daha kötü ne olabilir ki dedikten sonra daha kötüsünün olması

henüz benimle karşılaşmamış kişi beyanı ve akabinde benimle tanışıp canımı sıkacak bir hareket yapıp belasını bulması olayı. *

2018 yılında erken doğan çocuğumuzu kaybetmiştik,
2019 ve 2020'de bu travmayı atlatmak için mücadele ettik,yorulduk,yıprandık.

daha kötü ne olabilir derken

corona,pandemi dönemi başladı içimize ve eve kapandın haliyle aramızdaki dağlar kocaman oldu.
daha kötü ne olabilir ki derken

her şey çatırdamaya başladı.ayrıldık,geri birleştik,olmadı yine ayrıldık ve karar verdik her şey daha beter olmadan bitirmeye karar verdik.
kolay olmadı.
krizler,kavgalar,talepler derken bitirdik.

daha kötü ne olabilir ki derken.

adliyenin bahçesinden bile ayrılmamıştım babam aradı "annen korona oldu,hastaneye kaldırdık" dedi.

daha kötü ne olabilir ki derken.

1 hafta sonra annem öldü.

daha kötü ne olabilir ki derken.

babam ve kardeşim ağır bir depresyonun pençesinde.her şey alt üst,omzunda tonlarca yük ve ben altında eziliyorum.

daha kötü ne olabilir ?

yaşayıp göreceğiz....

kaderi kışkırtmamak gerektiğini hatırlatan durum.

deme öyle deme. yaratıcı diyoruz ya. oldukça yaratıcı ben diyeyim.

her geçen gün bir öncekini aratıyor.

kimsenin de tavuğuna kışt demedik ama bu ne be kardeşim? bu kadarı da olmaz hani. neyse neyse çözeceğiz, halledeceğiz.

her zaman daha kötüsü ve daha iyisi vardır. dikkatli konuşmak lazım

bu yüzden " kötünün de kötüsü var. " dediğim bir durumdur.

bu biraz komik olacak ama...

tanım: bazen başa gelendir.

1. anım: 90'larda akşam gazetesi'nden akai marka televizyon almıştık kuponla. onu da odamda kullanıyordum. 37 ekran. bi ara uzaktan kumandası bozuldu. ayak ucu tarafımdaydı tv ve ayağımla sesini açayım dedim ama ayağım yetişmedi. bacağımı uzattım, gerdim vs. derken hayatımda ilk defa bir yerime kramp girdi. önce çok büyük bir ağrı/acı idi baldırımda olan. sonra iki kat arttı bi anda. daha kötü bir ağrı/acı olamaz derken iki kat daha arttı. en son acıdan/ağrıdan bağırıyordum. öyle bir şey yaşamamıştım gerçekten. yani kramp denen şeyin böyle bir şey olduğunu bilmiyordum. anca yaşadıktan sonra, kramp yüzünden denizde boğulan insanları anlayabildim. önceden komik gelirdi bu, zira krampı normal bir ağrı sanırdım. ondan sonra arada o bacağıma/baldırıma kramplar girmeye başladı zaman zaman ama girer girmez durdurmanın yöntemini öğrendiğimden bir daha böyle bir şey yaşamadım: ayak parmaklarınızı kökünden yukarı doğru büktüğünüzde elinizle, kramp hemen duruyor. bende işe yarıyor bu en azından.

2. anım: ilkokul 3 veya 4'teydim herhalde. gene 90'lar ama daha eski üstteki anımdan: 90'lar başları. çok ciddi bir hastalık geçirdim ve normalde yetişkinlere vurulan çok ağır bir iğne verildi. 10 kere olacaktım o iğneden. zaten popomun o gün iğne yapılan tarafına gün boyunca oturamıyordum. sonra, 6.-7. iğnemi oldum bi gün. normal gibiydi ama ağrı alışılandan fazlaydı. sonra birden ikiye katlandı. daha fazla ağrıyamaz derken daha fazla ağırdı. sonra inanılmaz ağrımaya başladı. en son, kendimi kaybedip pantolonumu çekmeden hastane koridorlarına fırlayıp duvarları yumrukluyormuşum. kendimi kaybettiğimden burasını hatırlamıyorum, annemler söyledi. gerizekalı hemşire, aşının uyuşturuculu kapsül suyunu yanlış kırmış ve lavaboya akıtmış. yerine de söke'nin aşırı klorlu ve içemediğimiz çeşme suyundan koymuş. hakikaten büyük gerzeklik. moron yüzünden kendimi kaybettim resmen.

bir ürün için daha ne kadar zamlanabilir ki diyorum ben ama yine zamlanıyor.

merak edilen sualin evren tarafından cevaplanması durumu.

evren olumsuz sorulara çok hızlı cevap veriyor misal ufak bir kaza geçirdin mızmızlanıp daha kötü ne olabilir diyorsun arkasından gelip kamyon çarpıyor arkasında da ben olabilirim yazıyor.

emircan iğrek'in bir şarkısı aklıma gelir ne zaman bu sözü duysam.
"bundan kötüsü gelemez başımıza
bundan kötüsü gelemez
ondan rahatım sen de rahat ol
zemine uzananlar düşemez"

bir filmde anlatıyor ya. bir adam varmış idam edilecekmiş. demişler son ne dersin . adam demiş allah beterinden saklasın. kötünün kötüsü var. demişler daha kötü ne olacak idam edileceksin işte. .
tam o sırada bir atlı gelmiş. demiş durun. idamı durdurun. asılarak değil kazığa oturtularak idam edilecek.
aha buldum bu sahne mafya babası anlatıyor.

geçen gün, yaşım yettiğince hatırladıklarımla ilgili bir liste yaptım (sıra karışık olabilir, unuttuklarım olabilir):
organ mafyası furyası
kaldırımda yürürken kaçırılıan, cansız bedenleri alakasız semtlerdeki çöplerden çıkan insanlar (genellikle kadınlar)
kuş gribi
domuz gribi
kene - kırım kongo zımbırtısı
gezi parkı direnişi
nerede ne zaman patlayacağı belli olmayan canlı bombalar, gördüğümüz her sahipsiz çantayı/torbayı ihbar ettiğimiz zamanlar
hayattan umudunu kesen gençliğin, faturasını ödeyemeyen yaşlıların seri intiharları
bitmeyen kadın cinayetleri
hayvanlara uygulanan şiddet vakaları/hayvan cinayetleri
orman yangınları
pandemi
hızla çöken ekonomi
berbat sistemin içinde, ömrünün çeyreği boyunca eğitim görmek ama mezun olunca iş bulamamak/atanamamak
ikisini bizzat yaşadığım 3 büyük deprem: 99, izmir ve kahramanmaraş
birleşmesi ve yücelmesi gereken toplumun birbirine daha da düşman olması
ve şu an da 24 saat sonra" acaba bu ülkeden nasıl kaçarım?" diyerek mi, yoksa "çok şükür!" diyerek mi uyuyacağım diye düşünüyorum

murphy yasası ile aynı psikolojik sebepten ötürü yaşanan yanılsama

bir yıldır bu cümleyi kurmayı bıraktım ama tuş takıldı mı nedir? daha çok şey oldu, sonra her şey şey oldu.

atmayın şu zehirli oku,bak şu an bunu okuduğumuz için bile evren tarafından bir şeyler yollanmaya başlamış olabilir:)

hayatın bir darbe daha vurması ve kalkamayana kadar sizi yerde tekmelemesi.

daha kötü ne olabilir cümlesini kuran insan samimiyse sonradan daha kötü bir şey olamaz çünkü olabilecek en kötü şey zaten olmuştur.

başıma çok kötü bir şey geldi daha kötü ne olabilir diyenin başına daha da kötü bir şey gelmesini anlayabilirim.

ilki ile arasında bana göre kavramsal olarak fark var ama çok da önemli değil.

şu anda başımda olan bela

imtihanın daha da çetinleşmesi