gereksiz romantize edilen kavramlar

annesi hayatta olan kişilerin "anne yemeği" polemiği bir örnektir. benim annem de güzel yemek yapar ama ablam daha güzel yapar. ben ikisinden de güzel yaparım.d. kısacası, beğenmediysen git annen yapsın annem; edebiyat kasma, işimiz yoğun, hava çok sıcak, mutfak da 55 derece ve elimde bıçak var! *

soğanın karamelize edilmesi fazla romantize edildi.

bence soğanı öldürün daha realist.

üstüne tanımam

yolculuk, kahve, çay, yalnızlık, karadeniz, doğa,

serbest meslek.

mesai saatlerin yoktur, canın isterse çalışırsın, modern köle değilsindir, patron yalamazsın gibi avam aforizmalarıyla gereksiz ötesi yüceltilir.

sorsan beyaz yaka köşe ama çeki karşılıksız çıkıp patlarsa bedava çalışan o olur. ya da ne bileyim senin üç aylık maaşını ben bir işten kazanırım der ama borçlarını ödeyemeyecek hale gelince dibi görür.

meslek önemli, meslek seçimi ve eş seçimi hayat kurtarır.

vatan, millet. evet.

kedi, hayvanlar, sürekli bi yeme ısırma peşinde olanlar, bir jerry var tabi

ezan. yok müzik çalıyorsa kesilir, yok efendim ezanlar susturulamaz vs yersiz bir mevkiye çıkarılmış. zaten deprem ülkesinde minare bile tehlike arzediyor toptan kaldırılmalı, ezana ise hiç gerek yok. çok isteniyorsa belirli lokasyonlarda motif olarak bırakılıp daha sessiz bir şekilde icra edilebilir ama teknoloji çağında herkesin saati alarmı varken bas bas bağırmak, hele sırf bunun için her depremde yıkılarak ölümcül sonuçları olabilecek minareleri inşa etmeye devam etmek artık aymazlık. bu inatın sebebi nedir? namazın kendisine bu kadar hürmet gösterilmezken bir de.