fi (dizi)

azra kohen'in aynı isimli kitap serisinden uyarlanmış dizinin ilk sezonunun ismi.

başrollerinde serenay sarıkaya, ozan güven, mehmet günsür, berrak tüzünataç, büşra develi, osman sonant gibi yetenekli isimler yer almaktadır. yine büyük başarılara imza atmış şahsiyet dizisinin de yayınlandığı platform olan puhutv üzerinden ücretsiz yayınlanan 2017 yapımı bir internet dizisidir. yayınlandığı dönem oldukça ses getirmiş, 2. sezonu da çekilmiştir.

azra kohen'in roman üçlemesi fi pi çi'den uyarlama olarak tasarlanan, fakat sonradan bu romanlardaki derinliği sürdüremeyerek azalarak biten dizi.
altıncı bölümden sonrasında karşımıza çıkan kurgusal ve teknik hatalar, karakter davranışlarındaki yüzeysel tutarsızlıklar bana şunu hissettirdi. edebi değerini tartışmaya açık bulmakla birlikte, bu güzelim hikayeyi en çok eleştirdiği şeye kurban etmişler, "televizyon" uğruna harcamışlar adeta. keşke yapmasalardı, bu kadar bağlamından koparmasalardı.
ben diziyi yayınlandığı dönem izlerken altıncı bölümde zirvede bırakmıştım. bu hafta kendimi zorlayıp tamamladım. serenay sarıkaya'ya olan sevgimden caymadım ama serenay sarıkaya zehirlenmesi yaşıyor olabilirim.*

ozan güven'in can manay tiplemesi ile ilgi görmüş yerli bir filmdir. serenay sarıkaya da ayrı güzel filmde. beklentilerinizi fazlasıyla karşılayacaktır diye düşünüyorum. bir yerli filmden fazlası var burda. benim en çok hoşuma giden sahne cem yılmaz' ın konuk oyuncu geldiği sahnedir.
buradan

kitabı fazlaca eleştiri alan bir yapım. kitabını ne yazık ki okumadım o yüzden uyarlamayla ilgili iyi ya da kötü bir eleştiri yapamam.
insan psikolojisini ele alan ve bazen kötü karakterlere sempati duyabileceğimizi anlatan bir diziydi. insan zaafları kadar vardır. hep buna inanırım zaaflarımız aslında bizi yönetir ve onlarla başa çıkamazsak en sonunda bizim tanrımız olur. baş karakterimiz can manay zaaflarıyla, tutkularıyla başa çıkamayan bir psikolog. ve bu hikayede avcı olduğunu düşünen bir avımız var. duru durulay izlediğim ve hissettirdiği kadarıyla fazla toksik bir karakter. ön planda olmak, başarıya ulaşmak için etik dışı her şeyi yapabilir ki yapıyor da. kararsızlıklarıyla etrafındakileri yoruyor. ikinci sezonda bu beğenilme arzusu temellendirmeye çalışılmış. çoğunluk tarafından kabul gören bir temel olduğunu söyleyebilirim.
dizide psikolojisi normal olan çok az insan var. o yüzden diziyi besleyen yan karakterler bile çok önemli. yan karakterlerin hayatı, düşünceleri, seçimleri berrak bir şekilde seyirciye sunulmuş. bu şekilde farklı karakterlerin kafasına girip çıkabiliyoruz.
dizi de beğenmediğim tek şey aslında kimsenin hak ettiği cezayı çekmemesi. bu konuda da gerçek hayata fazlaca yaklaşılmış. sonuçta günümüzde de suçlular pek ceza çekmiyor ne yazık ki. adaleti sağlamaya çalışan hep kaybediyor hep yeniliyor sisteme. yeteri kadar gücü olan ise ne suç işlerse işlesin dizinin sonunda gülebiliyor.
psikoloji, dizilerden öğrenilmez fakat empati yapmak dizilerden kitaplardan öğrenilebilir. dizinin kötü karakteriyle de iyi karakterleriyle de fazlaca empati yapabildim. fakat final bölümüyle ilgili asla tatmin olamadığım konular var. genel anlamda sürükleyiciydi. sürükleyici olduğu kadar yorucu. sanki bir kaç günlüğüne hayatıma bu psikolojisi bozuk insanları almış ve bir odaya tıkılmışım gibi yorucu. izleyeceklere keyifli seyirler.

birkaç bölüm izleyip bıraktığımı anımsadığım azra kohen fi-pi-çi serisinden uyarlanan türk dizisi.

başrolde ozan güven/ serenay sarıkaya ve mehmet günsür var.
iki dansçı sevgili olan duru ve erkek arkadaşının yanı sıra geçmişinden çok bahsetmeyen televizyoncu ve psikiyatr can manay'ın duru'ya duyduğu cinsel açlığı, hoşlanmayı, bunu aşk zannedişini ama sadece istediğini elde edene kadar savaşan bir mükemmeliyetçi takık olduğu için duru'dan hoşlandığını sanmasını konu ediniyor.
dizi televizyonda yayınlanmadı çünkü fazla erotik sahneler barındırıyor.

oyunculuklar fena değil, bence izlenmeli.