1.
bana "neden kimse bu başlığı açmamış yahu?" diye düşündüren başlıktır.
benim için en zor kısım eşcinsel olduğumu fark etmekti.
12 yaşımdayken sınıfımda olan bir kıza aşık oldum. o ana kadar sadece erkeklerden hoşlandığımı sanıyordum. eşcinsellik ile ilgili bir bilgim yoktu. çocukların nasıl yapıldığını bile yeni öğrenmiştim, yani bazı insanların sandığının aksine kimseden örnek alıp bir kızdan hoşlanmaya başlamadım. ona beslediğim duyguları fark edince bunun sadece sempati olduğunu ve zamanla geçeceğini umdum ama bu düşüncenin aksine zaman geçtikçe -ben 13 yaşıma basınca- ona karşı duyduğum hisler daha da belirginleşti. onu düşünüyor, ona bakıyor ve onu anlatıyordum. sonra en yakın arkadaşım -ona yoğurt diyeceğim- yoğurt bana sürekli lgbt hakkında bir şeyler anlatmaya ve benim fikrimin ne olduğunu sormaya başladı. ona desteklediğimi, insanların istediği kişiden hoşlanabileceklerini söyledim ama aslına bakarsanız onlar hakkında hiçbir şey düşünmüyordum, bu cümle benden nefret etmesin diye söylediğim otomatik bir cevaptı. bu cevabı verir yüzü güldü. sanki üzerinden bir yük kalkmış gibi rahatladı. bir kaç ay sonra yoğurt bana bisexual olduğunu kızlardan da hoşlandığını söyledi. onunla ilişkimizde bir farklılık olmamıştı ve bana güvenip anlattığı bu şey beni ona daha da yakınlaştırmıştı. eşcinsellerin her önüne gelene aşık olmadığını bilsem de yine de ya bana aşık olursa diye endişelenmekten kendimi alıkoyamadım. o anlattıkça dinliyor, buna tarafsız baksam da dediklerine destek veriyordum. sonra bir gece uzun uzun düşündüm; erkeklerden hoşlandığım kadar kızlardan da hoşlanıyordum. kadın vücudu da erkek vücudu da beni tahrik ediyordu. buna isim vermek için daha çok genç olduğumu yönelimimin farkına zamanla varacağımı bilsem de şimdilik tıpkı yoğurt gibi biseksual oldugumu kabul ettim. bunu kabul ettiğim gün ne kadar tırstığımı dün gibi hatırlıyorum. hele küçüksen insan ister istemez korkuyor, ya öğrenirlerse de beni dışlarlarsa diye. sonra 14 yaşıma geldim ama hala kimseye bir şey anlatmadım. sevdiğim kızı görmek bana yetiyordu ve fazlasında gözüm yoktu. onunla sık sık konuşmayı, yaptığı esprileri seviyordum. yoğurtla onunla lgbt hakkında konuştuk, biz öylesine konuşurken o bizi ciddi ciddi dinledi ve sonraki gün kararlı bir şekilde yanımıza gelip bize lezbiyen olduğunu şu ana kadar hicbir erkekten hoslanmadigini anlatti. hoslandigi kizin da sıra arkadasim oldugunu söyledi. onun kaybedeceği hiçbir şey yokmuş gibi anlattıklarını bir kaç dakika sonra algılayabildim sonra da istemcizce gülme krizine girdim. imkansız gibi bir şeydi bu. eşcinsel olması beni çok mutlu etmişti. hoşlandığı kızın homofobik olduğunu ve muhtemelen çok acı çektiğini biliyordum. ona hislerimi anlatmayı bir saniye bile düşünmedim. ortaokuldan sonra onun yüzünü muhtemelen asla görmeyeceğimi biliyordum ama bunun bir önemi yoktu. 9. sınıfa başladığım sıra da yoğurda anlattım bisexual olduğumu ve bunun uzun zamandır farkında olduğumu. söylemediğim için azar yemeyi beklerken yogurt bana bunu ona söyleyecek kadar güvendiğim için teşekkür etti. sonra da bir gün ablama tıpkı hoşlandığım kız zamanında yaptığı gibi aniden "abla ben bisexualim." dedim. kafasını telefonundan kaldırdı ve suratıma boş boş baktı. "ben değilim."dedi sonra ben ona hiçbir şey söylememiş gibi telefonuna geri döndü. hem beni yargılamadığı için sevinmiş hem de umursamaz tepkisi yüzünden afallamıştım. bir kaç ay sonra kuzenim de bir hemcinsine aşık olduğunu söyledi. yani evet arkadaşlar ben bir magnetim ve lgbt bireylerini hayatıma çekiyorum. ha bir de yıllar sonra fark ettim ki bisexual değilim pansexualim, yani cinsel yönelimin ve cinsel kimliğin benim için bir önemi yok. benim kendimi keşfetme hikayemi üşenmeyip okuduysanız teşekkür ederim.
benim için en zor kısım eşcinsel olduğumu fark etmekti.
12 yaşımdayken sınıfımda olan bir kıza aşık oldum. o ana kadar sadece erkeklerden hoşlandığımı sanıyordum. eşcinsellik ile ilgili bir bilgim yoktu. çocukların nasıl yapıldığını bile yeni öğrenmiştim, yani bazı insanların sandığının aksine kimseden örnek alıp bir kızdan hoşlanmaya başlamadım. ona beslediğim duyguları fark edince bunun sadece sempati olduğunu ve zamanla geçeceğini umdum ama bu düşüncenin aksine zaman geçtikçe -ben 13 yaşıma basınca- ona karşı duyduğum hisler daha da belirginleşti. onu düşünüyor, ona bakıyor ve onu anlatıyordum. sonra en yakın arkadaşım -ona yoğurt diyeceğim- yoğurt bana sürekli lgbt hakkında bir şeyler anlatmaya ve benim fikrimin ne olduğunu sormaya başladı. ona desteklediğimi, insanların istediği kişiden hoşlanabileceklerini söyledim ama aslına bakarsanız onlar hakkında hiçbir şey düşünmüyordum, bu cümle benden nefret etmesin diye söylediğim otomatik bir cevaptı. bu cevabı verir yüzü güldü. sanki üzerinden bir yük kalkmış gibi rahatladı. bir kaç ay sonra yoğurt bana bisexual olduğunu kızlardan da hoşlandığını söyledi. onunla ilişkimizde bir farklılık olmamıştı ve bana güvenip anlattığı bu şey beni ona daha da yakınlaştırmıştı. eşcinsellerin her önüne gelene aşık olmadığını bilsem de yine de ya bana aşık olursa diye endişelenmekten kendimi alıkoyamadım. o anlattıkça dinliyor, buna tarafsız baksam da dediklerine destek veriyordum. sonra bir gece uzun uzun düşündüm; erkeklerden hoşlandığım kadar kızlardan da hoşlanıyordum. kadın vücudu da erkek vücudu da beni tahrik ediyordu. buna isim vermek için daha çok genç olduğumu yönelimimin farkına zamanla varacağımı bilsem de şimdilik tıpkı yoğurt gibi biseksual oldugumu kabul ettim. bunu kabul ettiğim gün ne kadar tırstığımı dün gibi hatırlıyorum. hele küçüksen insan ister istemez korkuyor, ya öğrenirlerse de beni dışlarlarsa diye. sonra 14 yaşıma geldim ama hala kimseye bir şey anlatmadım. sevdiğim kızı görmek bana yetiyordu ve fazlasında gözüm yoktu. onunla sık sık konuşmayı, yaptığı esprileri seviyordum. yoğurtla onunla lgbt hakkında konuştuk, biz öylesine konuşurken o bizi ciddi ciddi dinledi ve sonraki gün kararlı bir şekilde yanımıza gelip bize lezbiyen olduğunu şu ana kadar hicbir erkekten hoslanmadigini anlatti. hoslandigi kizin da sıra arkadasim oldugunu söyledi. onun kaybedeceği hiçbir şey yokmuş gibi anlattıklarını bir kaç dakika sonra algılayabildim sonra da istemcizce gülme krizine girdim. imkansız gibi bir şeydi bu. eşcinsel olması beni çok mutlu etmişti. hoşlandığı kızın homofobik olduğunu ve muhtemelen çok acı çektiğini biliyordum. ona hislerimi anlatmayı bir saniye bile düşünmedim. ortaokuldan sonra onun yüzünü muhtemelen asla görmeyeceğimi biliyordum ama bunun bir önemi yoktu. 9. sınıfa başladığım sıra da yoğurda anlattım bisexual olduğumu ve bunun uzun zamandır farkında olduğumu. söylemediğim için azar yemeyi beklerken yogurt bana bunu ona söyleyecek kadar güvendiğim için teşekkür etti. sonra da bir gün ablama tıpkı hoşlandığım kız zamanında yaptığı gibi aniden "abla ben bisexualim." dedim. kafasını telefonundan kaldırdı ve suratıma boş boş baktı. "ben değilim."dedi sonra ben ona hiçbir şey söylememiş gibi telefonuna geri döndü. hem beni yargılamadığı için sevinmiş hem de umursamaz tepkisi yüzünden afallamıştım. bir kaç ay sonra kuzenim de bir hemcinsine aşık olduğunu söyledi. yani evet arkadaşlar ben bir magnetim ve lgbt bireylerini hayatıma çekiyorum. ha bir de yıllar sonra fark ettim ki bisexual değilim pansexualim, yani cinsel yönelimin ve cinsel kimliğin benim için bir önemi yok. benim kendimi keşfetme hikayemi üşenmeyip okuduysanız teşekkür ederim.
devamını gör...
2.
atlanmış bir özellik. geçen sabah bir kalktım elimi yüzümü yıkamaya gittim. aynaya bir baktım. yüzümde bir eşcinsellik var gibiydi. işte o an fark ettim ki eşcinsel olmuştum. bu tarz şeyler doğuştan önyüklü geliyor. hetero olduğunu keşfeden var mıdır? o öyle doğmuş değil mi? bizde niye böyle cümleler kullanılıyor anlamıyorum.
devamını gör...
3.
lucifer izledikten sonra kesin olarak kabullenmesem de bir "acaba?" dedirtendir.
devamını gör...