tıp alanında ülkemizi temsil eden, övünç kaynağımız, büyük insan, büyük doktor.
devamını gör...
2019 yılında eskişehir osmangazi üniversitesi tarafından "fahri doktora" ünvanı verilen dünyaca ünlü beyin cerrahı.
devamını gör...
dünya tarihinde ilk (bkz: beyin bypass ameliyatı)nı yapan çok değerli bilim insanı. ayrıca şair (bkz: can yücel)in çocukluk arkadaşıdır.
devamını gör...
uyumayı konferansına gitmeye tercih ettiğim*, belki de böylesi büyük bi insanı görme fırsatını bir daha asla bulamayacağım hekim.

(bkz: otomatik leyla ekartörü)
(bkz: yaşargil anevrizma klipsi)
devamını gör...

yüzyılın beyin cerrahı unvanına sahip, beyin ve sinir cerrahisi uzmanı türk bilim insanı ve tıp hekimi. ömer faruk bulak tarafından mucize ismiyle anlatılan satırları paylaşmak lazım :

temmuz güneşinin ortalığı kasıp kavurduğu sıcak bir yaz günü daha bitmek üzereydi… adam hızlı adımlarla diyarbakır küçelerini* arşınlıyordu…

bir an önce hedefine varmak isteyen maratoncular gibi yüksek tempoda yürürken yorgun bedeni frene basmış, durup dinlenmek için gölgelik bir yerde bir taşın üzerine oturarak cebinden çıkardığı tütün tabakasından bir sigara sarıp derin bir nefes çektikten sonra gözlerini hafif yumarak düşünmeye başlamıştı…

neden acele ettiğini kendi bile bilmiyordu. oysa gün boyu güneşin altında inşaatta sırtında çimento tuğla taşımış omuzları yara bere içindeydi. ama sırtındaki yükün inşaattaki yükten daha ağır olduğunu biliyordu.

daha dün doktor son cevabını vermişti :

– eşinizin ameliyatı burada yüksek riskli olur ameliyat masasından kalkması çok düşük bir ihtimal. beyindeki tümör çok riskli bir yerde.

bu sözleri duyunca boynunu büküp acı ile doktorun gözlerinin içine bakıp sormuştu :

– hiç çaresi yok mu begim?

doktor hafif bir iç çekip elini omuzuna koyup şöyle demişti :

– çaresi var elbette ama burda değil isviçre’de zürih’te özel bir hastanede çok iyi bir beyin cerrahı var. masrafları karşılayabilirseniz, ki çok pahallı bir yolculuk olacak, oraya götürmenizi önerebilirim.

– ne kadar para gider begim?

– çok para.

demişti doktor…

ama doktorun son kelimesi yüzünde hafif bir tebessüm, yüreğinde bir umut ışığı doğurmuştu.

– sözünü ettiğim doktor diyarbakır’lı yani hemşehriniz oraya varabilirseniz mutlaka size yardımcı olacaktır.

bu sözler bir umut ışığıydı ama mesele oraya, isviçre’ye varabilmek. oturduğu taşın üzerinden doğruldu, bu defa acele etmiyordu, ağır ağır eve doğru yürüdü.

kapıyı, evin 9 yaşındaki kızı esma açmıştı. ilk sözü şu oldu :

– annen nasıl ?

esma asık bir yüz ifadesiyle baktı babasına, doğruca eşinin yattığı odaya gitti. aynur hanım yarı baygın bir vaziyette uyuyordu. başucuna oturdu. eşinin elini tutup iki avucunun arasına alıp yüzüne doğru götürüp öpüp okşadı. gözlerinden hafif bir iki damla yaş eşinin elini ıslatmıştı.

aynur hanım gözlerini hafifçe aralayıp kocasının elini sıktı. kısık bir sesle :

– geldin mi?

diye sordu.

adam aynı kısık ses tonuyla :

– geldim

dedi.

– nasılsın bugün?

diye sordu.

aynur hanım hafif bir tebessümle :

– iyiyim.

dedi ve gözlerini tekrar yumdu.

evin tek oğlu 19 yaşındaki sinan da gelmişti. o da bir kahvehanede çalışıyordu. babası gibi sabahın köründe kalkar akşama kadar durmadan çalışırdı.

eve gelir gelmez annesinin odasına girmiş, hafif buselerle yanaklarından öpmeye başlamıştı. evde, beyninde tümörle yaşayan sayılı günleri kalmış bir eş, bir anne ve çaresiz mucize bekleyen bir koca ve iki çocuk…

baba-oğul odadan çıkıp salondaki sedirde oturdular. sinan babasına bakıp sordu :

– baba ne olacak böyle? anam eriyor.

çaresizliğin esir aldığı inşaat amelesi seyit, oğlunun belki de yeryüzünde yaşayan tüm insanlığa sorduğu soruya tek kelimeyle cevap vermişti :

“mucize”

**

evin küçük kızı esma, annesini kurtaracak ilacın adını öğrenmişti. yastığın altında biriktirdiği bozuk paraları alıp evden fırlamış sokağın sonundaki ulu camii’nin altındaki eczaneye şimşek hızıyla girmişti. elindeki bozuk paraları cam tezgahın üzerine koyup eczacı kalfasına :

– mucize istiyorum.

diye bağırmıştı…

eczacı kalfası gülümseyerek :

– bakkal diğer sokakta oradan al istediğin çikolatayı.

dedi.

esma sesini yükselterek :

– çikolata istemiyorum annem çok hasta, babam kurtulması için mucize lazım dedi.

sonra ağlamaya başladı.

-nolur verin o ilacı param yetmiyorsa yine getiririm yarın.

-gel buraya kızım.

diye tok bir ses duyuldu eczanenin içinden. esma sesin geldiği yere döndü. eczanenin girişinde koltuklarda karşılıklı iki amca oturmuş kahve içiyorlardı. biri çok şık giyinmiş yazlık açık renkli bir takım elbise, kravat, ayağında rugan deri bir ayakkabı, gülümseyerek elini uzatmış esra’nın ona doğru gelmesini bekliyordu. esra biraz çekinerek biraz utanarak adamın yanına geldi.

adam sormaya başladı :

– annenin hastalığı ne?

esma başı önünde cevap veriyordu.

– başı hep ağrıyor amca doktora götürdüler iyileşmedi. babam, abime dedi “annenin iyileşmesi için mucize lazım”. ben de o ilacı almaya geldim nolur verin bana o ilacı annem iyileşsin.

bu arada tekrar ağlamaya başladı. şık giyimli amca elinin tersiyle esma’nın gözyaşlarını silerek ayağa kalktı :

– eviniz nerde?

diye sordu…

– arka sokakta.

dedi esma

– ben de doktorum kızım, anneni görebilir miyim? esma’nın gözleri parlamıştı.

– gidelim doktor amca ama o ilacı verin.

doktor amcası eczacı kalfasına seslendi :

– bir kutu aspirin ver.

esma sımsıkı tuttuğu bir kutu aspirin önde, doktor amcası arkada eve doğru yürüdüler. esma’nın aniden evden çıkmasını merak eden babası ve abisi kapının önüne çıkmışlardı. esma onları görünce koşarak bağırmaya başladı, elindeki aspirin kutusunu sallayarak:

– aldım annemin ilacını, hem de doktor amca getirdim, anneme bakacak.

amele seyit, kahveci sinan… iki garip.. .iki çaresiz… iki umutsuz… ve esma… ve bir kutu aspirin…

seyit ve sinan gelenin doktor olduğunu duyunca ayağa kalkıp doktora doğru ellerini uzatarak tokalaşıp hoş geldin deyip içeri davet ettiler. içeri girdiklerinde doktor hastayı sordu. doğruca aynur hanım’ın odasına girdiler. hasta uyuyordu. sinan annesine seslendi.

doktor;

– bırak uyusun.

dedi. röntgen filmlerini hastane tetkiklerini istedi. esma bir çırpıda kocaman sarı zarfı getirip doktor amcasına uzattı. doktor önce tetkiklere göz attı sonra siyah röntgen filmleri ışığa tutup teker teker defalarca baktı.

odada çıt çıkmıyordu. hane halkı meraklı bakışlarla elleri önlerinde iki pençe pür dikkat doktorun her hareketini izliyordu. doktor elindeki filmleri tekrar esma’ya uzattı ve babaya dönerek

-dışarı çıkalım.

dedi salona geçip sedire buyur ettiler doktoru. doktor anlatmaya başladı.

-burdaki meslektaşlarım doğru söylemişler, tümör çok riskli bir yerde, zor bir ameliyat olacak, yurt dışına isviçre’ye gitmeniz lazım.

baba seyit bir kez daha yıkılmıştı. onu biliyordu, biliyordu da nasıl gidecekti yurt dışına, hangi parayla.

-biliyorum begim dedi doktora, biliyorum da imkanımız yok, ben amelelik yapıyorum begim. dediğin yerde bir doktor varmış bizim hemşehrimiz, çok iyi bir doktor ona ulaşabilsek ama nerdeee imkansız…

doktor, sinan’ın getirdiği çayı alırken sordu :

– o doktorun ismini söylediler mi sana?

seyit bir çırpıda söyledi, nasıl unutabilirdi…

– he begim, ismi gazi yaşargil…

doktor hafifçe gülümsedi :

– profesör gazi yaşargil benim..

seyit doktora baktı :

– bizimle eğlenme begim hastamız var…

doktor çayını karıştırırken devam etti :

– evet gazi hoca benim… bir konferans için ankara’ya geldim, hazır ülkeme gelmişken memleketim diyarbakır’a uğramamak, dostlarımı görmeden gitmek olmazdı. camii’nin yanındaki eczanenin sahibi benim iyi bir dostumdu, vefat etmiş oğluna baş sağlığı dilemeye geldim, sonrası malûm. esra kızım geldi, mucize arıyordu ve buldu. şimdi ben hastayı seninle beraber götürecem ve ameliyatını bizzat ben yapacam, bir kuruş masrafınız gitmeyecek, bir kaç gün daha burdayım, siz pasaport işini halledin gerisi bana kalsın.

seyit ve sinan lâl olmuş, esra’nın elindeki aspirin kutusunun aslında mucize ilaç olduğunu anlamış, ikisi de aynı anda gazi hoca’nın elini öpmek için hamle yapmıştı.

gazi hoca, “estağfurullah” deyip ayağa kalkmıştı. aynur hanım, başarılı bir ameliyatla sağlığına kavuşmuş, sağ salim evine dönmüştü…

bunun adı “mucize” idi..
devamını gör...
gazi yaşargil

1925 diyarbakır doğumlu türk beyin cerrahı ve bilim insanı.
mikrosinir ve beyin cerrahisi'nin kurucusudur.

kardeşleri de kendisi gibi okumuş kimselerdir.
hem türkiye'de hemde almanya'da tıp okumuş, cerrah olana kadar çeşitli dallarda önemli doktorların yanında asistanlık yapmıştır.

anjiyografi tekniği ile birçok insanın daha çabuk iyileşmesini sağlamış, stereotaksik tekniği ile ise parkinson hastalığı üzerine ameliyat ve çalışmalar yapmıştır.

yüksek frekanslı koagülasyon tekniğinin öncüsü olmuş ve bu teknik meslektaşlarınca yaygınlaşmıştır.

bir vakit 8 kitap yazmış, 27 mayıs döneminde vatandaşlıktan çıkarılmış, haymatlos adı verilen pasaportla yaşamak zorunda kalmış, anavatanına 45 yıl sonra dönebilmiştir.

adına çekilmiş master of brains, gazi yasargil adında bir de belgesel bulunmaktadır. can yücel ile çocukluk arkadaşı olan yaşargil, oğluna şairin adını vermiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

intrakraniyal anevrizma ameliyatlarında kullanılan ve adıyla özdeşleşmiş "yaşargil klip"leri
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


ece ayhan’ın anlatımına göre yaşargil, ameliyat edeceği hastayı ameliyathaneye kadar kucağında taşımaktadır. böyle yapmasının sebebini hastasını hissetmek istemesi olduğu belirtilmektedir. ameliyat ettiği hasta ayılır ayılmaz da ondan dilini çıkarmasını istediği, bu isteğinin sebebinin de hastanın dilini çıkarmadan önce tükürükleri temizlemek için yutkunmaya çalışmasını görmek olduğu ifade edilmektedir. zira bu davranışın sosyal bir davranış olarak değerlendirilmesinden dolayı, bunu yapan hastasının iyi olduğu kanaatine vardığı bildirilmektedir.
devamını gör...
icat ettiği bir alete kızı leyla'nın adını veren beyin cerrahımız. ne yazık ki ülkemizde kendini yeterince geliştirme fırsatını bulmadığı için zamanında yurt dışını tercih etmiştir. başarılı da olmuştur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"gazi mahmut yaşargil" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim