feminizmin erkek düşmanlığı olduğu gerçeği

kavram, sözlük anlamı ve çıkış manifestosuna bakarak değerlendirildiğinde değildir.
ancak uygulanış şekli ve günümüzdeki geldiği nokta ile savunanların farkında olarak yada olmayarak erkek düşmanlığı yaptığı yada katkıda bulunduğu gerçektir.
olay artık cinsiyet eşitliğini aşmış, kadının erkeğe karşı üstünlüğünü sağlama aşamasına gelmiştir.

başlıkta entrylerin çoğunu okudum. herkes kalender’i ya yaftalamış yada feminizmin manifestosundan, sözlük tanımından bahsederek çürütmeye çalışmış. yazar feminizm kavram olarak erkek düşmanlığı demiyor ki. feminizmin çağımızda erkek düşmanlığına evrildiğini ve kadının erkeklere karşı üstünlük kurmaya çalıştığını, pozitif ayrımcılığın erkekleri mağdur ettiğini ve esas ezilenlerin erkek olduğunu söylemeye çalışıyor.

evet kadına şiddet haberleri görüyoruz ve bunlar gerçekten üzücü, can sıkıcı. cinsiyet farketmeksizin düşünebilen ve akıllı bir varlık olan biz insanların şiddete başvuruyor olması üzücü. öncelikle şiddetin her manada azaldığı bir dünya görmeyi hepiniz gibi bizler de umut ediyoruz. peki bunların yanında boşandıktan sonra yıllarca nafaka ödeyen adamlar, nafaka ödemeye gücü yetmediği için tutuklananlar, taciz iftirasına kurban gidenler, aldatan eşin aldattığını kanıtlayamadığı için nafaka ödemeye mecbur tutulup intihar eden erkekler vs vs neden görülmüyor sadece soruyorum? neden onlara karşı lâl oluyoruz?

feminizm erkeğe falan düşman değildir, erkeklerin büyük çoğunluğunun hatta kadınların da büyük çoğunluğunun içine işlemiş eril düşünceye düşmandır. mansplaininge düşmandır, 'elinin hamuru' anlayışına düşmandır, farkına bile varmadan kadınları arka plana atma, küçük görme davranışları gösterilmesine düşmandır.

feminizm erkek düşmanlığı değildir. kırılgan erkek egoların uydurduğu bir laf sadece. her açıdan özgür olmak için çabalayan kadınların önüne bir taş koyup, tökezlemelerini bekleyen erkeklerle dolu etraf. kadınlar öldürülüyor, şiddete uğruyor. -ister fiziksel ister psikolojik.- ve bu pusudaki erkekler sadece bekliyor. yaptıkları tek şey bu. nafakadan, eşlerini dövemeden, onları eve tıkamamaktan şikayet ediyorlar. halbuki feminizmin yapmaya çalıştığı şey, biz kadınları uğraş verdiği şey iki tarafın da eşit haklara sahip olması. ''ama erkekler de öldürülüyor'' cümlesini kurmadan önce durun düşünün. erkeklerin de öldürülmesinden yine kim sorumlu?

bir şekilde feministler yüzünden bir yerine uff olmuş yazarımsı tespitçiği

böyle düşünen insanlara laf anlatacak gücüm kalmadı zaten anlatsam da anlamamakta ısrar edecekleri için kendimi yormuyorum.

toplumda feminizm ilgili verilen yargılar yüzünden feministlik yüksek sesle dile getirmeyeceğin, getirdiğinde dalga geçilebilirliğe açık olan, savunmalarının yanlış feminist açıklamaları, rahatlıkla başka yöne çekilebilen sözler yüzünden tartışma sırasında seni haksız duruma düşürebileceğini bildiğin halde karşındaki kişiye laf anlatmaya çalıştığın, karşındakinin anlamadığı laflardan senin sorumlu olduğun ama buna rağmen devam ettiğin, çoğu kavganın sonuçsuz, belki de sinir kat sayısındaki artıştan başka bir işe yaramadığı ve ilerlemenin böyle bi düzende sadece ütopya olduğunu bilmenin hüznüne rağmen devam ettiğin, savunucularını kanser eden ideoloji.

ve şey, konunun erkek düşmanlığıyla bi ilgisi yok.

bi daha şey, erkeklerin bu konuda kendi üzerine aldığı düşmanlıklardan kendilerinin sorumlu olduğu gerçeğinin görmezden gelinmesi

başka bi şey, feminizm ≠ erkeklere ölüm

kendi deli saçması, bırttan pırttan fikirlerinin sonuna "gerçeği" sözcüğünü toplu iğneyle iliştirip başlık açmanın o fikri bir gerçek yapmadığını gözler önüne seren başlıktır. sözlüğün önünü kapatmayınız efenim, mal gelecek.

feminizm erkek düşmanlığı değildir feminizm eşitlik arayışı ve çağrısıdır.
yalan yanlış yerlerden feminizmi öğrenip ''erkeklere ölüüm'' diye meşalelerle yakım yıkım arayan ama alttan alta erkek adam kıskanır, erkek dediğin sevgilisini başka erkelerin olduğu ortama sokmaz benim canım sevgilim de çok sevdiğinden yapıyorcuların anlattığı ''feminizme'' inanmayınız.
o feminizm yalan haberdir, asparagastır

feminizm pek çok dalgası, kolu olan bir izm. esaslı bir okumaya başvuran kişi kadının şu an toplumdaki mevcut durumunu arzulayan kollarının olduğunu da görecektir, tam tersini yahut orta yollusunu da. erkek düşmanlığının olduğu akımı da vardır. feminizm öyle aslında bu yok, şu yok denilebilecek kadar dar çerçeveli değil. sizin algıladığınız feminizm ortak bir dünya görüşü olmak mecburiyetinde hiç değil. vakti zamanında kadın haklarının ve kadının bugün toplumda elde ettiği konuma büyük katkı sağlayan liberal feminizm şu an pek çok feminist tarafından eleştirilir, yüzüne dahi bakılmaz. yani ancak feminizmi değil feminizmin bir kolunu, dalgasını şudur veya değildir diyerek eleştirebilirsiniz. bunu yapmadığınızda feminizm hakkında üç sayfa okumuş insan sizin feminizm hakkında ne kadar "birikim" sahibi olduğunuzu anlar. bir şeyin tarafı olmak için bilmeye ihtiyaç duyulduğu kadar eleştirmek için de bilmek gerek.

kocaman bir tarihe sahip ve pek çok fikrin ve eylemin de taşıyıcısı olmuş feminizmin "bir" gerçeği olabilmesi güçtür.

şakaysa komik, ciddiyse daha da komik.

birçok konuda olduğu gibi (bkz: din istismarını önlemenin yolları) ) feminizmi de kötüye kullanmak isteyenler var, olacaktır. dinle ilgili olarak yapılan bunca şeyin karşısında o zaman herkes ateist olurdu.

feminizm kadın ve erkek eşitliğidir ama bazı kendini bilmezler erkekleri kendine düşman belleyip adına da feminizm derler.

feminizmin erkek düşmanlığıyla hiçbir ilgisi yoktur. toplumdaki erkeklik algısı ve ataerkil sistemin insanlar, özellikle de kadınlar üzerinde kurduğu baskıyla bir ilgisi vardır. günümüz erkeklerinin birçoğu bunu anlamakta zorlanır ve sadece penisleri var diye onlardan nefret ettiğimizi düşünerek oldukça mantıksız noktalara değinir. sakin olun, sizden nefret etmiyoruz. karşıtı olduğumuz şeyin de gayet açık olduğunu düşünüyorum aslında, anlamamak konusunda direnmeyi bırakın artık.

arkadaşım feminizmi bilmiyorsun sanırım gerçek o.

yine iddia mı tazeliyorum. feminaziler nasıl algılamak isterse algılasın, istedikleri kadar kabul etmesin.

türkiye'de feminizm:

feminaziler, feminizm ile kadınların eşit haklarının savunuculuğunu değil bu olgu üzerinden prim yaparak endirekt şekilde erkek düşmanlığını ön plana almaktadır. yani öyle göstere göstere değil ama dolaylı olarak erkek düşmanlığını feminizmin merkezine alır.

bir araştırma okumuştum erkeklerin kadın ve erkeğin eşit olduğu durumlarda kendisini aciz hissettiği ve eşitliğin olmadığını savunduğu ile ilgili galiba bu da o hesap...normalde feminizmin türleri olur ve feministler kendi aralarında tartışır. türkiye’deki bütün feministlerin derdi kadınların ölmemesiyken cishet erkenlerin kendisine ayrımcılıkta bulunulduğunu düşünmesi gerçekten trajikomik. ne diyeyim allah akıl fikir versin...

cahil tanımı.

alakası bile yoktur. feminizm adı altında erkek düşmanlığı yapan bir kesimin varlığı yadsınamaz ancak feminizm esasen kadın erkek eşitliğini savunur. biraz araştırıldığı takdirde bu bilgiye ulaşmak oldukça basitken neden hala feminizmin erkek düşmanlığı olarak görüldüğünü anlamak imkansızdır.

gerçek feminizm asla erkek düşmanlığı değildir. ancak ülkemizde her şey gibi feminizm de yanlış anlaşılmış ve yanlış uygulanmaktadır. feminaziye dönüşmüş durumdadır.

yok öyle bir gerçek. bu ifadeyi genelde erkekleri banka olarak gören , çalışmaktan , anlayıştan uzak kadınlara rastlamış erkekler kullanıyor.ama o erkeklere de kızamaz oldum.çünkü düzen böyle. leş insanlar daha çığırtkan , daha yüzsüz olduğundan hep daha görünür oluyorlar. bunu görenler de hepimizi aynı kefeye koyuyor. bizler de tüm bu salaklıkların ortasında kalmışız. hiçbir şeyi değiştiremiyoruz.