enerji emici insanların ortak özellikleri

burçların insan hayatına etki ettiğini iddia etmeleri.

farklı türleri vardır. ama bahsedilen narsistik enerji vampirleri ise ortak özellikleri şunlardır: vekilsizmeclis.com/viewtopi...

bazen bir şey yapmaları da gerekmiyor . bazılarının öyle kötü enerjileri var ki yüzlerini görmek bile yetiyor.

sürekli kendi istekleri vardır ve istedikleri. bunları yapmak için sizi yanında aksesuar olarak kullanırlar, girmek istemediğiniz ortamlara sizi adeta kandırarak sokmaya çalışırlar. siz ve istekleriniz onlar için önemsizdir, çünkü kendilerinden başka herkes bir eşyadır onlar için. sakının ve hayır demeyi öğrenin.

bok gibi suratları vardır. iyi bakın suratlarına. bir sevimsizlik, bir tiksinme hissedeceksiniz.

sizin olumsuz yönlerinizi vurgulamayı sever, kendi hatalarını asla kabul etmez ve manipülatif davranırlar.

(bkz: eric cartman)

gerçi cartman'ı da severim ama konuyla ilgili iyi bir stereotip.

ay memnuniyetsiz olmaları. her şeyden hem de her şeyden nefret ediyorlar sanki. hava sıcak olsa söylenirler, soğuk olsa söylenirler, kapalı mekâna gitseniz burun kıvırırlar, parka bahçeye gitseniz huysuzlanırlar...

(bkz: ay tahsin geliyolar soldan soldan)

depresiflik.

mağdur edebiyatı yapmaları. hep hayat onlara acımasız davranmıştır, çevrelerindeki insanlar onlara hep ihanet etmiştir.

çenelerinin gereğinden çok düşük olması.

hep mağdur olmaları, hep haklı olmaları.
yaptıkları terbiyesizliklere itiraz edince de “ne var ki bunda, büyütüyorsun” demeleri.
gerçekten tiksiniyorum artık böyle insanlardan.

önemli olanın nedenler değil sonuç olduğunu idrak edememeleri. dolayısı ile kendi hatalarını görememeleri ve beyninizde bok fırtınası yaratmaları.

asla suzmazlar söylediğin her lafa "benimde" dercesine tüm dertlerinle sidik yarıştırırlar. hani geçenlerde tecavüze uğradım desen akabinde (bende) diyecek kimselerdir. vaktinin paçasından, aklının kıyısından, mental halinin her bir yerinden tutup seni aşağılara, kendi kaoslarına çeker çeker dururlar. lex luthor'un süpermen'in boynuna kriptonit kolyesini zincirleyip geçirmesi gibi. seni çepeçevre kuşatıp bitirircesine yaşam rezervlerini tüketirler. dipnot: görmeniz tanışmanız halinde acilen kaçın kaçın kaçınnn...

asla espriyi devam ettirememesi, alınganlık göstermesi. ağlak bir insan olması. ıngaaaa.

başkalarının hayalleri olan 4/4'lük hayat yaşasalar da; 'devamlı şikayetçi/mutsuz olmak için neden bulan negatif tipler'...

lamiya triplerinden çıkamamaları. az önce bir giri okudum. sözlüğe veda eden bir arkadaş. uzun uzun anlatmış. şöyle oldu da böyle oldu da. o güçsüz insan sakinliğini tanırsınız, üzerine çok düşünür, sürekli kıvırır. ama öyle dramatik öyle saçma öyle acıklıydı ki insan şaşırıyor. sürekli başının okşanmasını, sürekli haklı olmayı, sürekli onaylanmayı, sürekli sırtının sıvazlanmasını nasıl bekliyor insanlar anlayamıyorum. dünya sizin doğrularınızla hareket etmek, sizin altı boş hayallerinize uyumlanmak, sizi merkeze almak gibi bir şey vadetmedi. hayatı bu kadar hasta, bu kadar edilgen bir pozisyondan algılamak sizi yormuyor mu? koskoca insanlar lamiya gibi triplere giriyorlar. yalan dolandan, riya döngüsünden, mağdur edebiyatından kurtulamıyor. bayburt'un kövünde doğmuş büyümüş, sovan ekmek yemiş, zar zor bi meslek sahibi olmuş ve üstten üstten konuşuyor. ahlak abidesi kesiliyor. hemen kankacılığa başlıyor. bireysellikten haberi yok. iki üç meriç besliyor kuytuda. herkese kendi doğrularını dayatıyor. hasta aklıyla ters düşerseniz delleniyor. sürekli ama sürekli ağlanıyor. her şeyi sorunlu. insanların eğlenmesine, onu sevmemesine, onun hassasiyetlerini gözetmemesine çıldırıyor. nasıl bu kadar köreldiniz? neyin otoritesisiniz de sizi ciddiye alalım? inanamıyorum ya. inanamıyorum. işte bunlar hep nesil çatışması. seksenlerde ve sonlarına doğru doğmuş olanlarla internet böyle mücadele ediyor. sürekli parmak sallayıp yenilip ağlıyorlar. kendinize gelin. siz dünyanın merkezinde değilsiniz. ananız babanız için bile sınırlı bir saygınlığınız varken burada hiç tanımadığınız insanlara kendinizi pazarlamayın. büyüyün biraz. zihnen de.

her şeyden ama her şeyden şikayet etmeleri

enerjilerinin düşük, auralarının sönük olması.

sevgisiz olmaları ve bunu kendi başlarına çözemedikleri için başkalarından sürekli ilgi beklemeleri. artık onlar için bu bir yaşam tarzıdır. sürekli hastadır, mağdurdur, mutsuzdur. içinde bulundukları durum hep başkalarının suçudur