entelektüel

hep oturta oturta entellllektüel demek arzusunda olduğum, bilen sıfatı yerine kullanılan bu kelime entel diye de kısaltılır. entel dantel denerek küçültme amaçlı kullanımları görülür. kullananların çoğunun içeriğine farklı anlamlar yüklediğine inanıyorum. bana kalırsa boş bir sıfat.

kendisini geliştirmiş, her konuda fikir sahibi, zekasını ve analitik düşünme yetisini kullanabilen, kültür ve sanat konularında uzman kişi.

genelde "entellektüel" şeklinde yanlış yazılan kelime.

ulu(?) tdk'ye göre: bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver.

günümüzde çok garip bir değişim geçirmiş/geçirtilmiş kelime. garip bir şekilde bizim neslin göt etme çabaları sırasında kullanılır olmuş; standart oranda okuyan, dinleyen, eleştiren, düşünen insanları aşağılamak için söylenmeye başlanmıştır. buna; standart oranın, yermek amacıyla kullanan kişilerce standarttan öte ileri derecede ve anlamsız bulunmasının sebep olduğunu düşünüyorum. anlayamadığını anlamsız bulur, anlama çabasına girmezsin; bu da seni endişelendirdiği için yerin dibine sokmak daha kolay gelir... gibi.

en nihayetinde, yalnızca bir kavramdır.

entellektüel olarak okunan ve her dilde de buna benzer şekilde okunup yazılan bir kelimenin faşistçe dayatılmış yazım şekli*.

aydın kimse olarak tanımlanabilir. benim görüşüme göre; günümüzde gerçek aydın denilebilecek kişiden çok aydınımsı denilebilecek kişilerle karşılaşmak mümkündür. bir kişinin aydın olması için eğitimli bilgili olması yeterli değildir, en az üç nesil boyunca bilgi ve kültür aktarımı ile donanması ve yetişmesi gerekir. kişi olarak kimi örnek verebileceğimi düşünürken aklıma mehmet fuat köprülü geldi.

ilber ortaylı'ya göre entelektüel "üstüne vazife olmayan işle bile uğraşıp öğrenendir" .

altına imzamı atıyorum.

80’li yılların en sinsi, en disiplinli ideolojisi; bilginin, bilimin, araştırmaların değersizleştirilmesiydi. aptallar da destek versin diye entelektüellerle ''entel'' diyerek dalga geçilirdi.

batılı yazarlar " sorgulayan, itiraz eden, görüş ve fikir üreten, mevcut düzenden farklı düşünen" olarak tarif eder. hatta jean paul sartre, bu özelliklere " eylemde bulunan" diye de ilave yapar. sonra da şunu yazar :
entelektüel, kendisini ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokandır.

bunu çift l ile yazan frengili entelektüeldir.

aktifzeka, güncelbilicilik, gibi bir çevirisi yapılabilir mi diye düşündüğüm kavram. konu yine cehalete bağlanıyor, şunu kabul etmeliyiz artık heppimiz bir şeylerin bilgesi ve diğer bazı şeylerinde cahiliyiz. her konuda mükemmel veya noksan kimse olamaz.

dünyaya mümkün olan en geniş açıdan bakabilen, çok değişik kaynaklardan beslenebilen ve bütün bunlardan kendi idrakiyle aklı arasında bir yerlerde bir cümle, bir mana, bir öneri inşa edebilen kişidir.

"verem madencinin meslek hastalığı olduğu gibi, nevroz da entelektüelin meslek hastalığıdır." *

"hür olarak düşünmek, hür yaşamak, insanı çoğunlukla çatışan bir hale getirir. çoğunluk ise geleneklere bağlı olarak düşünür ve yaşar. azınlığa düşmek, insanı nevroza elverişli bir iklime sokar. kurallara başkaldıranla eksantirik, yani yarı deli arasında bir adım mesafe vardır. hatta toplumun düşmanca baskısı bu mesafeyi hemen aştırır insana." *

"ben yalnızca yalnızlık içerisindeyken kendimin efendisiyim, başka yerdeyken değil. yalnızca oradayken kalemim gerçek anlamda bana aittir, o an başımı döndüren yoğun işlerden yararlanıp ara sıra bana başkaldırdığı ve emirlerimden kaçtığı olsa da." *

"luther yıllarca bir kulenin tepesindeki bir odaya kapanıp eski ahit'i latinceden almancaya çevirebilmiştir. bu gücü, bu cüreti nereden bulduğunun sırrı elbette aklıyla idraki arasında bir yerlerde saklıdır. bugün, kitap yazıp dünyayı değiştirmenin mümkün olduğunu savunanlara pek çoğu güler, geçer."

"entelijansiya, sınıflar arasındaki boşluktur." *

"kendi kuşağının düşünürleri arasında yalnızca erasmus, belli bir topluma değil, insanlığın bütününe bağlılık gösterdi. savaş alanının dışında kalarak, hiçbir orduya katılmayarak, ama bütün ordularla savaşmaya zorlanarak, yalnızlık içinde öldü. hep yalnız, fakat bağımsız ve özgür kaldı." *

"entelektüelde daha çok hakikat duygusu, aydında ideoloji, akademisyende ise kariyer ağır basar."

"entelektüel her zaman yalnızlık ile saf tutma arasında bir yerde durur." *

"entelektüeller bir tür ruhani azınlıktırlar." *

"entelektüeller de bilgileri de bu dünyadan değildir." *

"türkiyeli aydın düşünmez, düşündüğünü sanır, düşündüğünü düşünür. türkiye'de düşünme sanki daha önceden düşünülmüş olanlardan birine katılmak olarak düşünülmüştür." **

"türkiye'nin en önemli sıkıntısı entelektüelleri olmayışıdır. kendisi olmaya, kendisini aşmaya çalışan pek yoktur." *

"refik bey'in kitabı yoktu: kitabın icadından önce profesör olmuştu." * *

alıntılar poetik ve politik kitabından alınmıştır.

intellectual kelimesinin kökeni intellect'dir.. intellect, metafizik bilgiye ulaşacak akıl yürütmedir. soul ile ilgili değil, spirit ile ilgilidir. intellect, ratio'dan farklıdır. normalde metafiziğe kafası basmayan adam entelektüel olamaz ama biz modern anlamda yazalım ne olduğunu..

entelektüel, iradesizlik ve edilgenliğin esir aldığı kişidir. asla politik bi çizgiden konuşmuyorum. bugün için pratik olarak aciz kalmış adamdır entelektüel adam. resim yapamaz ama ressamları ve ekolleri bilir. müzik yapamaz ve sorsan bütün virtüozleri ezbere sayar. 'yapmak' için eksik olan basiretin sebep olduğu hınç ile öğrenmeye çalışandır entelektüel. bilmek aslında yapmak için iken, entelektüel yolu yarıda bırakmış ve bununla tatmin olmuş olandır.

entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir.

(bkz: çünkü o unvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü.)

belli bir yere gelmiş kabul görenler adından verilen bir örnektir. lümpen entellerimiz de mevcut.

entelektüel bilgi birikimi denen bir şey varmış bende, hocalarım öyle demişti. bence yok. keşke olsa ama yok. olması için çabalıyorum

akademisyenlerin kendine yüklendiği sıfat!

bu ne ya herkes götünden tanım uydurmuş.

entelektüel’in toplumsal sorumluluğu yokken aydın’ın vardır ve aydın bu sorumluluk hasebiyle aydın sıfatı kazanır. önce bunu ayıralım.

madem herkesin tanımı var hepsini kabul edeyim de ben gerçek entelektüel’i nasıl ayırt edersiniz onun ipuçlarını bırakayım:
entelektüel olmanız için en az 1 yabancı dil bilmeli, küçüklükten gelen kültür-sanat alışkanlığınızın olması gerekmekte. kültürlü aileler ve çevrelerde yetişmiş olmak da ayırt edici noktalardan birisi. yurt dışı gezmek de ayırt edici noktalardan birisiyken bu yurt dışından kasıt genellikle avrupadır. sanat tarihine hakim olmanız yine çeşitli sanat dallarıyla ilgilenmeniz vs gerekmektedir.

görüldüğü üzere orta sınıf ve batı merkezli bir sıfattır. gariban aydını tercih ederim.

entelektüel ya da aydın veya münevver, zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da şahsî amaçlarına erişmekte kullanan kişi. entelektüel kelimesinin kökeni latince intellectus (anlamak) sözcüğüne dayanır. günümüzde genellikle şu anlamlardan birinde kullanılır:
1) kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi.
2) mesleği, mal ve hizmet üreten diğer meslek gruplarından farklı olarak, fikir ve bilgi üretmek ve/veya yaymak olan kişi (akademisyenler, bilim insanları vb).
3) kültür ve sanat konularında uzman kabul edilen, bu konulardaki bilgisi birikimi kültürel bir otorite olmasına olanak sağlayan ve toplum karşısında çeşitli konularda değerlendirmeler yapan kişi.
4) geçmişte tahsilli, bilgili kişiye münevver denilirdi. daha sonraları aydın sözcüğü "kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse)" anlamında kullanılmaya başlandı.

birikimle değil de davranış şekli ile ve düşünce tarzı ile anlaşılabilen bir kavramdır fikrimce.

kökeni latincedir. latince intellegere anlamak,  intellectus anlayış kelimesi intellectualis yani anlayışa sahip olan kişi demektir.entelektüel kelimesi orta çağda fransızca ve ingilizce'de kullanılmakla birlikte kelime asıl olarak 19. yüzyılda popüler hale gelmiştir. 
entelektüel iki anlama gelir. 
1- idrak etme, anlama, sorgulama ve akıl ile kavramayla ilgili olan anlamına gelir. çocukların entelektüel aktivitelere katılması onların zihinsel gelişimi için önemlidir. 
2-kişinin belli bir konuda çok gelişmiş bir idrak ve anlama yeteneğine işaret eder. kelimenin bu anlamda kullanımında entelektüel olarak kabul edilen kişi o konuda derin anlayışa sahip, eleştirel bir düşünceyle konulara yaklaşan, araştıran ve o konuda söz sahibi kişidir. modern çağ entelektüelleri arasında noam chomsky, umberto eco,  germaine greer, andy clark,allan gibbard , julia kristeva vb. 

türkiye'de ise entelektüel kelimesi içi boşaltılmış kavramlardan biridir. elinizi sallasanız entellektüele çarpar. bizim entelektüellerin o konuda derin bir anlayışa, kavrayışa ihtiyacı yoktur çünkü o zaten her şeyi anlamıştır. entelin dantelli olması gerektiğinin farkındadır. 
entelektüelin ihtiyacı olan her şey elinin altındadır.  
fular, eşarp, gözlük, pipo gibi aksesuarlardan en az birine sahip olmak. pis cahilleri aşağılamak, cehalet mutluluktur tarzında eleştirilerde bulunmak.
her fırsatta zekası ve entelektüelliği nedeniyle yalnızlığa ve mutsuzluğa mahkum hayatından şikayet etmek. asla başarısızlığın, yalnızlığın ve mutsuzluğunun gerçek sebeplerinden bahsetmemek. 
entelektüelin kutsal kitapları listesinden üç beş tanesini anlamadan bile olsa hasbelkader okumuş olmak. 
bizim entelektüeller anlama, kavrama, sorgulama bölümlerini atladıklarından, okumak cehaleti almaz lafını anlamamışlardır. türk entelektüelinin cahille ve cehaletle olan ilişkisinin adı ironidir.
türkiye'de kitabı yayımlanmış herkes ( bu kitap temel fıkraları ya da fal bakmanın sırları hakkında olsa bile , hatta baskı parasını kendi ödemiş olsa bile ) entellektüeldir.
ottan boktan bir sayfa bile olsa köşe yazısı yazanlar, tartışma programlarına konuk çıkan tüm yorumcular entellektüeldir.
hatta bildiğin üniversite mezunu olmanın dışında bir özelliği olmayan herkes entelektüeldir. kısacası denizde kum bizde entellektüel bolluğu vardır. an itibariyle dünyanın en çok entellektüele sahip ülkesiyiz.