaryosu jamie delano ve garth ennis’in hellblazer isimli çizgi romanından hareketle kevin brodbin ve frank capello tarafından yazılmıştır. başrol oyuncusu ise kötü bir film bile çekse bizi filmin iyi olduğuna inandırma gücüne sahip olan keanu reeves’dir.
bir kötü ruh ve şeytan avcısı olan john constantine dünyada dolaşan kötü ruhları ve şeytanları bir gün kendisinin de gideceğine emin olduğu ve gitmemek için iyilikler yapmaya çalıştığı cehenneme göndermeye çalışmaktadır. ki john constantine cehennemin nasıl bir yer olduğunu yakından görmüştür ve bundan korkmak için çok geçerli nedenleri vardır.
filmi öğretmenliğimin ilk yılında izlemiştim. gösterime girmesini sabırsızlıkla beklediğim film içindeki mistik olaylar kadar mistik bir şekilde çıktı karşıma. evimde sadece bir kanepe, katlanır bir masa ve bir televizyon vardı o zaman. evde oturmuş izleyebileceğim tek kanal olan gelişim tv açık bir vaziyette kitap okuyordum. bir anda warner bros’u gördüm ekranda ve film başladı kendi kendime “değildir ya”, “reklamdır” diye düşünürken ciddi ciddi film başladı. henüz sinemaya gelmeden önce orijinal dilinde bir yerel kanalda izledim filmi. ve bu hala beni ürpertir düşündükçe.
keanu reeves’e bir sohbet programında yeniden canlandırmak istediği bir karakter olup olmadığı sorulduğunda net bir cevap vermiştir:
john constantine

filmin senaryosu jamie delano ve garth ennis’in hellblazer isimli çizgi romanından hareketle kevin brodbin ve frank capello tarafından yazılmıştır. başrol oyuncusu ise kötü bir film bile çekse bizi filmin iyi olduğuna inandırma gücüne sahip olan keanu reeves’dir.
bir kötü ruh ve şeytan avcısı olan john constantine dünyada dolaşan kötü ruhları ve şeytanları bir gün kendisinin de gideceğine emin olduğu ve gitmemek için iyilikler yapmaya çalıştığı cehenneme göndermeye çalışmaktadır. ki john constantine cehennemin nasıl bir yer olduğunu yakından görmüştür ve bundan korkmak için çok geçerli nedenleri vardır.
filmi öğretmenliğimin ilk yılında izlemiştim. gösterime girmesini sabırsızlıkla beklediğim film içindeki mistik olaylar kadar mistik bir şekilde çıktı karşıma. evimde sadece bir kanepe, katlanır bir masa ve bir televizyon vardı o zaman. evde oturmuş izleyebileceğim tek kanal olan gelişim tv açık bir vaziyette kitap okuyordum. bir anda warner bros’u gördüm ekranda ve film başladı kendi kendime “değildir ya”, “reklamdır” diye düşünürken ciddi ciddi film başladı. henüz sinemaya gelmeden önce orijinal dilinde bir yerel kanalda izledim filmi. ve bu hala beni ürpertir düşündükçe.
keanu reeves’e bir sohbet programında yeniden canlandırmak istediği bir karakter olup olmadığı sorulduğunda net bir cevap vermiştir:
john constantine
devamını gör...
18.
serisinin çekilmesini hep istediğim ama tek partta bitirdikleri 2005 yapımı, keanu reeves’in başrolde olduğu korku/fantastik filmi.
keanu reeves’i ne kadar sevdiğimi ilgili başlıkta belirtmiştim. adam gerçekten bu tür filmlere , terziye diktirdiğimiz pantolon kadar iyi oturuyor. bu film, onun en iyi filmlerinden biridir. benim için ise en iyisidir.
sayın insanolunbiraz anlatmış konusunu. ben izninizle biraz daha açacağım filmi. her şey john constantine’in genç yaşta intiharıyla başlar. malum din açısından bakarsak, intihar büyük günahtır ve cezası cehennemdir. constantine cehenneme gitmiştir ama sonra hayata dönse de aradaki perde kalmıştır artık. cehennemin ne kadar korkunç olduğunu gören constantine, sonradan yaptığından pişman olmuştur ve günahının kefaretini ödemek için, cehennemden dünyaya sızan ve kötülük saçan varlıkları, cehenneme geri postalamaktadır. tabi bu durum, cehennemde bolca düşman edinmesine yol açmıştır ve onu tekrar cehennemde görmek için sabırsızlanmaktadırlar. onlarla birlikte tabi ki şeytan da.
constantine tam bir sigara tiryakisidir ve akciğerleri iflas etmiştir. 1/2 ay ömrü ya vardır ya da yoktur. kısıtlı zamanı kalmış olan constantine, ne kadar kötü ruh gönderirsem kardır diye düşünmektedir. bu sırada angela (bkz: rachel weisz) ile tanışır. angela kötü varlıklara inanmasa da, kardeşinin şüpheli intiharı ile ilgili constantine ile çalışmaya başlar.
filmi bütün olarak çok sevsem de özellikle 3 bölümü beynime kazındı:
1- ayaklarını suya sokarak ve kedinin gözlerine bakarak cehenneme gitmesi.
2- melel gabriel’in gözden düşerek kanatlarını kaybetmesi.
3- sonunda, şeytana hareket çektiği bölüm.
görsel efektleriyle, yarattığı karakterlerle, karanlığı en iyi şekilde yansıtmasıyla benim için bir baş köşe filmidir. hala izlemediyseniz,iyi seyirler.
imdb: 7/10
benden: 9/10.
keanu reeves’i ne kadar sevdiğimi ilgili başlıkta belirtmiştim. adam gerçekten bu tür filmlere , terziye diktirdiğimiz pantolon kadar iyi oturuyor. bu film, onun en iyi filmlerinden biridir. benim için ise en iyisidir.
sayın insanolunbiraz anlatmış konusunu. ben izninizle biraz daha açacağım filmi. her şey john constantine’in genç yaşta intiharıyla başlar. malum din açısından bakarsak, intihar büyük günahtır ve cezası cehennemdir. constantine cehenneme gitmiştir ama sonra hayata dönse de aradaki perde kalmıştır artık. cehennemin ne kadar korkunç olduğunu gören constantine, sonradan yaptığından pişman olmuştur ve günahının kefaretini ödemek için, cehennemden dünyaya sızan ve kötülük saçan varlıkları, cehenneme geri postalamaktadır. tabi bu durum, cehennemde bolca düşman edinmesine yol açmıştır ve onu tekrar cehennemde görmek için sabırsızlanmaktadırlar. onlarla birlikte tabi ki şeytan da.
constantine tam bir sigara tiryakisidir ve akciğerleri iflas etmiştir. 1/2 ay ömrü ya vardır ya da yoktur. kısıtlı zamanı kalmış olan constantine, ne kadar kötü ruh gönderirsem kardır diye düşünmektedir. bu sırada angela (bkz: rachel weisz) ile tanışır. angela kötü varlıklara inanmasa da, kardeşinin şüpheli intiharı ile ilgili constantine ile çalışmaya başlar.
filmi bütün olarak çok sevsem de özellikle 3 bölümü beynime kazındı:
1- ayaklarını suya sokarak ve kedinin gözlerine bakarak cehenneme gitmesi.
2- melel gabriel’in gözden düşerek kanatlarını kaybetmesi.
3- sonunda, şeytana hareket çektiği bölüm.
görsel efektleriyle, yarattığı karakterlerle, karanlığı en iyi şekilde yansıtmasıyla benim için bir baş köşe filmidir. hala izlemediyseniz,iyi seyirler.
imdb: 7/10
benden: 9/10.
devamını gör...
19.
güzel adamdır john constantine... çocukluğu biraz sıkıntılı geçer. millet kağıttan kayık yapıp yüzdürürken garibim iblislerle sohbet etmek zorunda kalmıştır. bu iblis milletinde türlü türlü psikolojik sıkıntı var. dert tasa bin beş yüz. patron da zalim biraz. nefesi sürekli enselerinde. yani anlayacağınız çalışma koşulları berbat. zaten, el kadar velede gidip psikolojik sorunlarını anlatmalarından, bunların ne kadar şuursuz varlıklar olduğunu anlamış olmanız lazım. constantine'le ilgili bu mevzu pek bilinmez. filme aksettirilmemiştir. çocukken iblis psikoloğu olduğu gerçeği sinema severlerden saklanmıştır. neyse, çocuğun ne derece büyük bir buhrana girdiğini tahmin edersiniz. takriben 1846 iblisin psikolojik sorunlarını çözmüş ve onlara cennetin kapılarını aralamış olmasına rağmen, artık bu yükü kaldıramayacağını fark ederek intihar etmiştir. bundan sonra cehennemi görür. dante kıvamında beyin fırtınaları yaşar. cehennemi ziyareti her ne kadar kısa sürmüş olsa da gerekli olan bilgiyi beynine kazıyarak geri dönmüştür. intiharı becerememiştir ama iblis sorunundan kalıcı olarak kurtulmanın yolunu bulur. psikologluğu bırakır ve iblis avcılığı mesleğine geçiş yapar. artık insanlara yardım edecektir. o eciş bücüş rezil yaratıklar kafasını şişiremeyecek, constantine onları milletin içinden çıkarıp, geldikleri cehennem çukuruna geri gönderecektir.
sonrasında iblislerin dünyaya sızma harekâtı başlattığını fark eder. gidelim bakalım cebrail'le şu konu hakkında biraz hasbihal eyleyelim der. orada angela ile tanışır. angela da değişik bir tip. bu tanışma mühim. çünkü orada anahtar var. angela seçilmiş kişi klişelerine uyan bir abla. bu tarz kadın karakterler genelde hiçbir halta inanmaz. kahramanın kadına gerçeği anlatana kadar canı çıkar. burada da öyle oluyor. constantine iblislere bile diş geçiriyor ama kadını ikna edene kadar cennetlik oluyor. ama bu abla tek başına etki icra etmiyor. bir de kardeş var, isabel. onun hikâyesi dramatik. ona girmiyorum. izler görürsünüz işte. bütün gizemin içine etmenin kıymeti harbiyesi yok. orada mamnon devreye giriyor. şeytanın oğlu. dünyaya gelecekmiş de tanrının krallığını yıkacakmış falan. laflara bak hele. yalnız cebrail'in bu filmde yaptıklarını lucifer bile tanrıya yapmadı. bunu tarihe not düşelim. orada cebrail'e de hak vermiyor değilim. arkadaş adam yüzyıllarca insanoğlunu izliyor; savaşlar, katliamlar, ölümler gırla. zerre akıllanmıyor insan denen mahlukat. o da bıkıyor bu saçma döngüden ve ''yeter artık söz şeytanın oğlunun'' diyerek devrime nurlandırılmış bir beyaz ışık yakıyor... sonrasında göndermeler göndermeler. kaderin mızrağı, meleğin düşüşü falan fişman...
güzel filmdir. ben severim. ara ara da izlerim. yalnız tanrı da enteresan, cebrail'e kızıyorsun tamam orasını anladık. şeytanın kucağına atıyorsun orasını da anladık. yahu neden constantine'e bulaşmasına müsaade ediyorsun? vardır bir planı elbette. benim tahminim devam filmi çekilsin diye yapmıştır. tabi biraz gecikti mevzu. ama dünyada yığınla iş var. onlarla da uğraşmak gerek. herhalde yakın zamanda devam filminin çekilmesine izin verir de, heyecanla bekleyenler rahat bir nefes alır. nefes derken sigarayı bırakmak istiyorsanız şeytanla biraz zıtlaşın derim. ciğerlerinizi ilik gibi yapıyor. öyle klinikle falan uğraşmaya gerek kalmıyor. ben cehenneme geleceğim deyip sonra nanik yaparsanız peşinize düşer, siz de ciğerlerinizi temizletmiş olursunuz. yine dağıttık mevzuyu. keanu reeves oyunculuğu için bile izlenir bu film. eh biraz da mistik ögelere ilginiz varsa kesin izleyin derim. halen izlemediyseniz paralel evrende falan yaşıyor olmanız lazım. ucundan köşesinden bakmışsınızdır diye tahmin ederim. reklama girince sıkılıp bırakmış olsanız da bence bir şans daha verin bu filme. hak ediyor. bir şans falan daha verin deyince de pek dramatik oldu sanki. aman neyse ne, tanrı izletir zaten size bir şekilde. gözdağı vermeyi sever. cebrail'in halini görür akıllanırsınız belki. hadi bana eyvallah...
sonrasında iblislerin dünyaya sızma harekâtı başlattığını fark eder. gidelim bakalım cebrail'le şu konu hakkında biraz hasbihal eyleyelim der. orada angela ile tanışır. angela da değişik bir tip. bu tanışma mühim. çünkü orada anahtar var. angela seçilmiş kişi klişelerine uyan bir abla. bu tarz kadın karakterler genelde hiçbir halta inanmaz. kahramanın kadına gerçeği anlatana kadar canı çıkar. burada da öyle oluyor. constantine iblislere bile diş geçiriyor ama kadını ikna edene kadar cennetlik oluyor. ama bu abla tek başına etki icra etmiyor. bir de kardeş var, isabel. onun hikâyesi dramatik. ona girmiyorum. izler görürsünüz işte. bütün gizemin içine etmenin kıymeti harbiyesi yok. orada mamnon devreye giriyor. şeytanın oğlu. dünyaya gelecekmiş de tanrının krallığını yıkacakmış falan. laflara bak hele. yalnız cebrail'in bu filmde yaptıklarını lucifer bile tanrıya yapmadı. bunu tarihe not düşelim. orada cebrail'e de hak vermiyor değilim. arkadaş adam yüzyıllarca insanoğlunu izliyor; savaşlar, katliamlar, ölümler gırla. zerre akıllanmıyor insan denen mahlukat. o da bıkıyor bu saçma döngüden ve ''yeter artık söz şeytanın oğlunun'' diyerek devrime nurlandırılmış bir beyaz ışık yakıyor... sonrasında göndermeler göndermeler. kaderin mızrağı, meleğin düşüşü falan fişman...
güzel filmdir. ben severim. ara ara da izlerim. yalnız tanrı da enteresan, cebrail'e kızıyorsun tamam orasını anladık. şeytanın kucağına atıyorsun orasını da anladık. yahu neden constantine'e bulaşmasına müsaade ediyorsun? vardır bir planı elbette. benim tahminim devam filmi çekilsin diye yapmıştır. tabi biraz gecikti mevzu. ama dünyada yığınla iş var. onlarla da uğraşmak gerek. herhalde yakın zamanda devam filminin çekilmesine izin verir de, heyecanla bekleyenler rahat bir nefes alır. nefes derken sigarayı bırakmak istiyorsanız şeytanla biraz zıtlaşın derim. ciğerlerinizi ilik gibi yapıyor. öyle klinikle falan uğraşmaya gerek kalmıyor. ben cehenneme geleceğim deyip sonra nanik yaparsanız peşinize düşer, siz de ciğerlerinizi temizletmiş olursunuz. yine dağıttık mevzuyu. keanu reeves oyunculuğu için bile izlenir bu film. eh biraz da mistik ögelere ilginiz varsa kesin izleyin derim. halen izlemediyseniz paralel evrende falan yaşıyor olmanız lazım. ucundan köşesinden bakmışsınızdır diye tahmin ederim. reklama girince sıkılıp bırakmış olsanız da bence bir şans daha verin bu filme. hak ediyor. bir şans falan daha verin deyince de pek dramatik oldu sanki. aman neyse ne, tanrı izletir zaten size bir şekilde. gözdağı vermeyi sever. cebrail'in halini görür akıllanırsınız belki. hadi bana eyvallah...
devamını gör...
20.
şu sahnesine bitiyorum :
"benim gördüklerimi, bırak gördüklerimi duyduklarımı çoğu insan duymadı bile, ama sonum bundan olacak. (o sırada sigaraya bakar)".
öyle manyak bir film değil belki ama nedense ben çok seviyorum. zaman zaman açıp izlerim. toplam kaç kere izlemişimdir hatırlamıyorum.
"benim gördüklerimi, bırak gördüklerimi duyduklarımı çoğu insan duymadı bile, ama sonum bundan olacak. (o sırada sigaraya bakar)".
öyle manyak bir film değil belki ama nedense ben çok seviyorum. zaman zaman açıp izlerim. toplam kaç kere izlemişimdir hatırlamıyorum.
devamını gör...