dinin kişi ile tanrı arasında olduğunu anlayamayan insan
başlık "fakat müzeyyen" tarafından 21.11.2020 22:28 tarihinde açılmıştır.
41.
sözlüğe girilmiş en haklı başlıklardan biri ilan ediyorum bunu. dayatmacı insandır. ben buna inanıyorum öyleyse herkes inanmalı der. arkadaş bile olmayın bunlarla.
devamını gör...
42.
hayatı anlayamamış insandır.
devamını gör...
43.
başlığın "islam"ı kastetmek isterken yanlışlıkla "din" diye yazıldığını düşündüğümü belirterek şöyle ifade edeyim efenim...
diğer dinler hakkında mensubu olduğum din kadar konuşmak istemediğim için de islam üzerinden değerlendirme yapayım..
hayır efendim.. islam, bütünüyle kişi ile tanrı (ki ben kendisini bu ismiyle tanıttığı için allah demeyi tercih ediyorum, misal senin adın berk iken ben sana nasıl hüseyin demiyorsam, ona da öyle davranıyorum) arasında olan bir inanç değildir.
tam aksine kişiye sosyal sorumluluklar yükleyen, hatta yerine göre tanrıya olan sorumluluklardan daha fazla üstünde durulan esasları olan bir inançtır islam..
bir kaç örnek vereyim..
daha önce de pek çok defa dile getirdiğim gibi, zekat diye bir kalıp var islamda.. yani size sosyal olarak, şayet maddi imkanlarınız o sınırın içindeyse malınızdan %2,5 (kırkta bir yani ) ihtiyaç sahiplerinize vermeniz şart. evet şart. detayları çok mühim değil şimdilik..
dikkat buyrun.. eğer din kişi ile allah arasında olmuş olsaydı, zekat diye bir kavramdan söz edilmezdi islamda..
uygulanmıyor olması islamın değil kişinin/kişilerin suçudur. aha burası bile kişi ile allah arasında değildir. çünkü "kullanım hakkının tümü sizin" olduğunu düşündüğünüz ve zekatını vermediğiniz o mal üzerinde ihtiyaç sahibi insanların da hakkı olmasından dolayı, huzura çıkıldığında bunun hesabı kaçınılmaz şekilde verilecektir. çünkü malın gerçek sahibi allahtır. kimin malını kimden kaçırıyon len.. ?
başka bir örnek ise, aslında tümüyle kişi ile allah arasındaymış gibi düşünülen namazın bile "faziletleri" arasında cemaatle kılmak ve bu suretle imamı vekil tayin ederek allah'a dua etmektir namaz.. burada bile evde bi başına kılmak ile beraber, aynı dil- aynı din- aynı statü şartı aranmaksızın insanları bütüncül muhatap kabul ederek allah ve peygamber(ler) sosyalleşmeyi öğütlüyor.
yetim başı okşamak, savaşta kazanılan ganimetlerin adil dağıtılması, fırsat eşitliği, zulüm karşısında mazlumu koruma gerekliliği gibi destanlarca örnek var..
dolayısıyla trollükle ortalığı karıştıran başlıklar silsilesi ile ne kadar "özgürlükçü" olmaya çalışılsa da, allahın ifadesiyle; allahın katında geçerli sayılacak tek din olan islam'ı karalamaya çalışmak güneşi balçıkla sıvamaktan başka bir şey değildir.
haaaa inanırsın inanmazsın.. o senin bileceğin iş.. soğumuş, soğutulmuş ya da hiç tanışmamış olabilirsin islamla..
ve fakat korkmayın.. sizi islamdan soğutan ve bu başlığı açtıran, "araya" girdiğini düşündüğünüz herkes de, sizi bu dinden soğuttuğu gerekçesiyle huzura çıkıldığında allah sizlerin adına bunun hesabını onlara da soracaktır. ama size de "soğumayaydın, otu boku okuyup araştırıyon da yarattığı her şey ve her yerde izi olan bana mı vakit ayıramadın?" diye soracaktır.. cevabınız varsa bana da virin.. ben de yırtayım..
diğer dinler hakkında mensubu olduğum din kadar konuşmak istemediğim için de islam üzerinden değerlendirme yapayım..
hayır efendim.. islam, bütünüyle kişi ile tanrı (ki ben kendisini bu ismiyle tanıttığı için allah demeyi tercih ediyorum, misal senin adın berk iken ben sana nasıl hüseyin demiyorsam, ona da öyle davranıyorum) arasında olan bir inanç değildir.
tam aksine kişiye sosyal sorumluluklar yükleyen, hatta yerine göre tanrıya olan sorumluluklardan daha fazla üstünde durulan esasları olan bir inançtır islam..
bir kaç örnek vereyim..
daha önce de pek çok defa dile getirdiğim gibi, zekat diye bir kalıp var islamda.. yani size sosyal olarak, şayet maddi imkanlarınız o sınırın içindeyse malınızdan %2,5 (kırkta bir yani ) ihtiyaç sahiplerinize vermeniz şart. evet şart. detayları çok mühim değil şimdilik..
dikkat buyrun.. eğer din kişi ile allah arasında olmuş olsaydı, zekat diye bir kavramdan söz edilmezdi islamda..
uygulanmıyor olması islamın değil kişinin/kişilerin suçudur. aha burası bile kişi ile allah arasında değildir. çünkü "kullanım hakkının tümü sizin" olduğunu düşündüğünüz ve zekatını vermediğiniz o mal üzerinde ihtiyaç sahibi insanların da hakkı olmasından dolayı, huzura çıkıldığında bunun hesabı kaçınılmaz şekilde verilecektir. çünkü malın gerçek sahibi allahtır. kimin malını kimden kaçırıyon len.. ?
başka bir örnek ise, aslında tümüyle kişi ile allah arasındaymış gibi düşünülen namazın bile "faziletleri" arasında cemaatle kılmak ve bu suretle imamı vekil tayin ederek allah'a dua etmektir namaz.. burada bile evde bi başına kılmak ile beraber, aynı dil- aynı din- aynı statü şartı aranmaksızın insanları bütüncül muhatap kabul ederek allah ve peygamber(ler) sosyalleşmeyi öğütlüyor.
yetim başı okşamak, savaşta kazanılan ganimetlerin adil dağıtılması, fırsat eşitliği, zulüm karşısında mazlumu koruma gerekliliği gibi destanlarca örnek var..
dolayısıyla trollükle ortalığı karıştıran başlıklar silsilesi ile ne kadar "özgürlükçü" olmaya çalışılsa da, allahın ifadesiyle; allahın katında geçerli sayılacak tek din olan islam'ı karalamaya çalışmak güneşi balçıkla sıvamaktan başka bir şey değildir.
haaaa inanırsın inanmazsın.. o senin bileceğin iş.. soğumuş, soğutulmuş ya da hiç tanışmamış olabilirsin islamla..
ve fakat korkmayın.. sizi islamdan soğutan ve bu başlığı açtıran, "araya" girdiğini düşündüğünüz herkes de, sizi bu dinden soğuttuğu gerekçesiyle huzura çıkıldığında allah sizlerin adına bunun hesabını onlara da soracaktır. ama size de "soğumayaydın, otu boku okuyup araştırıyon da yarattığı her şey ve her yerde izi olan bana mı vakit ayıramadın?" diye soracaktır.. cevabınız varsa bana da virin.. ben de yırtayım..
devamını gör...
44.
yol yabdı, namaz kılıyor, elinde kuran, dilinde iman, danışmanları her şeyi anlatmıyor.
devamını gör...
45.
yaptıkları şeyin patlak, iğrenç ses sisteminde dinlediği şarkıyı başkaları da duysun diye sesi sonuna kadar açıp, zorla onlara da dinleterek tatmin olan bir hanzonun yaptığından hiçbir farkı yok.
maalesef, bunu kendilerine gösterdiğiniz asgari terbiye ve saygı kuralları içerisinde uygun bir dille anlatsanız da anlamamakta ısrar ediyorlar.
arsız, şımarık birer misafir çocuğu gibiler.
hayatınıza müdahale edip, size dair her şeyi kurcalama, sorgulama hakkına sahip oldukları halüsinasyonu içerisinde yaşıyorlar.
yıllar boyu insanlar efendiliklerinden susmuş, bunlara bir şey dememiş olduğu için de karşısındakine her türlü yaftayı yapıştırabileceğini, her türlü terbiyesizliği ve densizliği yapabileceklerini, kafalarına göre insanlar hakkında yargı dağıtabileceklerini sanıyorlar.
tüm bu saydıklarıma ek olarak pek çoğunun siyasi fikirlerini, kafalarında kendilerine göre yorumladıkları dini kavramlarla kotarıp, bir karışım haline getirerek size dayatma huyları olduğunu gözlemledim.
arkadaş çevremde bunlardan birkaç tane vardı. küstahlıklarının, hadsizliklerinin bir sınırı yok.
hepsiyle selamı sabahı kestim, rahatladım. çünkü laftan anlamıyorlar.
bir insan din, imam, bayrak, ezan, vatan, namus, ahlak gibi kavramlar üzerinden kendine vazife çıkarıyorsa, hele de o kavramlar üzerinden karşısındakine arsızca yükleniyor, sürekli olarak gözüne gözüne sokuyorsa, bunların bekçiliğine soyunuyorsa, onların eksikliğini çekiyordur. bunlar onda eksiktir.
açık ve net.
bunu yapan kişiler, sadece dini görüşlerini başkalarına dayatan tiplerden oluşmuyor. lakin listenin en başında geliyor.
dayatmanın bahanesi ne olursa olsun, yapanların hepsinin de psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyorum.
maalesef, bunu kendilerine gösterdiğiniz asgari terbiye ve saygı kuralları içerisinde uygun bir dille anlatsanız da anlamamakta ısrar ediyorlar.
arsız, şımarık birer misafir çocuğu gibiler.
hayatınıza müdahale edip, size dair her şeyi kurcalama, sorgulama hakkına sahip oldukları halüsinasyonu içerisinde yaşıyorlar.
yıllar boyu insanlar efendiliklerinden susmuş, bunlara bir şey dememiş olduğu için de karşısındakine her türlü yaftayı yapıştırabileceğini, her türlü terbiyesizliği ve densizliği yapabileceklerini, kafalarına göre insanlar hakkında yargı dağıtabileceklerini sanıyorlar.
tüm bu saydıklarıma ek olarak pek çoğunun siyasi fikirlerini, kafalarında kendilerine göre yorumladıkları dini kavramlarla kotarıp, bir karışım haline getirerek size dayatma huyları olduğunu gözlemledim.
arkadaş çevremde bunlardan birkaç tane vardı. küstahlıklarının, hadsizliklerinin bir sınırı yok.
hepsiyle selamı sabahı kestim, rahatladım. çünkü laftan anlamıyorlar.
bir insan din, imam, bayrak, ezan, vatan, namus, ahlak gibi kavramlar üzerinden kendine vazife çıkarıyorsa, hele de o kavramlar üzerinden karşısındakine arsızca yükleniyor, sürekli olarak gözüne gözüne sokuyorsa, bunların bekçiliğine soyunuyorsa, onların eksikliğini çekiyordur. bunlar onda eksiktir.
açık ve net.
bunu yapan kişiler, sadece dini görüşlerini başkalarına dayatan tiplerden oluşmuyor. lakin listenin en başında geliyor.
dayatmanın bahanesi ne olursa olsun, yapanların hepsinin de psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
46.
bugüne kadar aklını bir kere bile kullanmamış, kullanmayı düşünmemiş insandır.
aslında çok fazla söyleyeceğim şey var bu konu ile alakalı ama üşeniyorum.
aslında çok fazla söyleyeceğim şey var bu konu ile alakalı ama üşeniyorum.
devamını gör...
47.
1) normaldir.
2) temenni içeren başlıktır. bu açıdan sorun yoktur, yazar görüşüdür.
3) başlık doğru bir önerme içermez.
hatta başlıkta kastedilen din semavi dinlerden (islam, hristiyanlık, yahudilik) biri ise tamamen yanlıştır.
din dediğimiz olgu zaten tam olarak sosyal ve siyasaldır. toplum hayatını düzenleyen kurallar içerir. sadece semavi dinler değil, oldukça modern zamanlara ait olan scientology inancı dahi kendisini takipçilerinin nasıl yaşaması be hareket etmesi gerektiği konusunda söz sahibi addeder.
bir genelleme yaparak çok rahat bir şekilde “din toplumsal hayatı düzenlemiyorsa zaten din değildir” diyebiliriz.
“her şey içinde, sevgi içinde, tanrı içinde” şeklinde (yüzeysel) tarif edebileceğimiz hinduizm veya budizm gibi inançlar dahi sıkı sosyal kuralları olabilen inançlardır, öyle uzaktan iş çıkışı yogaya gidip içini rahatlatmayı kastetmiyorum; işin merkezine, tapınağına gidip kendinizi tam olarak o dine uygun yaşamaya adadığınızda zaten görülecek olduğu üzere.
2) temenni içeren başlıktır. bu açıdan sorun yoktur, yazar görüşüdür.
3) başlık doğru bir önerme içermez.
hatta başlıkta kastedilen din semavi dinlerden (islam, hristiyanlık, yahudilik) biri ise tamamen yanlıştır.
din dediğimiz olgu zaten tam olarak sosyal ve siyasaldır. toplum hayatını düzenleyen kurallar içerir. sadece semavi dinler değil, oldukça modern zamanlara ait olan scientology inancı dahi kendisini takipçilerinin nasıl yaşaması be hareket etmesi gerektiği konusunda söz sahibi addeder.
bir genelleme yaparak çok rahat bir şekilde “din toplumsal hayatı düzenlemiyorsa zaten din değildir” diyebiliriz.
“her şey içinde, sevgi içinde, tanrı içinde” şeklinde (yüzeysel) tarif edebileceğimiz hinduizm veya budizm gibi inançlar dahi sıkı sosyal kuralları olabilen inançlardır, öyle uzaktan iş çıkışı yogaya gidip içini rahatlatmayı kastetmiyorum; işin merkezine, tapınağına gidip kendinizi tam olarak o dine uygun yaşamaya adadığınızda zaten görülecek olduğu üzere.
devamını gör...
48.
ülkemizdeki ak çomarlar.
devamını gör...
49.
topluluğa tabi olmayı seven insan olsa gerek. ben özünde böyle bir insan olduğuna inanmıyorum. en fazla aklınca size doğru yolu göstermeye çalışıyordur, suçlama değil de iyilik yapmaya çalışıyordur. haddi değil. ama yargılamadığı sürece hoş da görülebilir. ben çok utanırım bu konular açıldığında sadece yakın arkadaşlarımla konuşurum. dindari var, atesisti var, deisti, panteisti,agnostigi... çok saygılı bir şekilde birbirimize bir şeyi empoze etmeye çalışmadan. eğer konu dinse, aslinda fark etmez konu yemek de olabilir ve hatta amuda kalkmak da içinde hoşgörü yoksa sohbet etmemeyi seçebilirsiniz.
devamını gör...
50.
kafirun süresini okumamış, okuduysan da anlamamış kişidir.
devamını gör...
51.
ya çıkarı vardır ya da şov yapmayı seviyordur. tanrısından aferin bekliyordur.
devamını gör...
52.
islam bireysel değil toplumsaldır. her din kültüreldir de islam ek olarak toplumu şekillendirmeyi ister.
devamını gör...
53.
namaz kılıyor musun diye sormaktan çekinmeyecek insanlar olduğunu defalarca kez deneyimledim.
sana ne kardeşim?
sana ne kardeşim?
devamını gör...
54.
çevremdeki herkesin tanımı. inanmıyorsam inanmıyorum sana ne? bu ailem için de geçerli, bundan size ne? benim yaptığım şeyler sizin ahiretinizi mi etkiliyor? takım oyunu mu bu kardeşim? yeter salın insanları
devamını gör...
55.
inançlı bir yazar olarak , ne dini ne de tanrıyı anlamayan insanlardır diyebilirim.
devamını gör...
56.
yeryüzünde tanrıcılık oynayan insana denir.
devamını gör...
57.
din kişi ile tanrı arasında değildir.
bu dini kaideleri yumuşatmak için söylenmiş seküler bir yalandır. din, orta çağ genel düsturuyla eğitimden adalete kadar toplumun yaşamını düzenlemeye çalışan bir öğretiler bütünüdür.
çıkış kaynağı kadim çağlardan beri gelen tecrübeler bütünüdür.
ateşi bulan neandertal'den ve yazıyı bulup yaşanmışlığını artık kayda alabilen mağara insanından beri biriken toplumsal hafızayı kendi hikaye örgüsü ve kendi dünyasından yorumlayarak ait olduğu sosyal dokuya empoze etmeye çalışan ilkel bir düşündür aslında din.
revizyonist bir yapısı vardır ama tam olarak devrimsel bir pratiğe mahal vermediği için yıllar içinde zamana yenik düşer.
din ile toplumsal, ahlaki ve bilimsel erozyon arttığı için fransız ihtilalini gerçekleştiren jakobenlerin ilk yaptığı iş din adamlarını asmak olmuştur.
bizdeki geçiş ise kısmen kanlı, kısmen yumuşak atatürk devrimleri ile gerçekleşmiştir.
dinin sosyal yaşamı düzenlenmesine veya siyasetin kullanışlı bir aparatı olmasına müsaade edilmemelidir.
aklı başında her toplum için bu sav geçerlidir.
bu dini kaideleri yumuşatmak için söylenmiş seküler bir yalandır. din, orta çağ genel düsturuyla eğitimden adalete kadar toplumun yaşamını düzenlemeye çalışan bir öğretiler bütünüdür.
çıkış kaynağı kadim çağlardan beri gelen tecrübeler bütünüdür.
ateşi bulan neandertal'den ve yazıyı bulup yaşanmışlığını artık kayda alabilen mağara insanından beri biriken toplumsal hafızayı kendi hikaye örgüsü ve kendi dünyasından yorumlayarak ait olduğu sosyal dokuya empoze etmeye çalışan ilkel bir düşündür aslında din.
revizyonist bir yapısı vardır ama tam olarak devrimsel bir pratiğe mahal vermediği için yıllar içinde zamana yenik düşer.
din ile toplumsal, ahlaki ve bilimsel erozyon arttığı için fransız ihtilalini gerçekleştiren jakobenlerin ilk yaptığı iş din adamlarını asmak olmuştur.
bizdeki geçiş ise kısmen kanlı, kısmen yumuşak atatürk devrimleri ile gerçekleşmiştir.
dinin sosyal yaşamı düzenlenmesine veya siyasetin kullanışlı bir aparatı olmasına müsaade edilmemelidir.
aklı başında her toplum için bu sav geçerlidir.
devamını gör...
58.
din tüccarlarının maskarası şeytanın oyuncağı olur. öyle ki şıh dedikleri şahıs bir ipun ucundan tutuyor diğer ucundan da güya tövbekarlar tutuyor ve bu vesileyle tüm günahlarının affedildiğine bile inanabiliyor.
halbuki dillerinden düşürmedikleri cenabı allah kitabında defalarca uyarmış, aklet demiş, dikkat et o şeytan seni allah ile kandırmasın demiş hatta ve hatta ruhban sınıfını biz önermedikte demiş.
dine bu kadar tabi olduğunu iddia eden bu şahısların nasıl bu ayetlerden haberi olmaz? ikra (oku) diye başlayan kitap ne anlatıyor insan bir açıp okumaz mı?
halbuki dillerinden düşürmedikleri cenabı allah kitabında defalarca uyarmış, aklet demiş, dikkat et o şeytan seni allah ile kandırmasın demiş hatta ve hatta ruhban sınıfını biz önermedikte demiş.
dine bu kadar tabi olduğunu iddia eden bu şahısların nasıl bu ayetlerden haberi olmaz? ikra (oku) diye başlayan kitap ne anlatıyor insan bir açıp okumaz mı?
devamını gör...
59.
muhafazakar ahmaklık, iman körlüğü, itikat tahakkümü, dini bütün despotluk.
devamını gör...