yazar: erdal alova
yayım yılı: 2003
şair erdal alova bu kitabında 1973'ten 2008'e kadar olan yıllarda yazdığı şiirleri derlemiştir.
yayım yılı: 2003
şair erdal alova bu kitabında 1973'ten 2008'e kadar olan yıllarda yazdığı şiirleri derlemiştir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 20.10.2024 22:31 tarihinde açılmıştır.
1.
1952 doğumlu türk şair ve çevirmen erdal alova'nın 1973/ 2008 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşan 276 sayfalık şiir kitabı.
bugün deneme olarak l'ete'yi okumuştum, ruhumu dinlendirmek adına da şiir okumayı tercih ediyorum; dengelemek açısından iyi olabiliyor.
erdal alova'yı birkaç şiiri dışında ciddi olarak okuduğumu hatırlamıyorum, bu kitabı ile ciddi olarak okuduğumu düşünüyorum çünkü kitap oldukça yoğun ve toplu şiirler olduğu için 276 sayfaydı.
kitabın başındaki şiirleri oldukça kısa ve eğlenceliydi, çoğunu kahkaha atarak okuduğumu söylemem gerekir.
ancak kitap ilerledikçe kahkahalar yerini iç sızlamasına bıraktı, sebebi de şairin duygusal bir geçiş yapmış olması.
baştaki şiirlerin genel bir konusu olduğunu söylemek olanaksız, oldukça kısa dizeler olduğu için bunu söylemek mümkün olacaktır.
şairin kelime oyunlarını ustalıkla kullanma biçimi muzipti, örnek/
vadideki balzac*
uzun şiirlerinde ise genellikle hayatını kaybeden edebiyatçılara adanmış şiirler yer alıyor, duygusal bulduğum şiirler ise bilhassa ayrılık ve yitip gitme temalı şiirlerdi.
zaten ayrılık en keskin duygulardan olduğu için ayrılık hakkındaki şiirler de her zaman daha gerçek ve daha etkili oluyor.
şairin şiire yaklaşımını, ayrılığı anlatış biçimini, özlem duygusunu, birbirini çok seven insanların bile günün birinde birer yabancıya dönüşümünü anlatışını, gidenin uzaklığının algılanamaz oluşunu, hayatı, yok oluşu, hayata dair şeyleri şiire dönüştürme biçimini sevdim.
özellikle de yabancılaşmayı ve ayrılığın farkına varılan anın yıkıcı etkisini hissettirdiği şiirleri çok iyi buldum.
insanların hayatımızda hiçbir zaman kalıcı olamayacaklarını, hayatın bir yolculuk olduğunu ve yanımıza oturanların her zaman değişeceğini, bunun ayrılık olduğunu düşündüren şiirleri duygusal ve iyiydi.
neyin oluyor çölde sessiz ağlayan kaktüs?
görür mü dersin,
aynı gece aynı düşü birbirini hiç görmeyenler?
her şey silindi yeni bir gök başladı.
yorgunum dedim sana
oysa hiç doğmamıştım.
sen
hazır hayatlar bakan kendine
kesilmiş saçlarında sarı kılıçlar
artık başkası için taradığın..
kendini ele veren sonsuzluksun sen.
kar yağar her şey kendini hatırlar.
bugün deneme olarak l'ete'yi okumuştum, ruhumu dinlendirmek adına da şiir okumayı tercih ediyorum; dengelemek açısından iyi olabiliyor.
erdal alova'yı birkaç şiiri dışında ciddi olarak okuduğumu hatırlamıyorum, bu kitabı ile ciddi olarak okuduğumu düşünüyorum çünkü kitap oldukça yoğun ve toplu şiirler olduğu için 276 sayfaydı.
kitabın başındaki şiirleri oldukça kısa ve eğlenceliydi, çoğunu kahkaha atarak okuduğumu söylemem gerekir.
ancak kitap ilerledikçe kahkahalar yerini iç sızlamasına bıraktı, sebebi de şairin duygusal bir geçiş yapmış olması.
baştaki şiirlerin genel bir konusu olduğunu söylemek olanaksız, oldukça kısa dizeler olduğu için bunu söylemek mümkün olacaktır.
şairin kelime oyunlarını ustalıkla kullanma biçimi muzipti, örnek/
vadideki balzac*
uzun şiirlerinde ise genellikle hayatını kaybeden edebiyatçılara adanmış şiirler yer alıyor, duygusal bulduğum şiirler ise bilhassa ayrılık ve yitip gitme temalı şiirlerdi.
zaten ayrılık en keskin duygulardan olduğu için ayrılık hakkındaki şiirler de her zaman daha gerçek ve daha etkili oluyor.
şairin şiire yaklaşımını, ayrılığı anlatış biçimini, özlem duygusunu, birbirini çok seven insanların bile günün birinde birer yabancıya dönüşümünü anlatışını, gidenin uzaklığının algılanamaz oluşunu, hayatı, yok oluşu, hayata dair şeyleri şiire dönüştürme biçimini sevdim.
özellikle de yabancılaşmayı ve ayrılığın farkına varılan anın yıkıcı etkisini hissettirdiği şiirleri çok iyi buldum.
insanların hayatımızda hiçbir zaman kalıcı olamayacaklarını, hayatın bir yolculuk olduğunu ve yanımıza oturanların her zaman değişeceğini, bunun ayrılık olduğunu düşündüren şiirleri duygusal ve iyiydi.
neyin oluyor çölde sessiz ağlayan kaktüs?
görür mü dersin,
aynı gece aynı düşü birbirini hiç görmeyenler?
her şey silindi yeni bir gök başladı.
yorgunum dedim sana
oysa hiç doğmamıştım.
sen
hazır hayatlar bakan kendine
kesilmiş saçlarında sarı kılıçlar
artık başkası için taradığın..
kendini ele veren sonsuzluksun sen.
kar yağar her şey kendini hatırlar.
devamını gör...