duyulmuş en güzel iltifat

gözlerin siyah bilye gibi.

hem zeki hem güzelsin.

cennetten dusmus son inci tanesi kadar buyuleyicirhejshwjsunagskshwk saka lan saka

ya bir söylediğin de yanlış olsun, şimdi anlıyorum seni neden sevmediklerini.

"yolda görsem yolumu değiştirmem"

(bkz: old but gold)

ilk buluşmada fotoğraftaki gibiymişsin.

senin varlığınla benim varlığım ortaya çıkıyor.

felsefe öğretmenimle gelecek , şimdi ve mevcut imkanlarim hakkında dertlesirken; "yanlış yerde doğmuşsun, buradan bir şekilde gitmen lâzım, çok fazlasın burası için, anlamazlar." demesiydi sanırım.

ester'in yuzundeki masumluk sende de var dedi bir arkadasim gecen. daha guzel bir sey duymam muhtemelen. ama yalan yani. pek benzemiyoruz. evet yuzum fazla masum duruyor ve beni 13 yasinda gosteriyor ama ester bambaska. cocuk bunu sadece ester'i cok begendigim icin ve moralim cok bozuk oldugu icin oyle soyledi muhtemelen. gerci benziyorsunuz demedi. bir kere benim gozlerim kucuk. neyse ya. ne anlatıyorum ben buradahwsdjıodsjokoıdfj. randomu buyuk harflerle yazmistim. kucuk paylasiliyor. randomları buyuk paylasma hakkı gelsin.

seni izlerken , amerikan ca bir flimi
kürtçe izliyormusum gibi geliyor kendime

yüzündeki çiller olmasaydı bu kadar güzel olur muydun acaba??

sen mükemmel birini hak ediyorsun.

hayır ben mükemmel birini istemiyorum ki. seven birini istiyorum sadece.

......rına beton yetmez beton.

jul brynar'a benzetilmek.

hatayi’m demişti bir arkadaş…

hepsi de güzel ki hangi birini ayırt edeyim...

daha tam kendime özel bişi keşfedemedim... aklıma da gelmiyor açıkçası...

henüz etmediğimdir.

yani herkese farklı farklı iltifatlar hep geliyordur haliyle. bir kadın olarak bana da geldi, geliyor, gelir ama bi keresinde birisi çok fazla üstüne basa basa;” gözlerin şöyle güzel, böyle bakıyor, yok içi parlıyor” dedi de dedi. arkadaşıma gitmiştim, o gazla;” benim gözlerim şöyle güzelmiş böyle güzelmiş” diye ballandıra ballandıra anlatıyordum ki; uzun uzun yüzüme baktı ve ağzından bana hayat dersi veren şu bal sözler döküldü:” kızım sen mal mısın? senin gözlerin mavi değil, yeşil değil, ela değil. baya dümdüz, normal kahverengi. sokakta 10 kişi ile karşılaşsan 9 u kahverengi. neresi güzel.” dedi.
düşündüm, hak verdim, mantıklı!
o günden sonra iltifatları ciddiye almadım.
kandıramazsınız yani beni.

yaşadığımız çağ gibi değil de,geçmiş ile geleceği birbirine adapte ediyorsun demişti pelerinsiz kahramanın biri