tolgame en akıllıca soruyu sormuş bence, kadın doğası gereği ilk adımı/mesajı atmamalı doğru, nasıl yaklaşmak gerektiği ise önemli bir konu, mesaj sözlükte gerçekleşiyorsa işiniz daha kolay, yazdıklarını okuyup, önce nasıl bir karakteri olduğunu anlayıp, önceliklerini, hassas olduğu konuları öğrenebilirsiniz, kendine ait bir fikri, savunduğu bir düşüncesi vardır, sizin de söyleyecek birşeyiniz varsa, böyle bir konuda sohbet edebilirsiniz, mesaj gönderebiliyorsanız, sözlükte yada herhangi bir mecrada, bu tip tanışmalara da açıktır. doğru yaklaşırsanız, görüşebilirsinizde.

popo konusu gerçekten şehir efsanesi..
ben şahsen ilk önce derli toplu temiz birisimi ona bakarım, eli yüzü, üstü başı, sonra, düşündüğünü nasıl cümlelerle anlatıyor, üslubu, kelime hazinesi, fikirleri zenginmi, birşey konuşuyorsak farklı bir bakış açısı varmı ve bunu anlaşılır bir şekilde söyleyebiliyormu, kendinden emin huzurlu bir görüntü veriyormu, mesela gergin, söyleneni anlamadan, hemen bir açık, bir kelime bulup üste çıkmaya çalışan tipler çok itici oluyor.

kendi aramızda kritik yapıyoruz.
benim öncelikli konum, karşılıklı ilgi/sevgi alışverişi, bunlar ilişkiyi sürdürecek şekilde beni tatmin etmiyorsa, trip işine hiç girmem, ihtiyaç duymam, benim içimden geliyor, onun gelmiyorsa, içinde yoktur diye düşünür, ilişkiyi bitiririm, tahminler, imalar, trip, kapris gereksiz şeylerdir.. istekler beklentiler baştan konuşulmadıysa bile, kırmızı çizgiler belli olur zaten, tepkiler zamanında ve nezaket çerçevesinde hissettirilmelidir.
siz bir kadına değer verip mutlu ediyorsanız, bunun üstünede trip görüyorsanız, mecbur değilsiniz sonuçta. ayrılabilirsiniz yani, böylede bir hakkınız var. insanlar birbirini sevmek, mutlu olmak için birbirlerine eşlik etmelidir, başka şeyler peşindeyse egosunu beslemek istiyordur bence.
devamını gör...
hala soran olmamış ben sorayım o zaman;

"aranızda ülker çikolatalı gofret sevmeyen var mı?"
devamını gör...
sol gözü kör kedi'nin sorusu.
--- alıntı ---
"aranızda ülker çikolatalı gofret sevmeyen var mı?"
--- alıntı ---

var, ben! eti çikolatalı gofret çok daha güzel gelir bana.
devamını gör...
tolgame için cevaplar;


--- alıntı ---

neden bu kadar ince eleyip sık dokuyorsunuz
sürekli ilk adımı erkek mi atmalı
gerçekten tip sizin için bu kadar önemli mi mantıklı sohbetler, ilgi, yetenek sizleri çok etkiler mi?
trip atmak sizin için bir yaşam felsefesi mi araba bir ilişkide aşırı önem taşır mı ? sıraladığım soru bombalaridir.

--- alıntı ---

-yaradılış bu şekildedir. elbette karakterin de bunda etkisi çok fazla. her kadın aynı oranda ince eleyip sık dokumaz ama genel olarak kadın doğuştan yani yapısı gereği zaten daha fazla detay sever, daha nahif düşünür ve daha ince hesaplar (bunu olumsuz anlamda kullanmıyorum) yapar erkek gibi geniş ve düz açıdan bakamaz bir kadın konuya. bence bu çok güzel bir özellik. biri büyük resime bakarken diğeri detayları tamamlamalı.

-bu soru daha önce cevaplanmış. yine aynı yazar sormuş. * bu toplumda kadının adım attığı durumların değeri bilinmeyeceği için evet ilk adımı erkek atmalı. soruyu tersten sormak lazım. kadının ilk adım attığı ilişkilerin kaçı sağlıklı yürümüş? maalesef bu toplumda erkek adım atan kadına amiyane tabirle -kuş kafeste, çantada keklik- olarak baktığı için önemsemiyor. zaten erkekler de bana göre kadınları elde etmek için uğraş verdiği anlardan keyif alıyor. erkek zoru seviyor kolayı değil. ve sonunda çok uğraştım ama elde ettim hazzını yaşamaktan bence keyif alıyor. o zaman biz neden adım atalım ki? *

-evet, önemli ama bir erkeğin kadında önemsediği dış görünüş önem derecesi kadar değil. kadın zamanla severse tipi çok da etkileyeci olmayan bir erkekle birlikte olabilir. burada etken diğer faktörlerdir. bu da kadına göre değişir. bence bir erkek fiziken kendini yetersiz görüyor ama bir kadına da açılmak istiyorsa çok hızlı davranmamalı. tanıdıkça sevilebilme ihtimaliniz şak diye “ben senden çok etkilendim” dürüstlüğünüzden daha çok iş yapar. *
-bu soruda yine aynı yazar tarafından benzer şekilde yukarıda sorulmuş. * kadın trip atmayı sevmez. özellikle seçmez. burada mesaj şudur: “beni kırdın, lütfen bana ilgi göster, beni şımart ve gönlümü al. eğer bu mesajı almazsan bu trip günler, haftalar hatta aylar sürer. *

- hayır taşımaz. erkekler bu konuda neden bu denli muzdarip ve sürekli kadınların arabaya, direksiyon simidinde ki markalara takık olduğunu söyler bilmiyorum. bu çok yanlış bir genelleme. ne benim, ne arkadaşlarımın ne de çevremde olan kadınların arabayı önemsediğini düşünmüyorum. buna hiç denk gelmedim. ben arabamla gezdiririm tabi erkek ego yapmaz ise. * maalesef bazı erkeklerde de böyle bir durum var.

hee aynen için cevap;

--- alıntı ---

gerçekten bu başlığı okuyor musunuz hanımlar?

--- alıntı ---

gördüğün gibi yazıyoruz bile. *
devamını gör...
51.#187913
erkeklerdeki uzun boy takıntınız kendi kısalığınızdan dolayı mı?kendine ve vücuduna hiç bakmayan kızlar neden kendini aşırı güzel sanıyor?camdan dışarı çıkıp cam silerken korkmuyor musunuz?
-evet, aslında biraz da o yüzden, içgüdüsel olarak insan kendinde olmayanı arayabiliyor.evrimsel süreçte de içimizde bu güdü oluşmuş olabilir.yaşam şartlarının daha zor olduğu ve silahın icat edilmediği zamanlarda kol gücü daha önemli. o dönemlerden itibaren bu tarz tercihler yapmaya evrilmiş olabiliriz. ama günümüzde kol gücü iş görmediği için asıl güç kaynağı zeka ve para.hemcinslerim de yavaş yavaş o güç kaynağını daha çok önemsemeye başladı. ali ağaoğlu'nun acun'un falan bir kadını elde etme potansiyeli çok yüksek mesela.
olaya işin estetik boyutu açısından bakacak olursak kimi erkekler gibi kimi kadınlar da uzun karşı cinsini tercih ediyor.boyu hiç önemsemeyen hemcinslerim de var, öncelik olarak görenler de.bana biraz da güzelliği, yakışıklılığı ayrıcalıklı bir hale getirmek için toplumda az bulunan özellikler güzellik olarak tanımlanıyor gibi geliyor. türkiye'de de malum, uzun insan az. aynı sarışınlık falan gibi bir şey yani boy da. avrupa'ya giden arkadaşlarım esmerliklerinin çok ilgi gördüğünü söylemişti mesela.çünkü insanlar açık tene sarışınlığa alışmış orada.
-kadınların kendini aşırı güzel sanması bence erkeklerin cinsel açık çektiği için kadınlara gerekenden fazla ilgi göstermesiyle ilgili. bir de kadınlar hep edilgen olmaya alışmış.elde edilen, tavlanan, peşinden koşulan, çok sevilen. erkeklerden bir eylem, aksiyon bekliyorlar. o yüzden kendilerini ağırdan satabiliyorlar.
-ben korkuyorum. camın dışındaki mermere çok basmamak gerekiyor zaten. dış kuvvetlerden dolayı aşınma ihtimali yüksek. kendimizi bilmemkaç kat aşağıda bulabiliriz.
devamını gör...
(bkz: hayırlı forumlar)
devamını gör...
58.#188056
köse değilim ama merak ettiğim bir soru, erkekte sakal olması talebi nereden doğdu ?
ilk kim düşündü böyle birşeyi ?
kirli sakal değil de hacı sakalı seven kızlar türedi bir dönem.

kendi adıma cevap vermek gerekirse sakallı erkekler sanki köse erkeklere göre daha fazla erkeklik hormonu salgılıyor gibi falan geliyor.erkekliği pekiştiren ve sağlıklılığa, canlılığa işaret eden bir özellik gibi benim için.
devamını gör...
çoğu hemcinsimde öyle bir durum gözlemlemedim. temizlik, nezaket, sadakat gibi şeyler daha çok ön plana çıkıyor. ama bir keresinde bir arkadaşıma flörtüm tarafından terk edildiğim için dert yanarken bana "boşver zaten o çocuğun götü yoktu." demişti. çok gülmüştüm ama bir yandan da garipsemiştim. flörtüme alıcı gözle bakmış, poposuna kadar. mesela o öyle deyinceye kadar poposuna bakmak hiç aklıma gelmemişti.
devamını gör...
1 gün çok samimi 1 gün soğuk davranmanızın amacı ne? ayrıca konuştuğunuz erkekleri neden bize anlatma ihtiyacı hissediyosunuz?
devamını gör...
6.#44151
hiç ayakta işemeye çalıştın mı?
umumi alafranga tuvaletlerde oturmak iğrenç geldiği için genelde çişimi ayakta yapıyorum. ayakta derken popom yakın oluyor ama oturmuyorum.
devamını gör...
gercek hayatta sorunca incittiğini düşündüğüm bazı soruları şurada savurma imkani veren açık oturum, sinav sahasi, mahşer meydanı.


kendi deneyimlerim ve eş dostun ilişki kurdugu bazı kadınlarda gözlemlediğim bir durum var.

bu kadınlar, genelde toplumsal normlara uygun yetişmis, ancak ömrünün bir yerinde kendini bu klasik düzenin şartlamalarinin dışında konumlamiş insanlar. demek istedigim, 'ben prensesim, erkek beni koruyacak kollayacak' bakiş açısını kırmış, kendini sosyal ortamında bağımsız bir birey olarak var etmiş ya da etmeye çabalayan kadınlar.
yanisi işte okumuş etmiş, bir şeyleri çözmüş ve bence bir parçada aşmışlar.
bunlarla oturur feminist teoriyi konuşur, kadının bağımsızlığını sekteye uğratan ataerkil toplum reflexlerini falan çözümleyebilirsiniz.

fakaaat! soru ve sorun şu: sosyal hayatta kendi kimligini, bağımsızlığını bu kadar güçlü oturtmaya çabalayan kadın, sevgili ilişkisinde yine de erkeğin bir parmak baskın olmasını neden istiyor? neden misal en kritik anda dönüp erkeğin göstereceği yöne bakıyor?
devamını gör...
#188575 yazar aeneas,
maalesef benimde gözlemlediğim birşeydir bu, ve çok üzülürüm, 9-10 sene önce, hatırı sayılır bir mağazalar zinciri dünya markasının, "türkiye" birşey, bilmemne müdürlüğü gibi üst düzey bir konumda yönetici bir kadınla tanıştım, arkadaşımızın arkadaşı, iş ortamı değil, bişeyler yiyip içiyoruz...

kadın 42 yaşında bekar, hiç evlilik yapmamış, yurtdışında okumuş, yaşamış çalışmış (kuzeyde baya refah bir ülke) yükselmiş etmiş, gelmiş, ev bulmuş, baba bir semtte, bakın burası çokomelli.. arkadaşı evlendiği için bekar evinin eşyalarını komple vermiş, buda almış... diyorki eşyalara bakmadım bile.. (!)
"ben nasıl olsa >evlenince< yeni eşyalar alıcam kendime,
>o zaman< istediğim gibi güzel şeyler seçerim, alırım, şimdi "niye" alıyım *..."

bakın ikinci el alınabilir, kullanılabilir, burada mevzu, kadının parası var, kendini layık görmüyor, layık olacağı günü bekliyor..

o anda bütün hayranlığımın, soru sorma isteğimin gittiğini, omuzlarımın filan düştüğünü, öylece kaldığımı hatırlıyorum...

peki dedim, başka ne konuşabilirimki kendisiyle, evlenene kadar ve evlendikten sonrası bu kadar farkeden bir insan...
şu anda, tek başınayken güzel bir hayatı hak ettiğini düşünmüyor arkadaş..
evlendiği güne kadar, evleneceği günü bekleyecek.. yani bir erkekle evli olduğunda beğendiği eşyaları alıp üstüne oturmaya hakkı olacak.. bugün hangi eşyalarla yaşadığı önemli değil.. hakkı değil, öyle sanıyor.. ne acı değilmi..

o arkadaşın maaşının 10 da birini filan alıyormuşumdur o zaman bende yalnız yaşıyorum, 40 m2 (yarısı da teras (u: ?)) minicik bir çatı katıydı ama herşeyimi yeni almıştım, ev sıfırdı ama, beyaz eşyaların yarısını ben ödedim istediğim marka olsun diye, mutfağını büyüttüm ettim, ve 2 sene sonra ev sahibine bıraktım, herkesin uygun bişey al, ikinci el ucuz bişeyler al, demesine sinir oluyordum, niye ucuz eşyalar kullanayım ya, niye değersiz eşyalar kullanayım, istediğim beğendiğim şeyleri ucuza mal etmeye çalışabilirim, o başka,
o zamanlar kafamı kurcalayan birçok şeyin adını koyamamıştım, ama bugün daha iyi biliyorumki, bize çocukluğumuzdan başlayarak öğretilen, isteyerek veya istemeyerek bilinçaltımıza sokulan birçok şey yan lış... hemde çok yanlış...

kendini iyi şeylere layık görmeyen, iyi insanlara, iyi erkeklere layık görmeyen, çalışkan başarılı, akıllı kadınların, bir yerde artık uyanması gereken bir konu bu..

bir ilişki, kadın, erkek, arkadaş, sevgili, aile.. nasıl olmalı, doğrusu nedir, kimin neye hakkı vardır, neye hakkı yoktur, bunlar bize öğretilmiyor maalesef..
kendi kendine öğrenmek de baya zaman alıyor...

"4/4 lük kadınlar görüyorum, güzellik, zerafet, şıklık, entelektüel birikim vs. fakat at hırsızı görünümlü, 100 kelime ile hayatını idame eden tiplere bağlanıp aşk acısı çekiyorlar, insan insanla sınanıyor demekki..."

nejat işler
devamını gör...
sevgili hanımlar.
sizlere sormak istediğim bir çuval soru var.
ancak içinde yaşadığımız malumun afrikası ve andavallar cennetini anımsayınca soru sormama gerek kalmıyor tüm yanıtlar apaçık görülüyor. durumun üzücü yanı bu problemin katlanarak artıyor oluşu.
bunun geleceğe dair planlamalara çok büyük etkileri var ne yazıkki. bu problem hepimizin. çözülebilmesi için sizce ne yapmak gerekir?
hepinize çok sevgiler.
ha bide threesome yaptınız mı? :d
devamını gör...
#188750
başta iyi gidipde sonda batırmışsın be ama sen kemeri kapmışsındır
devamını gör...
türkiye'deki mevcut şartlara istinaden, hayatta kalmayı nasıl başarabiliyorsunuz şeklindeki soru. zor zanaattır. abazası, sapığı, tacizcisi, müptelası, takıntılısı ne ararsan mevcut.
devamını gör...
#188746 girdiye cevaben: evlilik çok ciddi bir adım ve biraz da ürpertici (çünkü o kadar hazırlık, ailelerin tanışması, akrabalar, boşanmanın ayrı dert olması.) bence insanlar bu kadar ciddi bir kararı tamamen kendileri vermeliler. kimsenin hayatını mahvetme ihtimaline girmeye hiç gerek yok.
devamını gör...
uzun boy kadınların büyük kısmının dikkatini çeken bir özellik bunun cevabı ise insancıl içgüdüden kaynaklanıyor.
örneğin geniş kalça kolay doğum yapabilme kapasitesini ya da kabarık saç ve ya iri göğüs doğurganlığı simgeliyor bu nedenle erkekler farkında olmadan üreme içgüdüsünün yönettiği bir bilinçaltıyla seçimlerini gerçekleştiriyor.
aynı şey kadınlar için de geçerli bir durum.uzun boy da kadınlar için ileride doğacak yavruların genetiğini etkileyecek bir etmen olduğundan onlar da bilinçaltının yönettiği seçim durumuyla karşılaşıyorlar.(bkz: meja)
devamını gör...
(bkz: fena forumsal konular dönen başlıklar)
devamını gör...
alp er tunga öldi mü?
ıssız ajun kaldı mu?
ödlek öçin aldı mu?
devamını gör...
neden hep keko erkeklerle sevgili oluyorsunuz? sonra sizi aldatınca , küfür edince erkekleri kötülüyorsunuz? neden hep yanlış tercih? en ufak tartışmada feminizm'e sığınıp cinsiyet eşitliğini dile getiriyorsunuz? peki siz erkekleri kötülerken cinsiyetçilik yapmıyor musunuz? neden feminist gibi görünmeye çalışıyorsunuz? işinize gelmeyince "bir kadına sorulur mu bu?" diyorsunuz ama başka her konuda cinsiyet eşitliğinden yanasınız. yani herkes için söylemiyorum bunu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim