221.
tanrı erkek çünkü.
devamını gör...
222.
bir yerde alışveriş yaparken, her şeyi kasaya koyup ondan sonra kasiyer size "bilmem kaç lira efendim" dediğinde elinizi çantaya atıp, onun içinde cüzdan arayıp. cüzdanı bulunca bu sefer onun içinde kart veya nakit para arıyorsunuz.

acaba her seferinde kasiyer bu sefer para istemez diye bir umut mu var?

2. si

dert anlatan erkekleri sever misiniz? daha doğrusu ondan soğur musunuz?

3.sü

sırf sizi güldürüyor diye birinden hoşlanır mısınız?

teşekkürler.
devamını gör...
223.
çok zor musun sürekli sinirlenir misin arkadaşlarinla sık sık herşeyini paylaşir misin?
devamını gör...
224.
#997780

1)bunu daha önce hiç düşünmemiştim. kesinlikle böyle davranıyorum.

2)dert anlatan insandan nefret ederim, asla dinlemem, hatrı için bile dinlemem. hatta en son "şu an hiç dert dinleyemem" diyip bir arkadaşımı susturdum. azıcık pişmanım ama yapacak bir şey yok.

3)sırf beni güldürüyor diye değil ama birlikte eğleniyoruz diye hoşlanabilirim.
devamını gör...
225.
1.yavaş kadınlar kadar erkekler de var. herkes tezcanlı değil. ben, arabayı boşalttıktan sonra kartımı hazırlar, poşeti elimde kartla doldururum.
2.sevmek sevmemek değil de, dinlerim. güçsüz olanı, derdini çözmeye uğraşmak yerine mızıldananı çekemem.
3. zaman geçiririm.
devamını gör...
226.
kel erkeklere karşı önyargılı mısınız acaba?
çok büyük, yaşı geçmiş gibi.
devamını gör...
227.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
228.
#997780

1. kasaya gelmeden paramı elimde hazır olarak tutarım ki kasada bir bekleyiş olmasın.

2. her insanın derdi olabilir, dinlerim tabii. hatta derdini çözebilme gibi ihtimalim varsa yardımcı da olurum ama her zaman derdini anlatan insandan rahatsızlık duyarım. sonuçta, dert etrafa negatif enerji yayıyor ve habire de anlatılınca da ister istemez moral bozukluğuna sebebiyet veriyor.

3. ilişki yönünden hemen hoşlanmam ama beni güdürdüğü için kendimi mutlu hissederim. tabii, bu cinsiyet farketmeksizin hissedilen duygu.
devamını gör...
229.
#997857

bir haz sebebi ya da aksi durumda kıskançlık sebebi de değil. yani karşımdaki insan ben nasıl arzulamış bulunduysam başkaları da arzulayabilir.

birine yardım etmenin altında bir neden arayan insanlar vardır. kadınlar değil. ben olsam yardım etmek istiyor diye düşünür teşekkür eder hatta sohbet ederim. neden bir şey arayayım ?

olağandışı bir yaklaşımım olmazdı. iyi çalışmalar diler yoluma devam ederdim.

hissetmem için hiç bir sebep olduğunu düşünmüyorum.
devamını gör...
230.
okudukça beni bir miktar sinirlendiren, erkeklerin kadınlar için genellediği şeyleri görünce kafamı duvara vurmak istediğim başlıktır.

arkadaşlar sorduğunuz soruların yüzde 90 civarı kadınlara özel değil, insanların karakter yapılarına özel sorular.
devamını gör...
231.
ilkim sensin
devamını gör...
232.
#787901

size söylenenleri unutsanız da birinin size hissettirdiklerini unutamazsınız. bir yerde okumuştum ve yaşamıştım bunu, bir sabah durduk yere bana nasıl baktığın geldi aklıma ve gülümsedim diye. işte bunu yaşatan bile eninde sonunda üzüp kendisini bitirmeyi başarıyor güvensizliğimizin sebebi de bu.

ama siz yine de içten olun. inanılan olmak, sevilmek ve güvenilmek için söylediğiniz şeylerin çoğu unutulacak ama hissettirdikleriniz, belki de bakışlarınız kalacaktır.
devamını gör...
233.
#997741
bunu partnerimize sormak gerek
devamını gör...
234.
#997999
aranızdaki çekim bağlı. dönse güzel olabilir aslında. hafif ten kin, aynı zamanda tutku, eski yaşanmışlıklara içten içe sinir...
benden sana söylenmesi "umarım döner."
devamını gör...
235.
olgun erkek fanteziniz,olayınız cidden var mı ? yoksa bir şehir efsanesinden mi ibaret? ayrıca bu entry yeterli cevap alındığında kendisini imha edecektir.
devamını gör...
236.
#997803 bu psikolojik bir rahatsızlık demeyeyim de, sorun gibi bir şey maalesef. bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim. tabii bu da psikolojideki yaklaşımlardan biri, herkes doğru kabul etmiyor ama ben doğru olduğunu düşünüyorum ve bu görüş baz alınarak yapılan terapilerde insanların başarıya ulaştığına birçok kez şahit oldum.
devamını gör...
237.
#782955
1- yaratıcının kusursuz olduğunu düşünmüyorum. muazzam bir güce sahip olsa da; bu güç kusursuzluk değildir. birbirine çarpan galaksiler, canlıların hayatta kalmak için birbirini yemesi; ben yaratıcı olsam, açlığı ve kötülüğü yaratmazdım. mesela canlıların hava ve güneşle doymalarını sağlardım. yemek yemek keyfi bir uygulama olurdu. ayrıca neresi mükemmel? bende var olan ama işlevini yerine getirmeyen bir pankreas var. insulin olmadan hayatta kalamam. bu mu kusursuzluk? çok uzağa gitmeden kendi bedenimde görebilyorum falsolarını...
yaratıcı hakkında azeri bir realistle* ettiğimiz sohbetlerden birinde: "yaratıcı her şeyde her yerde, aslında biz onun yaşayamadığı her şeyiz. eşi yok, dostu yok, aşkı yok, sohbetine karşılık verecek kimsesi yok. o bizleri yaratırken bu sekilde bizbirimize bu denli yoğun hisler yaşayacağımızı tahmin edememişti. o bazı geceler bir sincabın bedeninde yavrularına sarılıp uyuduğu o anı yaşıyor. bazı sabahlar benim bedenimde eşime baktığımda içime dolan sımsıcak o sevgiyi hissetmek için bedenimde yaşıyor. belki sen aşık olduğunda kalp atışlarının verdiği o his icin o an senin bedeninde yaşıyor. vahşetini katillerde, tecavüzcülerde, işkencelerde bir kartalın avını yuvasına götürdüğü an o tavşanının başını gagalarken yaşıyor. biz onun muazzam hayatında olamadığı her şeyiz. o bizimle tüm bu hisleri tadıyor. o aslında bizim içimizde gerçekten bak olmanın tadına varıyor. "demişti.
kısaca yaratıcının kusursuz olması bizim ona atfettiğimiz, öyle olmasını umduğumuz bir yanılgı olması da ihtimal dahilinde...
çünkü tasavvurumuzun ötesinde bir güç, bu acizliğimiz bizi onun kusursuz olduğu düşüncesina itiyor olabilir.

2- din insanları hizada tutmak için bir süre işe yaramış lakin: bir zaman sonra bu başka ülkeyi dağıtsın diye beslenen terör örgütünün dönüp onu besleyen ülkenin meydanlarında bomba patlatması gibi bir neticeyle son bulmuş.
başlangıçta görünmeyen bir güç ile insanları hizada tutarken, bir zaman sonra insanları birbirine düşüren, hatta en kutsal olan yaşam hakkını elinden alan bir eziyete dönüşmüş. *yine de eskiden dindar şimdi dinsiz biri olarak şunu diyebilirim ki dua etmek mantıken hiçbir etkiye sebep olmasa da bir kurtarıcı umudu anlık bir "kandirmacaya" imkan veriyor. dinin yalan olduğunu anladığım ilk zamanlarda, her şeyi tüm çıplaklığı ile yaşamak ve bu korkunç çaresizlik ; tüm bu kaosun içinde sele kapılmış bir yaprak gibi savrulduğumu bilmenin acısı tarifsizdi. şimdi ise, dua etmek yerine kendi imkanım ölçüsünde bir şeyleri kurtarmaya o selden bir zaman çöpü de olsa kapıp hayat vermeye çalışıyorum. vahşi hayat ırmağının milyonlarcasını sürüklediğini bilip görerek...
din taraftar toplama aracı olduğu için diğer dinlere elbette yakın durmayacaklardır. hatta diğer dinlerle olan savaşlardan daha çok mezhep savaşlarında kan dökülmüştür. oysa tevrat telif atsa kuran'ın 3/4'ü yok olur. dinler barış hoşgörü der lakin sistemine doğru atılan en ufak taşa bile tahammül edemez. yüz binler ve hatta milyonlarca asalak din adamı üretir. budisti, hıristiyanı, müslümanı, musevisi ve nicesi ile hiçbir şey yapmadan günlük birkaç ritüel ile başkalarının üzerinden hayatını rahatça idame ettiren asalaklar sürüsünü ve insanlık için büyük işgücü kaybını sağlar. yine de bizim ülkemiz gibi ilkel dürtülerine esir cahil halkı bir nebze de olsun hizada tutabiliyor olması bile varlığı kısmen işe yarıyor diyebiliriz dersem yalan olur bu cehaletin mimari da din olduğuna göre tam bir açmazdayım şu an* bu soruyu pas geçmek istiyorum.*

3- ideolojiyi özümsemek, hayatında onu rehber edinmektir. direkt savunmak ise, körü körüne bağlanmak, değişime, gelişime ve öğrenmeye kapalı olmak demektir.

4- en iyi hangisi karar veremem ama en kötüsü göbeklitepe'ydi. göbeklitepe'nin mizacına uygun değildi o çatı. her taraf betona bulanmış. *

5- john ronald reuel tolkien, adını yazarken bile içimi heyecan sarıyor. *yüzüklerin efendisi, silmarillion, hobbit kitapları... bu kitaplardaki serüveni tamamlaması için yüzlerce yıl ömrü olsun isterdim. zira tolkien mükemmelliyetçi biri ona anca yeter. *zekası, muhteşem hayalgücü ve yeteneği bunda etken oldu diyebilirim.

6- klarnet ve kabak kemane arasında kaldım. öksüz bırakmak olmaz diye kabak kemaneyi seçtim. klarneti seçen illaki birileri olur. tık

7- insan; güven, ilke, etik, hayal, kedi, huzur, sevgi, umut, neşe, vicdan, ve kıvırcık saçları ile yaşar.*

8- çocuk kitapları serisi düşünüyorum. şimdiden birbirinden orijinal kırka yakın hikayem var. çünkü hepsi benim hayatımdan kesitler. günün birinde aziz dostum gelince uzaklardan o çizimlerini yapacak, ben de yazacağım. christy brown'un sol ayağım kitabı ve peyami safa'nın dokuzuncu hariciye koğuşu kitapları beni çok etkilemişti. ben de çocukluğu hastanelerde geçen bir çocuk olarak, onlar gibi dramatik buram buram hüzünlü değil, okuyan çocuğa umut veren zor anında bile kahkalar artıran onunla aynı yollardan geçmiş birinden direnirken gülmeyi unutmamasını işleyen bir projem var. tek eksiğim o...
o gelince projemi gerçekleştireceğim. beni o çizsin istiyorum.

9- çok değil bundan 10 yıl önceki elma kurdu ile bu elma kurdu bile bambaşka iken tüm kadınlar ve erkekler aynı olabilir mi? zaman değişim ve gelişime gebe, elbette her insan farklıdır.
devamını gör...
238.
parası var diye kendinize yakıştıramayacağınız tipler ile bir ömür geçiriyor veya geçirir misiniz?
devamını gör...
239.
neden duygularımızla oynuyorsunuz?

bir hanımefendi olmayı ne zaman başaracaksınız?

kültür seviyenizi genişletmek yerine neden boş yapıyorsunuz)

masumiyetinizi ne zaman kaybettiniz?
devamını gör...
240.
1) duygularınızla oynamak gibi bir niyetimiz yok, bunu hayatınıza doğru insanı aldığınızda fark edeceksiniz. sorun tamamen yanlış beklentilere sahip olduğunuz insanları hayatınıza alan sizde.

2) bu tanımı hak etmek için kendimizi kadın diye tanımlamamızın yeterli olacağını düşünüyorum. ne yapalım 1800'lerin ingiltere'sindeki gibi mi yaşayalım?

3) kültür seviyesi yüksek kadınlar bulamıyorsanız, ilk cevapta söylediğim gibi; hayatınızı beklentilerinize göre dizayn etmelisiniz. kültürlü biriyle tanışmak istiyorsanız kültürlü olmalısınız. doğru orantı. zor olabilir üzgünüm biraz kültürlenmelisiniz, ne de olsa yatana ekmek yok. şahsım adına konuşacak olursam, siz buna ego da diyebilirsiniz emin olamıyorum, kültür seviyem gayet yeterli, aynı zaman da boş yapmaktan da çekinmiyorum.

4)masumiyetin kaybedilecek bir şeyden çok kazanılacak bir değer olduğunu düşünüyorum. hristiyan değilim, sadece kaybedilince pek de itibarı olamayan bir şeyi kazanmaya çalışmayı daha kayda değer buluyorum. bunun sebebi bu kavramlara başka anlam yüklememiz sanırım. bu anlamları bir potada eritmeye çalışırsam da şöyle bir cevap çıkıyor ortaya: sahip olmadığım bir şeyi kaybedemem.

#1006223
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim