gereksiz romantize edilen kavramlar

sobalı ev. yahu delirmiş olmalılar, sabah uyandığında burnunu bile yorgandan çıkaramadığın soğuğa sırf 15 dakika kestane pişirip yemek için katlanılır mı?

yağmur , kahve , kitap üçlüsü.

aşk...* aşk hayattır. gereğinden fazla gerçektir. romantizm ve gerçekçilik birbirine zıt kavramlar değildir. biri duygudur diğeri aşktır. aşk ise duygudur filan...

(bkz: eyfel kulesi)
fransızlara atanmış birçok şey gibi aşırı ama aşırı gereksiz bir yapı.
bin yıllık "yoav demir yığını yoav" muhabbetini yapan o köylü benim. ama doğruya doğru. google'a eyfel kulesi niye yapılmış yazıyorum "o zamanki bilmem ne fuarı güzel gözüksün diye" yazıyo. aynı fransız balkon, fransız manikürü gibi. gereksiz, zaman ve para kaybı. fransız balkona çıkıp çay içemezsin, fransız manikürü ise yalnızca ilk 1 saat güzeldir sonra mutlaka bozulur. bi french kiss var iş yapan, o da numunelik.

bi de yapan 2 yılda yapmış yine internette wooaoaav ne kadar hızlı bu bir rekor yazmışlar. ya zamanına göre rekordur evet de çok bi eğlencesi yok ki zaten öyle zaman alsın uğraştırsın.

romantik tarafı nasıl oluştu bilmiyorum. paris biraz romantik bi şehir (bok kokuyo) ondan zağar. giriş ücretlerine baktım, avrupa'daki diğer yerlere göre fena değil ama türk bir çiftseniz bence oraya çıkmak için vereceğiniz 600 lirayla gidin hayır işi yapın. hem boş yere kerizlenmemiş olursunuz hem de canlılara insanlığa bi katkınız olur.

ne kadar kavram varsa yazmışsınız elinize sağlık
tüm romantik duygularım yerle yeksan oldu

barış, huzur, kardeşlik.

dünyayı gezmek. çok sıkıcı. hele de küreselleşmenin alıp başını gittiği dünyada bir köşesine gidip kfc yiyip kola içmek hiç ilginç değil.

evlilik teklifini fantastik yapmak bunların başında gelir. uçaktan atlarken teklif eden veya su altında dalış yaparken teklif eden bunu romantik sayıyor ama tut ki paraşüt açılmadı veya regülatör bozuldu.

cem yılmaz diyor ya : "ne oldu mangal yarım mı kaldı ne oldu? "

çocukluk özlemi.

geneli doğa olaylarıdır.

yağmur da ıslanmak
karda yürümek.
çığ düşünce dağ evinde mahsur kalmak
gece deniz izlemek. yakamozlu dolunaylı.

(bkz: yağmur)
elinizde kahve ile cam kenarında sevgili güzellemesi yaparken bir de bodrum katındaki evini su basan insana sorun bakalım, o da aynı romantizmi yaşıyor mu?

kitap , kahve kırk yıl hatırı varmış bak sen , yağmur , aşk , köy , soba , fukara güzellemesi , içki - rakı neymiş rakı içen kadın aşk kokarmış uydurma mal içmiş işte leş gibi kokar ne aşkı meşki yok içmenin adabı varmış da , mevsim geçişleri yok sonbaharda aşk başkaymış eylülde aşklaymış cart curt , çay abi etmeyin ya çay işte içiyoruz.
bi şeyi şov haline getirmeyin , her şey sadeliğiyle güzel.

bebek kokusu.

kesinlikle yağmur altında ıslanmak, yok çok romantikmiş vs. kesinlikle fakirlik, fukaralık kardeşim araban olsa yok dur kenara çekelim yağmur altında romantik romantik ıslanalım mı diceksin hayır efendim hayır.

yalnızlık.

çay
rakı
kadının rakı içmesi
gün batımı, doğumu

t/ romantize edilmesine gerek olmayan kavramlar üzerine yazarların fikir beyan ettiği başlıktır.
bana göre bu başlığa en uygun durum, kız arkadaşlar arasındaki sosyal medyada paylaşılmazsa kabul olmayan yakın arkadaşlıktır.
evet o senin bebüşün, canın, her şeyin, ballı lokman...
evet birbirinizi asla yarı yolda bırakmazsınız, enişteler korksun sizden, siz kardeşten öte kardeşsiniz...
evet birbirinize çiçekler alır, hediyeler verir, başkasına ihtiyaç duymadığınız harika bir hayat yaşarsınız da bize ne be kızım?
neden birbirinize çok değer verdiğinizi maddi şekilde gösterme ve paylaşma ihtiyacı hissediyorsunuz? kabul mü olmuyor gerçekten?

bir simidi alıp yarı yarıya bölüşmek. bu bence remantik değil, hem karın da doymuyor.

(bkz: saksafon)

halkların kardeşliği kavramından daha romantize edilen bir şey görmedim.