hafızadan çıkmayan reklam jingleları

dalinle bıcı yaparım gibi bir şeydi galiba *

en tatlı sabahlar çokokremle başlar, çokokrem... mfö söylüyordu sanırım.

"babam alıyor her gün beş postaa!"

posta gazetesi reklamı. bu reklamı asla ve kat'a bulamıyorum. hugo'da küfreden çocuğa döndü. ama ben net olarak hatırlıyorum. kupon karşılığı tencere, tava dağıtılan yıllarda bi çocuk bir jingle eşliğinde kameraya eliyle 5 işareti yapıp ayı gibi bağırıyordu böyle. uzun sürmedi zaten kaldırdılar. ilk anda uyanamamışlar zaar. çok çok çook iyiydi.

“büyüdüm büyüdüm pınarla büyüdüm” allahım o kadar kötüki kafamda dönüyor sürekli. bunun için nasıl para vermişler insan hayret ediyor.

çıtır çıtırdır çerezim papağan

hala sözlerini ezbere hatırlarım. balerina cif...

ayrı başlık açmak istemedim. jingle, arkada çalan çarpıcı bir müzikle akılda kalıcı sloganlar içeren reklam müziklerine denir.
tanım bu kadardı. lakin ben jingelarla ilgili bir rahatsızlığımı dile getirmek istiyorum izninizle. bu büyük e ticaret sitelerinin trendyol, getir vs* sloganını söyleyen kişi bunu öyle bir heyecanla ve öyle kaçırlmaması gereken acil bir durummuş gibi dile getiriyor ki kafamda gözlerini belertmiş*, elleri kolları durmayan bağırarak büyük indirim diyen bir sıfatsız canlanıyor istemsizce. hayır kaçırıyorum indirimleri hala bildirimleri açmadım, uygulama yüklemeliyim. çünkü sadece 17-28 aralık, ocak, şubat, martta indirim varmış. kasımı kaçırdım hayır sonrakini kaçırmamalıyım.*
evet bir miktar coşku gereklidir, satış yapacaksınız ilgi çekici olsun anlıyorum ama bu kadarı da fazla be olm. reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ama ben takıntılı bir müşteriyimdir belki de, bağıran insanlı jingle'ınıza sinir olup zinhar alışveriş yapmam markanızdan belki de ve benim gibi başkaları da olabilir bir de öyle düşünün*. normal insanlar dinleyecek gibi yapabilirsiniz bir de onu deneyin onu denememiş gibisiniz.

bir de ayrı bir tür daha var. bunlar da arkada gitarlı keyifli bir müzikle hayatım bu ürünle şahane oldu, mutlu hayat mutluu hayat gibi zırvalar söylüyorlar. kardeşim sattığın şey pencere, kapı neyin mutlu hayatı lan bu? eve sizin markadan pencere takarsam iç huzurumda fark edilir artış olacak mı? kendimi gerçekleştirmek hatta aşmak, maslow'un piramidinde tepeye erişmek? vaadini duymak isterim sayın pencereci bunlar değilse bu kadar büyütmeseniz mi pencerenizi? arada fena olmayan jingelar da var ama bu saydıklarım daha çok göze batıyor. dinleme o zaman diyebilirsiniz zaten kendim açmıyorum tabii ki* iş servisinde radyoda çalıyor. kulaklığım yoksa reklama doyuyorum.

migros sana geliyor ama migros'u hiç sevmiyorum artık. kötü migros. adi migros.

tut şunun ucunu döşeyelim abi

(bkz: lassa)
sağlam basıcan bu hayatta

" herkes evini sever ama siz abartın, fakir alın evinizi şımartın."
'' tahsildaroğlu benim peynirim, güvenle alır lezzetle yerim.''
" yalıtımda taş yünü, taş yününde ravaber."

fış calvele fış calvele (fışlar böle fışlar böle) diye anladım uzun bir süre. dilime de dolanmıştı. ne diyon sen ya deyip deyip güldüler...

alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor

"faks güzellik, temizlik; ekonomik. eriyip gitmez, faks, çabucak bitmez."

"lösansi lösansiiiiiiii, dayanır."

"maaaaaaaark, hoşgeldin maaaaaaaaaaark."

"gelsin gelsin, oba makarna; bol bol yensin, oba makarna. oba oba, nefis makarna, oba, lezzet her sofrada."

"adım balerina ciiif, temizlik bezinizim."

koçtaş'a gidiyorum evimi çok seviyorum.

oooooooooooooooooooooooooooooo beko

tut şunun ucunu döşeyelim aaabi.

ton ton ton dardanel ton.

buradan

tut şunun ucunu döşeyelim ağğbii!