orijinal adı: the picture of dorian gray
yazar: oscar wilde
yayım yılı: 1890
oyun yazarı olan oscar wilde'ın tek romanıdır. fiziki olarak son derece güzel bir insan olan dorian gray'e hayranlık duyan basil hallward'ın yapmış olduğu portre üzerinden anlatıma sahip felsefi bir eserdir.
yazar: oscar wilde
yayım yılı: 1890
oyun yazarı olan oscar wilde'ın tek romanıdır. fiziki olarak son derece güzel bir insan olan dorian gray'e hayranlık duyan basil hallward'ın yapmış olduğu portre üzerinden anlatıma sahip felsefi bir eserdir.
- dünya kitap dergisi, 2014 yılın çeviri kitabı ödülü [ülker ince]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "caesar" tarafından 22.11.2020 22:25 tarihinde açılmıştır.
41.
oscar wide yazdığı tek roman. sonsuz güzellik ve gençlik peşinde koşan dorian nın çürümesi portresi üzerindeki oluşan değişimlere ortaya çıkıyor.
kitap üç ana karakterden oluşuyor. hazzını ve tutkunun peşinde koşan lord henry, sağduyuyu ve insanın naif taraflarını temsil eden basil ve yakışıklılar yakışıklısı kendi güzelliğine aşık narsist dorian gray.
kitapta hale etkiside o kadar iyi anlatılmış ki. güzel insan iyi olur başarılı olur ve asla kötülük yapmaz inacı. insanlara zarar verirken şehrin çeperindeki tekisnsiz yerlerde her türlü hazzın peşinde koşarken güzelliği onun maskesi.
hepimiz içimizde henryi basıli ve doriani taşıyoruz. ancak arada dönüp kendimize bakmasak hareketlerinizin sonuçlarını değerlendirmezsek dorian gibi yaptigimiz kötülüklerle yüzlesmesek tuvalde gittikçe çirkinleşen bir yüz olacağız.
kitabın sonunda sorulan bir soru vardı insan değişir mi? insan değişir bence sadede vicdanımızı simgeleyen o tuvalin üzerini örtmeyelim.
yazar bu kitap gerekçe gösterilerek escinselliginden dolayı ceza aldı. dip not olarak düşmek isterim
kitap üç ana karakterden oluşuyor. hazzını ve tutkunun peşinde koşan lord henry, sağduyuyu ve insanın naif taraflarını temsil eden basil ve yakışıklılar yakışıklısı kendi güzelliğine aşık narsist dorian gray.
kitapta hale etkiside o kadar iyi anlatılmış ki. güzel insan iyi olur başarılı olur ve asla kötülük yapmaz inacı. insanlara zarar verirken şehrin çeperindeki tekisnsiz yerlerde her türlü hazzın peşinde koşarken güzelliği onun maskesi.
hepimiz içimizde henryi basıli ve doriani taşıyoruz. ancak arada dönüp kendimize bakmasak hareketlerinizin sonuçlarını değerlendirmezsek dorian gibi yaptigimiz kötülüklerle yüzlesmesek tuvalde gittikçe çirkinleşen bir yüz olacağız.
kitabın sonunda sorulan bir soru vardı insan değişir mi? insan değişir bence sadede vicdanımızı simgeleyen o tuvalin üzerini örtmeyelim.
yazar bu kitap gerekçe gösterilerek escinselliginden dolayı ceza aldı. dip not olarak düşmek isterim
devamını gör...
42.
oscar wilde’ın ilk ve tek romanı olan dorian gray’in portresini ilk kez okudum. okumakta geç kalmış olduğumu itiraf etmeliyim.
hikaye genç ve yakışıklı dorian gray’in lord henry ile tanışması ile başlıyor. bu ikisini tanıştıran ise dorian gray’in portresini yapan ressam basil hallward. basil, dorian’a aşık. zaten bu yüzden yazarın başı belaya giriyor bu romanla ilgili. ahlaksızlıkla suçlanıyor. kitabı sansürlemek zorunda kalıyor ve sansürlerken de epey bir ayrıntı ekliyor. yani bizim okuduğumuz bu sansürlü versiyonu, sansürsüz versiyonundan daha uzun. kitabın sansürsüz versiyonunu da okumak mümkün, everest yayınları basmış. lord henry’nin görüşlerinden epey etkilenen dorian, basil’in portresini gördüğünde bir dilekte bulunuyor. keşke ben değil de bu portre yaşlansa diye. sonrasında olaylar gelişiyor.
kitap aslında beklediğim kadar karanlık ve korkutucu değildi. niyeyse öyle olacağını düşünmüştüm hep. sürekli okuyucudan saklanan bazı ayrıntılar varmış gibi hissettim okurken. dorian çok kötü biri olmuş tamam da ne kötülük yapmış o hiç söylenmiyor. narsistliği ve sürekli haz peşinde koşması mı onu bu kadar kötü yaptı?
yine de çok güzel bir kitaptı boşuna klasikleşmiş bir eser değil.
hikaye genç ve yakışıklı dorian gray’in lord henry ile tanışması ile başlıyor. bu ikisini tanıştıran ise dorian gray’in portresini yapan ressam basil hallward. basil, dorian’a aşık. zaten bu yüzden yazarın başı belaya giriyor bu romanla ilgili. ahlaksızlıkla suçlanıyor. kitabı sansürlemek zorunda kalıyor ve sansürlerken de epey bir ayrıntı ekliyor. yani bizim okuduğumuz bu sansürlü versiyonu, sansürsüz versiyonundan daha uzun. kitabın sansürsüz versiyonunu da okumak mümkün, everest yayınları basmış. lord henry’nin görüşlerinden epey etkilenen dorian, basil’in portresini gördüğünde bir dilekte bulunuyor. keşke ben değil de bu portre yaşlansa diye. sonrasında olaylar gelişiyor.
kitap aslında beklediğim kadar karanlık ve korkutucu değildi. niyeyse öyle olacağını düşünmüştüm hep. sürekli okuyucudan saklanan bazı ayrıntılar varmış gibi hissettim okurken. dorian çok kötü biri olmuş tamam da ne kötülük yapmış o hiç söylenmiyor. narsistliği ve sürekli haz peşinde koşması mı onu bu kadar kötü yaptı?
yine de çok güzel bir kitaptı boşuna klasikleşmiş bir eser değil.
devamını gör...