erkek olmak

erkek olmak nasıl bir şey acaba ya? belli bir kas kütlen var ve kadınlardan daha güçlüsün istediğini yapabilirsin aynı zamanda koruyabilirsin. etrafında senden de güçlü erkekler var. fazla duygusal olursan diğer hemcinslerin arasında da dışlanma ve zayıf görülme olasılığın yüksek. kadın düşmanı bile olsan kopamadığın tek kişi annendir ve sürpriz o da bir kadındır. babayla olan çatışmalar zaten apayrı.
ilgini çeken çekmeyen birçok farklı kadın var.
sorumlulukların var özellikle daha geleneksel bir ortamdaysan aile sorumluluğun kesinlikle var, bugün çalışamam deme lüksün hiç olamaz olursa çoluk çocuk perişan olur karın mecburen seni boşar.
bizim gibi ülkelerde başka sorumluluk da yüklenir üzerine.
bu bir ahh ne kadar üzüldüm size yazısı değil sadece merak ve yorum üzerine yazılmış bir yazı.

bir üstteki entry gibi abartılacak bir şey değil yaşadıkça alışıyorsun.

bu çağda erkek olmuşsun kadın olmuşsun kaybetmenin sadece başka türlüsünü yaşıyorsun. hiç bir türlü winner değiliz abiler, ablalar bu delüzyondan uyanın.

erkek olmak değil de, erkek var olma amacı eşini mutlu etme çabasıdır.
kabül edilmez veya aykırı görülse de, bir erkeğin yaşamının temel mücadelesi dişisini memnun edip kendini kabül ettirmek ten geçer.
çünkü bunun dışın da bir erkeğin hayattan lüks anlamın da yüksek bir beklentisi yoktur.

erkek olmak bir evin herşeyini karşılamaktır. karşılığında "belki" sevgi görmektir zaten onu da çok beklememektir.

erkek olmak işsiz kalma hakkının bulunmaması demektir

erkek olmak yorulma hakkın olmaması demektir

erkek olmak baba olmak yani birisi için bir dağ olmak demektir

erkek olmak korku duygusunu yaşama hakkın olmaması demektir

erkek olmak evin annesi ölürse istenmeyen adam olmak demektir.

kısacası dostum güçlü olmazsan insanların gözlerinde o acınası bakışı yemektir.

doğuyorsun tabi, doğum kısmı standart, o kısmı geçelim, gerçi doğumdan önce annenin canı senin cinsiyetine bağlı olarak tatlı nevinden şeyler çektiği rivayet ediliyor ama bunlarla cinsiyet arasında çok da bi korelasyon olduğunu düşünmediğimden pek itibar etmiyorum.

yürümeye başladıktan sonra biraz da yarım yarım konuşunca çıkar göster bilmemneyini diyorlar, bilmiyorsun, büyüklerin tasvip edercesine gülüşmesi olumlu pekiştireç oluyor, sallaya sallaya geziyorsun, sen salladıkça onlar gülüyor, onlar güldükçe sen sallıyorsun, böyle saçma bir dilemma! ne güzel psikoseksüel gelişimini en yakınların mahvetti! asın bayrakları şimdi bu gurur hepinizin allahın belaları!

büyüyorsun sonra, okul çağındayken bir spor dalında uzmanlaşıyorsun kör topal değilsen, bu senin androjenik reseptörlerin, testosteronun ve beden kitle indeksinle ilgili çok girift bir süreç, sol ayağın için silah ruhsatı gerekli olduğunu söylüyorlar, militarist bir kültürün ataerkil bir toplumdaki izdüşümü bu ama gururlandırıyor seni ve genç bedenine çok ağır sorumluluklar yüklüyor, sağanak yağmurun altında dizlerine kadar çamura batmışken binlerce kişi adını haykırıyor, sen artık sen değilsin, sen artık yorulamazsın, ciğerlerin yırtılsa bile koşmak zorundasın, çünkü o yağmurun bir damlasıyla ıslanmaya tenezzül etmeyenlerin içindeki umut kıvılcımı oldun, bacaklarındaki gücün son kırıntısıyla vurman yetmeyecek, onların coşkusunu ve heyecanını da katmak zorundasın ki tatmin olabilsinler!

sonra eline bir silah tutuşturacaklar, inkar etmeyelim hoşuna bile gidecek bu, nasıl gitmez ki sen artık iktidarını konvansiyonel harp araç gereçleriyle de pekiştiren gerçek bir erkek oldun, hiç bilmediğin bir coğrafyada atalarının dna’na nakış nakış işlemiş olduğu genetik bir kodlamayla hiç bilmediğin bir düşmanla canın pahasına savaşacaksın, uyumayacaksın, yorulmayacaksın, acıkmayacaksın, korkmayacaksın ve ölmeyeceksin! vurulabilirsin tabi, vurulmak serbest, militarist ahlak vurulmayı onur verici olarak tasvir etmiş, gerçi ölmek de öyle ama yaşamın sonlandığı için bunun hazzından pek istifade edemiyorsun! o yüzden ölmesen daha iyi!

seveceksin sonra, kadınları seveceksin, sevmek de yetmeyecek, sevdiğini ispatlaman gerekecek, üzülme lan, bu dünyada sevdiğini ispatlamak zorunda olan tek tür sen değilsin, entelektüel kaygılarım olan bir zamanda nat geo wild’de izlemiştim, penguenler de öyle, nasıl da yürüyor paytak paytak, kerata seni, bu arada sevmek yalnızca senin cinsiyetine has bir olgu, bana bilinen üç tane kadın aşk şairi söyleyin bileklerimi keseyim!

ve yine eleştirileceksin, kınanacaksın, yadırganacaksın ve yargılanacaksın!

ne gam! erkeksin sen cefasını sen çektin sefasını da sen süreceksin!

kadın cinsine göre açık ara dezavantajlı olan, ama mental ve fiziksel olarak layığıyla taşıyabildiğin sürece bir o kadar da keyif verici ve gurur verici olma durumu.

yine de kadınlara sesleniyorum, erkek olmak o kadar da merak edilecek bir şey değil.