güzellik algısı

tek tipe doğru kaymaktadır.oysa çeşitliliği daha kıymetlidir.

aşırıya kaçan dokunuşlarla tanınmaz hale gelecekleri kesindir. zira kişinin güzellik ve bütünlük algısı bir defa bozulursa daha da düzelmemektedir.

seçim yüzünden diye açıklamaya çalışmışsınız da evrimsel süreçte erkek için kadının vücut simetrisi önemli değildir spermi atar geçer isterse gulyabaniye denk gelsin. günümüzde tek eşli olmaya çalıştığımız ve çocuklara ortak baktığımız için karşıdakinin fiziksel olarak sağlıklı ve iyi görünmesini isteyebiliriz yani seçim çift taraflı olabilir, normalde dişilerin rekabeti doğada çok nadirdir. çocuk yapılmayacaksa bile sadece gözümüze estetik geldiği için iyi görünümlü eşler arzularız*. insan yaşamının ve günümüz kültürünün doğurduğu bir durumdur bu.

madem öyle neden kız çocukları makyaja meraklı diye soracak olursanız annesinden, ablasından, çevresinden görüyor. çocuk güzel olmak amacıyla değil renkli olmak, oyun oynamak amacıyla sürmek istiyor boyaları yüzüne. büyüdükçe çevre etkisiyle bu girdaba kapılıp gidiyor. gameti 3 saniyeye değil 9 aya bedel olan kişi kesinlikle güzel olma içgüdüsüyle doğmaz, kendini kabul ettirebilmesi için güzel olması gerekir çünkü insan yaşamında kadın hem değerli hem değersizdir. absürt olacak ama konumu ineğe benzer, dişi inek değerlidir süt, yavru verir. bunları karşılayamazsa sahibi onu beslemek istemez. değerlidir ama muhtaçtır. muhtaçlığı azaldıkça güçlenir, doğaya fayda sağlayan budur.

madem algı ve bu kişiye göre değişiyor,

buyrun algınızla oynayalım biraz.*


velev ki sırf muhalif olmak için güzel değil diyecekler de olacak, dürüst olanların çoğunun aynı fikirde olacağına emin olduğum durum.

insanların temel bir güzellik algısı olduğuna inanmıyorum. kimi seviyorlarsa güzellik algıları onun görünüşü, onun ruhudur bence.

toplumun dayattığı güzel olduğu iddia edilen ve tüm topluma/insanlığa dayatılan görünüş biçimleri. pek çok kişinin özgüvenini çeşitli sebeplerle kıran aptalca bir baskı. kimisi kilosunu, kimisi burnunu, kimisi boyunu, kimisi yanaklarını, kimisi göbeğini dert edip kendine küsüyor. bu farkındalığı edindigimden beri kendine haksızlık eden her arkadaşıma bu şekilde düşünmesinin sebebinin gereksiz güzellik algısı baskısından kaynaklandığını hatırlatıyorum. pek tabii zaman zaman kendime de kusurlar bulduğum oluyor ama mümkün olduğunca yine bu 'algı' mevzusunu hatırlayıp tekrar barışıyorum kendimle. umarım zamanla bu düşünce yapısı değişir de gelecek nesillerimiz kendilerini başkalarının güzellik kavramlarına uymak zorunda hissetmezler.

tedavisi olmayan bir hastalıktır. arkadaşlar, standartlara yetişemezsiniz. tam yetiştim derken yeni bir şey çıkar ortaya. durduğunuz yeri benimseyin ve aynadaki insana yabancılaşmayın lütfen.

toplumda insanların belirli bir standarta sokulma algısıdır. kadınlar için zayıf olsun, kum saati şeklinde vücudu olsun, burnu küçük, kocaman gözlü, kalçası gösterişli, bacakları ince olsun yüzü pürüzsüz vs. diye dayatılan algıdır. sosyal medya mesela bu algıyı en iyi şekilde manipüle eden yerdir. karşınıza çıkan insanlar o kadar kusursuzdur ki sizde maalesef bu dayatmaya uymak için belkide çevreniz tarafından o kalıplara uymadığınız için dışlanabilir ve psikolojik rahatsızlık duyabilirsiniz. mesela benim arkadaşım sırf bu kalıplara uymak için neredeyse ölüm diyeti yapıyordu. ki insanların bu yönde tutumlarıda kişi rencide etmekten öteye gitmiyor tabi. ne var yani neden herkes aynı olmak zorunda neden belirli bir kalıba girmek zorundayız( kadın veya erkek fark etmez.) kusursuz olunca ne olacak bu sefer o kalıplara uyduk diyelim herkesleşmiş olmayacak mıyız? farklılıklar güzeldir aksini iddia etmekten artık vazgeçin.

değişken olan, farklılık gösteren ya da kişiye özel. insan birkaç kelimeyle nereye gidebilir bu soluksuz güzellik algısından ziyade?

nerdeyse her yıl değişiyor. örneğin bundan 5-6 sene önce kemikli yüzler hoş karşılanmazken şimdi oldukça keskin hatlar güzel bulunuyor bu yüzden herkes jawline falan yaptırıyor. ya da 10 sene önce incecik kaşlar modayken şimdi kalın kaşlar moda. bu örnekleri daha da arttırabiliriz. yani net bir güzellik algısı yok aslında. çağın güzellik algısına ayak uydurmaya kalksak ohoo 5 senede bir baştan aşağı değişmemiz gerekir.

görecelidir arkadaşlar.

benim güzellik algım onun gülümsemesini görmektir.

üzümlü kekim margot robbie isimli bu hatuna çirkin diyebilen babayiğit varsa güzellik algısı görecelidir. tanım bu kadar hakim bey.

kişiden kişiye değişene değil de herkese göre güzel olana bakmak lazımdır. doğru yere bakarsanız mutlu olursunuz, memnun olursunuz, hoşlanırsınız, seversiniz, aşık olursunuz hatta. yeter ki doğru yere bakınız.*

teknik olarak yaşanmışlıkların ve cinsel açıdan(evet etkisi büyük) anlaşılan şeylerin kişiden kişiye değişmesi sonucu göreceli olan durumdur.

özgüvenimin yerle bir olmasını sağlayan bir olay.

herkesin artık birbirine benzemesi güzellik algısını etkilese de bana gore bu algı kisiden kisiye degisir.

hayatındaki birikimlerine anımsatıcı olan şeylerin uyandırdığı his veya görüş

görecelidir.kisiden kişiye değişir.

hiçbir zaman neden önemli olduğunu anlayamadığım, bu algıya uymak için çabalarken boğulduğumu hissettiğim şey.
bedenimizdeki kusurları saklamak, "bize yakışanı" giymek neden bu kadar önemli? ben sadece buyum, kusurlarımı saklamak değil sevdiğim renkteki bir bluzu giymek istiyorum belki de. nispeten daha gençken çok zorlandığım ve kendimi çok üzdüğüm bir konuydu, yaşlandıkça daha rahat bir insan olduğumu fark ettim. umarım herkes sadece kendisini sever ve bu algıları boşverir, hayat zaten yorucu kendinizi daha da çok yormayın.

sevgilidir.