dış görünüşe önem vermiyorum diyen insan

bütünseldir. insan iletişim kurduğu birini bile buna göre belirliyorken, bu cümleyi kati suretle reddediyorum. özellikle kılık kıyafet, insan ilişkilerinde önemli unsur olduğu toplum nazarında aşikardır.

istediği kadar inkar edilsin günümüz dünyası şekilcilik ve materyalist değerler üzerine kuruludur, dış görünüş her şeydir.

dış görünüşü kötü insan hayata 10-0 geriden başlar. burada bahsedilen dış görünüş kendini çirkin görmek veya bakımsızlık değil gerçekten çirkin olmaktır. çirkin olan birinin içini kimse merak etmez.

bir insan istediği kadar entel olsun, bilgili, kültürlü olsun, çok görsün, çok okusun ama çirkinse iş bitmiştir. kimse çirkin birinin fikirlerine değer vermez, ne kadar haklı olursa olsun sözlerini dinlemez.

dış görünüşü kötü insan yalnızlığa ve sefalete mahkumdur. iyi bir işleri olmaz tipten dolayı mülakatlarda elenir, sevgilisi olmaz herkes arkasından iyi biri aslında diye konuşur ama sadece iyidirler bu dünyanın kriterlerine göre yakışıklı/güzel değildirler, dostları olmaz herkes tipiyle dalga geçer onun üzerinden hava atar.

birde son dönemlerde "ben tipe değil fikirlere önem veriyorum sapyoseksüelim." furyası çıktı. hayır! bunu diyen insan sapyoseksüel değildir çünkü sapyoseksüel olmak için kişinin kendisinde de üst düzeyde bir bilgi birikimi olmalıdır bunu diyen insan baş geri zekalıdır ve bu onun sadece bir bahanesidir. nietzsche'nin "ahlakın estetik standartları" "kelebek ve hamam böceği" örneği tam olarak günümüz şekilciliğinin kanıtıdır.

-yakışıklı bir erkek veya güzel bir kız küfretse buna argo derler ama bunu çirkin biri yapsa terbiyesiz derler.

-yakışıklı bir erkek veya güzel bir kız birine yazsa flörtöz, çapkın derler ama çirkin biri yapsa tacizci derler.

-yakışıklı bir erkek güzel bir kız 80'ler döneminden bir kıyafet giyse buna moda derler ama çirkin biri aynı kıyafeti giyse rüküş, deli derler.

örnekleri artırabiliriz.

güzellik standartlarınıza bahaneler aramayın. çirkin olduğunu düşündüğünüz insana çirkin olduğunu açık yüreklilikle söyleyin kalp kırarım diye korkmayın çünkü kalp kırmayayım diye uğraşırken aslında o insana yalan söyleyerek daha büyük yıkıma sebep oluyorsunuz, yapmayın!

dış görünüş sadece yüz şekli, ten rengi ya da doğal saç renginden ibaret değil. saçınızı kullanma şekliniz, saç renginiz, nasıl giyindiğiniz tamamen size bağlı.
ve karşınızdaki insanla ilgili kafanızda ilk oluşan fikir onun görüntüsü sayesinde oluyor. yani karşınızdaki insanlarda nasıl bir ilk izlenim bıraktığınızı büyük ölçüde bu belirliyor.
evet, maalesef şöyle bir gerçek var, biriyle tanışma sebeplerinizden genellikle ilki görünüşü oluyor. ama o insanın hayatınızdaki yerini belirleyen nasıl biri olduğudur, nasıl göründüğü değil.

yalan söyleyen insan. ön yargı ademoğluna mahsus.

bu tipler ikiye ayrılır

1) karşısındaki veya ortamdaki bir karşı cinsi tavlama azminde olan tipler:

bunlar, hedef kişinin kendisi için "kaliteli adam" "akıllı adam" şeklinde düşünmesini istedikleri için bu şekilde saçmalama yoluna başvururlar fakat ne mal oldukları yürüyüşlerinden belli olduğu için genelde başarısız olurlar. ha karşısındaki kişi de kendileri gibi salaksa zaten allah mesud etsindir.

2) gerçekten öyle olan tipler

bu tipler genelde duygu insanı olurlar. karşı cinste dikkat ettikleri yer göğüsler ve popo değil beyin ve kalptir. bunların ilişkileri de genelde çok uzun sürer zira bir kişiyle ilişkisi varsa o kişiye zaten deli gibi aşıktırlar. tek gecelik şeyler bunlara ters gelir, midelerini bulandırır. ha gerçi hayvani içgüdüler bunlarda da vardır fakat önplanda değildir ve karşı cinse "eşya" muamelesi yapmazlar. dış görünüşe önem vermem derken de zaten "hilkat garibesi olsun farketmez" demek istememişlerdir. zaten kafası çalışan çoğu insan bakımlıdır ve bakımlılık güzelliği/yakışıklılığı beraberinde getirir. eli yüzü düzgün olsun yeterci tiplerdir bunlar dış görünüş konusunda. kral insanlardır.

bir kitabı bile okumadan önce kapağına bakarak alan bir millet olarak çoğunlukla samimi olmayan bir cümle olmakla birlikte istisnalar da olabilir.

dış görünüşe önem vermiyorum cümlesi baştan sonra yalan bir cümledir. ama çok önem vermiyorum derse bunun doğruluk payı var denebilir.
kendimden yola çıkarak, gayet üslubunu beğendiğim, tavırları hoşuma giden ama tip olarak, sadece bi seçim yapma hakkım olsaydı reddedeceğim birini farklı bi gözle görmeye başlamıştım. çünkü konuşması, düşünceleri ilgi çekiciydi. bunlar da öne geçerek görselliğe verilen önemi azaltabilir. yok etmez. çünkü içimizde var olduklarımız kadar dışımızdaki halimizle de yer ediniyoruz. herkesin farklı bir zevk anlayışının da olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda herkes bir derece önem verir.

iç görünüşe önem veriyordur. evet.

kimse yalan söylüyordur dememişse, ben söyleyeyim arkadaşlar

yalan söylüyordur. sısısıısıs

dış görünüş ön elemedir. geçenlerin içi değerlendirilir.

bir standart vardır, aslında hiç kimse önem vermez. herkesin kendi standartı vardır. asgari ücret gibi, norveç ile türkiye'nin asgari ücreti bir mi ? güzellik standartıda böyledir. benim dış görünüşe verdiğim önem ile bir başkasının verdiği önem kendi standartlarına bağlıdır.seks denen bir gerçek var arkadaşlar, ve insanlığın en temel içgüdüsü üremek. insan her önüne gelen ile üremek istemiyor olabilir, belki içgüdüleri ile haraket ediyordur kimbilir ?

ben veririm temizliğine bakımlı olmasına yoksa kimsenin kaşı gözü umrumda değil.

yalancidir.

içi güzel olsuna bağlar. külliyen yalan. az eli yüzü düzgün olsun mantığı herkeste var.

önem vermiyorum yanlış anlaşılmaya müsait. önceliğim dış görünüş değil demek isteyen insandır, haklıdır.

bence bunun bi ayarı var, mesela bana göre şuraya kadar önemlidir derim saçları hoşuna gider elleri gözleri vs ve de karşıdakinin bazı tatlı anları olur mest olursun.

ilk izlenim kesinlikle önemli bir durum ancak devamında gözlemlenilen hal ve hareketler durumun tamamen değişmesine sebep olabilir.

hahaha komik kişilik

yalan söyleyen insandır. "ben senin kalbini sevdim aşkım" hikayesi de yalandır. kalbini değil çıkarlarını sevmiştir.