gaziantep

türkiye istatistik kurumu (tüik) verilerine göre nüfusu 2 101 157 kişi olan şehirdir.

dünyanın en büyük 2.mozaik müzesi olan zeugma'nın içindeki en nadide eserin"çingene kızı mozaği"olduğu şehir.

türkiye'nin sayılı sanayi bölgelerindendir.
unesco ile aldığı gastronomi şehri olma statüsü ildeki restoran fiyatlarını yükselmiştir.

usanmak yerine hosanmak, laf anlatmak yerine hanek anlatmak, azıcık yerine kele acı biraz, allah korusun yerine yırağola, söylenmek yerine sokranmak veya sorkanmak, geçen yerine geden, geçen sene yerine bıldır, takla atmak yerine dombalak aşmak, hindi yerine culluk, herhalde yerine zaar, cimri yerine mıkrız veya mıhrız, dedikodu yapmak yerine şor etmek, susmak yerine hösmek, gibi yerine kimi, çirkin yerine arbed, taklit etmek yerine kerc etmek, kalkmak yerine yeğkinmek diyenlerin, cartlak kebabına, beyrana, yuvalamaya, tırnaklı pidede nohut dürüme düşkün, adana kebabı söğürmeyle dürüm eden, fırını sadece ekmek poğaça alınacak yer değil tava, yanyana, bezdirme, lahmacun pişirttirecek yer olarak bilen, lahmacun harcını sarımsaklı hazırlayan, terleme denince aklına terlemek eylemi değil goruk* nane biber tuzla yapılan terleme gelen, yapılan işten memnun kalmayınca “dutacaaz işin gannı ağrısın de yeri” şeklinde isyan eden, bedduası soykası batasıca, bıkkınlığı ‘gara gara dert’ olanların memleketidir.

yol düşerse muhakkak 'küşleme kebabhan'a uğranılmalı ve küşlemenin tadına bakılmalıdır. harikadır. lezizdir. sonrasında bana dua edilesidir.

mustafa kemal atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu il.

baklavası ile meşhur ilimiz.

offf bir cevizli baklava olsa da yesek.

ülkemizdeki en iyi baklava ustalarının yetiştiği güzel şehrimiz.

sadece baklavası değil envai çeşit lezzetleri de 10 numara 5 yıldız diyebilirim rahatlıkla.

hele ki insanı, anlatmaya kelimeler yetmez*

mutfağına girersiniz, nirvanaya çıkarsınız.

işlek yerlerinde yan yana metrelerce baklavacı bulunan, sıradan bir restoranda tatmin edici kebaplar yiyebileceğiniz simgeleşmiş şehir.
yemekler için not: mümkünse küşleme etinin tadına bakınız ve bütün gün mide sancısı çekmek istemiyorsanız beyranı sabah saatlerinde yemeyiniz.
ayrıca içinde yapımı 1300'lü yıllara kadar dayanan yapılar bulunan antep kalesi de görülmeye değerdir.

türkiye'nin en çirkin kenti. memleketin ne yolları yol, ne bulvarları bulvar, ne bir düzen var, ne bir temizlik var ne de insanı insan. ciddi anlamda bu kadar pis, düzensiz ve iç karartıcı bir memleket görmedim. antep'te yaşayıp da bir insan nasıl malum zihniyete hala oy veriyor anlayabilmiş değilim. hiç mi adana'ya, mersin'e, hatay'a gidip görmedin be birader? beğenmediğim adana ve hatay antep yanında sanki bir manhattan sanki bir paris. bu antep denen çukur memlekette öyle bir özensizlik hakim ki neredeyse hiç bir dörtyol ağzı birbirini dik kesmiyor anlatabildim mi? belediye zahmet edip hiç bir bulvara yaya geçidi, trafik lambası gibi şeylerden koymamış böyle mallara böyle belediyecilik diyip sallamışlar. gerçi öküz gibi bakıyorlar diyen belediye başkanlaır var şaşırmadım memleketi görünce. şehrin en lüks yerlerinde bile anlam veremediğim boş arsalar boş araziler var adım başı karşınıza böyle manzaralar çıkıyor. bakın neden ev,avm yok demiyorum yahu şehrin göbeğinde boş bir alan varsa orası çamur içinde kalıp etrafı batırmak zorunda mı? yazdıkça içim şişiyor antep'te herhangi bir noktada durup etrafınıza bakın zaten içiniz kararacaktır. ülkenin sözde büyük kentlerinden birinin hali görenin içini acıtıyor. yazık.

edit : burayı şehir olarak beğenen girdiler görüyorum. sanırım antep'in yerlisi olup hiç antep'ten çıkmayan arkadaşlar bunlar zira iskenderun'un içinden arabayla geçip giden birisi bile antep'ten koşarak kaçar. hatay'ın berbat ilçeleri vardır altınözü mesela, gaziantep yanında ufak bir eskişehir kalıyor daha ne diyeyim.

çok güzel bedduaları olan şehir. gadasını aldıklarım.

rafık diyen şehir.

yemek kültürleriyle meşhur şehrimizdir. hiçbir şey yapmadan sadece o muhteşem mutfağıyla bile sizi fazlasıyla tatmin eder. acılı kebapları diğer şehirlerde yediklerinizden çok daha güzeldir. beyran diye meşhur bir yemekleri var, benim gittiğimde beyranı ile ünlü olan yer kapalı olduğu için sokak arasında bir yerde denemek için yemiştim. bol acılı olduğunu hatırlıyorum ancak öylesine bir yerden yediğimden olsa gerek aman aman beğenmemiştim. normalde baklava sevmeyen ben orada yediğim baklavaya bayılmıştım. katmeri ise anlatılmaz arkadaşlar. şeker komasına girme ihtimaliniz yüksek. benim tatlılarla pek aram yok buna rağmen beğenmiştim. 2 yıl önce şahinbey ilçesine gitmiştim ve çok beğenmiştim. gezilecek tarihi yerleri de mevcut muhteşem bir şehir. kesinlikle ileride tekrar gitmek, gezmek ve en çok da tatmak istediğim yerler arasında.

canım memleketimdir. boşuna aşçılığa genetik yatkınlığım varmış demiyorum. oradaki sıcaklık, insanlık benim için eşsizdir.
bazen düşünüyorum da babam keşke istanbul'a hiç gelmeseydi, keşke orada kalsaydı.
bu şehirde yapayalnız kalmazdık belki de. memleketimi çok seviyorum, her gittiğimde kalabildiğim kadar kalmaya çalışıyorum.

kilo alma riskinin yüksek olduğu illerimizden biri.

1915'de en çok "gavur talanının" yapıldığı kenttir.
yakın zamanda 1.5 gün geçirdim. anteplilere zaten tüm hayatım boyunca aşinaydım. hayatımda bu kadar, neysee şimdi. iyisi de vardır belki. ben görmedim, tanımadım. antep'de bu tezimi daha da kuvvetlendirme şansı buldum.

çöp yığını şehir. belediye'nin vatandaşını en yüksek kazıklarla öptüğü şehir. bu durumun akp li belediye olması sebebinden kaynaklandığını sanmıyorum. denizli de de 1 sene geçirmiştim. denizli, ülkemizin en düzenli ve güzel kentlerinden biridir.
ama varoşluk, gevşeklik, adamsendecilik anteb'in her yerine işlemiş bir hakikat.

hindistan'a gideceğinize anteb'e gidin. tüm sakillik, düzensizlik, pis koku ve gevşeklikte kendinizi delhi'de hissedersiniz. bir tek yolun ortasında yatmış öküzler yok. o kadar da öküz bir şehirden taşmasın zaten.

2013 senesinde 6 ay yaşadığım şehir.

yemekleri güzeldir. insanı genel olarak kötü değildir. giderken tipimden dolayı çok yargılanacağımı zannediyordum, (kıçımı geçen uzun saçlar, küpe, piercing vardı) ama kimse yargılamadı, laf atmadı, negatif yaklaşmadı. sadece sıklıkla merakla bakanlar oldu.

tabii ki bir metropol değil, akşam saat 9-10'dan sonra oturacak yer bulmak imkansıza yakın.

şehirleşme açısından pek rezalet değildi. trafik yok. çarpık kentleşmeye fazla rastlamadım. ancak varoşlarını da gezmedim, o yüzden bu konuda iddialı konuşmuyorum.

belediyeleri ben ordayken fena değildi. kaldığım süre boyunca ne bir sivrisinek, ne de başıboş bir sokak hayvanı ile karşılaştım. köpek hiç yoktu, kedi ise çok nadir görülüyordu.

ancak hijyen konusunda biyolojik silah gibiler. yaz kış çamur içinde sandaletle gezen adamı ben ilk defa burda gördüm. asansöre binince kokudan midenizin kalktığı anlar oluyordu.

ayrıca yeşile alışmış, 25 sene istanbul'da büyümüş, o kadar betonun içinde bile sıkıldığında yeşil bulabilen biri olarak ağaçsızlığı çok yadırgadım.

istanbul'da istediğiniz zaman moda ya da caddebostan sahile inebiliyorsunuz.

antep'de bir tane ağaçlı sokak görürseniz bayram ediyorsunuz.

her yer kum sarısı gibi sanki.

ha bir de şehir hakkında söyleyeceğim son şey, hayatımda ilk defa bina yapı iskelelerinin tahtadan olduğunu gördüm burada, ve şaşırdım.

şimdi duyduğuma göre nüfusun çoğu suriyeli olmuş. demografi çok bozulmuş.

türkiye'nin altıncı en büyük şehri. 2019 itibarıyla 2milyonu aşkın nüfusa sahipti.

antep diyince yörim, aklıma hep barak müziği geliyor. #501807

bakava,beyran,kebap <333