öne çıkanlar | diğer yorumlar


yapılan tek bir hata, onca akıllı ve zeki oluşunuzu heba eder. sizi aptallaştırır. dorian gray, zeki ve güzel yaşadı, çirkin ve aptal öldü. insanlığa utanç verdi, utanç duyulması gereken yönlerimizi göz önüne serdi. kusursuz güzelliğin olduğu yerde, kusursuz çirkinlikler kol gezer. dorian gray de kusursuz güzel olan bedeninin içindeki kusursuz çirkin bir ruh ile nefes alıp veriyordu. yazarın ona verdiği sonu hak etmişti şüphesiz, fakat yine de bu kadar aptal olması da beni üzdü. lord henry, onu görünce ne düşünecek, ne hissedecek, olan biteni anlayabilecek mi? düşündürür.

not: dorian gray'in portresi, sayfa 181; güzelliğin farkında olan ve hayatta hiçbir şeyi umursamadan anı yaşayan bir beyefendinin eşsiz güzelliğine tanık olarak çevirdiğiniz sayfalardan sonra, bu durumun nasıl bir felakete dönüşeceğini fark ettiren, şeytani bir olaya şahitlik edip ani şoka girmenize neden olan bir sayfadır. tehlikelidir, sayfanın kapısı size açılmadan, kilitleri kırıp içeri girmeye çalışmayınız.
devamını gör...
tutunamayanlar'da tutunamayınca sayfa 102'de filan kıtabı bırakıp dorian gray'e başlamıştım. ilk başta çok güzel akıyor lord henry'e mi hayran kalsam dorian gray'e mi diye başlıyorsunuz. sonra dorian gray'de karar kılıyorsunuz fakat lord henry'nin söylediği her ince sözü, öğütleri ara ara geri dönüp tekrar okuyorsunuz. kitap bir süre sonra fantastikleşiyor dorian portesindeki kendini daha genç daha güzel buluyor. hatta gençleştiğini düşünüyor. black swan filmindeki gibi fantastik bir psikoloji kitabıdır bu da. ama ağır değildir. keyifli, insan üzerine sözleri de çok tanıdık, senden benden çıkabilecek tespitleri çok güzel bir dille anlatmış. ya da cümle kuramayıp da sadece gözlemlediğimiz şeyleri özellikle lord henry kitapta çok akıcı anlatmış.
devamını gör...
(bkz: estetizm) edebiyat akımına en iyi örnek bu eser. kurucusu ve savunucusu (bkz: oscar wilde)'ın tek romanıdır.

estetizm akımı, sanat; sanat içindir anlayışıyla, (bkz: natüralizm) akımına tepki olarak doğmuştur. bu anlayışta; sanatın politik ve sosyal konulara alet edilmemesi savunulur.

buna göre; dorian gray, estetizm akımının en ilgi çekici romanlarından biridir. dorian, yakışıklılığı ve zenginliği ile halk arasında bilinen bir insandır. o derece güzeldir ki; görenin sarhoşuk yaşadığı bir tipleme ile romanın baş karakteri olmuştur.

bu romanı güzel yapan şey; (bkz: lord henry) denen adamın olmasıdır. romanın limitlerini zorlayan şey, aslında bu manipülatif karakterin bulunmasıdır. paragraf paragraf sergilediği felsefi hayat görüşü. dorian gray'i doğrudan ve dolaylı şekilde katkıda bulunmuştur. aslında dorian'ın karanlık yüzüne ışık tutar.

sybil vane; dorian'ın sevgilisi ve aşık olduğu kadındır. aslında dorian kendisine aşıktır. bu kadın onun kalkan görevini görmektedir. insani duygular taşıdığını ve onunda sevebileceğini temsil eder. dorian kendisi hariç kimseye duygu beslememektedir.

dorian'ı sosyopat bir insan olarak görebiliriz. kendine aşık bir adamın, kibri ve bencilliği gözlerini kör eder. kendisinden başka kimseyle empati kuramaz. güzelliği ve zenginliği onun laneti olmuştur. o fark edene kadar, iş işten çoktan geçmiştir.

dorian, kendi tuvalini yaptırmaya karar verdiğinde; içindeki kibir arttıkça; tuvalin şekli değişmeye başlar. o nadide güzellik baktıkça çirkinleşmiştir ve tabloyu saklar. adamın hayranı olan lord henry, onun karanlık tarafa geçişinde bir nevi itici kuvvet olarak kalır.

içinde öylece duran saf kötülük, sevgilisinin ölümüne dahi kibirden gözleri kapanmış dorian'ın kayıtsızlığa kadar varır. arkasından gözyaşı bile dökmez, vicdan azabı çekmez. kitabın sonunda bütün bu yaşananlara bakınca, kibrin ve kötülüğün nasıl büyüdüğünü ve insanı ne hale getirdiği açıkça anlatılır. belki de o tablo hep çirkindi ve kimse görmek istemedi. kim bilir ?

oscar wilde; kendisinin hep dorian gibi olmasını istemiştir, fakat hep kendini henry'e benzetir.
devamını gör...
aynı zamanda bir extra ordinary gentleman olan dorian'ımız; küstah, kendini beğenmiş, götlek ama çok yakışıklı bir kimsedir. basil çirkin ama hafiften biseks bir ressamımız (bu arada kitapta bunlar açıkça yazılmamış sadece ima edilmiştir) olaraktan, dorian'a hafiften abayı yakar, bu yangınla çizdiği portre de bir enayilik meydana gelir. dorian artık yaşlanmamakta, onun yerine portresi yaşlanmaktadır. böylece güzelliği baki kalacaktır ancak ölümsüzlüğün kaldırdığı totosu ile türlü yavşaklıklar yapmak suretiyle, güzelliğine gölge düşürür ve siz artık ne kadar güzel olursa olsun ondan gıcık almaya başlarsınız. sonra yangın çıkar resim yanar, dorian babalara gelir falan. ama sonra dersin ki "güzellik herşey değildir, sadece bir şeydir"...
devamını gör...
beyin yakan kurgusuyla ve işlediği şeylerle ölmeden önce okuduğum için kendimi şanslı saydığım bir oscar wilde eseri.

üzerine konuşulacak çok şey var. ancak düşünmek ve sindirmek gerek. payıma düşen şeyler var. tekrar okuduğum zaman değerlendirme yapabilirim.



dorian'daki narsistlik... yaratıcısını öldürmesi ki öldürmeden önce yaratıcısı dua etmeye ve af dilemeye çağırırken arkasından yani yüzüne bakmadan, portresinden aldığı tiksinti ve kinle birlikte kulağının arkasından bıçaklaması. yerdeyken bile 2-3 kere daha bıçak darbeleri vurması. yaratıcısı yani ressamı, portrenin yani aynanın yani yaşlanmayanın, ruhunun, görünmeyenin, metafizik olanın yaratıcısı, bunlar portrenin nitelemeleri. yarattığına aşık. tutkulu. onsuz yapamıyor. lord henry ise şeytanvari sözlerle dorian'ın aklına girip yaratıcısna karşı tavır almasını sağlıyor. mitolojik okumalar da yapılabilir arka planında. ölümlülük bilincine varış, "insanın anlamsal boşluğa düşmesi (v.e. frankl'dan bir terim). bunun karşısında ise umutları ve imgelerle uyum içinde olamayışı.


yazacağım çok şey var da... ilk düşüncelerimi yazmak istedim.
devamını gör...
kitabın her sayfasını ayrı bir heyecanla okumuştum. hele ki karakterler ve diyaloglar muazzamdı benim için. her diyalogdan farklı farklı anlamlar çıkartılabilir.
tekrar tekrar okumak isteyeceğim, okurken de asla sıkılmayacağım ve her okuduğumda lord henry'e tekrar tekrar hayran olacağım bir kitap.
devamını gör...
'teleny'nin kurgusuzluğu ve 'dorian gray' harika kurgusunu karsilastirinca iki kitabi ayni kisi mi yazmis diye düşünmeden yapamiyor insan.

not:dorian gray gercekten herseyiyle mükemmel bir eser.

not 2: teleny escinsellik vurgusunun cok koyu tonda islendigi bir kitap.pek bilinmez.

not 3: escinsel degilim.meraktan okudugum bir kitapti teleny.escinsel değilseniz zaman kaybi.kesin bilgi.
devamını gör...
bana “yahu bugüne kadar niye okumamışım” dedirten, kitaplarda yazılandan ötesini merak eden ve irdeleyen biri olan beni bile alt anlamlarıyla vurmuş bir oscar wilde eseri. ayrıca günümüzdeki estetik ve güzellik saplantısının seviyesinin oldukça uç noktada olduğunu düşünürsek bir şekilde herkesle yolunu kesiştirmemiz gerektiğine inanıyorum.
devamını gör...
tam bir zeki genç yazar bilgeliği örneği. çok fazla monolog ve tespit içeriyor. oscar wilde bu eserini zekasının pik noktada olduğu ancak tecrübesinin henüz zekası ve bilgi birikimine yetişemediği bir dönemde yazmış olmalı.

okurken gayet de keyif aldığım ve yer yer ilk yazma girişimlerime benzettiğim bir eserdi. nostaljik.
devamını gör...
ilk okuduğumda sıkıcı bulduğum fakat sonradan okuduğumda aslında ne anlatılmak isteneni anladığım bir kitap dorian grey’in portresi. oscar wilde’ın anlattığı bir çok şeyin ardında aslında anlatmak istediği de bir o kadar şey var. buz dağı misali. yakışıklılığını korumak isteyen dorian gençliği ve güzelliği karşısında şeytanla bir anlaşma yapar ve kendisi hep çizdirdiği portresi gibi gözükürken portresi de dorian’ın yerine yaşlanır. fakat dorian’ın kalıcı güzelliği karşısında şeytan neyi elde ediyor? kitap da tam olarak bunun üzerinde duruyor işte.
devamını gör...
heyecanla okuduğum bir kitaptı, konusu gerçekten çok ilginç, düşünün sizin bir portreniz var ve yaptığınız bütün kötülükler sizi değil portrenizi yıpratıyor, sizin gunahlarinizin bedelini bu portre ödüyor, ama kitabın sonunda yine bedel ödemekten kaçılamayacağı vurgusu muhteşem ?
devamını gör...
martin eden'den sonra okuduğum için problemini çok burjuva bulduğum, dolayısıyla devam edecek motivasyonu kendimde bulamadığım kitaptır. yarısına kadar geldim ve sayfalar artık bitmiyor gibiydi. ben de, ne kendime ne de kitaba eziyet etmemek adına kitabı askıya aldım. ama bir gün mutlaka geri dönüp bitireceğim.
devamını gör...
zıt sayılabilecek iki karakter ve onların arasında henüz karakteri oturmamış gencecik dorian gray. basil hallward; sanatı seven, ince ruhlu, duygusal, romantizme hayran bir adam. lord henry wotton; duyguların insanı yanılttığına inanan, sadakati kendine ayak bağı olarak gören, dünyaya sadece gününü gün etmeye gelmiş bir adam. basil, henry'nin insanın üstünde kurabileceği hakimiyetin farkında olan bir adamdı. dorian'ı ondan uzak tutmak istedi. dorian ilk duygusal boşluğuna kadar kendini henry'e kaptırmıştı. sonrası da basil'in korktuğu şekilde ilerledi zaten. kitabın ele aldığı konu öyle güzelliğin gelip geçiciliği falan değildi. dorian güzelliğine o kadar aşıktı ki eğer o tablo olmasaydı sırf içindeki kötülük yüzüne vurmasın diye dünyanın en iyi adamı olacaktı. ama onun için yaptığı bütün kötülüklerin bedeli olan çirkinliği üstlenecek bir şey vardı: tablo.
devamını gör...
bir oscar wilde şaheseri. romanı okuduktan çok zaman sonra spotify’da bir podcast serisine rastladım. ferit burak aydar, ki kendisi bu romanı dilimize çevirmiştir, klasik okumaları adıyla bir dizi edebi eser ve sanatçı üzerine çözümlemeler sunuyor. şayet bu romanı okuduysanız ve 15 dakikanız varsa dorian gray’in portresi üzerine olan kaydını dinlemenizi tavsiye ederim. hoşunuza gidecektir.

iyi dinlemeler.
spotify.link/TXX0VS2H2Cb
devamını gör...
ingiltere'den ve ingilizlerden nefret ettiği kitaptaki her satırda hissedilen kendisi ise irlandalı olan oscar wilde imzalı tek romandır.

kendisi de eşcinsel olduğu için cinsel kimliğini kitabına konu edinmekten kaçınmamış.
ressam basil ve dorian gray arasındaki çekim beş metre uzaktan belli oluyor.

yaşlanmamak için ruhunu şeytana satmaya hazır bir adamın hikayesini, ruhunuzun en ince bam teline dokunarak anlatıyor. psikolojik tahliller, dönemin ingilteresi, oscar wilde'ın iç dünyasına da ışık tutuyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


güzellik dehânın ürünüdür, hatta dehadan daha yüksek bir konumdadır çünkü açıklama gerektirmez. güzellik sorgulanamaz, dünyanın gerçek gizemi görünmeyen değil, görünendir.

s/ 42/43
devamını gör...
daha okumadım ama ablam biraz çıtlattı.
bir kişinin (dorian)sağ ve sol melekleri varmış gibi. kendisi de sola yani kötülüğe yatkınmış.
sevdiği oyuncu varmış ve sahneyi ona aşık olduktan sonra eskisi gibi oynamadığı için ondan ayrılıyor. kıza çok aşık olup (oyunculuğunaymış aslında) böyle davranması saçma gelmişti. neyse sonrasında kötülük kısmıyla aydınlanma yaşıyor ve tipi tabloyu gördükten sonra kendisine de çekici gelmeye başlamış " çok güzelim" tarzında söylemlere başlamış. ve portre ile bir detay verdi ama sinirlendim. çünkü okuyacağım kitabın anlatılmasını sevmiyorum. bunları öğrenmem bile geri durmama sebep oldu. unutmaya çalışırken başlığı gördüm. -_- okuduktan sonra eklemesini yaparım buraya.
devamını gör...
çok sıkıcı geldi. tasvirlerde çok detaya girmiş. gereksiz detayları sevmiyorum. bu bana boğucu geliyor. betimlemeleri başarılı ama dediğim gibi.
bu kitabı okumaya başladığımdan bu yana elime başka kitap alamadım. sadece birkaç e- kitap bitirdim. bu da neredeyse 3-4 haftalık bir süreç.
ele alınan konuyu sevdim. ama ben daha sade ve öz taraftarıyım. bir de içerik sanat ve sanat tarihi gibi. bu alanda o kadar detaylı bilgilere sahip değilim. bu da sıkması için bir sebep mesela. çünkü anlayamıyorum çoğu şeyi, atıyorum "çinden alınmış mor ipekten yapılmış cenaze örtüsü, victoria döneminde kullanılan yaprak işlemeli metal uçlu mumluk, bilmem ne döneminin izini taşıyan çerçeve modeli." hani anlatıyor, detaya giriyor ama bilmediğim için aklımda çok yüzeysel ve belki yanlış şeyler oluşuyor. az olsa araştırıp öğreneceğim ama o kadar çok ki, sıktı. bu alanla içli dışlı olanlar tam verim alabilir gibi. ya da ben çok uzağım bilmiyorum.
şu an kitapta dorian'ın katil olduğu yerdeyim. sanırım bundan sonra akacak gibi duruyor. tam bitireyim ona göre son yorumu yapacağım.
okuma hevesimin içine edip içeriğe uygun müthiş bir son bulamazsam asıl o zaman kötüleyeceğim. evet bu normal bir yorumlamaydı.
devamını gör...
4 önemli karakter vardır romanda hepsi birbirinden bağımsız tiplerdir.
dorian, narsist bir tiplemedir. kendisine aşık ve hayrandır, güzelliğinin farkındadır ve dış güzelliği içini karartacak derece de güçlüdür. bu gücü de sonuna kadar kullanır.
lord henry, hedonist biridir ve dorian'ı da bu konuda etkiler. çekici ve etkili bir konuşmacıdır.
basil, ünlü bir ressamdır. dorian in portresini çizen kişidir, onun güzelliğinden büyülenir ve onu kimseyle paylaşmak istemez. sibly karakteri başarılı bir aktristir. dorian ona güzelliği ve başarısı yüzünden aşık olur, herkesin hayran kaldığı bu kızı kendine yakistirir fakat bir başarısızlığı sonucunda kızı acımasızca eleştirip terk eder ve ölümüne sebep olur. kısacası kızı harcar.
dorian gray'in kendisi yaşlanmazken, dorian'ın kendi yaşam tarzı ve tercihleri portresinde belirginleşir, günden güne çirkinleşip yaşlanmaya başlar.
roman, ahlaki değerlerin çürümesi ve yozlaşma konusunu inceler.
oscar wilde, eserinde estetik anlayışı ve güzellik kavramlarını sorgular. karakterler arasındaki çatışma, yüzeydeki güzellik ile içsel güzellik arasındaki dengeyi keşfeder. dorian gray, dönemin toplumunun yüzeysel beklentileri ve ahlaki normlarına meydan okur. wilde, toplumsal beklentilere ve ahlaki kısıtlamalara karşı çıkarak bireyin özgürlüğüne vurgu yapar. ressam basil hallward'ın portresi, sanatın gücünü ve bir eserin gerçek dünyayı nasıl etkileyebileceğini temsil eder. sanat ile gerçek yaşam arasındaki etkileşim ve güç ilişkisi romanın önemli bir unsuru haline gelir.
devamını gör...
bakın arkadaslar bu oscar wilde eseri gercekten bana cok ilginc geliyor.
guzelliginiz icin ne kadar ileri gidersiniz?
karanlık sokaklarda turlayıp adam oldurur musunuz mesela.

wilde guzelligi gorunen en buyuk deha olarak tanımlıyor.
dunya kuruldugundan beri "estetik" cok merkezde bir kavram.
peki tarih boyunca estetik nasıl evrimlerden gecti?
gunumuzdeki yeri ne?
bunun olcutu ne?
guzel bir obje mi olmak istiyoruz, ruhu olan bir guzellik mi?
guzelligimizi kendini tehlikelere karsı korumaya calısan kirpiler gibi saklamaya mı calısıyoruz, deve kusları gibi herkes gorsun bilsin mi istiyoruz?
estetik felfesesi benim felsefe dersinde en ilgimi cekmis konulardan biridir. sizle saatlerce tartısmak isterdim bayım:)))
devamını gör...
adıyla müstesna film, dizi izlemediğim de kalmamıştır.

kült bir kitap, daha da ikonik bir karaktere sahiptir. sanırım daha önce yazdım ya ben bu başlığa. neyse. hayatımda bi dokunuşa sahiptir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"dorian gray'in portresi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim