21.
uzun üniversite süreci ( gurbet ) sonrasında kendi evime geçmem vs
tek diyeceğim şu ki.
hanlar hamamların olsa
kubbeli evin olsa
yetmezmiş gibi dünya kadar da malın olsa
içerisinde salınarak yürüyen yar olmadıktan sonra
menfaatsiz dostun olmadıktan sonra.
evde yalnızlık kalpte yalnızlıktır…
tek diyeceğim şu ki.
hanlar hamamların olsa
kubbeli evin olsa
yetmezmiş gibi dünya kadar da malın olsa
içerisinde salınarak yürüyen yar olmadıktan sonra
menfaatsiz dostun olmadıktan sonra.
evde yalnızlık kalpte yalnızlıktır…
devamını gör...
22.
bence yalnız kalmaya alışanlar başka insanlarla uzun süreli birlikte yaşamaya alışamıyor. insan her şeyi kendi kendine karar verip yapmaya çok kolay alışıyor.
diğer türlü olunca da bocalıyor. insanları seven ve kalabalık ortalamları tercih edenler için yalnız kalmak daha zor olduğundan belki hemen adapte oluyor kalabalığa ama özellikle karakter olarak içedönük biri bir süre yalnız yaşadıktan sonra eve döndüğünde huzurlu bir ortam istiyor.
falancalar yemeğe gelecek tarzı emr-i vakitlere katlanmak zorunda olmak hoş bir şey değil hele ki gelenleri sevmiyorsanız.
size sormadan sizin adınıza karar verip ortak evinize insan çağırmak saygısız bir davranış. bunu bu şekilde söylerseniz eşiniz size ama onlar benim ailem veya onlar benim arkadaşlarım gibi şeyler söylediğinde itiraz edemezsiniz. etseniz de anlamlı olmaz.
uzun süre yalnız kalmaya alışan insanların evliliğe daha zor adapte olduğunu düşünüyorum. evliliğin bir kısmına diyeyim ama şehvet azalınca ya da bitince aynı evde başka bir insanla yaşamanın da zor gelmesi mümkün.
çoğu insan sadece şehvetle sevdiği insanla evleniyor ama onunla bir gün bile aynı çatıda kalmamış, ortak bir yaşamı paylaşmamış ve pratikte onu tanımıyor ona tahammül edebilir mi bilmeden evleniyor.
eskiden yani böyle anlaşmalı tek celsede boşanma kültür yaygın değilken kavga da etseniz, evden geçici sürede ayrılsanız insanlar araya girip sizi barıştırmaya çalışırdı ama x kuşağı ve z kuşağı bu barışma kültürünü de çok fazla kabullenmiyor gibi geliyor.
kötü ama gerçek olan sosyal medya ile tanışan insanlar çok kolay ilişkiye geçebildiği için bir taraf diğerine buna mı katlanacağım çocuğumuz da yok boşanalım gitsin diyebiliyor.
subjektif düşüncelerim elbette.
diğer türlü olunca da bocalıyor. insanları seven ve kalabalık ortalamları tercih edenler için yalnız kalmak daha zor olduğundan belki hemen adapte oluyor kalabalığa ama özellikle karakter olarak içedönük biri bir süre yalnız yaşadıktan sonra eve döndüğünde huzurlu bir ortam istiyor.
falancalar yemeğe gelecek tarzı emr-i vakitlere katlanmak zorunda olmak hoş bir şey değil hele ki gelenleri sevmiyorsanız.
size sormadan sizin adınıza karar verip ortak evinize insan çağırmak saygısız bir davranış. bunu bu şekilde söylerseniz eşiniz size ama onlar benim ailem veya onlar benim arkadaşlarım gibi şeyler söylediğinde itiraz edemezsiniz. etseniz de anlamlı olmaz.
uzun süre yalnız kalmaya alışan insanların evliliğe daha zor adapte olduğunu düşünüyorum. evliliğin bir kısmına diyeyim ama şehvet azalınca ya da bitince aynı evde başka bir insanla yaşamanın da zor gelmesi mümkün.
çoğu insan sadece şehvetle sevdiği insanla evleniyor ama onunla bir gün bile aynı çatıda kalmamış, ortak bir yaşamı paylaşmamış ve pratikte onu tanımıyor ona tahammül edebilir mi bilmeden evleniyor.
eskiden yani böyle anlaşmalı tek celsede boşanma kültür yaygın değilken kavga da etseniz, evden geçici sürede ayrılsanız insanlar araya girip sizi barıştırmaya çalışırdı ama x kuşağı ve z kuşağı bu barışma kültürünü de çok fazla kabullenmiyor gibi geliyor.
kötü ama gerçek olan sosyal medya ile tanışan insanlar çok kolay ilişkiye geçebildiği için bir taraf diğerine buna mı katlanacağım çocuğumuz da yok boşanalım gitsin diyebiliyor.
subjektif düşüncelerim elbette.
devamını gör...
23.
ailem yazlıktayken erkenden istanbul'a dönerek yaşadığım keyifli tecrübedir. imkanım olursa yine yaparım. gerçekten güzel zamanlardı, çok hoş vakitler geçirdim. kimseye bağımlı değildim, uyum sağlama ve hesap verme gibi bir derdim yoktu, istediğim saatte yatıp kalkabiliyordum, eve daha geç gelebiliyordum, daha özgür ve rahat bir zamandı. ibb'nin gece düzenlediği bir etkinlik olan mehtap turuna da o zamanlarda katılmıştım. peşinden de aydın'a ve oradan da denizli'ye seyahat etmiştim. (bkz: anılar anılar)
devamını gör...
24.
otobüste yalnız kalmanı beklerdim nana. kırdın beni.
t : evde tek başına olmaktır.
t : evde tek başına olmaktır.
devamını gör...
25.
üniversiteye gidip geldikten sonra daha da kıymete binen lütuf.
sebebi de tek başınayken tam bir birey olabiliyorsun, hayatının sorumluluğu sende ve kararları veren de sensin. onun dışında evde büyüsen bile hâlâ çocuk muamelesi görüyorsun. "saat geç oldu hadi yat."
"bunu bu saatte mi yapıyorsun?"
"niye meyve yemiyorsun?"
...
hep bir karışılma olayı. bundan haz etmiyorum. kendi başıma kaldıktan sonra aile evine uyum sağlamak zor olmuştu. kendime vakit ayıramamak canımı sıkıyordu, kendimle baş başa kalamıyordum. uyum sağlamak baskıcı ve boğucu geliyordu.
annemlerle bu konuyu konuşmuştum "evde evimde gibi hissetmiyorum. kendimle vakit geçirmemi engelliyorsunuz (gel birlikte oturalım, şuraya gidiyoruz gel birlikte gidelim, hep gel gel.) ve normalde de haz etmezken bana haddinden fazla karışıyorsunuz. kalkmam gereken saatte kalkıyorsam gece kaça kadar kalmam size rahatsızlık verecek şekilde olmazken neden ilgilendiriyor? gece odamda çalışıyorum bana bu saatte çalışılmaz diye geliyorsunuz? sizin evinizdeyim ve sizin düzeninize uyum sağlamak zorundayım farkındayım ama bunu yapıyorum zaten. hepimiz büyüdük ama tavırlarınız bize karşı büyümemiş. anlayış ve olgun tavırlar görmek istiyorum. sizin düzene uyarken kendi düzenime, isterse düzensizlik olsun sonuçta bu da benim, karışılmasını istemiyorum. bu konuşmadan sonra karışma olayı artarsa ev benim için odamdan ve benden ibaret olur sadece. ben yaşı geçmiş biri değilim saat 22-23 gibi uykum gelmiyor, film izleyeceğim, kitap okuyacağım, araştırmalar yapacağım vs. bunları kendi düzenime ama sizinkiyi de bozmayacak bir şekilde ayarlamışım zaten. daha ne yapabilirim anlamıyorum? meyve alacağınız zamanlarda değiliz artık almaya başladığınız zamandayız. o yüzden biraz elinizi ve ilginizi çekin benden." gibi şeyler dönmüştü sohbette. çocukluğumdan beri haz ettiğim bir şey değil bu karışılma olayı ama çocuktum diye sorun etmemeye çalıştım ama sonrası beni boğuyor aşırı sinirleniyorum bu ailem olsa da. zaten başkasına asla müsaade etmem veya bu kadar sakin ve yapıcı da konuşmam. herkesin kendi önüne bakması gerektiği zamanlar var onlar bizi zaten büyüttü. artık bırakmaları lazım.
sinir eden şey de aynı şeyler olması atıyorum ben yemekten hemen sonra meyve yemem ama onlar yer ve "niye meyve yemiyorsun ye." derler?
sabah aç karna kahve içemiyorum onlar sabah kahvesini içerken beni içemeyeceğim kahve için çok kez erken uyandırdılar. "karnım ağrıyor olmasına rağmen bazen eşlik etmek için içiyorum yine anlamayıp beni erkenden kahve için uyandırıyorsunuz. bundan sonra hiç içmeyeceğim o yüzden uyandırmayın." demiştim. kahveyi seviyorum ve nispet yaparcasına hareketleri beni sinir etmişti. gereksiz erken uyanmaktan nefret ediyorum.
yemek içinde et sevmem "proteini arttırıyor ve çok sağlıklı niye yemiyorsun?" veya "içine et koyalım etsiz tadı olmuyor." ? bazı yemekleri ikiye bölüyoruz yaparken.
sizi aynı açıklamalara çok kez döndürüyorlar. bu beni deli ediyor. kendime ait soru veya başka şeyler duymak istemiyorum onlardan çoğu zaman. böyle laflarına karşılık daha karışmaları apayrı. çok kez "evde beni görünmez sayın, hiçbir işime ellemeyin. beni yok sayın. varlığım sizinle tahammülsüzlüğümü zorluyor." demiştim. kırıcı olmak istemiyorum ama beni hep zorluyorlar. abilerim ve ablam dışında ikisiyle sohbetim sınırlı. "yanında büyümüşüm utanmıyorsun sormaya hâlâ neden şu an meyve yemediğimi veya neden kahve içmek istemediğimi ya da neden gecelediğimi!!!" vs. diye bazen patlayıp ikisini haşlamak istiyorum. anlamamak veya kör olmak için bu kadar diretilmez ya.
evde tek kalmak temel ihtiyaçlara geçmeli. tek kaldığımda sakin, mutlu ve huzurluyum.
bu tavırlara girmediklerinde onlarda mutluluk ve huzur veriyor. sadece şu tahammül edilmesi imkansızı zorlayan huylarını bıraksınlar.
benim 3-4 yıldır ayrı evde yaşıyor olmam lazımdı. ekonominin bu kadar içine edilince hayatımın içine de edildi. aldığım aylık tek başıma bana yetmiyor. alım gücünü azaltıp böyle aylık belirlemeye de utanmıyorlar! yediğiniz haram lokmalar midenizde beton etkisi göstersin! çekilmez hayatı siz de çektirmiyorsunuz ya da pardon siz dışınızda kalan herkese daha çekilmez kılıyorsunuz. doğru düzgün yaşam sürmemizi engelleyen herkesten nefret ediyorum. bir gün hesaplaşmak dileğiyle...
sebebi de tek başınayken tam bir birey olabiliyorsun, hayatının sorumluluğu sende ve kararları veren de sensin. onun dışında evde büyüsen bile hâlâ çocuk muamelesi görüyorsun. "saat geç oldu hadi yat."
"bunu bu saatte mi yapıyorsun?"
"niye meyve yemiyorsun?"
...
hep bir karışılma olayı. bundan haz etmiyorum. kendi başıma kaldıktan sonra aile evine uyum sağlamak zor olmuştu. kendime vakit ayıramamak canımı sıkıyordu, kendimle baş başa kalamıyordum. uyum sağlamak baskıcı ve boğucu geliyordu.
annemlerle bu konuyu konuşmuştum "evde evimde gibi hissetmiyorum. kendimle vakit geçirmemi engelliyorsunuz (gel birlikte oturalım, şuraya gidiyoruz gel birlikte gidelim, hep gel gel.) ve normalde de haz etmezken bana haddinden fazla karışıyorsunuz. kalkmam gereken saatte kalkıyorsam gece kaça kadar kalmam size rahatsızlık verecek şekilde olmazken neden ilgilendiriyor? gece odamda çalışıyorum bana bu saatte çalışılmaz diye geliyorsunuz? sizin evinizdeyim ve sizin düzeninize uyum sağlamak zorundayım farkındayım ama bunu yapıyorum zaten. hepimiz büyüdük ama tavırlarınız bize karşı büyümemiş. anlayış ve olgun tavırlar görmek istiyorum. sizin düzene uyarken kendi düzenime, isterse düzensizlik olsun sonuçta bu da benim, karışılmasını istemiyorum. bu konuşmadan sonra karışma olayı artarsa ev benim için odamdan ve benden ibaret olur sadece. ben yaşı geçmiş biri değilim saat 22-23 gibi uykum gelmiyor, film izleyeceğim, kitap okuyacağım, araştırmalar yapacağım vs. bunları kendi düzenime ama sizinkiyi de bozmayacak bir şekilde ayarlamışım zaten. daha ne yapabilirim anlamıyorum? meyve alacağınız zamanlarda değiliz artık almaya başladığınız zamandayız. o yüzden biraz elinizi ve ilginizi çekin benden." gibi şeyler dönmüştü sohbette. çocukluğumdan beri haz ettiğim bir şey değil bu karışılma olayı ama çocuktum diye sorun etmemeye çalıştım ama sonrası beni boğuyor aşırı sinirleniyorum bu ailem olsa da. zaten başkasına asla müsaade etmem veya bu kadar sakin ve yapıcı da konuşmam. herkesin kendi önüne bakması gerektiği zamanlar var onlar bizi zaten büyüttü. artık bırakmaları lazım.
sinir eden şey de aynı şeyler olması atıyorum ben yemekten hemen sonra meyve yemem ama onlar yer ve "niye meyve yemiyorsun ye." derler?
sabah aç karna kahve içemiyorum onlar sabah kahvesini içerken beni içemeyeceğim kahve için çok kez erken uyandırdılar. "karnım ağrıyor olmasına rağmen bazen eşlik etmek için içiyorum yine anlamayıp beni erkenden kahve için uyandırıyorsunuz. bundan sonra hiç içmeyeceğim o yüzden uyandırmayın." demiştim. kahveyi seviyorum ve nispet yaparcasına hareketleri beni sinir etmişti. gereksiz erken uyanmaktan nefret ediyorum.
yemek içinde et sevmem "proteini arttırıyor ve çok sağlıklı niye yemiyorsun?" veya "içine et koyalım etsiz tadı olmuyor." ? bazı yemekleri ikiye bölüyoruz yaparken.
sizi aynı açıklamalara çok kez döndürüyorlar. bu beni deli ediyor. kendime ait soru veya başka şeyler duymak istemiyorum onlardan çoğu zaman. böyle laflarına karşılık daha karışmaları apayrı. çok kez "evde beni görünmez sayın, hiçbir işime ellemeyin. beni yok sayın. varlığım sizinle tahammülsüzlüğümü zorluyor." demiştim. kırıcı olmak istemiyorum ama beni hep zorluyorlar. abilerim ve ablam dışında ikisiyle sohbetim sınırlı. "yanında büyümüşüm utanmıyorsun sormaya hâlâ neden şu an meyve yemediğimi veya neden kahve içmek istemediğimi ya da neden gecelediğimi!!!" vs. diye bazen patlayıp ikisini haşlamak istiyorum. anlamamak veya kör olmak için bu kadar diretilmez ya.
evde tek kalmak temel ihtiyaçlara geçmeli. tek kaldığımda sakin, mutlu ve huzurluyum.
bu tavırlara girmediklerinde onlarda mutluluk ve huzur veriyor. sadece şu tahammül edilmesi imkansızı zorlayan huylarını bıraksınlar.
benim 3-4 yıldır ayrı evde yaşıyor olmam lazımdı. ekonominin bu kadar içine edilince hayatımın içine de edildi. aldığım aylık tek başıma bana yetmiyor. alım gücünü azaltıp böyle aylık belirlemeye de utanmıyorlar! yediğiniz haram lokmalar midenizde beton etkisi göstersin! çekilmez hayatı siz de çektirmiyorsunuz ya da pardon siz dışınızda kalan herkese daha çekilmez kılıyorsunuz. doğru düzgün yaşam sürmemizi engelleyen herkesten nefret ediyorum. bir gün hesaplaşmak dileğiyle...
devamını gör...
26.
patlamış mısır kahve fincanım
ve korku filmi
gelmesin sakın üçlü
koltuğun sürpriz ismi
güzel özetler bu durumu.
ve korku filmi
gelmesin sakın üçlü
koltuğun sürpriz ismi
güzel özetler bu durumu.
devamını gör...
27.
ev varsa sorun yok. ada olsa hiç çekilmez.
devamını gör...
28.
abartısız soyluyorum, hayatimda ilk defa yalniz kaldim. buzdolabindaki tek gazoz gibi.
annemle ablam az once gittiler, hayatimda ilk kez bi geceyi yalniz geciriyom.
lan korkudan napsam bilemedim buraya geldim harbiden ne menem biseymis siz nasi yalniz yasiyonuz lan. evet.
annemle ablam az once gittiler, hayatimda ilk kez bi geceyi yalniz geciriyom.
lan korkudan napsam bilemedim buraya geldim harbiden ne menem biseymis siz nasi yalniz yasiyonuz lan. evet.
devamını gör...
29.
evdekiler varken yalnız kalamadığın için şikayet edip evde de kimse olmadığında canın sıkılıp evdekilerin gelmesini bekleyerek yalnız kaldığın boş zamanı değerlendirememek. evde yalnız kalmak bana göre değil :)
devamını gör...
30.
kafa dinlemektir.
devamını gör...