gheorghe hagi

bizi futbola ve başarıya doyuran adam. gözümde bir şey kalmadı fitbola dair. yeni nesle üzülüyorum, bu adamı ve o başarıları görmedikleri için.

bugün kendisinin doğum günü olan, galatasaray'ın efsane futbolcusu...

iyi ki doğdun hagi...

iyi ki doğdun usta!

buon compleanno maestro.

bu tip fitbolculara hasret kaldık. fizik gücüne dayalı oyun tad vermiyor.

hangisi daha böyük diye bu maç çok dikkat çekmişti, vakti zamanında.

öncelikle galatasaraylıyım.

sonralıkla; hagi, izlediğim en inanılmaz oyunculardan biriydi gerçekten. yani olmaz denen şeyleri olduruyordu. fantastik goller, çalımlar, paslar... cidden imkansız görünen pozisyonlarda, veya hatta pozisyon olmayan durumlarda pozisyon yaratıp akılalmaz şutlar çıkartırdı.

galatasaray'a 31 yaşındayken gelmişti galiba. ilk dönemki romanya ligi kariyeriyle birlikte en iyi kariyer dönemini o yaştan sonra bizim ligimizde (ve avrupa kupalarında) geçirmesi de şaşırtıcı. tamam, öncesinde dünyanın en dev kulüplerinde oynamış ama gs'deki kariyer dönemi bunlardan çok daha ilerideydi.

bugün doğum günü. iyi ki doğmuş, ne diyeyim. hagi'yi seyredebilmek gerçek bir ayrıcalıktı.

çavuşesku döneminde parlamış, romanya milli takımında oynayanlar asker sayılıyormuş o dönem, hagi'nin rütbesi yüzbaşıymış, aylık 100 dolar civarında bir paraya oynuyormuş. avrupa'ya gitmek yasak olduğu için bükreş'te kalmış. ne zaman ki çavuşesku eleğe çevrilmiş, avrupa'ya atmış kendini. yeteneğinin yanında aldığı askeri disiplin ve ahlak oyunculuğunu yüceltmiş. gs'nin avrupa'da oynadığı bir maçta (monako) soldan bir driplink yapıp hiç ummadığımız anda bir şut çıkarmıştı, ya herif koşarken patlattı şutu, hala o gole inanamam.

overrated. 1 alex degildir. evet.

(bkz: hadi len eşek)

o bir efsane..

doğum günün kutlu olsun büyük insan.

t: dünyaya gelmiş en iyi topçulardan biri.

doğum günün kutlu olsun büyük efsane!

seni izleyebilmek bir ayrıcalıktı. biz galatasaraylılar ise duble şanslıyız zaten.

film/dizi karakteri gibi bir topçuydu. gerçek hayatta olamaz dediğimiz şeyleri bize gösteriyordu. abarttım biraz ama yani cidden öyle bir heyecanla ve beklentiyle izlerdik kendisini. hani bir dizideki kahraman sonraki bölümde neler yapacak dersiniz ya. biz de öyle beklerdik sıradaki maçımızı.

fatih terim'in başarısında büyük pay sahibiydi. gerçi o zamanlar takımımız zaten çok iyiydi genel olarak. ama terim'in de hakkını vermek lazım. ısrarla aldırmış hagi'yi, "dünyanın şu anki en iyi üç topçusundan biri" demiş ve hagi'yi getirtmek için çok çabalamış. hagi'ye de o aralar romanya'ya yakın bir ülkede oynamak cazip gelmiş ve teklifi kabul etmiş. ne mutlu bize!

turkiyeye gelmis en kotu top 3 oyuncudan biri.

dünyanın en böyük kupasını ülkeye getirilmesinde önemli rolleri olmuş fitbolcu.

acısı bakıyorumda hala bazı şikecilerde sürüyor. bu ne acı çekmişler!

1984'ten beri galatasaray'ın bütün maçlarını takip etmeye çalışırım. bugüne kadar türkiye'ye gelmiş en büyük oyuncudur. bunu galatasaraylı olarak söylemiyorum bir futbolsever olarak söylüyorum...
futbolda büyük topçular kupa kazandırır derler örneğin maradona napoli'ye gittiğinde o güne kadar napoli şampiyon olmamıştı.
george hagı türkiye'ye geldi 4 sene üst üste şampiyon yaptı galatasaray'ı ve iki büyük avrupa kupası kazandırdı...

"sağ ayağına 500 sayfa roman yazılır, son satırına da solaktı diye eklenir."

balon

ilk defa izmir'de steau bükreş ile oyanan şampiyon kulüpler kupası yarı final maçında izlediği top tepici..
taç çizgisinde kendisini sıkıştıran iki gs'liyi fantaazi bir hareketle bakkala göndermişti...

türk futbol tarihinin akışını değiştirmiştir.

geldiğinde zannederim hiç kimse, bunun türk futbolu için yeni bir milat olacağının farkında değildi. evet, çok büyük isim, çok büyük transferdi ama kimse 5 yılda neleri değiştireceğini bilmiyordu.

(hayrettin demirbaş’ı hagi’nin aldığı helal de, bizim aldığımız 600 mü haram diye bir ara isyan da ettirmiştir. hayrettin çok renkli kişilikti, allah ömür versin.)

basında tabi, emekliliğe geldi, 30 küsur yaşında, anca yatar, bastonla gezer muhabbetleri gırla. ilk 2 haftada trabzon ve van maçlarında attığımız toplam 3 golün sahibi, kafadan 6 puanı tabelaya yazdıran adam.

işte o zaman sesler tamamen kesildi ve hagi resitali başladı.

hagi’ye dair türk futbolundaki tek tecrübe, galatasaray’ı cl yarı finalinde (o zamanki adı şampiyon kulüpler kupası) eleyen steaua bükreş. o kupanın yarı finalinde efsane ac milan real madrid’e toplam 6 gol atıyor, finalde bükreş’i dört golle geçiyor. (türk futbol tarihinin en büyük kulüp başarısı o yarı final olarak kalıyor)

ac milan; van basten, ruud gullit, frank rijkaard, franco baresi’yle belki de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kadrolarından birine sahip (2005 efsane milan kadrosu falan hikaye kalır yanında) ve bu takım o kadroya rağmen o dönemler hagi’yi steau bükreş’ten defalarca transfer etmeye çalışıyor. sadece onlar da değil, madrid’i, barça’sı bir dünya teklif var ama çavuşesku’nun romanya'sından o izin çıkmıyor.

ilerleyen zamanda hagi madrid’e gidiyor, 2 yıl oynadıktan sonra mutlu olmadığı gerekçesiyle sözleşme yenileme teklifini reddedip hemşehrisi lucescu’nun çalıştırdığı brescia’ya transfer oluyor. 94 dünya kupasında romanya kendisinden beklenmeyecek şekilde (maradona’lı arjantin’i eleyerek) çeyrek final görünce johan cruyff “şu anda dünyanın en iyi futbolcusu hagi’dir” türünden açıklamalar yapıyor. maradona ve birçok futbol simasından övgüler. ve cruyff yönetimindeki barça hagi’yi transfer ediyor.

barcelona’yla 10 yıl sonra futbol dünyasına damga vuracak cruyff’un total futbol anlayışı henüz emekleme döneminde ve cruyff’un ne yapmaya çalıştığını bilen yok. hagi’nin, tam da bu anlayış gereği kendisinden markaj bekleyen johan cruyff’la arasının açılması çok sürmüyor ve barça’yla ipler kopuyor. iyi ki kopuyor da, galatasaray o günün şartlarında böyle bir futbolcuyu transfer etme şansı yakalıyor.

gittikçe özlemi artan fitbolcu.

karpatların marodonası lakaplı ve futbolculuk kariyerinin son demini galatasaray takımında 10 numaralı üniforma giyerek tamamlamış ve kariyerine menajer olarak devam etmiştir. gelmiş geçmiş en iyi futbolcu ve oyun kuruculardan biri kabul edilir.
respect!

ama bir alex değildir.*