hayvanseverliğin sadece köpek kedi ve kuş severlik olarak algılanması

hamam böceği besleyince de hastaneye kapatıyorsunuz.

insanlar tarihsel süreçte önce köpekleri sonra atları zaman içinde de kedileri evcilleştirmişler. en son evcilleşen kedi olduğu için hala sürecini tam olarak tamamlamış değil zira ev kedisi bile olsa asla bir köpek gibi dediğinizi yapmıyor adını duyunca dönüp baksa da yanınıza gelmiyor.

hayvanları sevmek biraz ihtiyaçtan çıkan bir şey. atları binek hayvanı olarak köpekleri hayvan sürülerini kurt gibi yırtıcılara karşı korumak kedileri de tahıl ürünlerini kemirgenlere karşı evcilleştirmişler.

diğer hayvanlar da belki evcilleştirilmiştir ama yaygın olanı söylüyorum. yani bence hayvanseverlik önce ilgili hayvanla bir ilişki kurmakla başlıyor.

ben mesela kaplan da severim kurt da severim ama bu hayvanlar ile bir ilişki kuramam.

akrebi yilani ciyani da mi sevelim:)))
yaz gecelerimizi eziyete ceviren sivri sinekleri de mi sevelim:)))

kedi kopek kus sevecegiz elbette:)

ayrica bazi hayvanlari tavada bazilarini da mangalda seviyoruz :))

daha ne :)))

hayvanseverlik, sadece köpek, kedi ve kuşları sevmek olarak algılanmamalıdır. gerçekte, hayvanseverlik tüm hayvan türlerine, insanların ve hayvanların yaşam kalitesini artırmak için duyarlılık göstermeyi içerir. bu, evcil hayvanlarla sınırlı olmayıp, çiftlik hayvanları, vahşi yaşam ve hatta deniz yaşamını da kapsar. hayvanseverlik, hayvanların haklarını korumayı, onlara kötü muamele edilmemesini sağlamayı ve yaşamlarını iyileştirmeyi amaçlar.

yazar wilbur smith, bir romanında zimbabwe iç savaşında savaşan gerillalara yardım eden çinlilerin yüksek rütbeli bir subayının ağzından şunu der: halk bir sığır sürüsüdür. nereye çekersen oraya gider.
pet food= evcil hayvan yiyeceği, büyük çoğunlukla kedi köpek maması.
"amerikan evcil hayvan ürünleri birliği'ne (appa) göre, 2021 yılında abd'de evcil hayvan maması ve ikramları, malzemeleri, veteriner bakımı ve diğerleri dahil evcil hayvanlara 123,6 milyar abd doları harcandı. 2021 yılında ülkedeki en yüksek satış, 50,0 milyar usd ile evcil hayvan yemi ve ikramlarına atfedildi.
türkiye’deyse evcil hayvan yemi pazarındaki gelir beklentisi, 2024 yılında 4,90 milyar abd doları tutarındadır. ayrıca pazarın yıllık %13,77 oranında büyümesi beklenmektedir (cagr 2024-2028).
küresel evcil hayvan maması pazarının büyüklüğü 2022'de 133,9 milyar abd doları olarak gerçekleşti ve toplam evcil hayvan maması pazarı gelirinin 2023'ten 2029'a kadar %5,2'lik bir bileşik büyüme oranı ile yaklaşık 190,94 milyar abd dolarına ulaşması bekleniyor."
paranın büyüklüğüne bakar mısınız? 2028'de 8.2 milyar dolar olacak bir sektör, sadece ülkemizde. küresel boyutta pazar 173 milyar dolar olacak.
bugünkü kurla hesap edersek ülkemizde 262 milyar tl'lik bir pazar. dünya çapında ne kadar siz hesaplayın.
bu büyüklüklere ulaşmak için 2023 yılında 1.9 milyarı balık, 1 milyarı tavuk ve kalanı kuzu, domuz olmak üzere 3.2 milyar hayvan katledilmiş. mezbahalardaki hayvan artıkları hariç.
pet food işinin büyük oyuncuları da aşağıdaki resimde görünen uluslar arası dev şirketler.
bunları aklınızda tutun.
bu tekeller, büyüklüğü ve nüfusunu göz önüne alarak ülkemize de girmenin gerektiğini anlamışlardı. ama türkiye'nin bir handikapı vardı, ülkedeki evler küçük ve apartman tipiydi. hiç kimse 20 katlı bir binanın onuncu katında bir danua besleyemez. beslenecek it türü üç dört, hadi diyelim on kilo olur. itin boyu büyüdükçe alan gereksinimi artar. kaldı ki hayvan beslemek apartman yönetim planında izin verilmişse mümkündür. kedi maması işi ise kârlı değildir. bir kedi ne kadar yer ki.
bunun üzerine vatansever meclisimiz 5199 (hayvanları koruma kanunu)sayılı yasayı çıkarttı. tuhaf bir tezat ki bu yasayı çıkartan parti, bir bakanının oğlunun likit yumurta işinin bekası için memlekette ne kadar kanatlı hayvan varsa itlaf ettirmişti. böylece kangal ve alabaş gibi devasa türlerin sokaklarda serbestçe dolaşması, doğal olarak da çiftleşmesinin yolu açılmıştı.
ancak hâlkimizin pet food alıp sokaklara dökme adeti yoktu. bu adet de internete ulaşmak kolaylaşınca 2008 sonrası oluştu. önce boynu bükük bir it fotoğrafı sonra altında bir yazı: "bir tas mama bir tas su". böylece sokaklara mama dökme adeti de başladı.
gelelim sığır sürüsüne: bu derecede yoğun bir beyin yıkama kampanyasının sonucunda zaten minicik beyne sahip olan insanlarımız yollara it ve kedi maması, parası olmayanlar da zeytinyağlı pırasa eskisi dökme adetine kavuştular. tabi en küçük bir sorgulama, yargılama, düşünme yok. mama şirketleri bunları cococu pavyon şarkıcıları, kerameti kendinden meçhul kanaat önderleri vasıtasıyla ordan oraya, ordan oraya çekiyor. hiçbirisi de "hacı bu mamaların içindeki et hangi hayvanın eti" diye sormuyor. hayvan deyince akıllarına sadece ve sadece itler ve kediler geliyor.

son: 2021 yılında, ülkenin gördüğü en büyük orman yangını oldu manavgat'ta. haytap yangın sırasında ve sonrasında bir hayvan hastanesi kurdu şehir içinde. ve bir yardım kampanyası başlattı. bilgi vereyim, koyun, keçi, dana gibi hayvanların karınları yanmıştı yer yangınının ateşinden. kampanya'da bu hayvanlardan birkaçının fotoğrafı da vardı. (kediler kaçmış, itler kaçamayıp yanmış, dört beş kaplumbağa, dört beş ördek falan da vardı yangından kurtulan) haytap hayvan yemi de istedi. ve ne geldi biliyor musunuz 500 kilo it yemi.

et yiyen hayvansever olamaz

seviyosan tarantulayı da seveceksen. hayvan sadece evcil olan değil :)

saçma bir durumdur. sokak köpeklerine tepki gosteren insanlar türkiye de dahil nesli tükenmekte olan hayvanların avlanılmaya devam etmesinden bahsetmez. şahinlerin bile nesli tükenme riskiyle karşı karşıya.

hayvanseverlik sadece size tatlı gelen hayvanları sevmekten ibaret değildir.