erkeklerin bacaklarını açarak oturması

oturabilirler ama kötü görüntü ortaya çıkabilir, bence oturmamalılar.

#154894 tanımı okuyunca sinir oldum. evet abi, zorundasın. gevşekliğin lüzûmu yok. özgürlük dediğin alan, bir başkasını rahatsız ettiğin an biter, ki toplu kullanılan alanlarda bireysel keyfin için hareket edemezsin ve toplum kurallarına uymalısın. ayrıca, bunun tanımda belirtildiği gibi fizyolojik bir nedeni yoktur. bu tamamen neticeden element uydurmaktır. lâkin, bunun beden dilinde yeri vardır. biz erkekler; bu oturuş biçimiyle, cinsel organ üzerinden "güç bizde" imajı çizeriz. bu bilinçaltı durumunun, beden diliyle dışa vurumudur. lan, bizim öyle bir gücümüz yok. öyle bilinçaltına tüküreyim. oturmasını - kalkmasını öğrenin hemcinslerim. davarlığın lüzûmu yok. sağında - solunda oturan insanları da rahatsız etmeyi bırak.

yanımda birisi yoksa yaptığımdır çünkü biz erkekler otururken bacakları boşa alınca otomatik açılıyor zaten. yanıma başkası oturunca derli toplu oturuyorum ve yanımdaki lavuğunda derli toplu oturmasını bekliyorum. çünkü bu durum bizi de rahatsız ediyor.

fizyolojik olarak 15-20 derecelik bir açı rahat etmek için yeterli oluyor ancak bazı davarlar 180 dereceyi zorluyor, havalı ve rahat göründüğünü sananlar var ancak tam bir davar gibi görünüyor. kesin bilgi.

neremizi açıp oturmamız lazım dedirten konu.

saygısız biriyim demek. kendime topluma bir saygım yok oturuşu. apış arasında yumurta varmış da sıkışıyormuş da. lan oğlum sıvama bari. ayıp diye bir şey var. adap var. edep var. saçma sapan hareketlerinizi bilimsel temellere dayasaniz da bu saygısızlığı örtmeye yetmez. biri gelir o araya dizi koyar elmas madenin pacandan süzülür anlarsın nasıl oturman gerektiğini. şu konuştuğumuz şeylere bak modern çağın getirdiği bu mu şimdi. hayret edersin.

bu başlığın kadın versiyonunun açıldığını düşündüm ve ufaktan tebessüm ettim. şuan ayrılıyorum izninizle. siz de bir düşünün. siz de ayrılın. laf etmeyin. anlatmaya kalkmayın.

bu konuyla ilgili kişisel tecrübemden yola çıkarak doğru olduğunu düşündüğüm bir tezim var:

sürekli bacak açarak oturmak, bacakların dış kısımlarındaki tendon ve kasları kısalttığı için bacak kapatarak oturmak zor geliyor.
yıllar içinde ben bunu büyük oranda düzelttim. kapalı tutmak rahatsızlık vermiyor ve bunun arada sıkışan bir şey olmasıyla alakası yok.
tıpkı;
kambur dururken boynu ileride tuttuğunda boyun fıtığına sebep veren kasların kısalıp omurlara baskı yapması gibi.
ya da sürekli mouse tutarsan bilekteki kasların kısalmasıyla carpal tunnel sendromu oluşması gibi.
bacak için neden olmasın? bence mantıklı. buna dikkat ederek düzeltebildiğim için daha da mantıklı.

toplu taşımada yapmıyorsa ve etrafındaki insanları rahatsız etmiyorsa * oldukça seksi durabilir.

dolmuş ve otobüste dehşet saçan hareket.

bir gün bindim dolmuşa. yorgunluktan ölüyorum. oturdum bunun yanına. it kılıklı da bir tip. ön yargı hoş değil elbet ama tip yine de "beni herhangi bir konuda uyarma. medeni olmak yerine bıçağı takarım" der gibi. öyle bir risk alınır mı? almadım.

o aralar da okulun beleş kitap bankasına dadanmışım. bulduğumu alıp eve getiriyorum. öyle kürk mantolu madonna falan değil; bilmem kaç yüz sayfalı, kalın ciltli kuşe kâğıt kardiyoloji kitapları falan. okuyacağım tabii, merak işte... ağır ama kitaplar epey. çantaya sokuşturmuşum, ağzının 2 tarafına üçerden altı fındık doldurmuş sincap gibi.

herif bacağını dayadı benimkine, sessiz bir itişme hakim aramızda. "ulan!" dedim "ne yapsam da çekse acaba? hah" dedim "buldum!"

çanta eşek ölüsü gibi, çantayı kendi bacağımdan bununkine doğru kaydırmaya başladım usul usul. birkaç dakika sonra çanta benim değil onun bacağındaydı artık. erkeklik fizik kurallarına yenik düşmüş ve ona da ağır gelmiş olacak ki baktım çaktırmadan çekmeye çalışıyor bacağını çantanın altından. hafif açıldı bacaklarımızın arası ama ben çantayı geri çekmedim. ineceği yere kadar taşıttım arkadaşa.

demokrasilerde çare tükenmez.

testis termoregülasyonu önemli.

sanırsın 50 kilo taşşağı var.

bundan daha saçma dert olmasın dediğim başlık. toplumu ilgilendiren yerlerde insan gibi oturup-kalkacaksınız. bu kadar zor olmamalı.

özellikle toplu taşımada sık sık karşılaştığım ve her karşılaştığımda da şiddete karşı bir insan olsam dahi içimdeki tekme atma isteğiyle boğuşuyorum.

otobüsle gerçekleştirdiğim şehirlerarası seyahatlerde, seyahat arkadaşı olarak yanıma kalın bacaklı bir dayı denk geldiğinde, çok ilginç sahnelere tanık olmuşluğum vardır.
özellikle de, eski tip 2+2 otobüslerde.

''iyi de şimdi adam ne yapsın?'' deyip idare ediyorsun tabii bir süre.
birkaç saat belki...
sonra bir an göz göze geliyorsun kendisiyle!
''yeter daa artık'' bakışı atıyorsun inceden ve kendi bacağını, aynı rusya'nın ukrayna'ya yaptığı gibi, onun bacaksularına santim santim yaklaştırıyorsun.
sıcak temas da olabiliyor bazen ama asla geri adım atmıyorsun!
anlıyor seni...
bir süre mücadele sergilese de, pozisyonunu değiştirmeye itiyorsun hemen kendilerini.

bu şekilde çok bacak dışarı çıkartmışlığım vardır benim otobüslerde.
koridora salıyordu artık adam bacağını komple.

gerçekten soruyorum size şimdi?
ne yapsın şimdi o adam?
ben nabayım?

cam kenarındaysam özellikle... kesinlikle affetmem!

şu pergelden farkı yoktur.

kimisi çok abartı açıyor tamam ama keşke erkeklerde olan sizde de olsa ve bacakları biraz olsun açmadan oturmanın acı verici olduğunu anlasanız.

asla tahammül edemiyorum asla! otobüste yanımda böyle biri oturduğu zaman yanlışlıkla olmuş gibi bacağına vuruyorum anlamazsa giderek şiddetini arttırıyorum çünkü konuşarak anlayabilecek insanların genelde bu şekilde oturmayacağını düşünüyorum ne yazık ki...

yani gereğinden fazla açanlar tamam itici ama bacakların belli bi açıda durması lazım sıkışmaması için.
ben istemedim testisleri getirip bacak arama koysunlar diye evrimsel süreçlerde öyle gelişmişiz ne yapalım bunun için neden kötü hissetmemizi istiyorsunuz

kapanmiyor, kapanmiyor.
bacaklarimizin arasinda sıkışınca can acıtan bir organ taşıyoruz, öyle dilediginiz sekilde oturamiyoruz.