yazar: mine söğüt
yayım yılı: 2019
eşsiz diliyle bizi yine kendi karanlık dünyasında bir gezintiye çıkaran mine söğüt'ten bahadır baruter'in illustrasyonları ile gerçek dünyada gerçeküstü hikayeler anlatan bir kitaptır.
yayım yılı: 2019
eşsiz diliyle bizi yine kendi karanlık dünyasında bir gezintiye çıkaran mine söğüt'ten bahadır baruter'in illustrasyonları ile gerçek dünyada gerçeküstü hikayeler anlatan bir kitaptır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 10.03.2024 03:02 tarihinde açılmıştır.
1.
evde yaşayan 1968 doğumlu türk yazar ve köşe yazarı mine söğüt imzalı 120 sayfalık öykü kitabıdır.
okurken tuhaf bir gerilim veya ürperti verebilir.
mine söğüt'ün gotik edebiyatını yine konuşturduğu eser olduğu söylenebilir.
kaybetmekle kaybolmak bir midir? ben kaybettim.
o kayboldu.
okurken tuhaf bir gerilim veya ürperti verebilir.
mine söğüt'ün gotik edebiyatını yine konuşturduğu eser olduğu söylenebilir.
kaybetmekle kaybolmak bir midir? ben kaybettim.
o kayboldu.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/03/10/ffzi1vxzic8f0jwb-t.jpg)
devamını gör...
2.
bir mine söğüt kitabıdır.
zihnimde onlarca liste var. sürekli yeni listeler yapıp duruyorum zihnimde. hem de her konu ile ilgili bir liste mevcut beynimin kıvrımlarında. bu listelerden biri de en sevdiğim öykü kitapları listesi. ve bu kitap da o listeye okuduğum an dahil oldu.
öykü okumak benim için bir tutku, başka hiçbir edebi türde alamadığım zevki öykü okurken alabiliyorum. ama mine söğüt okumak bambaşka hissiyat uyandırıyor içimde. öncelikle zaman zaman korku ile karıştırdığım bir heyecan duyuyorum, gün ışığında karamsarlığa evrilen bir merhamet duygusu da hasıl oluyor içimde. ama her zaman bir sonraki sayfada neler okuyacağım ve bu okuduklarım bana neler hissettirecek diye düşünmenin heyecanı oluyor.
bu kitap büyük bir küfür kitabı, içinde öyle ağza alınmayacak küfürler yok ama zaten mine söğüt evreni tanrı'yı kıyamete zorlayacak bir küfürden ibaret gibi bazen. içindeki öyküler çok derin, ufacık bir öykünün içinden çıkmak için bazen kocaman çabalar sarf etmek gerekiyor. ama bütün övgüler mine söğüt'e gitmesin. bahadır baruter çizimleri filmi bambaşka bir seviyeye taşımış.
gergedan neden bilmiyorum ama şunu biliyorum ki insan gerçekten bir gergedan görünce mucizelere inanıyor.
zihnimde onlarca liste var. sürekli yeni listeler yapıp duruyorum zihnimde. hem de her konu ile ilgili bir liste mevcut beynimin kıvrımlarında. bu listelerden biri de en sevdiğim öykü kitapları listesi. ve bu kitap da o listeye okuduğum an dahil oldu.
öykü okumak benim için bir tutku, başka hiçbir edebi türde alamadığım zevki öykü okurken alabiliyorum. ama mine söğüt okumak bambaşka hissiyat uyandırıyor içimde. öncelikle zaman zaman korku ile karıştırdığım bir heyecan duyuyorum, gün ışığında karamsarlığa evrilen bir merhamet duygusu da hasıl oluyor içimde. ama her zaman bir sonraki sayfada neler okuyacağım ve bu okuduklarım bana neler hissettirecek diye düşünmenin heyecanı oluyor.
bu kitap büyük bir küfür kitabı, içinde öyle ağza alınmayacak küfürler yok ama zaten mine söğüt evreni tanrı'yı kıyamete zorlayacak bir küfürden ibaret gibi bazen. içindeki öyküler çok derin, ufacık bir öykünün içinden çıkmak için bazen kocaman çabalar sarf etmek gerekiyor. ama bütün övgüler mine söğüt'e gitmesin. bahadır baruter çizimleri filmi bambaşka bir seviyeye taşımış.
gergedan neden bilmiyorum ama şunu biliyorum ki insan gerçekten bir gergedan görünce mucizelere inanıyor.
devamını gör...
3.
bir mine söğüt kitabıdır;
öykü türünde yer alan eser 2019 yılında yayınlanır ve kitaptaki görseller kendisinin eşi bahadır baruter'e ait.
öncelikle mine söğüt'ün bu kitaptan bağımsız olarak kurduğu dünya hakkında konuşmak gerekirse kendisinin otorite ve kurallarla bir derdinin olduğu gerçeğidir.
babanın devlet ve otorite kabul edilmesi, kadının evlenmek ve çocuk doğurmak zorunda bırakılmasına karşı oluşu, kadının bunun için var edilmediğinin bilincinde olması, despot insanların aslında barbardan farksız oluşu, kadınların üzerindeki her türlü baskı, erkeğe tanınan hak ve özgürlüklerin kadınlara uğramaması galiba onun edebiyatının vazgeçilmez temalarıdır diyebiliriz.
gergedan büyük küfür kitabı (kitap) hakkında konuşmam gerekirse;
birbirine benzer öykülerden oluşuyor.
öykülerde fantastik bir yan da var gibi, ölen birinin öyküde var olması buna örnek verilebilir.
toplumun kenarında yaşayan sıkışmış kalmış insanların anlatılmayan öyküleri bunlar.
vahşet olgusunu derinden hissettiren öyküler, tabii yazar bunu gergedanla bağdaştırarak anlatıyor bazı öykülerde.
herkesin bir gergedan gibi öfkeli olması, herkesin ruhunda hayvâni bir yan olması, belki de kitaba adını veren şeylerdendi.
kitabı okurken fark ettim ki mine söğüt aslında bize türkiye'nin içinde olduğu durumları anlatıyor.
öyküler bu ülkede yaşayan herkesin ruhunu yansıtır ve türkiye'yi özetler nitelikte.
kimi öyküde evin köpeği pişirilip yeniyor, ki yazar burada barbarlığı anlatıyor.
kimisinde ölen bir genç kızı, sevişmenin tabu olarak görülmesi ve sonunda ölümle bitmesi, kitabın bir yerinde "sevişmek muhteşem bir cinayet sebebidir." diyor.
kitap hakkında genel olarak konuşmam gerekirse şiddet, yalnızlık, kurallar ve yasaklar, insan ruhu ve ölüm, barbarlık, otorite kavramı, aile kavramı, ailelerin dramı, trajikomik yanları, özgürlüğe ket vuran şeyler, genç yaşta öldürülmek gibi şeyler sanki etkindi.
en çok ilk öyküyü hissettim, vahşeti sonuna kadar hissettiriyor yazar.
mutlaka okunulası bir öykü kitabı oldu diyebilirim.
kaybetmekle kaybolmak bir midir?
ben kaybettim... o kayboldu.
öykü türünde yer alan eser 2019 yılında yayınlanır ve kitaptaki görseller kendisinin eşi bahadır baruter'e ait.
öncelikle mine söğüt'ün bu kitaptan bağımsız olarak kurduğu dünya hakkında konuşmak gerekirse kendisinin otorite ve kurallarla bir derdinin olduğu gerçeğidir.
babanın devlet ve otorite kabul edilmesi, kadının evlenmek ve çocuk doğurmak zorunda bırakılmasına karşı oluşu, kadının bunun için var edilmediğinin bilincinde olması, despot insanların aslında barbardan farksız oluşu, kadınların üzerindeki her türlü baskı, erkeğe tanınan hak ve özgürlüklerin kadınlara uğramaması galiba onun edebiyatının vazgeçilmez temalarıdır diyebiliriz.
gergedan büyük küfür kitabı (kitap) hakkında konuşmam gerekirse;
birbirine benzer öykülerden oluşuyor.
öykülerde fantastik bir yan da var gibi, ölen birinin öyküde var olması buna örnek verilebilir.
toplumun kenarında yaşayan sıkışmış kalmış insanların anlatılmayan öyküleri bunlar.
vahşet olgusunu derinden hissettiren öyküler, tabii yazar bunu gergedanla bağdaştırarak anlatıyor bazı öykülerde.
herkesin bir gergedan gibi öfkeli olması, herkesin ruhunda hayvâni bir yan olması, belki de kitaba adını veren şeylerdendi.
kitabı okurken fark ettim ki mine söğüt aslında bize türkiye'nin içinde olduğu durumları anlatıyor.
öyküler bu ülkede yaşayan herkesin ruhunu yansıtır ve türkiye'yi özetler nitelikte.
kimi öyküde evin köpeği pişirilip yeniyor, ki yazar burada barbarlığı anlatıyor.
kimisinde ölen bir genç kızı, sevişmenin tabu olarak görülmesi ve sonunda ölümle bitmesi, kitabın bir yerinde "sevişmek muhteşem bir cinayet sebebidir." diyor.
kitap hakkında genel olarak konuşmam gerekirse şiddet, yalnızlık, kurallar ve yasaklar, insan ruhu ve ölüm, barbarlık, otorite kavramı, aile kavramı, ailelerin dramı, trajikomik yanları, özgürlüğe ket vuran şeyler, genç yaşta öldürülmek gibi şeyler sanki etkindi.
en çok ilk öyküyü hissettim, vahşeti sonuna kadar hissettiriyor yazar.
mutlaka okunulası bir öykü kitabı oldu diyebilirim.
kaybetmekle kaybolmak bir midir?
ben kaybettim... o kayboldu.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/09/06/oiqu3lkykgzbiqld-t.jpg)
devamını gör...
"gergedan büyük küfür kitabı" ile benzer başlıklar
gergedan
6