erkek yazarlardan kadın yazarlara tavsiyeler

siyah elbise ya da etek altına hatta tayt falan altına dahi açık renk ince çorap giymeyin.

for example : 57-58 ten rengi gibi.

he bir de vitrinin yanından geçerken yan durup kıçınıza da bakmayın. çok komik oluyor da. bunu araba camında dahi yapan kezbanlar gördü bu gözler. la içeride insan var iş atıyor sanıyorlar sonra.

normalde 37 numara giyerim hep, bunların kalıpları dar heralde" diye 41 numara ayakkabı denemeyin eşek ayaklı kardeşlerim.

lütfen yapmayın bunu.

önce biraz bekleteyim mesajına hemen cevap vermeyeyim demek iğrençtir.
aynı şekilde bana bir teklifte bulunduğunda hemen evet demeyeyim biraz bekleteyim, düşüneyim, üstelerse, peşimden yeterince koşarsa evet derim, demek ruh sağlığınızın bozuk olduğunun göstergesidir. sizin bu tutumunuz yüzünden yılda kaç takıntılı psikopat kadın cinayeti işliyor haberiniz var mı? ondan sonra "bir kadın hayır diyorsa hayırdır" demenizin hiç bir anlamı yoktur.

görüyoruz ki bir kızın aniden sevgilisi belirivermiş, nerden çıktı bu? derseniz bana çok önceden teklif etmişti ona şimdi bir şans vermek istedim, diyorsunuz. takıntılı psikopatlar da bunu umarak o kızın peşinden gidiyor haberiniz olsun.

nafile tavsiyelerdir , kendi bildiklerini okuyorlar.

üzmeyin yeter. yoksa hepiniz baş tacısınız.

uludağ sözlükte takılmayın.

krav maga kursuna yazılın.

balkonda neskafe sigara keyfi yapayım dedim bir baktım karşı apartmandan bağrışma sesleri geliyor.
hikayedeki baş kahraman bmw m3'e binen zengin adamın karısını aldatması, her akşam içmesi ve anladığım kadarıyla eşini dövmesi*.
şimdi vereceğim tavsiye çok klişe olacak ama evleneceğiniz adamı iyi seçin. keyfimin içine ettikleri gibi moralimi de bozdular çünkü.

"erkek yazarlardan kadın yazarlara tavsiyeler" başlığındaki tavsiye mahiyetinde yazılanları okumayın, okusanız da umursamayin. siz bir birey olarak nerede nasıl davranacağınızı gayet iyi biliyorsunuzdur zaten.

makyaj yapmayın, sarışın olmadığınız halde saçlarınızı sarıya boyatmayın. ibrahima yattara mısınız siz?

ağlamayın lütfen. ben dayanamıyorum. sonra istediğinizi yaptırıyorsunuz küçük kedi gibi.

artık bana yazmayı bırakın.. sevgilim var..
edit: hala yazıyolar engelleyelim mi illa, kalp mi kıralım..

cinsiyete değil de daha çok bir insana tavsiye verebilirim. o bile herkese uygun olmaz. kişi ancak kendi hayatında olan birine tavsiye verebilir, onun dışındakiler tam anlamıyla bilinmez. hayatımızda olan birini bile doğru düzgün tanıyamıyorken bir yabancıya nasıl onun için uygun bir tavsiye verilebilir?

benim kadınlara ve erkeklere tavsiyem ise balık istemeyin, balık tutmayı öğrenin. hayatınızın her alanında kalemi başkasının eline vermeyin, kendiniz yazın. kendiniz için doğru olacak şeyi kendiniz bulun, başkalarına muhtaç olmayın çünkü fark edeceksiniz ki düşene dost olmayacak, yolunuzu bir şaşırın da görün. kimseyi takmayın, at gözlüğü gibi sadece önünüze bakın demiyorum tabii ama insanların size vereceği tavsiyeler yine kendi işlerine en çok yarayanlar olacak genelde. işin özü, sizin hayatınız sadece sizindir, anlayın onu henüz yaşama sahipken, ölümden kaçış yok ama ölmeden önce yaşayabilirsiniz.

öyle boş yere özgüven oluşmaz. bir konuda kendinizi geliştirin. iyi yaptığınız bir konu seçin onu detaylıca araştırarak mükemmel hale gelene kadar çalışın. hiç bir emek boşa gitmez.

kafa da bu tavsiyelere ihtiyacı olacak tek bir kadın dahi olmadığına göre faydasız bir başlık. güzel tavsiye veriyorsunuz anladık da; söyletmeyin beni şimdi....

benim tavsiyemi verecegim şeyler için yakın olmak gereklidir. bunun dışında kimse kimseye tavsiye vermesin. sizin tavsiye sandığıniz karşı tarafın doğrusu olabilir. ama yine de trip atmayı *

sanat terapi kursuna kaydolun .

seni mutlu etmeyen partnerden ya da ortamdan uzaklaş. hatta kaç. bizim gülumseyen,kahkaha atan insanlara ihtiyacimiz var. ille de zorunluysa kalman lutfen yalniz kalarak da mutlu olunabilenecegini bil. hayat gerçekten mutsuz olmak icin cok kisa.

benimle bir akşam yemeği yemenizi tavsiye ediyorum cici bağyanlar.

toplumumuzun bize bahşettiği kanserojen tabuları inanç veya ahlak olarak değerlendirmemenizi öneriyorum.