film

teknolojik tiyatro. klasik müzik ile dubstep'in karışımı gibi bir şey.

bir nevi canlı animasyon. gerçek çizgi film gibi bir şey.. çok az televizyon izlerim, izleyince de sıkıldığım için izlerim. böyle kanallara bakarım ne var ne yok diye, sonra 7/24 sadece filmlerin olduğu(tabi araya sıkıştırdıkları 20-30 dakkalık reklamları saymazsak) bir kanala denk gelirim. bir film, ilgimi çeker. derim ki 10 dakika izleyeyim kapatıcam, izlerim, izlerim..1 saat, 2 saat izlerim.. bir bakarım film bitmiş, ben hâlâ filmin etkisindeyim. tüm gün boyunca bu filmi düşünürüm, "neden böyle bitti ya.." diye yakınırım..

bu hafta vizyona girecek filmler:*

protesto (la haine)


sessiz bir yer 2 (a quiet place: part ıı)


space jam: yeni efsane (space jam: a new legacy)


çılgın ortak


spirit: özgür ruh (spirit untamed)


vay babam vay


paris'te bahar (seize printemps)

bu hafta vizyona girecek filmler:*

lanetli anlaşma


arınma gecesi: sonsuza dek (the forever purge)


gezginler (voyagers)


plaza

normal şartlarda tek düze film izleyen biriyimdir. canım sıkıldığında tv kanalları arasında gezinir, denk geldiğim klişe, ismi duyulmuş filmleri izlerdim. pandemi sürecinin başlaması ile birlikte kız arkadaşıma aktivite adı altında birlikte izleyerek daha da bağımlısı olduğum kulvar. şu an ise tam donanımlı asker gibi konusu açıldığında rahatça ve heyecanla film diyaloglarına girebiliyor, önerdiğim filmleri izleyenleri gördükçe mutlu oluyorum. sizce de normal değil mi?

ekmektir, sudur. vazgeçilmez olandır.

kendisi bir gazeteci ve sinefil olan sevim gözay bir programda dünyada ilk film çekildiğinde insan ölümsüzlüğü buldu diye gazeteye manşet yazdıklarını söylemişti.

ölümsüzlük ise film sayesinde olmuştur. insanlar ölse bile bedenleri kayıt altına alınmış ve ölümsüzleştirilmiştir.
örnek/ yeşilçam filmleri.
hollywood filmleri.
bütün sanat dallarının ölümsüzlüğü amaçladığı gibi film de ölümsüzlüğü amaçlar. filmler bir senaryodan, kurgudan, yönetmenden ve oyuncudan oluşur. oyuncunun olmadığı filmler de olabilir. kamera sabittir ve bir yere bakar.

bir film: a short film about love(1988)

bir yönetmen: krzysztof kieślowski

bir şey vardır karanlıkta insanı kendisine çeken, bir şey vardır o karanlıkta kalmak, kalıp çıkmak istemeyen; kieślowski o bir şeyin açığa çıkma ihtimalinin bile büyük bir hezeyana yol açtığını tüm çıplaklığı ile aktarmış. insan bir şey arzular ve kafasında yaratır onu, zamanla biri o bir şeye dönüşmeye kalkışır, ama asla dönüşmemeli biri o bir şeye; ancak karanlıkta güzeldir o ve asla benzemez ona biri, orada, karanlıkta güzeldir.

bir çift meme göstermeden de çok güzel, en güzel aşk filmi yapılabilirmiş.

instagram paylaşımlarımdan biri

bir film: sarmaşık

bir yönetmen: tolga karaçelik

güzel eserlerin üstü tozludur ve hep kenara atılmışlardır. popülarite ve mutlak gücü ezer bu tür eserleri, tıpkı ben gibi, ama yine de bu ezici güç öldürmez bu tür eserleri, güçlendirir, tıpkı şarabın yıllara daha da güzelleşerek kafa tutması gibi. izlediğim en güzel üç filmden biri ve bunu mümkün kılan #tolgakaracelik ve #nadirsaribacak gibi ustalara teşekkür borçluyum.

bir iki, bir iki duyurur saatin tik-takları kendisini, yürürsün ve belirginleşir sesler ve döver bilincini, bir çiçek açar yol kenarında, belki de hep oradaydı, ama yeni görürsün onu, az sonra tik-taklar en yüksek perdeden duyurur kendini ve solar çiçek ve artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. fazla vardır hayatında, saatin amansız ve yüksek perdeden kendisini duyuran tik-takları fazladır ve silinir yol kenarı ve çiçek ve yol... fazla vardır hayatında ve fazla olan siliktir esasında.

çift monitör pc kullanmanın avantajı olarak ekranın birinde işlerimi hallederken diğerinde eski türk filmlerini izlemekle geçirdiğim zamanın başını çeker.

(bkz:film izlemek)

en az saniyede 24 karenin artarda oynatılması teknik olarak. izlediğiniz 4k filmlerin çözünürlüğünü ve 60 fps (frame per second) olduğunu düşünürseniz ortaya devasa veriler çıkıyor.

simdi dunyanın cok katotik olması sebebiyle tum insanlara bir cip takıyorlar.
boylece herkes sut liman oluyor. kavga yok. gurultu yok. herkes huzurlu. ama bir taraftan hayattan tum renklerini de alıyorlar. ne bilim mesela butun kitapları yasaklıyorlar, butun renkli objeleri sadece duz islevsel objelerle degistiriyorlar.

asiler var. sisteme karsı cıkan. gizli sıgınaklarda yasayan. cip takmayı reddeden. polisler var bunları yakalayıp hapseden.
velhasılı bir polis bir asinin pesindeyken bir sıgınak buluyor. sıgınakta klasikler var kitap olarak, renkli bir dolu obje var. cok ilgisini cekiyor. gizli gizli sıgınaga gitmeye baslıyor. kitapları okuyor. objeleri inceliyor. sonra karsı devrim baslatıyor dunyada cip takılmasına karsı.
filmin ana mesajı dunyada kaos da olsa tum dunygular yasanılmalı. nese de huzun de. sevinc te uzuntu de. yasamak oyle anlamlı.

tamam, bu filmdeki her seyi anlıyorum.
ama asırı kavgalar, asırı sidik yarısları, asırı kıskanclıklar, asırı kaos beni cok yoruyor.
dunyayı bu kadar yorucu yasamak sart mı?
daha huzurlu bir varolus sekli yok mu?
ben demiyorum butun duyguları alalım insanlardan ama bu iki hikayenin bir ortası yok mu? lutfen olsun cunku:)

dr. strange 73636473736637838927363. kez izlendi.

diziden daha iyidir. ama kisa surer. evet.

film; belirli bir senaryo çerçevesinde görsel ve işitsel ögelerle anlatılan hikâyelerdir. filmler, bireylerin hem eğlenmesini hem de öğrenmesini sağlayan önemli sanat dallarından biridir. kitap okumak zihinde hayal gücünü geliştirirken, film izlemek olayları doğrudan gözlemlemeyi ve yorumlamayı sağlar. örnek vererek açıklarsak, tarihî bir film izleyen kişi, olayları hem duygusal hem de görsel olarak deneyimleyerek daha etkili öğrenebilir. amerikalı psikolog dr. maryanne wolf, filmlerin duygusal zekâyı artırarak bireylerin başkalarının hislerini daha iyi anlamasına yardımcı olduğunu belirtmektedir.

düzenli olarak film izleyen kişiler, farklı kültürleri tanıyıp anlayışlarını genişlettiklerinden dolayı daha hoşgörülü bireyler hâline gelir. tüm bu yönleriyle film izlemek, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir öğrenme ve gelişim kaynağıdır. filmler bir zaman makinesi gibidir; izleyiciyi farklı dönemlere, kültürlere ve yaşantılara götürerek gerçek hayatta deneyimlemesi mümkün olmayan olayları yaşamasını sağlar. 2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, düzenli olarak film izleyen bireylerin %68’i, izledikleri filmler sayesinde yeni bakış açıları kazandıklarını ve sosyal ilişkilerinin güçlendiğini belirtmiştir.


bu yönüyle film izlemek, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bireyin bilişsel gelişimini destekleyen önemli bir etkinliktir.