hayvan sevmek

daha az önce geç kalmak pahasına gördüğüm bir kediyi sevdim. çok tatlıydı... henüz yavruluktan yeni çıkmıştı. hayatın hızını biraz olsun yavaşlatıyor hayvanlarla oynamak, onları okşamak.

genelde saygisiz insanlarin yaptigi sey. sen once insana saygi duy aslan

başka çaresi olmamalı insanın bu konuda.

eskiden köpek aşığıydım cinsi hiç farketmiyor hepsine gördüğüm yerde sarılırdım. sokakta baktığım bir sürü köpeklerim de oldu. ama sonra trafik kazası geçirmiş ve terk edilmiş bir kedi sahiplendim. o günden sonra kedici oldum. ikisinin de verdiği his çok başka ama kediler ayrı bi salak ya bayılıyorum. he ama kedilerde biraz ırkçıyım her cinsi sevmem. muhabbet kuşlarına da bayılırım. japon balıklarını da severim. inek koyun at gibi büyük hayvanlardan çok korkarım. ay köyde ailemin tavukları var onlardan bile korkuyorum.
her hayvanı sevmem ama tüm hayvanların yaşam hakkını savunurum. asla zarar vermem ve zarar görmelerini istemem.
herkesin kalbinde hayvan sevgisi olmasını diliyorum.
sokaklarda kedi ve köpeklere kötü davranan çocuklar görünce çok üzülüyorum. ya biz çocukken her hayvanı severdik tırtılı eline alıp seven arkadaşlarım vardı benim.
şimdiki çocuklar da kelebek görse öldürüyor. ne biçim bi insanlığa evriliyoruz anlamıyorum. ay neyse yine konu nerelere geldi.

üç sene önce pera, bir sene gibi de ares'i sokağa bırakmışlardı. onlar şu an ailemizin bir ferdi, onlarsız bir hayat düşünemem, bundan sonra. dün üşüme ve titreme eve kendimi zor attım. kapıyı açtığımdaki karşılama seremonisini anlatmam, böyle bir coşku ve sevinç yok. üstümü çıkarıp yatağa girdim, sabaha kadar ateş, ter bir an yanımdan ayrılmadılar. biri yan tarafımda öbürü bacaklarımın üstünde sabahladık. karşılıksız saf sevgi...sadece bu sevgi için hayvanları sevin lütfen...
ed:#3452002 anneannem insanları sevmeyen, hayvanları da sevmez derdi. yani senin dediklerin insanları sevmiyor aslan...

standart kadın söylemi

hem bize gelirler hem de beğenmezler söylenirler: 'biz hayvanseverler' diye...

iki sene önce falan komşularımdan biri şehir dışında cenazesi olduğu için köpeğini bana emanet etti. çok kedi köpek baktım ama bahçede beni şöyle bir şey karşılayınca tırstım haliyle.



bu cüsseli görünüşüne aldandığımı 20 saniyede anladım zaten. lapacının teki yahu bakmayın tipine. neyse ben bunu dolaştırıyorum falan. bir tane sokak köpeğiyle kanka oldular. ne zaman çıksak o da bizimle gelmeye başladı. her gidişimizde iki kilo verip eve dönüyordum. bu danaya eşlik etmek, bir de üstüne zıp zıp sokak köpeği eklenince f1 pilotu gibi su kaybetmeme neden oluyordu. temmuz ayıydı zaten hava 900 derece.

ben köpeği sağ salim sahibine teslim ettim. aradan da dediğim gibi bir yıldan fazla geçti. o sokak köpeğini geçen ay ilk kez gördüm. beni hatırladı. geldi önümde debelenmeye başladı. üstüme çıkıyor, suratımı yalamaya çalışıyor. ben aynaya bakmıyorum, hayvandaki karşılıksız sevgiye bak. nasıl sevmeyeceksin bunu şimdi? sokakta köpek olmasını doğru bulmuyorum. ama bazıları çok eşşek. beni gafil avlıyorlar dayanamıyorum.

dikkat ediyorsanız burada "hayvan seven" insanların büyük bölümü, neredeyse tümü hayvan deyince kedi ya da köpeği anlıyor. bu insanların bir tanesinin bile bir cardını sevgiyle kucaklayıp, başını okşadığını, ağzından öptüğünü sanmıyorum. hele hamam böceği. şöyle uçan tipte, akdeniz'de yaşayanlar bilir, kestane boyunda olurlar, ıyy.
ıyyy değil mi? oysa o da hayvan. onu da bağrınıza bassanız, onun da önüne yiyecek koysanız, tüm istediği bir kap yemek, bir tas su, bir parça sevgi olan bu hayvanlar size de yanaşır.
size bir sır vereyim: siz hayvan falan sevmiyorsunuz. sevseniz kedinizi tutup veterinere götürmez, çükünü kestirip, kukusunu dağlatmazsınız. sevseniz her gün beş kilometre yürüyen bir hayvan olan kediyi, 110 metre kare daireye hapsetmez, ne yiyeceğine, ne içeceğine, nereye işeyip nereye sıçacağına siz karar vermezsiniz. siz sadece kendinizi seviyorsunuz ve kedi köpeği de sizi tanrı gibi hissettirdiği için seviyormuş gibi görünüyorsunuz.

ya. kedi seven/besleyen ve kendini tanrı gibi hisseden varsa elimde çok güzel boğaz köprüsü var. hemen konuşalım, anlaşalım. ne tanrısı yahu aksine köle gibi hissettirir kediler. laftan anlamaz, sevmek istersin kaçar, en önemli işinin ortasında gelir kendini sevdirmeye çalışır. hiçbir şeyi senin istediğin gibi yapmazlar. sürekli isyan, sürekli anarşizm. evden çıkarken pencereden bakar kendini acındırır. eve gelirsin yüzüne bakmaz.

bence yanlış anladığınız şeyler var ya.

açıklık getirilmesi gereken bir hede.
şimdi evrimsel ve ekolojik dengeler var, biz artık ağaçta değil apartmanda yaşadığımız için farkında değiliz ama.
1- rekabet
2-av / avcı ilişkisi
3-akrabalık
böyle 3 durum var arkadaşlarım. genel olarak doğal süreçte bizimle aynı kaynakları kullanan canlılara temkinli oluruz, çünkü besin/alan açısından rekabet halindeyizdir. bizi avlama ihtimali olan canlılara karşı tetikte oluruz, ölürüz çünkü av olursak. akrabalık olayını dümdüz düşünebilirsin. mesela herhangi bir durumda çekirdek aileni öncelersin, sonra akrabalar & arkadaşlar gelir, sonra mensubu olduğun ülke/toplum/ırk. ne diyosan işte. bunu böyle böyle genişletiyoruz.

sana en yakın grup hangisi? memeliler. başka neyi gözeticen? rekabet olmasın. bi de beni yemesin. doğal olarak kaç zaman önce halihazırda evcilleştirdiğin kedi, köpek ve dahi at'a daha yakınsın. bak bi arap belki de deve seviyo en çok. bundan sonra da sempatik görünmesi falan da geliyo işte. sonra en yaygını ne? kuş. bak bak sıralamaya gel. sonra? balık ve kaplumbağa. bak daha omurgalılardan çıkamadık. :d öyle yani, kendine benzeyen canlıyla daha rahat bağ kuruyosun.

bi de hayvanın sosyal becerileri de önemli. sürü canlısı olması hep bi artıdır mesela, orada kendi türü içinde de iletişim kurar çünkü. sürüngen, balık boş iş. hayvan kendi yavrusuna bakmıyo, yok seni sevecek bi algısı falan. karşılıksız sen sevicen onu sürüngenden itibaren. bi empati sempati beklemicen.

ben hepsini de seviyorum. yılan, ahtapot, böcek farketmez bana. vegan da değilim midemde de seviyorum bazı canlıları. kendimi ikiyüzlü de bulmuyorum vallahi. kediyi kısırlaştırmicaksam hamburger de yemiyim. oldu anasının amcası artık.

beni mutlu eden 2-3 şeyden biri.

rize ve bolu'da "çok sevmek" , "aşırı sevmek" anlamında da kullanılır.